Diplomasi
Ukrayna’nın nadir toprak metalleri, ABD ile Kiev arasında pazarlık konusu

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna’ya yapılacak yardımlar karşılığında ülkenin nadir toprak metallerine erişim talep ettiği biliniyor. Bu durum, Ukrayna medyasında geniş yankı bulurken, ülkenin maden kaynaklarının geleceği ve olası jeopolitik etkileri tartışma konusu.
Donald Trump’ın ABD yardımı karşılığında Ukrayna’nın nadir toprak metallerini istediği, Ukrayna medyasında geniş yankı buldu. ABD’nin 47. Başkanı Trump’ın, Kiev’e desteği sürdürme koşulu olarak bu talebi dile getirdiği belirtildi.
Trump, “Yüz milyarlarca dolar yatırım yapıyoruz ve onların harika kaynakları var. Bunları teminat olarak almak istiyoruz ve bunu yapmaya hazırlar,” dedi.
Ukrayna Devlet Başkanlığı, önceki gün yaptığı açıklamada, ilgili kaynakların ortak çıkarılması fikrinin, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy tarafından geçen yıl ekim ayında sunulan “zafer planında” yer aldığını doğruladı.
Zelenskiy’nin bu konuyu 2024 sonbaharında, ABD başkanlık seçimlerinden önce Trump ile görüştüğü belirtilen açıklamada, “Bu, zafer planının bir parçasıydı. Bizim özel kaynaklarımız var, özellikle nadir toprak kaynakları; uranyum, lityum, titanyum. Ve bunların Rusya’nın eline geçmemesi önemli,” ifadelerine yer verildi.
Ayrıca, söz konusu kaynakların Rusya’dan korunmasını sağlamak için Ukrayna’ya öncelikle güvenlik garantileri verilmesi gerektiği de öne sürüldü.
Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin 2022 sonbaharında referandum sonuçlarına göre Rusya’nın bir parçası hâline geldiği de belirtilmeli. Bununla beraber, Rusya ordusunun son zamanlarda cephede ilerlemesiyle birlikte, birliklerin Dnipropetrovsk oblastı sınırına birkaç kilometre yaklaştığı bildirilmişti.
Bu bağlamda, ABD Başkanı’nın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg’un ülkede yeni seçimlerin yapılması gerektiği yönündeki açıklamalarının Kiev’i tedirgin etmesinin ardından, Donald Trump’ın bilinen taktiği olan karşı tarafları önceden korkutma yöntemine başvurarak Moskova’yı dolaylı olarak tehdit etmeye karar verdiği yönündeki varsayım mantıklı görünüyor.
Bununla beraber Batı medyası kısa bir aradan sonra Washington’ın Kiev’e askeri yardım tedarikini yeniden başlattığını duyurdu, ancak Trump yönetimi bunların askıya alındığını resmen açıklamadı.
Fakat tüm bunlar, Trump’ın aslında diğer bölgelerde de yaygın olarak bulunan nadir toprak metalleri için Rusya ile savaşmaya hazır olduğu anlamına mı geliyor? Yoksa Beyaz Saray’ın açıklamaları daha çok iç kamuoyuna yönelik ve önceki ABD yönetiminin daha önce ilan ettiği yardım için Kiev yönetiminden belirli bir bedel alma kararlılığını teyit etmeyi mi amaçlıyor?
Nezavisimaya Gazeta’ya demeç veren Moskova Devlet Üniversitesi Dünya Politikası Fakültesi Dekanı Andrey Sidorov, nadir toprak metallerinin Grönland da dahil olmak üzere başka yerlerde de bulunduğunu belirtti.
Sidorov, Donald Trump’ın bu nedenle Ukrayna ihtilafına müdahale etmeyeceğini, çünkü şu anda bunun ikinci bir Afganistan ve Washington için yeni bir yenilgi gibi görünmeyecek şekilde sonuçlandırılmasıyla ilgilendiğini kaydetti.
Aynı zamanda, ek kaynaklar ve iktisadi avantajlar elde etme gerekliliğine ilişkin açıklamalar, ABD’nin yeniden sanayileşmesini başlatan bir kişi için tipik görünüyor.
