Bizi Takip Edin

Ortadoğu

İsrail, güvenli dediği güney Gazze’yi bombalıyor

Yayınlanma

İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi’ni 45 gündür havadan bombalamaya devam ederken, karada Filistinli gruplarla girilen çatışmalar sonucu daha önce ilerleme sağladığı Gazze Şeridi’nin kuzeyi ile şehirdeki bazı noktalardan ayrıldı. İsrail, “güvenli” dediği Gazze’nin güneyinde 17 sivili daha öldürdü.

AA’nın görgü tanıklarından aldığı bilgiye göre İsrail güçleri, Gazze şehrinin güneyindeki El-Hadra ve Ez-Zeytun mahallesinden 3 kilometre batıya yönünde konum değiştirdi. İsrail güçleri ayrıca, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya bölgesindeki Ebu Şerh Kavşağından, Gazze şehrinin merkezindeki Es-Saraya ile El-Cela Caddesi’ndeki Dubayt kavşaklarından geri çekildi.

İsrail askeri araçları da Tel el-Heva Mahallesinden ayrılarak Gazze şehrinin batısındaki Er-Reşid Caddesi’nde konuşlandı. Saftavi, Ebu Şerh Kavşağı ve El-Kerame bölgeleri İsrail güçleri tarafından büyük oranda tahrip edildi. Söz konusu geri çekilmeler, En-Nasr Mahallesi, Şifa Hastanesi çevresi, Es-Seraya bölgesi ile Gazze şehrinin güneyindeki Es-Sabra Mahallesi’nde Filistinli gruplarla yaşanan şiddetli çatışmaların ardından gerçekleşti.

İsrail ordusuna göre, 7 Ekim’den bu yana 65’i Gazze içerisindeki çatışmalarda 6’sı da Lübnan sınırında olmak üzere 386 İsrail askeri öldürüldü.

Endonezya hastanesi vuruldu

Öte yandan Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre, İsrail ordusunun roketlerle vurduğu Endonezya Hastanesinde en az 8 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Hastanenin ikinci katı bombardıman sebebiyle büyük hasar gördü. Saldırıda 2 doktor yaralandı.

Saldırı, hastanede elektriklerin kesilmesine neden olurken, 140 yataklı olduğu belirtilen sağlık kurumunda 650 hastanın tedavi gördüğü, yaklaşık 150 yaralı olduğu kaydedildi.

Hastaneyi abluka altına alan İsrail güçlerinden çevredeki yüksek binaların çatılarına yerleştirilen keskin nişancıların, hastane kapısı önünde her türlü harekete kurşunla karşılık verdiği aktarılıyor.

Güneyi hedef almaya devam ediyor

Öte yandan abluka altındaki Gazze’ye yönelik saldırılarını 45 gündür sürdüren İsrail ordusu, “güvenli” olduğunu iddia ederek Filistinlileri zorla göç ettirdiği Gazze’nin güneyini de vurmaya devam ediyor. Gazze’nin güneyinde yer alan Refah kentindeki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi çevresindeki iki evi hedef alan İsrail ordusunun saldırısında en az 17 Filistinli yaşamını yitirdi, onlarcası yaralandı. Onlarca Filistinlinin ise hala enkaz altında olduğu belirtildi.

Bölgedeki bir görgü tanığı “Bombardıman birçok evin yıkılmasına, bazılarının hasar görmesine neden oldu. Burası yerleşim bölgesi, siviller ve çiftçiler yaşıyor, aramızda savaşçı yok” ifadelerini kullandı. Görgü tanıkları, evlerini terk eden sivillerin özellikle bölgede etkili olan şiddetli yağış ve soğuk hava nedeniyle giderek daha da zorlaşan şartlar altında olduğuna dikkati çekti.

Birleşmiş Milletler’in Gazze’deki ekipleri çadırlardaki durumun “yaşanılmaz” hale geldiğini aktarıyor. BM’nin Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA, sosyal medyadan durumu paylaştığı güncellemesinde “İnsanların seçeceği kalmadı. İnsanlık kazanmalı” mesajını da verdi.

Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana büyük bir insan hareketi yaşandı. Kuzeyden güneye göçte on binlerce kişi evlerini terk etti ve çoğu çadırlarda yaşıyor. İsrail ordusu haftalardır, Gazze Şeridi’nin kuzey ve orta kesimlerindeki Filistinli sivilleri güneye gitmeleri için zorlarken, “güvenli bölgeler” olduğunu iddia ettiği güney bölgelerine de sık sık hava saldırılarında bulunmaya devam ediyor.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde düzenlediği saldırılarda en az 5 bin 500’ü çocuk ve 3 bin 500’ü kadın olmak üzere 13 bin kişi öldürüldü.

“Rehine anlaşması yakın”

ABD ve Katar Hamas tarafından esir tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya yaklaştıklarının sinyalini verdi. Olası bir  anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle İsrail’in Gazze’deki saldırılarına birkaç gün ara vermesi bekleniyor.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Hamas ile İsrail arasındaki esir takasına ilişkin müzakerelerde çözülebilecek lojistik küçük zorluklar kaldığını söyledi.

