Bizi Takip Edin

Avrupa

CDU’dan AfD’ye karşı yumuşama sinyalleri

Yayınlanma

23 Şubat’taki erken federal seçimlerinden birinci parti çıktıktan sonra üçüncü sıradaki SPD ile koalisyon kurma kararı alan Hıristiyan Demokratlar (CDU), daha önce herhangi bir ilişki kurmayı reddettikleri Almanya için Alternatif’e (AfD) daha “nüanslı” yaklaşacaklarının sinyalini veriyorlar.

Siyah-kırmızı (CDU/CSU-SPD) koalisyon mutabakatında “aşırı sağ” ile hiçbir şekilde temas etmeme maddesi kayda geçmesine rağmen, bazı AfD’li milletvekillerinin meclisteki başka partilerle “arka kapıdan” görüşmeler yaparak işbirliği arayışında olduğu bildiriliyor.

POLITICO’ya konuşan AfD’li yetkililer, bazı AfD milletvekillerinin kapalı kapılar ardında diğer partilerin üyeleriyle bağlar kurduğunu ve göç ve AB karşıtı politikaları destekleyen grubun kilit parlamento panellerine başkanlık etmesi için destek sinyalleri aldığını söyledi.

AfD oyların yüzde 20’sinden fazlasını alarak ve 152 sandalye kazanarak Federal Meclis’teki ana muhalefet partisi haline geldi ve bu da kendisine çeşitli komisyonlara başkanlık etme hakkı verdi.

Komite başkanları tartışmaları yönlendirdiği, uzman tanıkları çağırdığı ve yasama gündemini etkilediği için bu makamlar gerçek bir güce sahip.

CDU’nun ağır toplarından eski sağlık bakanı Jens Spahn Bild’e verdiği demeçte AfD’ye “parlamenter prosedür ve süreçlerde diğer muhalefet partileri gibi” davranılması gerektiğini söyledi.

Milletvekillerinin “seçmenler bize bir şey söylemek istediği için bu kadar güçlü bir şekilde orada oturduklarını” ve “bu seçmenleri ciddiye almamız gerektiğini” de sözlerine ekledi.

Şimdiye kadar, AfD’nin, tarihsel olarak her parlamento grubuna verilen bir görev olan Federal Meclis başkan yardımcılığını üstlenmesi defalarca engellendi.

CDU/CSU parlamento grubu başkan yardımcısı Johann Wadephul, ablukanın AfD’nin mağduriyet iddiasında bulunmasına yardımcı olduğunu savundu.

Wadephul RND’ye yaptığı açıklamada, AfD adaylarının “geçmişte uygunsuz davranmamışlarsa” komisyonlara başkanlık etmelerine izin verilmesini desteklediğini söyledi.

Sahra Wagenknecht: CDU-SPD iktidarı, AfD’yi güçlendiriyor

Merz seçim kampanyası sırasında AfD’nin parlamentodaki oylarına güvenerek göçle ilgili bir yasa teklifini kabul ettirmeye çalışmış ve çok eleştiri almıştı.

POLITICO’ya göre CDU’nun stratejisi, “insanların hoşuna gitmeyeceği umuduyla”, aşırı sağa sorumluluklar ve yayın süresi vermeye doğru kaymış gibi görünüyor.

Parti içinde yükselen bir yıldız olarak görülen CDU milletvekili Philipp Amthor, faz gazetesine verdiği demeçte, “Bu partinin prosedürel hilelerle değil, tutkulu ve esaslı tartışmalarla geri çekilmesi gerektiği konusunda meşru bir nokta var,” dedi.

Fakat tüm CDU üyeleri bu yeni tutumu benimsemiyor. Uzun süredir milletvekilliği yapan Roderich Kiesewetter AfD’yi “Almanya için bir güvenlik tehdidi” olarak nitelendirdi ve yayın kuruluşu RBB’ye “AfD milletvekillerinin, tıpkı bütçe güven komisyonuna ait olmadıkları gibi, istihbarat servislerini denetleyen parlamento gözetim paneline de ait olmadıklarını” savundu.

Geçen hafta Merz’in partisiyle hükümet anlaşması yapan SPD, bu konuda CDU ile şimdiden çatışmaya başladı. Tagesspiegel’e konuşan SPD Parlamento Sekreteri Katja Mast, “AfD diğerleri gibi bir parti değil. Başta parlamentomuz olmak üzere demokratik kurumlarımızı tam bir kararlılıkla koruyacağız,” dedi.

Komisyon başkanlığı görüşmeleri hâlâ devam ediyor ve muhtemelen Merz’in yemin etmesi beklenen 6 Mayıs’tan sonra sonuçlanacak.

Avrupa

Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Yayınlanma

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.

Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.

Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.

Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.

junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.

Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

Yayınlanma

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.

Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.

Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.

Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.

Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor. 

Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.

Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.

2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.

Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.

Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.

Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.

Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.

Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.

Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı

Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.

Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.

2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.

Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.

Moldova’nın talepleri

Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.

Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.

Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu

Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.

Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English