Sidorov, aynı nadir toprak metalleri ve Ukrayna ile ilgili konuların bir bütün olarak ABD’nin 47. başkanı için ikincil önemde olduğunu ve Rusya ile mevcut büyük ölçekli ihtilafın çözümü ile iki önde gelen nükleer güç arasındaki genel ilişkilerin belirlenmesini içeren daha geniş bir gündemin parçası olduğunu, zira tüm dünyanın kaderinin buna bağlı olduğunu açıkladı.
Sidorov, henüz oluşum sürecinde olan ve kilit ekip üyelerinin resmi olarak onaylanmasını bekleyen Trump yönetiminin, Ukrayna sorununa yaklaşımını henüz belirlemediğini belirtti.
Bu nedenle, temsilcileri sonraki müzakereler ve gelecekteki pazarlıklar için sorular sormaya devam ediyor.
Görünüşe göre Washington’da bugün Rusya’nın da kendi ulusal çıkarları olduğunu tam olarak anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar. Rusya Devlet Başkanı’nın hem Aralık 2021’de hem de Haziran 2024’te belirttiği üzere, Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin gerekli koşullar da bu çıkarlarla belirleniyor.
Bu koşullar altında Beyaz Saray, çeşitli yüksek sesli açıklamalar da dahil olmak üzere bir tür diplomatik hamle yürütüyor.
Sidorov, bu hamlenin ABD Özel Temsilcisi Keith Kellogg’un şubat ortasında Ukrayna ve Avrupa başkentlerine yapacağı ve medyada duyurulan ziyaret kapsamında da devam edeceği tahmininde bulundu.
Diplomasi
Ukrayna, Rusya’ya yönelik uzun menzilli saldırıları artıracak

Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, Rusya’ya yönelik uzun menzilli insansız hava aracı saldırılarının sayısını ve ölçeğini ‘birkaç kat’ artırma kararı aldıklarını açıkladı. Umerov, on binlerce yeni İHA için sözleşme hazırlığı yapıldığını ve hedefin Rus askeri tesisleri olacağını belirtti.
Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, ülkesinin uzun menzilli insansız hava araçları (İHA) kullanarak Rusya’ya yönelik saldırıların sayısını keskin bir şekilde artırmaya hazırlandığını bildirdi.
İnterfaks ajansının aktardığına göre Umerov, komutanlığın iki hafta önce uzun menzilli İHA operasyonlarının sayısını ve ölçeğini “birkaç kat” artırma kararı aldığını ifade etti.
Gazetecilerle bir araya gelen Umerov, Rus askeri tesislerini hedef alacak on binlerce yeni İHA için sözleşme hazırlıklarının sürdüğünü kaydetti.
Bu yıl 4 milyondan fazla İHA tedarik edilecek
Bakan Umerov, bu yıl içinde Ukrayna ordusuna toplamda 4 milyondan fazla İHA’nın teslim edileceğini açıkladı. Ukraynalı işletmelerin üretim hacimlerini yılda 4 milyondan fazla İHA üretebilecek seviyeye çıkardığını belirten Umerov, yılın başından bu yana Ukrayna ordusunun hem devlet tedarikleri hem de tugayların doğrudan alımları yoluyla 1,5 milyon İHA teslim aldığını söyledi.
Saldırılar onaylanmış planlara göre yapılıyor
Umerov, Ukrayna ordusuna İHA tedarikinin takvime uygun şekilde ilerlediğini ve Rus tesislerine yönelik saldırıların onaylanmış planlar doğrultusunda her gün gerçekleştirildiğini vurguladı.
Habere göre Kiev, geçen yıl sistematik uzun menzilli operasyonlar için bir plan geliştirmiş ve on binlerce “derin darbe” (deepstrike) kapasiteli İHA için sözleşme imzalamıştı.
Bu tedbir sayesinde Ukrayna ordusu, Rusya Federasyonu topraklarının derinliklerindeki kritik hedeflere düzenli olarak yüksek hassasiyetli saldırılar düzenleme imkânı buldu.
Ukrayna müttefikleriyle ‘avcı İHA’ üretiyor
Öte yandan, Ukrayna’nın artan Rus İHA saldırılarına karşı savunmasını güçlendirmek amacıyla müttefikleriyle birlikte önleyici İHA’lar (avcı İHA) üretmeye başladığı da daha önce açıklanmıştı.
