Ortadoğu
Yönetimde devir-teslim, sahada infaz

Suriye’de Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki örgütlerin Şam’a girmesiyle devrilen Suriye hükümetinin yetkilerini devrettiği Muhammed el-Beşir, Suriye devlet televizyonunda yaptığı konuşmada 1 Mart’a kadar geçici yönetime liderlik edeceğini söyledi. Beşir, geçici yönetimin güvenliğin sağlanması, istikrarının korunması ve halka temel hizmetlerin sunulması gibi kritik görevlere öncelik vereceğini söyledi.
Suriyeli bir mühendis ve siyasetçi olan Beşir, 13 Ocak 2024’ten bu yana HTŞ’nin İdlib’de kurduğu Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin Başbakanı olarak görev yapıyordu. Beşir, Başbakan olarak atanmadan önce Kalkınma ve İnsani İşler Bakanı olarak görev almıştı.
Konuşmasında “Bugün İdlib ve çevresinde görev yapan Kurtuluş Hükümetinden bir ekip ile devrik rejimin hükümetinin de katıldığı bir kabine toplantısı yaptık” diyen Beşir’in arkasındaki iki bayrak dikkat çekti. Birincisi iç savaş boyunca Esad karşıtları tarafından dalgalandırılan yeşil, siyah ve beyaz bayrak ile Suriye’de genellikle Sünni İslamcı savaşçılar tarafından dalgalandırılan, üzerinde “kelime-i tevhid” yazılı beyaz bayrak.
İnfazlar sürüyor
Suriye’de yönetimi devralan HTŞ’nin dini azınlıklara güvence, Suriye askerlerine genel af gibi söylemlerine rağmen sahadan siviller ve askerlere yönelik infaz haberleri ve görüntüleri gelmeye devam ediyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) de Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) PKK/YPG’yi çıkardığı Münbiç’te infazlar gerçekleştirdiğini ve yaklaşık 30 bin ailenin mülklerine saldırdığını duyurdu.
SOHR ayrıca IŞİD militanlarının da Esad yönetiminin çöküşü sırasında çölde askerlik hizmetinden kaçan personeli yakaladığını ve bunlardan 54’ünü Humus çölündeki Sukhna bölgesinde “infaz ettiğini” belirtti.
Diplomasi
Soykırım sanığı, soykırım sponsorunu Nobel’e aday gösterdi

Gazze’de işlenen savaş suçları ve soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nce hakkında yakalama kararı bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Trump ise Netanyahu’ya verdiği destekle, Filistinlilerin başka ülkelere sürülmesini ve iki devletli çözümün reddini savundu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiğini açıklayarak adaylık mektubunu Trump’a Beyaz Saray’daki görüşmeleri sırasında teslim etti. Trump, bu jestten memnun olduğunu belirtti.
Trump ise görüşmede Ukrayna’ya daha fazla silah göndereceklerini ifade etti: “Göndermek zorundayız. Kendilerini savunabilmeleri gerekiyor. Çok ağır saldırı altındalar.”
Filistinlilerin “gönüllü” göçü masada
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, Netanyahu’yu Beyaz Saray’da ağırlarken, ABD’nin İran ile yeni görüşmeler planladığını duyurdu ve Gazze’den Filistinlilerin başka ülkelere yerleştirilmesi yönündeki tartışmalı girişimde ilerleme sağlandığını söyledi.
Görüşme öncesi gazetecilere konuşan Netanyahu, ABD ve İsrail’in, Filistinlilere “daha iyi bir gelecek” sunacak ülkelerle birlikte çalıştığını belirtti.
“Kalmak isteyen kalabilir ama ayrılmak isteyenler de ayrılabilmeli” diyen Netanyahu, “ABD ile çok yakın çalışıyoruz. Bence birkaç ülkeye ulaşmak üzereyiz” ifadesini kullandı.
Trump ise sorulara önce yanıt vermekten kaçındı, ardından şunları söyledi:
“Çevredeki ülkelerden harika bir işbirliği gördük. Her birinden. Yani iyi bir şey olacak.”
Trump, yılın başlarında Gazze’den Filistinlilerin gönderilmesi ve bölgenin kontrolünün alınması fikrini gündeme getirmişti. Gazze halkı bu öneriyi “toplu sürgün” olarak nitelemiş ve evlerini terk etmeyeceklerini açıklamıştı.
‘Filistin devleti, yok etme platformu olur’
Trump’a görüşmede iki devletli çözümün mümkün olup olmadığı da soruldu. Trump, “Bilmiyorum” diyerek soruyu Netanyahu’ya yönlendirdi.
Netanyahu ise şunları söyledi: “Filistinlilerin kendilerini yönetme konusunda tüm yetkilere sahip olması gerektiğini düşünüyorum ama bizi tehdit etme yetkisine asla. Bu da demektir ki güvenlik gibi egemen yetkiler her zaman bizim elimizde kalacaktır.”
