Bizi Takip Edin

AVRUPA

Zelenskiy gündeme getirmişti: Rus tarihi 1480’de mi başladı?

Yayınlanma

Deniz Yaşayan

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, “Rusya’nın adının resmen ‘Moskoviya’ olarak ilan edilmesi” talebini içeren bir dilekçenin “tarihsel ve kültürel bağlam” içerisinde incelenmesi ve bunun uluslararası statüsü üzerinde çalışılması talimatını vererek, Rusların tarihsel kökenlerine ilişkin yeni bir tartışma başlattı.

Yaklaşık 40 milyon nüfusa sahip Ukrayna’da 25 bin imza toplayabilen ancak Batı basınında oldukça fazla yer tutan bu dilekçe, bugünün Rusya’sının tarihinin 1480’de Altın Orda’dan bağımsızlığını kazanan Moskova Knezliği’nden başladığı, dolayısıyla ilk Rus devletinin Kiev Rusyası olmadığı iddiasını taşıyor.

Peki bu doğru mu?

Bugünün kardeş Rus, Ukrain ve Belarus uluslarının birbirlerinden farklılaşma süreci ne zaman başlamıştır; “Slav” ve “Rus” arasında ne fark vardır ve “Rus” bir ırkı mı, ulusu mu, üst kimliği mi temsil etmektedir; soyu Vikinglere dek uzanan ilk Rus hanedanı Rürik’ten Korkunç İvan’a, Büyük Petro’dan Lenin’e, bu eşsiz mirasın sahibi kimdir?

Tüm bu soruları tarihçi Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu’na sorduk.

‘Doğu Slavlarının üst kimliği’

“Rus” adının kökeni üzerine bir kavram kargaşası olduğunu belirten Kemaloğlu, “Ruslar, Ukrainler, Belaruslar, hep birlikte Doğu Slavlarını oluşturmuşlardır. İlginç bir şekilde dağınık bir şekilde yaşayan bu kabileler, Normanlardan bir hükümdar olan Rürik’i topraklarına davet etmiş ve onun etrafında birleşmişlerdir. Daha da ilginci, Norman tüccarlarının güvenliğini sağlayan askerî birliğin adı olan ‘Rus’ da bu Doğu Slavları tarafından benimsenmiş ve zamanla Doğu Slavları kendilerini ‘Rus’ olarak adlandırmaya başlamışlardır. Dolayısıyla ‘Rus’, tüm Doğu Slavlarının ortak adı ve üst kimliğidir. Nitekim bu kabileler artık kendi adlarını kullanmaz hâle gelmişlerdir” dedi.

‘Rus şehirlerinin anası: Kiev’

Rus tarihini Moskova Knezliği’nden başlatma girişimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kemaloğlu, kurulan ilk Rus devletinin devletin adının “Kiev Rusyası” olduğunun altını çizerek “Bu devletin başkenti Rus Knezi Oleg’in ‘Rus şehirlerinin anası’ olarak ilan ettiği Kiev olmuştur. Bununla birlikte 900’lerin sonunda Hristiyanlık kabul edilince Kiev, Rus devletinin dini merkezi de olmuş, burada birçok kilise kurulmuştur. Görüldüğü üzere ilk Doğu Slav devleti, ‘Rus’ devleti, ‘Kiev Rusyası’ adını taşımaktadır; politik ve dini merkezi de Kiev’dir” ifadelerini kullandı.

‘Leh propagandası asimile etti’

“1200’lerde Kiev dahil Rus şehirleri Moğollar tarafından ele geçirilmiş ve burada kurulan Altın Orda’ya bağlı hâle getirilmiştir” şeklinde sözlerini sürdüren Kemaloğlu, “Yaklaşık bir asır sonra, Altın Orda’nın Rus topraklarının batısındaki hakimiyeti zayıflamış, bu bölge Lehistan-Litvanya hakimiyetine girmiştir. Doğal olarak Leh propagandası ve Katolik misyoner faaliyetleri de başlamıştır. İşte bu dönemde Altın Orda egemenliğindeki Ruslarla, Leh egemenliğindeki Ruslar arasında farklılıklar başlamış, neticede Altın Orda egemenliğindekilerin adı  ‘Rus’ olarak kalırken, Batı’da dil ve din bakımından asimile olan Ruslara ‘sınır bölgesi’ anlamına gelen ‘okrayna’ sözcüğünden hareketle ‘Ukrain’ denmeye başlanmıştır” dedi ve bu bölgesel adlandırmanın bir müddet sonra etnik bir farklılığa evrildiğini vurguladı.

‘Moskova çevresinde birleşildi’

Son olarak Zelenskiy’nin gündeme taşıdığı Moskova Knezliği’ne de değinen Kemaloğlu şunları aktardı:

“Altın Orda’nın egemenliğindeki Rus şehirleri, Moskova’nın çevresinde birleşmiş ve bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Merkezleri Moskova olduğundan bu devlet ‘Moskova Rusyası’ olarak adlandırılmıştır. Batı’da ‘Moskoviya’ da denilmiştir -knezler çok geçmeden ‘çar’ unvanını kullandıklarından- ‘Çarlık Rusyası’ da. Çarlık, Büyük Petro’yla birlikte bir imparatorluğa dönüşmüş ve bugünün Ukrain toprakları bu imparatorluğun bir parçası olmuştur. Kısacası, Kiev Rusyası’nın bir Ukrain devleti olduğu iddiasına Rusların haklı olarak karşı çıkması, Kiev Rusyası’nın [‘Rus’ üst kimliğini benimsemiş] tüm Doğu Slavlarının ortak devleti olmasından ileri gelmektedir.”

Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu kimdir?

17 Şubat 1978’de Rusya’nın Ulyanovsk kentine bağlı Filippovka köyünde doğdu. 1995’te Filippovskaya Lisesi’ni bitirdikten sonra Türkiye’ye geldi. 1997-2001 yılları arasında Marmara Üniversitesi’nin Tarih bölümünde lisansını, 2003’te “Altın Orda-İlhanlı Münasebetleri” başlıklı tezle yüksek lisansını ve 2008’de “Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi” başlıklı tezle doktorasını tamamladı. 2013’te Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Tarih bölümünde öğretim üyesi olarak görev aldı. 2020’den itibaren de Marmara Üniversitesi’nin Tarih bölümünde öğretim üyesi olarak çalışıyor.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English