Rusya
Profesör Katasonov: Rusya’da ‘büyük devletleştirme’ zamanı geldi

Rus iktisatçı Profesör Valentin Katasonov, Maliye Bakanı Anton Siluanov’un yeni ‘büyük özelleştirme’ önerisini eleştirerek, bunun ülkedeki soygunun devamı olduğunu savundu. Katasonov, Svobodnaya Pressa gazetesindeki makalesinde, Rusya’nın devasa ticaret fazlasına rağmen sermayenin yurt dışına aktığını, devletin ekonomideki payının kritik seviyelere düştüğünü belirterek acil ‘büyük devletleştirme’ çağrısı yaptı.
Rus İktisat Doktoru ve Profesör Valentin Katasonov, Svobodnaya Pressa gazetesinde yayımlanan makalesinde, Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov’un yeni “büyük özelleştirme” çağrısına tepki gösterdi.
Katasonov, bu planların Rusya’da yıllardır süregelen “soygunun” devamı olduğunu ve ülkenin egemenliğini tehlikeye attığını savundu.
Katasonov, Rusya’nın yıllardır ham madde, enerji kaynakları, kereste ve altın gibi değerli varlıklarının ihracı yoluyla soyulduğunu belirterek, “Sadece petrol ve doğalgaz ihracatın yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor,” dedi.
İhracatın ithalatı karşılama argümanına karşın, Rusya Federasyonu’nun var olduğu sürece kronik dış ticaret fazlası verdiğine dikkat çeken Katasonov, şu verileri paylaştı:
“Sadece son üç yılda (2022-2024) Rusya’nın toplam dış ticaret fazlası 628,1 milyar dolar gibi astronomik bir seviyeye ulaştı. Bu rakam 2022’de 337,2 milyar dolar, 2023’te 140 milyar dolar ve 2024’te 150,9 milyar dolardı.”
Katasonov, bu fazlanın rubleye çevrildiğinde Rusya’nın yaklaşık bir buçuk yıllık bütçesine denk geldiğini vurguladı.
Rusya Merkez Bankası’nın resmi verilerine göre, yurt dışında yaklaşık 1 trilyon dolarlık Rus varlığı bulunduğunu (uluslararası döviz rezervleri hariç) aktaran Katasonov, “Bu ticaret fazlasının ve yurt dışı varlıkların büyük kısmı Rusya için değil, başka ülkeler için çalışıyor. Bunların başında da hasmımız olan ülkeler geliyor. Bu durumda Rusya’nın egemenliğinden bahsetmek zor,” değerlendirmesinde bulundu.
Katasonov, Batı ile “ilan edilmemiş savaş” sürerken bile Rusya sermayesinin yurt dışındaki offshore merkezlerden dönmeye isteksiz olduğunu belirtti.
Sermayenin kozmopolit doğasına dikkat çeken Katasonov, Karl Liebknecht, Karl Marx ve Vladimir Lenin’in “sermayenin vatanı olmadığına” dair sözlerini hatırlattı.
Katasonov, “Bir yanda iktidar Rusya’nın egemenliğini güçlendirmekten bahsederken, diğer yanda doğası gereği kozmopolit olan sermayeyi destekliyor. Bu felsefi dille tam bir antinomi (çelişki),” ifadelerini kullandı.
Bu çelişkinin sürdüğünü gösteren bir gelişme olarak Katasonov, Maliye Bakanı Anton Siluanov’un 18 Mart’ta Rosimuşestvo’nun (Federal Mülk İdaresi Teşkilatı) genişletilmiş kurul toplantısındaki açıklamalarına işaret etti.
Siluanov’un, “Büyük özelleştirme için bir teklifimiz olacak. Bize göre, şimdi bu konuyu tekrar gündeme getirmenin tam zamanı,” sözlerini aktaran Katasonov, Siluanov’un kendisini ikinci Anatoliy Çubays (Boris Yeltsin döneminde özelleştirme süreçlerinin ardındaki kötü şöhretli isim) gibi hissettiğini öne sürdü.
