Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB, ABD ve Britanya’dan yapay zeka hamlesi

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden Pazartesi günü yapay zeka konusunda, en son teknoloji şirketlerinin ihtiyaçlarını ulusal güvenlik ve tüketici hakları ile dengelemeyi amaçlayan iddialı bir başkanlık emri imzaladı.

Emri imzalamadan önce Biden, yapay zekanın değişimi ‘baş döndürücü bir hızla’ yönlendirdiğini ve tehlikelerin yanı sıra muazzam bir potansiyel taşıdığını söyledi.

Biden, “Yapay zeka her yerimizi sarmış durumda. Onun vaatlerini gerçekleştirmek ve risklerden kaçınmak için bu teknolojiyi yönetmemiz gerekiyor,” dedi.

Emir, yapay zekanın ‘aldatıcı ve yıkıcı’ olmaktan ziyade ‘güvenilir ve yararlı’ olmasını sağlamayı amaçlayan ilk adım olarak nitelendiriliyor. Muhtemelen kongre kararıyla genişletilmesi gerekecek olan emir, şirketlerin ‘kamu güvenliğini tehlikeye atmadan kâr edebilmeleri’ için yapay zekanın nasıl geliştirildiğini yönlendirmeyi amaçlıyor.

Savunma Üretim Yasasını kullanan emir, önde gelen yapay zeka geliştiricilerinin güvenlik testi sonuçlarını ve diğer bilgileri hükümetle paylaşmasını gerektiriyor. Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü, yapay zeka araçlarının kamuya açıklanmadan önce güvenli ve emniyetli olmasını sağlamak için standartlar oluşturacak.

Biden’a göre ABD ‘normal hızda hareket edemez’

Ticaret Bakanlığı, gerçek etkileşimler ile yazılım tarafından üretilenler arasında ayrım yapılmasına yardımcı olmak için yapay zeka tarafından oluşturulan içeriği etiketlemek için rehber yayınlayacak. Emirde yer alan rehberlik 90 gün ile 365 gün arasında uygulanacak ve yerine getirilecek. Kapsamlı emir gizlilik, medeni haklar, tüketici korumaları, bilimsel araştırma ve işçi hakları konularına da değiniyor.

Beyaz Saray Genel Sekreteri Jeff Zients, emri formüle ederken Biden’ın personeline ‘aciliyetle hareket etmeleri’ yönünde bir direktif verdiğini söyledi.

Zients, başkanın kendisine, “Normal bir hükümetin hızında hareket edemeyiz. Teknolojinin kendisinden daha hızlı olmasa bile onun kadar hızlı hareket etmeliyiz,” dediğini söyledi.

Öte yandan emirdeki bazı muğlak ifadeler endişe yaratıyor. AB’nin yakında çıkacak olan yapay zeka yasası kamusal alanda gerçek zamanlı yüz tanımayı yasaklamaya hazırlanırken, Biden’ın emri sadece federal kurumlardan ceza sisteminde yapay zekayı nasıl kullandıklarını gözden geçirmelerini istiyor gibi görünüyor.

Geçtiğimiz yıl OpenAI’ın ChatGPT ve Google’ın Bard üretken yapay zeka hizmetlerinin yükselişi, ileride neler olabileceğine dair endişeleri de artırdı. Bu sistemler, insanların bu tür otomatik hizmetlerin kendi akıllarına sahip olduklarına inanmalarını sağlayacak şekilde gerçeğe yakın metin, video ve görüntüler üretebiliyor.

ABD’den AB’ye mevzuat uyarısı

Bloomberg’de yayınlanan bir habere göre ABD, Avrupa Birliği’ni yapay zekayı düzenlemek için önerdiği yasanın, uyum maliyetlerini karşılayacak kaynaklara sahip şirketleri desteklerken daha küçük firmalara zarar vereceği konusunda uyardı.

Daha önce yayınlanmayan belgelere dayanarak yapılan habere göre ABD’nin analizi daha çok, üretken yapay zekaya ilişkin kurallar içeren Yapay Zeka Yasası’nın Avrupa Parlamentosu versiyonuna odaklanıyor. 