ABD ulusal güvenlik danışman yardımcısı Jonathan Finer ise Washington’un “nihai bir anlaşmaya varmaya daha önce hiç olmadığı kadar yakın” olduğuna inandığını söyledi. Biden yönetimi ve İsrail, Hamas’la savaşta ateşkes çağrılarına direnerek, İsrail’in Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarında herhangi bir ateşkesin ancak Hamas’ın 7 Ekim’de ele geçirdiği çok sayıda rehineyi serbest bırakmasından sonra gerçekleşeceği konusunda ısrarcı.

Yine de olası bir anlaşma, İsrail’in saldırılarına birkaç gün ara vermesine ve şeride daha fazla yardım ulaştırılmasına olanak tanıyacak.

Ortadoğu

Mahmud Abbas’tan Macron ve Selman’a “bir yıl içinde seçim” sözü

Yayınlanma

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Macron ve Selman’a Gazze ve Filistin Yönetimi adına bazı taahhütlerde bulunduğu ortaya çıktı.

Fransa ile Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Ortadoğu’da iki devletli çözümü canlandırma amacıyla New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) konferansına bir hafta kala, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Gazze ve Filistin Yönetimi adına bazı taahhütlerde bulunduğu ortaya çıktı.

Abbas, konferansın ev sahipleri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a bir mektup yazarak Filistin Yönetimi’nde yeni seçim vaadinde bulundu. Hamas’ın silah bırakması gerektiğini savunanan Abbas mektubunda “Filistin topraklarına uluslararası güç konuşlandırılmasını” istedi.

Élysée Sarayı’ndan (Fransa Cumhurbaşkanlığı) yapılan açıklamaya göre Abbas mektupta, Gazze’deki savaşa son verilmesi ve Ortadoğu’da barış sağlanması için gerekli gördüğü adımları anlattı. Filistin Yönetimi Başkanı’nın bu çerçevede “Hamas artık Gazze’yi yönetmeyecek; silahlarını ve askeri kapasitesini Filistin Yönetimi’nin güvenlik güçlerine devretmek zorunda” dediği belirtildi.

Abbas, “BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmiş bir istikrar/koruma gücünün parçası olarak Arap ve uluslararası güçleri davet etmeye hazır olduğunu” söyledi. Abbas’ın, “Filistin Devleti topraklarında güvenliğin tek sağlayıcısı olmalı ama militarize bir devlet olma niyeti yok” dediği aktarıldı.

Abbas, “Net ve bağlayıcı bir zaman çizelgesi, uluslararası destek, denetim ve garantilerle İsrail işgalini sona erdiren, tüm çözülmemiş meseleleri ve nihai statü sorunlarını çözen bir barış anlaşması yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Abbas’ın, “Hamas tüm rehineleri ve tutsakları derhal serbest bırakmak zorunda” diye eklediği de açıklandı.

Öte yandan Abbas mektubunda, Filistin Yönetimi’nde reform yapma taahhüdünü yineledi ve bir yıl içinde, uluslararası gözlemcilerin de denetleyeceği şekilde başkanlık seçimleri ve genel seçim düzenleme vaadini teyit etti.

Élysée Sarayı, Abbas’ın “iki devletli çözümün uygulanması yolunda ilerleme kaydetmek için gerçek bir isteklilik gösteren somut ve benzeri görülmemiş taahhütlerini” memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.

Macron, ev sahipliği yapacağı konferans öncesinde Filistin devletini tanımanın ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu söylemiş ancak tanıma için Hamas’ın silah bırakması da dahil olmak üzere bazı koşullar öne sürmüştü.

Fransa, uzun süredir iki devletli çözümü savunuyor. Ancak Filistin devletini resmen tanıması ciddi bir politika değişikliği anlamına gelecek.

İsrail basını, iki devletli çözümü reddeden Binyamin Netanyahu hükümetinin ise konferans öncesinde, Filistin’in tanınması halinde Batı Şeria’da daha fazla yasadışı yerleşim inşa etme tehdidinde bulunduğunu yazmıştı.

Tel Aviv yönetimi ayrıca Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltmişti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD’li elçi, İsrail koalisyon hükümeti çökmesin diye devrede

Yayınlanma

ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, İsrail koalisyon hükümeti çökmesin diye ultra-Ortodoks (Haredi) partilerin temsilcileriyle görüştü.

Huckabee, askerlik muafiyeti krizi nedeniyle Netanyahu hükümetinden çekileceklerini duyuran ultra-Ortodoks partilerin liderlerine “İran tehdidi karşısında hükümetin istikrarı şart” dedi.

Ynet News’in İbranice basından aktardığına göre Huckabee, üst düzey Haredi siyasetçilere, “İran meselesiyle başa çıkmak için hükümet istikrarı önemli” dedi ve erken seçimlerin hata olacağını söyledi.