Netanyahu, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırılarını örnek göstererek, “Bakın ne yaptılar. Yer altına tüneller kazdılar, katliam yaptılar, kadınlarımıza tecavüz ettiler, erkeklerimizin kafasını kestiler… Bu, İsrail’i yok etmek için bir platform olur” dedi.
“Bizi yok etmek istemeyen Filistinli komşularımızla bir barış tesis edeceğiz. Ama bu barışta güvenlik kontrolü her zaman bizim elimizde olacak. İnsanlar şimdi diyecek ki ‘Bu bir devlet değil’. Umurumuzda değil. ‘Bir daha asla’ dedik. Ve o ‘bir daha asla’ şu an. Bu bir daha olmayacak.”
‘İran artık farklı, görüşmeye hazır’
Trump görüşmede İran’la yapılması planlanan temaslara da değindi:
“İran ile görüşmeleri planladık ve onlar da görüşmek istiyor. Büyük darbe aldılar. Artık farklılar. İki hafta önce olduklarından çok farklılar.”
Yeni bir saldırı planı olup olmadığı sorusuna “Umarım yapmak zorunda kalmayız” yanıtını veren Trump, “İran’a yeniden inşa etme şansı vermek isterim. ‘ABD’ye ölüm’ demiyorlar artık. Ortadoğu’nun zorbasıydı, artık değil” diye konuştu.
Trump ayrıca, Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdıklarını belirtti ve Şam yönetimine “şans vermek” istediklerini söyledi. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’dan “çok etkilendiğini” dile getiren Trump, Şara’nın “sert bir geçmişten ve coğrafyadan geldiğini” belirtti.
Netanyahu da Suriye’de artık istikrar ve barış için yeni fırsatlar doğduğunu ifade etti.
Ortadoğu
İsrail ve Hamas, Netanyahu-Trump toplantısı öncesinde Gazze ateşkesini görüşecek

İsrail ve Hamas, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Washington’da yapacağı görüşme öncesinde, Gazze’de ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması için ikinci günkü dolaylı görüşmelerini Katar’da sürdürecek.
Gazze’deki savaşla ilgili son müzakere turu, ateşkes ve Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında esirlerin serbest bırakılması konusunda bir anlaşma sağlamak amacıyla pazar günü Doha’da başladı. ABD Başkanı, bu hafta bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.
Pazar günü ABD’ye gitmeden önce Netanyahu, İsrailli müzakerecilere İsrail’in kabul ettiği koşullarda ateşkes sağlanması için net talimatlar verildiğini söyledi.
Gazetecilere verdiği demeçte, “Rehinelerin çoğunu kurtardık, ancak geri kalan rehinelerin birçoğu da serbest bırakılacak” diyen Netanyahu, Trump ile yapacağı görüşmenin bu anlaşmanın ilerlemesine “kesinlikle yardımcı olacağını” ekledi.
Netanyahu daha önce, Katar ve Mısır arabulucuları aracılığıyla iletilen ABD destekli ateşkes önerisine Hamas’ın verdiği yanıtın “kabul edilemez” talepler içerdiğini söylemişti.
Al Jazeera muhabiri Nour Odeh, Trump-Netanyahu görüşmesinin sadece Gazze için değil, İsrail’in bölgesel gündemi için de “çok önemli bir toplantı” olarak düzenlendiğini ekledi.
“İsrail kabinesinde, özellikle yeniden konuşlandırma ve gıda yardımı dağıtımı konularında kabul edilmesi zor olacak anlaşmazlıklar var” diyen Odeh, Netanyahu’nun hem Trump hem de ülkesindeki koalisyonundan baskı altında olduğunu vurguladı.
Beyaz Saray, Trump’ın İsrail lideriyle yerel saatle 18:30 (22:30 GMT) civarında, her zamanki gibi gazetecilerin katılımı olmadan görüşeceğini açıkladı.
Ateşkes görüşmeleri, geçen ay İsrail ve ABD’nin İran’a düzenlediği 12 günlük hava saldırılarının ardından yeniden canlandı.
ABD’nin desteklediği 60 günlük ateşkes önerisi, esirlerin aşamalı olarak serbest bırakılmasını, İsrail askerlerinin Gazze’nin bazı bölgelerinden çekilmesini ve savaşın tamamen sona erdirilmesi için görüşmeler yapılmasını öngörüyor.
Savaşı sona erdirmek, geçmiş müzakere turlarında ana pürüz noktası olmuştu. Hamas, tüm esirlerin serbest bırakılması karşılığında çatışmanın tamamen sona ermesini talep ederken, İsrail Hamas’ın dağıtılana kadar savaşmaya devam edeceğini ısrarla belirtmişti.
Netanyahu’nun bazı sert çizgideki koalisyon ortakları, çatışmanın sona ermesine karşı çıkıyor. Ancak İsrailliler 21 aydır süren savaştan giderek yorgun düşerken, Netanyahu hükümetinin ateşkesi desteklemesi bekleniyor.