Katasonov, Çubays’ın yürüttüğü ilk “büyük özelleştirme” sonrası geriye sadece “artıkların” kaldığını belirtti.
‘Kapitalistlerimiz Rusya’da bu yenmemiş artıkları kapmak istiyorlar’
Katasonov, “Sürekli aç olan kapitalistlerimiz (tırnak içinde ‘bizim’ diyorum zira Rusya ile tek bağları burada kapitalist olmalarıdır), özlerinde kozmopolit olsalar ve çeşitli offshore merkezlerinde kayıtlı bulunsalar da Rusya’yı unutmuyorlar. Rusya’da bu yenmemiş artıkları kapmak istiyorlar. Bu artıkların stratejik öneme sahip olması umurlarında değil. Egemenlik, ulusal güvenlik ve ulusal çıkarlar gibi kavramlar onlara yabancı,” ifadesini kullandı.
Siluanov’un sürekli aynı argümanı kullandığını belirten Katasonov, bakanın kamu mülklerinin satışından hazineye gelir sağlanacağı vaadini eleştirdi.
Siluanov’un, “2025 yılında bu tür mülklerin satışından en az 100 milyar ruble gelir elde edilmesi öngörülüyor,” dediğini hatırlatan Katasonov, “Bu, mevcut kurla 1 milyar doların biraz üzerinde. Oysa sadece geçen yıl Rusya’nın ticaret fazlası 150 milyar doları aştı,” karşılaştırmasını yaptı.
Katasonov, bu ticaret fazlasının arkasında Rus hazinesine milyarlarca dolar vergi ödemekten kaçan “kaçak sermaye” olduğunu ancak Siluanov’un bu durumu görmezden geldiğini ifade etti.
Katasonov, ekonomide devletin “çok fazla eli olduğu” argümanına da Rosstat verileriyle yanıt verdi.
Devlet (federal hükümet, oblastlar, belediyeler) mülkiyetindeki işletme ve kuruluş sayısının 2000 yılında 151 bin (toplamın yüzde 4,5’i) iken, 2023’te 83 bine (toplamın yüzde 2,5’i) düştüğünü kaydetti.
Katasonov, “Yani 2000-2023 arasında devlet işletmelerinin sayısı yüzde 45 azaldı,” dedi.
Benzer şekilde, ülke ekonomisindeki menkul kıymetlerde devlet payının 2000’de yüzde 25 iken 2023’te yüzde 15’e; sabit sermaye yatırımlarındaki devlet payının ise 2000’de yüzde 23,9 iken 2023’te yüzde 17,5’e gerilediğini aktardı.
‘Madencilik sektörünün yirmi yıldan kısa sürede tamamen özel sermayenin eline nasıl geçtiğini fark etmedik bile’
Katasonov, özellikle reel sektördeki duruma dikkat çekti. Madencilik sektöründe federal hükümetin sahip olduğu ana sermaye payının 2005’te yüzde 51,9 iken 2023’te sadece yüzde 0,3’e düştüğünü vurgulayan
Katasonov, “Madencilik sektörünün yirmi yıldan kısa sürede tamamen özel sermayenin eline nasıl geçtiğini fark etmedik bile,” dedi.
Katasonov, Anayasa’nın 9. maddesinde tabii kaynakların devlet mülkiyetinde de olabileceğinin belirtilmesine rağmen, fiiliyatta kaynakların devlete değil, onları çıkaran özel şirketlere ait olduğunu ve bu şirketlerin kaynakları yurt dışına taşıdığını dile getirdi.
İmalat sanayinde ise federal hükümetin ana sermaye payının 2005’te yüzde 11 iken 2023’te yüzde 9,1’e düştüğünü belirten Katasonov, “İktidar sürekli ekonominin yapısal dönüşümünden, ham madde bağımlılığından kurtulmaktan bahsederken, imalat sanayinde devletin bu kadar küçük ve küçülen payıyla bu nasıl başarılabilir? Özel sermaye için her açıdan ham madde odaklılık daha kârlı,” dedi.