ABD’nin endişelerinden biri, Avrupa Parlamentosu’nun yapay zeka modellerinin nasıl geliştirildiğine odaklanırken, ABD’nin bu modellerin gerçekte nasıl kullanıldığına ilişkin ‘riske odaklanan’ bir yaklaşımı tercih etmesi gibi görünüyor.

Analiz, AB düzenlemelerinin ‘üretkenlikte beklenen artışı azaltma ve potansiyel olarak işlerin ve yatırımların diğer pazarlara göç etmesine yol açma’ riski taşıdığı konusunda uyarıyor. 

Analizde, büyük dil modellerinin eğitiminin yoğun kaynak gerektirmesi nedeniyle yeni kuralların ‘AB’de yapay zeka Ar-Ge ve ticarileştirme yatırımlarını engelleyerek Avrupalı firmaların rekabet gücünü sınırlayacağı’ da ileri sürüldü.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre, yasadaki bazı hükümlerin satır satır düzenlenmesi de dahil olmak üzere ABD Dışişleri Bakanlığı’nın geri bildirimi geçtiğimiz haftalarda Avrupalı meslektaşlarıyla paylaşıldı.

Avrupa da yasal düzenlemeye hazırlanıyor

Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, özellikle de Avrupa ülkeleri yeni yapay zeka mevzuatları oluşturmak için hareket geçti.

AB, iki yıldan fazla süren müzakerelerin ardından kapsamlı bir dizi düzenlemeye son rötuşları yapıyor.

G7 grubu da ChatGPT gibi üretken yapay zekayı düzenlemek için bağlayıcı olmayan ayrı bir yönetmelik açıkladı.

Avrupa Parlamentosu’nun Haziran ayında oyladığı Yapay Zeka Yasası, çoğu üretici yapay zeka ürününün temelini oluşturan büyük dil modellerini eğitmek için kullanılan kaynak materyal hakkında daha fazla şeffaflık gerektiriyor. Bu oylama parlamento, Avrupa Komisyonu ve üye ülkeler arasındaki müzakerelerin önünü açtı ve yetkililer nihai kurallar için yıl sonuna kadar bir anlaşma yapmayı umuyor.

Küresel yapay zeka müzakerelerine katılan bir batılı yetkili POLITICO’ya verdiği demeçte, “Hepimiz aynı türküyü söylüyoruz. Fakat bunların çoğu tekil siyasetle ilgili ve politikacılar seçmenlere yetkili olduklarını göstermek istiyorlar,” dedi.

AB ‘kendi yolundan’ gitmek istiyor

Öte yandan AB, ABD’nin müdahalesinden bağımsız bir mevzuat geliştirmek istiyor. Üç Avrupa Komisyonu yetkilisi POLITICO’ya Biden yönetiminin çabalarını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi fakat Amerikan mevzuatını AB’de planlananlara benzer şekilde temelden güncellemeden ne kadarının yapılabileceğini sorguladı. Bu kişilerden biri, Brüksel’in ‘kendi kural kitabıyla’ yoluna devam edeceğini söyledi.

Amerikalı ve Avrupalı yetkililer, bir sonraki toplantısı Aralık ayında Washington’da yapılacak AB-ABD Ticaret ve Teknoloji Konseyi kapsamında yapay zeka için teknik standartlar üzerinde birlikte çalışıyorlar. 

Fakat Komisyon yetkililerinden ikisi, Beyaz Saray’ın liderliğinin gerisinde kaldıkları fikrini kabul etmiyor. AB yetkilileri, Brüksel’dekinin aksine, Capitol Hill’den gelen yapay zeka odaklı mevzuatın eksik olduğunu düşünüyor.

Bir yetkili, “Başkanlık emrinde gördüklerimiz hoşumuza gitti. Ancak bu bizim burada yaptığımızla aynı şey değil. Biz yasa yapıyoruz, onlar yapmıyor,” dedi.

Britanya yapay zeka zirvesi düzenliyor

Birleşik Krallık da bu hafta ‘dönüm noktası’ niteliğindeki yapay zeka zirvesini düzenlemeye hazırlanıyor.