Kiev’den yapılan açıklamada, “Şahid avcısı” olarak nitelendirilen bu İHA’ların üç Ukraynalı şirket tarafından üretildiği belirtilmişti.
Diplomasi
Ermenistan’da polis, başpiskoposu gözaltına almak isteyince arbede çıktı

Ermenistan’da Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına alması, din adamları ve halkın direnişiyle karşılaştı. Eçmiadzin Ana Makamı önünde yaşanan arbedenin ardından güvenlik güçleri geri çekilmek zorunda kaldı.
Ermenistan’da Ulusal Güvenlik Teşkilatı mensuplarının, Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına almak üzere Eçmiadzin Ana Makamı’na düzenlediği operasyon, halkın ve din adamlarının direnişiyle karşılaştı.
Bugün yaşanan olayda, güvenlik güçleri ile halk arasında arbede çıkarken, muhalefetin çağrısıyla bölgeye gelen destekçiler başpiskoposun gözaltına alınmasını engelledi.
Halk özel kuvvetlerle çatıştı
Sputnik Ermenistan‘ın haberine göre, Ulusal Güvenlik Teşkilatı görevlileri sabah saatlerinde Şirak Piskoposluğu’nda arama başlattıktan sonra Başpiskopos Mikael Acapahyan’ı gözaltına almak amacıyla Tüm Ermeniler Katolikosu’nun Eçmiadzin’deki konutuna geldi.
GFakat güvenlik güçleri geldiği sırada Acapahyan, din adamları toplantısı için Eçmiadzin’de bulunuyordu.
Bu gelişme üzerine din adamları ve halk, özel kuvvetlerin yolunu fiziksel olarak keserek Acapahyan’ın gözaltına alınmasına izin vermedi. Yerel saatle 11.39’da toplanan kalabalık ile güvenlik güçleri arasında arbede başladı.
Gerilimin tırmanmasıyla Eçmiadzin’e ek polis, özel kuvvetler ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı personeli sevk edildi. Eş zamanlı olarak, Taşnaksutyun partisinin de aralarında bulunduğu Ermeni muhalefeti, destekçilerine kilise liderlerinin gözaltına alınmasını engellemek için kente gelme çağrısı yaptı.
Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?
Katolikos ve başpiskoposun çıkışı engellendi
Yerel saatle 11.48’de Tüm Ermeniler Katolikosu Karekin II, yanında başpiskopos ve bir avukatla birlikte kalabalığın karşısına çıktı.
Ancak halk, katolikos ve başpiskoposun bölgeden ayrılmasına izin vermedi. Kapıları kilitleyen kalabalık, “patrik” sloganları atarak maskeli güvenlik güçlerine “Sizler deccalsınız,” diye bağırdı.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı, yaptığı resmi açıklamada başpiskoposu gönüllü olarak soruşturma makamlarına teslim olmaya çağırdı ve toplanan kalabalığı kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerini engellememeleri konusunda uyardı.
Paşinyan yönetimine ‘kimliği yok etme’ suçlaması
Yaşananlar üzerine Rusya Ermenileri Birliği, Ermenistan hükümetinin eylemlerini sert bir dille eleştiren bir açıklama yayımladı.
Birlik, Başbakan Nikol Paşinyan’ı, 2026 seçimleri öncesinde muhalefetin kalesi olarak görülen kiliseye zulmetmek ve Ermeni kimliğinin temellerini yıkmaya çalışmakla suçladı.
Yerel saatle 14.21 sularında güvenlik güçleri ve toplanan halk dağılmaya başladı. Kolluk kuvvetleri, daha önce konuşlandıkları bölgeyi geldikleri gibi aniden terk etti.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı ve polis, Eçmiadzin Ana Makamı’nı terk etme kararını güvenlik gerekçelerine dayandırdı.
Kurumlar, Başpiskopos Mikael Acapahyan’a “kolluk kuvvetlerinden saklanmaması ve kendisini bekleyen Ulusal Güvenlik Teşkilatı operasyon grubuna teslim olması” çağrısını yineledi.