Siluanov’un “büyük özelleştirme” duyurusuna geri dönen Katasonov, Çubays dönemindeki ilk özelleştirmenin halkın soygunu olduğunu tekrarladı.
‘Birkaç küçük özelleştirmeden sonra soyacak bir şey kalmayacak’
Katasonov, “Bu ve bunun gibi birkaç küçük özelleştirmeden sonra devlet mülkiyeti tamamen sıfırlanacak. Soyacak bir şey kalmayacak,” uyarısında bulundu.
Bunun yanı sıra devletleştirme kavramına değinen Katasonov, yıllardır hiçbir yetkilinin devletleştirme veya el konulan mülklerin devlete iadesi (deprivatizasyon) gerekliliğinden bahsetmediğini belirtti.
Tek istisnanın Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr Bastrıkin olduğunu hatırlatan Katasonov, Bastrıkin’in Mayıs 2023’te St. Petersburg Uluslararası Hukuk Forumu’nda ekonominin temel sektörlerinin devletleştirilmesini önerdiğini ancak bu önerinin sessizlikle karşılandığını anımsattı.
Ülkede 2001 tarihli özelleştirme yasası olmasına rağmen hâlâ bir devletleştirme yasası bulunmadığına dikkat çeken Katasonov, “Eğer Batı ile mücadelede ayakta kalmak ve kazanmak istiyorsak, devlet mülkiyetinin kalıntılarının özelleştirilmesine değil, tam tersine devletleştirmeye ihtiyacımız var. 1990’larda ‘büyük özelleştirme’ yapıldıysa, şimdi bize hayati derecede gerekli olan ‘büyük devletleştirme’dir. Hem de mümkün olan en kısa sürede,” diyerek sözlerini tamamladı.
Rusya’da devletleştirilen varlıkların değeri 2,4 trilyon ruble
Rusya
Rusya, Alman büyükelçiyi dışişleri bakanlığına çağırdı

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın Rus gazetecilere yönelik eylemlerine karşılık olarak Moskova’daki Alman Büyükelçisi Alexander Lambsdorff’u bakanlığa çağırdı. Bakanlık, Berlin’in basın özgürlüğü konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek misilleme önlemleri alınacağını duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın ülkedeki Rus gazetecilere yönelik eylemlerine karşılık olarak Almanya’nın Moskova Büyükelçisi Alexander Lambsdorff’u bakanlığa çağırdığını duyurdu.
Bakanlık kaynaklarına dayandırılan haberlere göre, görüşmede Büyükelçi Lambsdorff’a Berlin’in tutumuna karşı alınacak misilleme önlemleri bildirilecek.
Rus haber ajansı RIA Novosti‘nin bakanlık temsilcisine dayandırdığı haberinde, “Dışişleri Bakanlığı, Lambsdorff’a Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki Rus gazetecilere yönelik zulme karşı alınacak misilleme önlemlerini açıklayacak,” ifadeleri kullanıldı.
Zaharova: Çağrılarımız görmezden geliniyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, 26 Haziran’da yaptığı bir açıklamada, Berlin’in Rus gazetecilere yönelik eylemlerine yanıt olarak Alman büyükelçinin bakanlığa çağrılacağını halihazırda belirtmişti.
Zaharova, Moskova’nın basın mensuplarına yönelik keyfi uygulamaların durdurulması ve basın özgürlüğünün korunması ile görüş çoğulculuğunun sağlanması konusundaki yükümlülüklere uyulması yönündeki çağrılarının Alman tarafınca ısrarla görmezden gelindiğini vurguladı.
Sözcü, 19 Haziran’da yaptığı bir başka açıklamada ise Rusya’nın, Rossiya Segodnya medya grubunun Berlin temsilciliği başkanı Sergey Feoktistov’a yönelik baskılar nedeniyle misilleme önlemleri almayı planladığı konusunda uyarıda bulunmuştu.
Zaharova, Moskova’nın benzer adımlar atma olasılığına karşı başkentteki Alman gazetecilerin durumunu değerlendirdiğini de sözlerine eklemişti. Zaharova’ya göre Almanya, Rus basın mensuplarını bilinçli olarak enformasyon alanının dışına itiyor.