İki gün sürecek olan ve 1-2 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek olan zirve, en ileri yapay zeka teknolojilerini geliştirme yarışında iki süper güç olan ABD ve Çin de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından hükümet yetkilileri ve şirketlere ev sahipliği yapacak.

Yapay zeka zirvesinin temel amacı, yapay zeka modellerinin ‘etik ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesine’ ilişkin bazı ilkeler üzerinde anlaşmaya varılması söz konusu olduğunda bir düzeyde uluslararası koordinasyon sağlamak.

Zirve, OpenAI, Anthropic ve Cohere gibi şirketler tarafından geliştirilenler gibi gelişmiş büyük dil modelleri (LLM’ler) olarak adlandırılan yapay zeka modellerine odaklanıyor. Zirve ayrıca yapay zeka söz konusu olduğunda iki temel risk kategorisini ele almaya çalışacak: kötüye kullanım ve kontrol kaybı.

Zirveye katılacak isimler arasında Microsoft Başkanı Brad Smith,

OpenAI CEO’su Sam Altman, Google DeepMind CEO’su Demis Hassabis, Meta yapay zeka şefi Yann LeCun, Meta küresel ilişkiler başkanı Nick Clegg, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Bilim ve Teknoloji Bakanlığından bir Çin hükümeti heyeti ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de yer alıyor.

POLITICO tarafından elde edilen nihai bildiriye göre, zirvede liderlerin ‘sorumlu yapay zeka’ olarak adlandırılan yeni çabaları desteklemesi bekleniyor. Geçen hafta Birleşmiş Milletler tarafından duyurulan ayrı bir yapay zeka yönetişim çabasını yansıtan bu terim, ‘teknolojinin toplumsal zarara yol açmasını engellemeyi’ ifade ediyor.

Zirve öncesinde Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, “Benim vizyonum ve nihai hedefimiz, güvenlik konusunda daha uluslararası bir yaklaşım için çalışmak olmalı. Yapay zeka sınırlara saygı duymuyor, dolayısıyla bunu tek başımıza yapamayız,” dedi.

Londra ve Washington yapay zeka güvenlik ortaklığı kuruyor

Birleşik Krallık ve ABD’den bir yetkilinin POLITICO’ya yaptığı açıklamaya göre, Londra ve Washington bugün yapay zeka güvenliği konusunda ‘yakın bir işbirliğini’ duyurmayı planlıyor.

İşbirliğinin, Biden’ın başkanlık emrini Birleşik Krallık’ın ‘Frontier AI Taskforce’ tarafından yapılan mevcut çalışmalarla birleştirmesi bekleniyor.

Londra’nın yapay zeka güvenlik zirvesinin planlamasına yakın bir İngiliz yetkili POLITICO’ya yaptığı açıklamada, “Bu hafta ABD güvenlik enstitüsü ile yakın ikili işbirliğini duyurmayı planlıyoruz,” dedi.

Zirve başlarken her iki ülke de enstitülerin kendi versiyonlarını duyuracak. Zirvede Biden yönetimini temsil eden ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Çarşamba günü Londra’da yapacağı bir konuşmada, iç planları tartışmak üzere adının açıklanmasını istemeyen bir ABD’li yetkiliye göre, Ticaret Bakanlığında yer alacak olan ABD Yapay Zeka Güvenlik Enstitüsünü duyuracak.

ABD’li yetkili, “Enstitü, tüm risk yelpazesini değerlendirmek ve hafifletmek için kılavuzlar, standartlar ve en iyi uygulamaları oluşturmak için çalışacak. Potansiyel olarak yıkıcı risklerden önyargı, ayrımcılık ve yanlış bilginin yayılması gibi halihazırda meydana gelen toplumsal zararlara kadar tüm risk yelpazesini ele almalıyız,” dedi.

DİPLOMASİ

Çin, ABD Savunma Bakanı ile görüşmeyi reddetti

Yayınlanma

Çin’in bu hafta Laos’ta düzenlenen ASEAN Savunma Bakanları Toplantısı-Plus’ta, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüşmeyi reddettiği bildirildi.

