Bizi Takip Edin

Diplomasi

WSJ: ABD, Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanımaya hazır

Yayınlanma

The Wall Street Journal‘ın haberine göre, ABD, Ukrayna’ya Trump yönetiminin hazırladığı ve Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınmasını içeren bir barış teklifi sundu. Teklifte ayrıca Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğinin engellenmesi de yer alıyor. Washington, bu hafta sonu Londra’da yapılacak toplantıda Kiev’den teklife yanıt bekliyor.

The Wall Street Journal‘ın haberine göre ABD, Ukrayna’ya Donald Trump yönetiminin hazırladığı ve çatışmayı sona erdirmeyi amaçlayan bir teklif sundu. Söz konusu teklif, Moskova’ya bazı tavizler verilmesini içeriyor.

Gazetenin aktardığına göre, bu tavizler arasında Washington’ın 2014’te Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanıması ve Ukrayna’nın NATO’ya katılım ihtimalinin dışlanması yer alıyor.

Gazete, bu fikirlerin, ABD yönetiminin üst düzey yetkililerinin 17 Nisan’da Paris’te Ukraynalı mevkidaşlarına ve Avrupalı yetkililere sunduğu bir belgede belirtildiğini aktardı.

Washington, bu hafta sonu Londra’da Ukrayna ve Avrupa ülkelerinin temsilcileriyle yapılacak toplantıda Kiev’den yanıt bekliyor.

Tarafların pozisyonları örtüşürse, teklifler daha sonra Moskova’ya iletilebilir.

Washington, Rusya’nın Donbass cumhuriyetleri, Zaporokye ve Herson oblastları üzerindeki kontrolünü tanımıyor, ancak ABD bu bölgelerden Rus birliklerinin çekilmesini de talep etmiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yaz barış sürecinin başlaması için bu bölgelerin Rusya’ya ait olduğunun uluslararası alanda tanınmasını ve Ukrayna birliklerinin buradan tamamen çekilmesini şart koşmuştu.

Kiev bu talepleri ültimatom olarak nitelendirmişti. Hem Rusya hem de Ukrayna, toprak tavizini reddediyor.

Batılı yetkililere göre, bir diğer teklif ise Zaporojye nükleer santrali civarındaki bölgelerin tarafsız statü kazanmasını ve ABD tarafından kontrol edilmesini öngörüyor.

Gazetenin kaynaklarına göre, ABD Ukrayna ordusunun sayısını sınırlamayı teklif etmiyor, Kiev’e Batı askeri desteğini veya Ukrayna’ya Avrupalı birliklerin konuşlandırılmasını dışlamıyor, ki bu Moskova için “temel bir engel” teşkil ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan ismi belirtilmeyen üst düzey bir yetkili, gazeteye yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’ya fikirlerini iletirken “ya al ya git” prensibiyle hareket etmediğini, Kiev’in bunları düşünmesini istediğini söyledi.

Yetkili, “olası seçenekler listesinin” “tartışma ve geri bildirim için” sunulduğunu belirtti.

ABD’nin, genişletilmiş barış anlaşması kapsamında Rusya’nın Kırım üzerindeki kontrolünü tanıma olasılığını değerlendirdiği ilk olarak Bloomberg tarafından bildirilmiş, bu bilgi CNN‘den bir kaynak tarafından da doğrulanmıştı.

WSJ, böyle bir adımın Washington’ın on yılı aşkın süredir izlediği politikayla çeliştiğini belirtiyor.

ABD, 2014’te Rusya’ya yaptırımlar uygulamış, 2018’de ise Trump yönetiminin ilk döneminde görev yapan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Moskova’nın eylemlerini “demokratik devletlerin paylaştığı temel uluslararası prensibe, yani hiçbir ülkenin başka bir ülkenin sınırlarını zorla değiştiremeyeceği prensibine” bir tehdit olarak nitelendirmişti.

Aynı dönemde ABD Kongresi, yarımadanın Rusya’ya ait olduğunu tanımayı yasaklayan bir yasa geçirmişti.

Mearsheimer: Trump Ukrayna konusunda haklı

Diplomasi

OECD: Pandemiden bu yana en zayıf büyüme geliyor

Yayınlanma

OECD tahminlerine göre, Donald Trump’ın ticaret savaşı ABD dahil önde gelen ekonomilerin ivmesini kırarken, küresel ekonomi Covid-19 krizinden bu yana en zayıf büyüme dönemine giriyor.

OECD, “Belirsizlikle mücadele, büyümeyi canlandırma” başlığıyla, Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladı.