Bu görüşmelerden birinin geçen perşembe Birleşik Tevrat Yahudiliği Partisi’nden İsrail Kudüs İşleri ve Yahudi Mirası Bakanı Meir Porush ile yapıldığı bildirildi. Habere göre Huckabee, Porush’a “hükümeti devirmeyin” dedi.

İsrail hükümetinde Haredi krizi: Meclisin feshi için harekete geçildi

Büyükelçinin ayrıca önde gelen ultra-Ortodoks dini liderlerden Haham Moşe Hillel Hirsch ile de görüştüğü; ve Hirsch’e “Seçime gidilmesi durumunda ABD’nin İsrail’e destek vermesinin zorlaşacağını” tehdidinde bulunduğu belirtildi.

Habere göre Huckabee’nin bu adımları ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla mı yoksa kendi inisiyatifiyle mi attığı net değil. Ancak Netanyahu görüşmelerden haberdar ve memnuniyet duyuyor.

Huckabee’nin ofisinden Kanal 13’e yapılan açıklamada “Büyükelçi çeşitli İsrailli isimlerle görüşmeler yapıyor. Bu görüşmelerin içeriği gizli” denildi. ABD’nin İsrail Büyükelçiliği ise konuya ilişkin soruları yanıtlamada.

Söz konusu haber üzerine değerlendirmede bulunan muhalefet lideri Yair Lapid, haberin doğru olmamasını umduğunu belirtti. Lapid, X hesabından yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Büyükelçi Huckabee’nin İsrail’in bağımsızlığına ve demokrasisine saygı duyduğundan hiç şüphem yok. Bu nedenle, Netanyahu’ya yardım etmek amacıyla askeri muafiyet krizinde ultra-Ortodoksları ikna etmeye çalıştığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını umuyor ve inanıyorum. İsrail bir manda yönetimi değil.”

Netanyahu’nun liderliğindeki koalisyon, geçen hafta Birleşik Tevrat Yahudiliği ve Şas partilerinin, yeşiva öğrencilerine askerlik muafiyeti getirilmediği takdirde hükümetten çekileceklerini ve Meclis’in feshi yönünde oy kullanacaklarını açıklamalarıyla ciddi bir krizle karşı karşıya kalmıştı.

Meclis’in feshedilmesine yönelik yasa tasarısının ön oylaması yarın yapılacak. Şas Partisi, dün tasarıya destek vereceğini duyurdu.

Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği, Meclis’teki iki Haredi partisi olarak, tartışmalı askerlik muafiyeti yasa tasarısının bu yıl 2 Haziran’da sona eren Şavuot Bayramı’na kadar geçirilmesini talep etmişti. Aksi takdirde hükümetin geleceğinin riske gireceği uyarısında bulunmuşlardı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail donanması Hudeyde Limanı’nı vurdu

Yayınlanma

İsrail donanması sabah erken saatlerde Yemen’de Husilerin kontrolündeki Hudeyde Limanı’nı hedef aldı. Bu saldırı, 7 Ekim’den bu yana Husilere karşı savaş gemileriyle denizden yapılan ilk saldırı oldu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İsrail donanması tarafından gerçekleştirilen saldırının Husilerin İsrail topraklarına yönelik art arda düzenlediği füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına yanıt olarak gerçekleştirildiği belirtildi.  Açıklamada Hudeyde Limanı’nın “silah transferinde merkez” olduğu ileri sürüldü ve saldırının hedefinin limanın askeri amaçlarla kullanılmasını engellemek olduğunu savunuldu.

İsrail’in Husilere karşı Somaliland hamlesi

Limanın geçen yıl da İsrail tarafından hedef alındığı hatırlatılan açıklamada, “Liman terör amaçlı kullanılmaya devam etmektedir” denildi. Saldırının Hudeyde Limanı’ndaki tahribatı daha da derinleştirmeyi amaçladığı belirtildi.

İsrail donanmasının saldırısından sonra İsrail Savunma Bakanı Israel Katz da “İsrail’in havadaki ve denizdeki uzun eli her yere ulaşacaktır. Husileri, İsrail’e saldırmaya devam ederlerse güçlü bir karşılık vereceğimiz ve onları deniz ve hava ablukası içine alacağımız konusunda uyardık” açıklamasını yaptı.

Husilerin üst düzey yetkililerinden Nasreddin Amir, saldırıyı X üzerinden yaptığı paylaşımla doğruladı. Amir, İsrail donanmasına ait unsurların Hudeyde’deki limanı iki füzeyle hedef aldığını belirtti.

Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…

Yemen’deki Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail’i zaman zaman balistik füzelerle hedef alıyor. Grup, dün de İsrail’e doğru bir füze fırlattı; ancak füze hedefe ulaşamadan düştü ve sirenler devreye girmedi. En son sirenlerin çaldığı olay ise geçen perşembe günü yaşandı.

Husiler 7 Ekim’den sonra ABD ve İngiltere’nin ortak saldırılarına da maruz kalmıştı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldikten sonra Husilere yönelik saldırıların dozajını önce artırmış sonra İsrail’e haber vermeden ateşkes ilan etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English