Temsilcinin ülkeyi terk etmesi engellendi
Olayların merkezindeki isim olan Rossiya Segodnya temsilcisi Sergey Feoktistov, 6 Haziran’da yaptığı açıklamada, 19 Ağustos’a kadar Almanya’yı terk etmesi istenmesine rağmen Berlin havalimanında uçağa binmesinin engellendiğini bildirmişti.
Feoktistov ayrıca, Alman polis memurlarının Berlin’deki ailesinin evine gelerek eşinin ve yedi yaşındaki kızının pasaportlarına el koyduğunu da anlatmıştı.
Rusya, Almanya ile 1996 tarihli askeri anlaşmayı sonlandırma kararı aldı
Rusya
Rusya’ya komşu ülkeler giden malların kontrolünü sertleştirdi

Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Ermenistan, yaptırım kapsamındaki ürünlerin Rusya’ya tedarikine yönelik gümrük kontrollerini önemli ölçüde sıkılaştırdı. Bu durum, özellikle elektronik ve otomotiv parçaları gibi ürünlerin teslimat sürelerinde ciddi gecikmelere yol açarken, Rus şirketleri alternatif güzergahlar aramaya başladı.
Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Ermenistan, yaptırım uygulanan ürünlerin Rusya’ya sevkiyatına yönelik gümrük denetimlerini önemli ölçüde sıkılaştırdı.
Izvestiya gazetesine konuşan Rus iş dünyası temsilcileri, bu durumun teslimat sürelerinde ciddi artışlara neden olduğunu belirtirken, şu anda sadece Belarus üzerinden yapılan sevkiyatlarda gecikme yaşanmadığını bildirdi.
Anderida Financial Group’un kurucusu Aleksey Tarapovskiy, özellikle Kazakistan üzerinden yapılan teslimat sürelerinin ciddi şekilde uzadığına dikkat çekti.
Tarapovskiy, daha önce 10 ila 30 gün arasında süren teslimatların artık bir buçuk ayı bulduğunu ifade etti.
Elektronik ve çift kullanımlı ürünler mercek altında
Gecikmelerin öncelikli olarak elektronik tedarikini etkilediği, ancak otomotiv parçaları ve bileşenleri de dahil olmak üzere diğer ürün kategorilerini de seçici olarak kapsadığı belirtildi.
Alyans Traks şirketinin sahibi Aleksey İvanov, bu durumu doğrularken, Novasmart Ticari Direktörü Olga Şoall, sıkılaştırılmış kontrolün çift kullanımlı ürünleri de kapsadığını ekledi.
İmpaya Rus Ticari Direktörü Aleksey Razumovskiy, “Şu anda teknolojik ürünlere özel bir önem veriliyor. Sunucu ve bilişim altyapısı açığı koşullarında bu tür ürünler hem sivil hem de askeri amaçlarla kullanılabilir. Bu yüzden özellikle takip ediliyorlar. Ancak Gucci veya Louis Vuitton çantaları gibi markalı ürünler eskisi gibi geçmeye devam ediyor,” dedi.
Fiyatlar artacak, alternatif güzergahlar aranıyor
“Dost” ülkelerin gümrüklerinde yaşanan gecikmelerin, özellikle elektronik ve otomotiv bileşenleri segmentlerinde geçici kıtlıklara yol açabileceği öngörülüyor.
İvanov’a göre bu durum, tüketiciler için yaklaşık yüzde 10’luk bir fiyat artışına neden olacak. PEK şirketinin ortak sahibi ve direktör yardımcısı Vadim Filatov ise nakliyecilerin sınırdaki beklemeler nedeniyle günde 20 bin rubleye kadar kayıp yaşadığını belirtti.
Filatov, bu yılın ilk beş ayında lojistik maliyetlerinin yıllık bazda yüzde 25 arttığını da sözlerine ekledi.
Rus iş dünyası, bu gelişmeler üzerine alternatif tedarik kanallarını değerlendirmeye başladı. Ancak uzmanlar, tüm bu kanalların yeni lojistik ve yasal maliyetler içerdiğini vurguluyor.