Örgüt salı günü, ticaret engellerini hafifletmeye yönelik anlaşmaların yatırımları canlandırmak ve fiyat artışlarını önlemek için “önemli” olacağı uyarısında bulunarak, küresel üretim ve G20’nin önde gelen ekonomilerinin çoğu için tahminlerini düşürdü.

OECD’nin son tam tahminlerine göre, küresel büyümenin 2025 ve 2026’da yüzde 2,9 olması bekleniyor. Bu rakam, pandeminin etkisiyle üretimin düştüğü 2020 yılından bu yana her yıl yüzde 3’ü aştı.

OECD, ABD’nin büyümesinin özellikle keskin bir şekilde yavaşlayarak geçen yılki yüzde 2,8’den 2025’te yüzde 1,6’ya ve 2026’da yüzde 1,5’e gerileyeceğini, yüksek enflasyonun ise Fed’in bu yıl faiz indirimine gitmesini engelleyeceğini belirtti.

Son değerlendirme, ABD Başkanı’nın 2 Nisan’daki “kurtuluş günü” gümrük vergisi açıklamalarından önce yayınlanan mart ayı ara tahminlerinin aşağı yönlü revizyonunu yansıtıyor.

OECD, o zaman bile Trump yönetiminin vergileri ve bunlarla ilgili politika belirsizliğinin “önemli bir bedel” getireceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Trump o zamandan bu yana bazı vergileri kısmen geri çekti fakat OECD, ABD’nin ortalama efektif gümrük vergisi oranındaki artışın yüzde 2,5’ten yüzde 15’in üzerine çıkarak “eşi görülmemiş” bir seviyeye ulaştığını ve bunun İkinci Dünya Savaşından bu yana en yüksek seviye olduğunu belirtti.

Paris merkezli kuruluş, mart ayındaki ara tahminlerine kıyasla Çin, Fransa, Hindistan, Japonya, Güney Afrika ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere G20 ülkeleri için 2025 tahminlerini de düşürdü.

OECD baş ekonomisti Álvaro Pereira, ülkelerin ticaret engellerini azaltacak anlaşmaları acilen imzalamaları gerektiğini söyledi ve “Aksi takdirde, büyüme üzerindeki etkisi oldukça önemli olacak. Bunun, herkes için çok büyük yansımaları olacak,” dedi.

Pereira, OECD’nin Aralık 2024’te yayınladığı son tam görünüm raporuna kıyasla, neredeyse tüm ülkelerin büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edildiğini söyledi.

OECD, “Zayıflayan ekonomik beklentiler, neredeyse istisnasız olarak tüm dünyada hissedilecek,” dedi.

Büyüme ve yatırım üzerindeki olumsuz etkiye, küresel ticaret politikasının yönüne ilişkin belirsizlik de ekleniyor. ABD’nin gümrük vergileri konusunda attığı adımlar şimdiye kadar büyük dalgalanmalar yaşadı.

OECD, Trump’ın “kurtuluş günü” vergilerini uygulamakta yetkisini aştığına hükmeden geçen haftaki mahkeme kararı gibi aksiliklere rağmen, mayıs ortası itibarıyla gümrük vergilerinin aynı seviyede kalacağı varsayımıyla tahminlerini hazırladı.

Bunun bir sonucu olarak, ABD enflasyonunun 2025 yılı sonunda yaklaşık yüzde 4’e yükselerek 2026 yılında da Fed’in hedefinin üzerinde kalması bekleniyor. Bu da merkez bankasının faiz indirimine muhtemelen gelecek yıla kadar beklemesi anlamına geliyor.

OECD, son göstergelerin ABD’de reel GSYİH büyümesinde “önemli bir yavaşlama” ve enflasyon beklentilerinde önemli bir artışa işaret ettiğini belirtti.

Genel olarak, OECD’nin bu yıl için öngörüsü, mart ayındaki ara tahminine kıyasla G20 üyelerinin yaklaşık dörtte üçü için aşağı yönlü revize edildi.

Yeni tahminlere göre, Çin’in büyümesi geçen yılki yüzde 5’ten 2025’te yüzde 4,7’ye ve 2026’da yüzde 4,3’e çekilecek.

Avro bölgesi ise bu yıl sadece yüzde 1 ve 2026’da yüzde 1,2 büyüyecek.

Japonya ekonomisi bu yıl ve gelecek yıl sadece yüzde 0,7 ve yüzde 0,4 büyüyecek. 