Hamas’ın Ekim 2023’teki baskını ve ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı sonrasında arabulucular, çatışmaların iki kez geçici olarak durdurulmasını sağladı. Bu süreçte, İsrail’in elindeki Filistinli tutuklular karşılığında esirler serbest bırakıldı.
Yeni bir ateşkesin sağlanması için son dönemde yapılan çabalar, İsrail’in Hamas’ın kalıcı ateşkes talebini reddetmesi nedeniyle defalarca başarısız oldu.
Gazze sağlık yetkililerine göre, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım kampanyasında 57.500’den fazla Filistinli öldü, açlık krizi yaşandı, neredeyse tüm nüfus yerinden edildi ve kuşatma altındaki bölgenin çoğu harabeye döndü.
Ortadoğu
Tony Blair ekibinden İsrailli iş insanlarıyla birlikte ‘Gazze Rivierası’ projesi

Eski İngiltere Başbakanı Sir Tony Blair ‘in düşünce kuruluşu, Dubai’den esinlenerek “Trump Riviera”sını da içeren bir savaş sonrası Gazze planı üzerinde çalıştı.
Tony Blair Enstitüsü’nün (TBI), İsrailli iş insanlarının önderliğinde, Elon Musk’ın adını taşıyan bir üretim bölgesini de içeren bir proje peşinde olduğu ortaya çıktı.
Bu yılın başlarında Donald Trump, Gazze’yi Filistinsizleştirerek “Orta Doğu Rivierası” olarak yeniden düzenlemeyi önerdi ve gökdelenler, sakallı dansözler ve ABD başkanının altın heykellerinin yer aldığı Gazze’ye dair bir vizyonu içeren kışkırtıcı bir video paylaştı.
İngiliz medyasına göre, TBI çalışanlarının, Boston Consulting Group (BCG) eski çalışanlarının da üzerinde çalıştığı “Great Trust” projesine katkıda bulunduğu kaydedildi.
Bir TBI çalışanı tarafından yazılan bir belgede, yapay adalardan oluşan bir “Gazze Rivierası” fikri yer alıyordu. Trump’ın paylaştığı videoda da benzer bir konsept gösterilmişti.
Bu planı ilk kez haber yapan Financial Times, belgenin kripto para birimi ve düşük vergi rejimlerine sahip “özel ekonomik bölgeler” temelinde ticaret girişimleri önerdiğini belirtti.
On binlerce insanın hayatını kaybettiği Gazze’deki savaşın “Gazze’yi yeniden inşa etmek için yüzyılda bir kez karşımıza çıkan bir fırsat” yarattığı iddia edildi.
Belgede, Gazze Şeridi’nin “güvenli, modern ve müreffeh bir toplum” olarak ilerleyebileceği öne sürüldü.
GAZZE EKONOMİ PLANI
TBI çalışanları, bütçe için kullanılan 12 kişilik bir mesajlaşma grubuna da katıldı ve “Gazze ekonomi planı” hazırladı.
Geçen hafta, BCG’nin daha önce Filistinlileri Gazze’den tahliye etmenin maliyetini hesapladığı ortaya çıktı.
Grubun ayrıca İsrail ve ABD’nin desteğini alan Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın kurulmasında rol oynaması da tepki çekti.
Tony Blair’in sözcüsü, eski başbakanın planları hazırlayanlarla konuşmadığını ve planlar hakkında yorum yapmadığını söyledi.
Sözcü, “TBI ekibi, Gazze için savaş sonrası ‘planları’ olan birçok farklı grup ve kuruluşla görüşüyor, ancak bu planın yazımıyla hiçbir ilgisi yok” dedi.
“Bahsedilen TBI belgesi, savaş sonrası Gazze’nin nasıl olabileceğine dair farklı yönleri ele alan çeşitli tarafların önerilerini inceleyen bir TBI iç belgesidir […] ancak bu belge BCG’nin çalışmalarıyla bağlantılı olarak hazırlanmamış ve BCG’ye verilmemiştir” açıklamasını yaptı.
BCG sözcüsü iddiaları reddederek şunları söyledi: “Son zamanlarda medyada yer alan haberler, savaş sonrası Gazze’nin yeniden inşasında BCG’nin rolünü yanlış aktarmıştır. Bu çalışma, baş ortağa açıkça yapılmaması söylenmesine rağmen, iki eski ortak tarafından başlatılmıştır. Bu çalışma bir BCG projesi değildi. BCG’nin kapsamı veya onayı dışında gizlice organize edilmiş ve yürütülmüştür. Bu çalışmayı tamamen reddediyoruz. BCG bu çalışma için herhangi bir ödeme almamıştır.”
Vergi Cennetleri: Birleşik Krallık’ın Küresel Mali İmparatorluğu
-
Dünya Basını2 hafta önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Görüş2 hafta önce
Büyülü Dağ’da yüzyıllık tartışma devam ediyor: Naphta mı Settembrini mi?
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Dünya Basını2 hafta önce
ABD ve İsrail, UAEA’yı nasıl ele geçirdi?
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na