Diplomasi
Hürmüz’de gemiler saldırıdan korunmak için ‘İsrail ile bağlantımız yok’ diyor

Reuters’ın analiz şirketi Windward’a dayandırdığı haberine göre, Hürmüz Boğazı’ndaki gemiler, İran ve İsrail arasındaki savaş nedeniyle olası saldırılardan kaçınmak için ‘Rus petrolü’ veya ‘Çin’e ait gibi olağan dışı mesajlar yayınlıyor.
İran ile İsrail arasındaki savaş, küresel deniz ticaretinin en kritik geçiş noktalarından biri olan Hürmüz Boğazı‘nda yeni bir güvenlik önlemini tetikledi.
Reuters‘ın haberine göre, bölgedeki gemiler olası saldırılardan korunmak amacıyla “Rus petrolü” veya “Çin’e ait” gibi daha önce görülmemiş mesajlar yayınlamaya başladı.
Analiz şirketi Windward’ın verilerine dayandırılan haber, gemilerin bu yönteme başvurarak kendilerini potansiyel hedeflerden uzak tutmaya çalıştığını ortaya koydu.
‘Olağan dışı’ 101 mesaj tespit edildi
Windward tarafından yapılan analize göre, 12-24 Haziran tarihleri arasında 55 farklı gemi, aidiyetlerine ilişkin toplam 101 “olağan dışı mesaj” gönderdi.
Bu mesajlar arasında “Rus petrolü” ve “Çin’e ait” ifadeleri öne çıktı.
Örneğin, Panama bayraklı Yuan Xiang Fa Zhan adlı konteyner gemisi, 26 Haziran’da Pakistan’a giderken Hürmüz Boğazı’nı geçtiği sırada telsizle geminin “Çin’e ait olduğunu” bildirdi.
Benzer şekilde, Suudi Arabistan’dan Çin’e ham petrol taşıyan süper tanker Yuan Yang Hu da aynı mesajı yayınladı ve boğazdan ayrılır ayrılmaz sinyali değiştirdi.
Singapur bayraklı Kota Cabar adlı konteyner gemisi ise Kızıldeniz’den geçerken “geminin İsrail ile bağlantısı olmadığı” yönünde bir sinyal verdi.
Normal şartlarda gemiler, varış noktaları veya taşıdıkları yüke ilişkin bilgiler aktarır. Bazı durumlarda ise korsanları ve diğer olası saldırıları caydırmak için gemide silahlı muhafızların bulunduğuna dair mesajlar verilebiliyor.
Uzmanlar Harici’ye değerlendirdi: Hürmüz’ün kapanma ihtimali ‘sıfır’
‘Bazı ülkeler daha yüksek tehdit altında’
Windward CEO’su Ami Daniel, gemiciliğin karmaşık yapısı nedeniyle bir geminin sahibi olan devleti net bir şekilde belirlemenin zor olduğu yönünde gemi sahipleri arasında bir görüş birliği oluştuğunu belirtti.
Daniel, buna karşın İngiltere, ABD ve İsrail gibi bazı ülkelerle bağlantılı gemilerin “daha yüksek bir tehdide maruz kalabileceğini” ifade etti.
İran’dan ‘boğazı kapatırız’ tehdidi
İran ve Umman’ın karasularında yer alan Hürmüz Boğazı, dünya petrol ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatının yaklaşık beşte birinin yapıldığı stratejik bir konumda bulunuyor.
İran, İsrail ile yaşadığı savaş ve ABD’nin ülkedeki nükleer tesislere yönelik saldırıları sonrasında, “egemenliğine yönelik saldırganlığın” devam etmesi halinde boğazı kapatma tehdidinde bulunmuştu.
İranlı uzmanların değerlendirmelerine göre, boğazın kapatılması piyasaya petrol arzında keskin bir düşüşe yol açabilir ve petrol fiyatlarının varil başına 250 dolara kadar yükselmesine neden olabilir.
-
Görüş2 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi2 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savunma sanayiinde ‘Amerikan malı’ baskısı geri tepiyor
-
Dünya Basını7 gün önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Avrupa2 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Foreign Policy: Çin İran’ı Destekliyor, İsrail’i Kınıyor
-
Görüş2 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?