Birleşik Krallık ekonomisinin bu yıl yüzde 1,3 ve 2026’da yüzde 1 büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu rakamlar, mart ayında beklenen yüzde 1,4 ve yüzde 1,2’lik oranların altında.

OECD Türkiye ekonomisinin 2025’te yüzde 2,9, 2026’daysa yüzde 3,3 büyümesini bekliyor. Kurumun 2025 tahmini daha önce yüzde 3,1, 2026 tahminiyse yüzde 3,9’du.

OECD’nin Türkiye için 2025 enflasyon tahmini yüzde 31,4. Kurum enflasyonun 2026’daysa ortalama 18,5’e inmesini bekliyor.

OECD politika faizinin 2026 sonunda yüzde 25’e düşmesini bekliyor.

Küresel ticaret 2025 yılında yüzde 2,8, 2026 yılında ise yüzde 2,2 oranında büyüyecek ve bu rakamlar Aralık 2024’te OECD tarafından yapılan tahminlerin oldukça altında kalacak.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

İngiltere, Abramoviç’i Ukrayna fonları için mahkemeye vermekle tehdit ediyor

Yayınlanma

İngiliz hükümeti, Roman Abramoviç’in Chelsea futbol kulübünün satışından elde edilen 2,34 milyar sterlin (3,2 milyar dolar) tutarındaki fonun Ukrayna’daki insani yardım projelerine aktarılması konusunda milyarderle anlaşmazlık yaşıyor. Satıştan üç yıl sonra bile çözülemeyen anlaşmazlık nedeniyle hükümet, paranın Ukrayna’daki mağdurlara ulaştırılması için yasal yollara başvurabileceğini açıkladı.

İngiliz hükümeti, Roman Abramoviç’e ait Chelsea futbol kulübünün satışından elde edilen ve üzerinden üç yıl geçmesine rağmen hâlâ Ukrayna’ya ulaştırılamayan 2,34 milyar sterlin (3,2 milyar dolar) tutarındaki fonun kullanımı konusunda milyarderle yaşanan anlaşmazlık nedeniyle yasal yollara başvurma tehdidinde bulundu.

Fonlar şu anda özel bir hesapta tutulurken, İngiliz hükümeti paranın Rusya’nın askeri müdahalesi sonrası Ukrayna’daki insani yardım projelerine, Abramoviç ise “Ukrayna’daki savaşın tüm mağdurlarını” kapsayacak bir hayır kurumuna aktarılmasını istiyor.

Maliye Bakanı Rachel Reeves ve Dışişleri Bakanı David Lammy yaptıkları ortak açıklamada, “Hükümet, Chelsea futbol kulübünün satışından elde edilen fonların, Rusya’nın yasa dışı kapsamlı işgalinin ardından Ukrayna’daki insani amaçlara yönlendirilmesini sağlamaya kararlıdır. Bu konuda Abramoviç ile bugüne kadar bir anlaşmaya varılamamış olmasından derin hayal kırıklığı duyuyoruz,” dedi.

Açıklamada ayrıca, “Müzakere kapısı açık kalsa da, Ukrayna’da mağdur olan insanların bu fonlardan bir an önce yararlanabilmesi için gerekirse mahkeme yoluyla talepte bulunmaya hazırız,” ifadeleri kullanıldı.

Anlaşmazlığın odağındaki fonların akıbeti

Taraflar arasındaki temel anlaşmazlık, özel bir hesapta bulunan 2,34 milyar sterlinin (3,2 milyar dolar) tam olarak kimlere aktarılacağı konusunda düğümleniyor.

İngiliz yetkililer, 2022 yılında bu amaçla oluşturulan fonun, Ukraynalılar için sağlık, eğitim ve barınma programlarını destekleyen insani yardım projelerine kaynak sağlaması gerektiğini savunuyor.

Buna karşılık, milyarder Roman Abramoviç, fonların aralarında Rusların da olabileceği “Ukrayna’daki savaşın tüm kurbanlarına” yardım edecek bir hayır kurumu aracılığıyla dağıtılmasını önerdi.

Lordlar Kamarası’ndan tepki

Geçtiğimiz yıl Lordlar Kamarası’na bağlı bir komisyon, Abramoviç’in kulübün satışı sırasında fonları Ukrayna’yı desteklemek için kullanma sözünün yerine getirilmemesini ve varlıkların dondurulmuş halde kalmasını “anlaşılmaz” olarak nitelendirmişti.