Potansiyel transit merkezleri olarak Özbekistan ve Türkmenistan öne çıkarken, G.V. Plehanov Rusya Ekonomi Üniversitesi’nden Doçent Anastasiya Prikladova, gerekirse Moğolistan üzerinden de mal tedarikinin mümkün olabileceğini belirtti.
Batı baskısı ve gri ithalatla mücadele
Olga Şoall, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri tarafından gümrük kontrolünün sıkılaştırılmasının, Batı yaptırımlarının baskısı, 2024’te ortalama yüzde 30 artan transit akışları ve gri ithalat yöntemleriyle mücadele gibi faktörlerden kaynaklandığını kaydetti.
Prikladova, “dost” ülkeler üzerinden transit geçişle ilgili benzer sorunların 2022’de de yaşandığını ancak hızla çözüldüğünü hatırlattı.
Prikladova, bu kez de durumun benzer bir senaryoyla istikrara kavuşacağına dair umudunu dile getirdi.
Rusya
Rusya Maliye Bakanı: Ekonomide durgunluk değil, soğuma yaşanıyor

Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, ülke ekonomisinde bir durgunluk olmadığını, bunun yerine ‘planlı bir soğuma’ yaşandığını belirtti. Siluanov, Rusya’nın G20 ülkeleri arasında en iyi borç ve bütçe açığı göstergelerinden bazılarına sahip olduğunu ve ekonomik büyümenin birçok ülkeyi aştığını vurguladı.
Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, ülke ekonomisinde bir durgunluk olmadığını, mevcut durumun “planlı bir soğuma” olduğunu açıkladı.
Siluanov, Rusya’nın ekonomik büyüme hızının son iki yılda birçok ülkeyi geride bıraktığını da sözlerine ekledi.
RT sunucusu Rick Sanchez’e verdiği röportajda konuşan Siluanov, Rusya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranla yüzde 15’lik borç seviyesiyle G20 ülkeleri arasında en iyi göstergelerden birine sahip olduğunu belirtti.
Bakan, geçen yılki bütçe açığının GSYİH’nin yüzde 1,7’si ile en düşük seviyelerden biri olduğunu ifade ederek, “Sorumlu maliye politikası işliyor,” dedi.
Bakan Siluanov, Rusya ekonomisinin büyüme oranının son iki yılda yüzde 4’ü aştığını ve bu rakamın çoğu ülkenin göstergesinden daha yüksek olduğunu vurguladı.
Ayrıca, halkın reel gelirlerinin 2024 yılında yüzde 7’den fazla arttığını kaydetti.
Rusya Başbakan Yardımcısı Novak: Merkez Bankası faiz indirimine gitmeli
Bakanlar arasında görüş ayrılığı
Öte yandan İktisadi Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, 19 Haziran’da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda düzenlenen bir oturumda, iş dünyasının hissiyatına göre Rusya’nın durgunluğun “eşiğinde” olduğunu söylemişti.
Siluanov ise o dönemde ekonominin durumunu “soğuma” olarak değerlendirmiş ve “bunun ardından her zaman yaz gelir” yorumunu yapmıştı.
Merkez Bankası da ‘soğuma’ diyor
Rusya Merkez Bankası Para Politikası Dairesi Başkanı Andrey Gangan da Rusya’da şu anda bir durgunluk olmadığını, sadece ekonomik büyüme hızında kademeli bir yavaşlama gözlemlendiğini belirtmişti.
Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ise 19 Haziran’da yaptığı açıklamada, ekonominin “aşırı ısınmadan çıkış” durumunda olduğunu ifade etmişti.
-
Görüş2 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Dünya Basını2 hafta önce
Foreign Policy: Çin İran’ı Destekliyor, İsrail’i Kınıyor
-
Avrupa2 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Görüş2 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Görüş1 hafta önce
Büyülü Dağ’da yüzyıllık tartışma devam ediyor: Naphta mı Settembrini mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Amerikalı profesör Stephen Walt: İsrail Hegemon Olamaz