Komisyon, “Bu çıkmaz, hem Abramoviç hem de daha bağlayıcı taahhütler alması gereken hükümet açısından kötü bir yansımadır,” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Roman Abramoviç, Chelsea futbol kulübünü 2003 yılında satın almıştı. Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından İngiliz yetkililer, Mart 2022’de Abramoviç’i yaptırım listesine dahil etmişti.

Bunun üzerine Abramoviç, kulübü satma teklifinde bulunmuş ve İngiliz hükümetinden bu yönde izin almıştı.

Amerikalı sermayedar Todd Boehly öncülüğündeki bir konsorsiyum, kulübü 4,25 milyar sterline satın almıştı. Bu meblağın 1,75 milyar sterlinlik kısmının, Stamford Bridge stadyumunun yeniden inşası da dahil olmak üzere Chelsea’nin geliştirilmesi için kullanılması planlanmıştı.

Geriye kalan 2,5 milyar sterlin, Ukrayna’daki savaştan etkilenenlere yardım amacıyla özel bir banka hesabına aktarılmıştı.

Ancak, İngiliz yetkililer ile Abramoviç arasında fonların nihai alıcısı konusundaki anlaşmazlık sürerken, bu meblağın bir kısmı idari ve hukuki masraflar için harcandı.

Rus milyarder Abramoviç, Evraz holdingini Rusya’ya taşıyor

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Ukrayna, Rus İHA’larını durdurmak için 5 bin dolarlık avcı dronlar geliştirdi

Yayınlanma

Ukrayna, Rusya’nın son dönemde Ukrayna şehirlerine yönelik daha gelişmiş ve büyük ölçekli ‘Şahid’ (Geran-2) İHA saldırılarına karşı koymak amacıyla düşük maliyetli önleyici dronların üretimine başladı. Stratejik Endüstriler Bakanı Danışmanı Aleksandr Kamışin, üç Ukraynalı şirketin yaklaşık 5 bin dolara mal olan ‘Şahid avcıları’ ürettiğini, bazı geliştirilmekte olan modellerin ise 300 dolara kadar düşebileceğini belirtti.

Ukrayna, Rusya Federasyonu’nun son dönemde Ukrayna şehirlerine yönelik artan ve giderek daha sofistike hale gelen İran menşeli “Şahid” (Rusya’da Geran-2 adıyla üretiliyor) tipi insansız hava aracı (İHA) saldırılarına karşı mücadele etmek amacıyla yeni nesil ve düşük maliyetli önleyici dronların üretimine başladı.

Bu gelişme, Rusya’nın İHA’larını modernize ederek daha yüksek ve hızlı uçmalarını, manevra kabiliyetlerini artırmalarını ve GPS sinyallerine bağımlı kalmadan yapay zeka ile Ukraynalı mobil operatörlerin internet ağlarını kullanmalarını sağlamasının ardından geldi.

Gerilimin tırmanmasıyla birlikte Ukrayna ve müttefikleri, Rusya’da seri üretimi yapılan İran menşeli Şahid saldırı İHA’larını tespit edip imha etmeye yönelik yeni bir inovasyon hamlesi başlattı.

Ukrayna Stratejik Endüstriler Bakanı Danışmanı Aleksandr Kamışin, Bloomberg‘e yaptığı açıklamada, üç Ukraynalı şirketin yaklaşık 5 bin dolar maliyetle “Şahid avcıları” olarak adlandırılan önleyici İHA’lar ürettiğini duyurdu.

Kamışin ayrıca, geliştirme aşamasında olan bazı önleyici İHA modellerinin maliyetinin ise 300 dolar gibi oldukça düşük bir seviyeye inebileceğini belirtti.

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi, Rusya’nın ana saldırı İHA’sı olarak tanımladığı ve “Geran-2” adıyla ürettiği Şahid İHA’larının maliyetinin yaklaşık 35 bin dolar olduğunu ve İran’dan ithalatın ardından Alabuga Özel Ekonomik Bölgesi’ndeki (ÖEB) bir fabrikada altıncı modifikasyonunun üretildiğini bildiriyor.

Bloomberg‘in aktardığına göre, bu hedeflere karşı geliştirilen Ukrayna önleyici İHA’larının çalışma prensipleri farklılık gösteriyor. Bazı modeller düşman İHA’sının yakınında patlayarak şarapnel etkisiyle etkisiz hale getirmeyi amaçlarken, bazıları ise doğrudan isabet gerektiriyor.

Geleneksel savunma yöntemleri zorlanıyor

Yakın zamana kadar Ukrayna şehirlerinin İHA’lara karşı savunması, makineli tüfekler, taşınabilir füze sistemleri veya kısa menzilli toplarla donatılmış mobil kara tugayları tarafından sağlanıyordu.

Fakat Rusya’nın modernize ettiği İHA’lar artık daha yükseğe (şehirlere yaklaşırken 2-2,5 kilometreye kadar) ve daha hızlı uçabiliyor, manevra yapabiliyor ve GPS sinyallerine alternatif olarak yapay zeka ve mobil şebekeler üzerinden yönlendirilebiliyor.

Bu durum, geleneksel hava savunma sistemlerinin etkinliğini azaltırken, hava savunma füzeleri ve F-16 gibi gelişmiş savaş uçaklarının İHA’lara karşı kullanılmasını maliyetli hale getiriyor.

The Economist‘in haberine göre, Rusya geçen yıl ayda yaklaşık 300 “Şahid” üretirken, bu rakamın artık neredeyse üç günde bir aynı miktara ulaştığı belirtiliyor. Ukrayna askeri istihbaratı ise Rusya’nın mevcut günlük 100 İHA üretimini günde 500’e çıkarma planlarına dair belgelere sahip olduğunu iddia etti.

Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı

Ukrayna’dan düşük maliyetli karşı hamle: Avcı dronlar

Ukrayna Stratejik Endüstriler Bakanı Danışmanı Aleksandr Kamışin, Bloomberg‘e yaptığı açıklamada, üç Ukrayna şirketinin “Şahid” avcıları ürettiğini ve bunların maliyetinin yaklaşık 5 bin dolar olduğunu belirtti.

Diğer bazı üreticilere göre ise geliştirme aşamasındaki bazı önleyici dronların maliyeti 300 dolara kadar düşebiliyor.

Önleyici dronların çalışma prensipleri farklılık gösteriyor; bazıları düşman İHA’sının yanında patlayarak şarapnel etkisiyle hedefi etkisiz hale getirirken, bazıları ise doğrudan çarpma gerektiriyor.

Kamışin, Ukrayna’nın halihazırda Kiev ve Kiev Oblastı civarında Rus İHA’larına karşı başarıyla mücadele eden bu sistemlerin üretimini artırdığını söyledi.

Geçtiğimiz hafta Vladimir Zelenskiy’nin askeri yetkililerle yaptığı toplantıda, artan Rus saldırıları ve bunlarla mücadele yöntemleri ele alındı.

Zelenskiy, “Artık İHA’ları düşürmek için avcı uçaklarımız var. Ayrıca dron avcıları yönünde de ilerliyoruz,” dedi.

NATO, Ukrayna’nın Rusya’ya dron saldırıları sonrası ‘zayıf noktalarını’ gözden geçiriyor

Müttefiklerden destek ve yeni teknolojiler

Letonyalı dron avcısı üreticisi Origin Robotics, haziran ayında test edilmek üzere Ukrayna’ya, yaklaşan İHA’ların yakınında patlayacak şekilde tasarlanmış dronlar gönderecek.

Origin CEO’su Agris Kipurs, Riga’da düzenlenen dron konferansında, “Hedefe yeterince yaklaştığında savaş başlığı patlıyor ve hedef şarapnellerle vuruluyor. Bu sistemler özellikle büyük seyir füzeleri gibi hedefler için tasarlandı,” ifadesini kullandı.

Ukrayna’ya askeri teçhizat tedarik eden uluslararası gönüllü grubu Defense Tech for Ukraine’in yönetici direktörü Karl Larson’a göre, Rus İHA’ları artık sıkça arka görüş kameralarıyla donatılıyor ve kendilerini önlemeye çalışan bir İHA fark ettiklerinde kaçınma manevraları yapacak şekilde programlanıyor.

Larson, bir İHA’yı başka bir İHA ile düşürmenin şimdilik “etkisiz ve açıkçası zor” olduğunu belirtiyor. Ancak Ukrayna’nın, Rus İHA’larına çarpabilecek sabit kanatlı dronların yanı sıra düşman araçlarını düşürmek için geri tepmesiz makineli tüfeklere sahip sistemler geliştirdiğini söyledi.

Ukrayna’nın en büyük dron üreticilerinden Skyfall, popüler FPV (birinci şahıs bakış açısı) modelini İHA’lara karşı saldırı için yeniden yapılandırıyor.

Şirket temsilcisi, konfigürasyona bağlı olarak 300-500 dolar maliyetindeki bu avcı dronun keşif ve saldırı İHA’larını hedef alabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English