CNN’in haberine göre, Austin, ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki askeri iletişim hatlarını korumaya yönelik uzun süredir devam eden çabaların bir parçası olarak Laos’taki toplantıda Çinli mevkidaşı Dong Jun ile görüşmek istedi. Ancak üst düzey bir savunma yetkilisi Laos’ta Austin ile birlikte seyahat eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Çin’in yakın zamanda Tayvan’a yapılan silah satışını gerekçe göstererek teklifi kabul etmediğini söyledi.

Üç hafta önce ABD,  Tayvan’a 2 milyar dolarlık bir silah satışını onaylamış ve bu satış kapsamında adaya ilk kez gelişmiş karadan havaya füzeler tedarik edilmişti. Çin bu satışı eleştirerek egemenliğini savunmak için “kararlı karşı tedbirler” alacağına söz verdi.

Çin’in Laos’taki toplantıyı reddetmesi, ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Biden yönetimindeki son toplantıları için Peru’da bir araya gelmelerinden sadece birkaç gün sonra gerçekleşti. Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan toplantının “samimi, yapıcı [ve] geniş kapsamlı” olduğunu ancak Biden’ın Çin hükümeti ile yeni gelen Trump yönetimi arasında bir kanal olarak hareket etmeyeceğini söyledi.

Dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 2022 yılında Tayvan’ı ziyaret etmesinin ardından Çin, ABD ile askeri konular ve iklim de dahil olmak üzere bir dizi iletişim hattını kesmişti. Askeri iletişim iki liderin San Francisco’da bir araya gelmesinin ardından yeniden başlatılmıştı. Bu ret kararı ise, iki ülke arasında son bir yıl içinde askerden askere iletişimde görülen iyileşmenin ardından geldi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Finlandiya ve İsveç “olası denizaltı kablo sabotajına” ilişkin ortak soruşturma planlıyor

Yayınlanma

Finlandiya Ulusal Soruşturma Bürosu (KRP) salı günü yaptığı açıklamada, Finlandiya ve İsveç’in bu hafta başında denizaltı kablolarında meydana gelen hasarı araştırmak üzere ortak bir ekip kurmayı planladıklarını belirtti.

Biri Finlandiya ile Almanya, diğeri İsveç ile Litvanya arasında olmak üzere iki denizaltı kablosunun bu hafta başında Baltık Denizinde İsveç’in münhasır ekonomik bölgesinde hasar gördüğü açıklanmıştı.

KRP başkan yardımcısı Timo Kilpeläinen, salı günü İsveç polisi ile temasa geçildiğini duyurdu. Kilpeläinen, “Bir sonuca varmadan önce bölgeyi ziyaret edebilmek önemli olacaktır,” dedi.

Fakat Alman tarafında şimdiden bazı sonuçlar çıkarılmış durumda. Savunma Bakanı Boris Pistorius pazartesi günü yaptığı açıklamada iletişim kablolarındaki hasarın sabotajdan kaynaklanmış olması gerektiğini savundu.

Pistorius, “Hiç kimse kabloların kazara hasar gördüğüne inanmıyor. Ben de hasara gemilerin çapalarının neden olduğuna inanmak istemiyorum,” dedi.

İsveç donanması deniz altında arama yapacak

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, ülkesi ile Almanya arasındaki iletişim kablosunun hasar görmesi konusunda daha temkinli konuştu.

“Bunun bir sabotaj olup olmadığını söylemek henüz mümkün değil. Bu nedenle henüz bir sonuca varmak istemiyorum,” diyen Orpo, kablo hasarının sabotajdan mı yoksa başka bir şeyden mi kaynaklandığına dair daha detaylı bir değerlendirmenin yetkililerin araştırmasının ardından yapılacağını söyledi. 

Orpo, “Baltık Denizi bölgesindeki devletler uzun bir süredir kritik altyapımızı nasıl koruyacakları konusunda hazırlık yapıyorlar,” diye ekledi.

İsveç Savunma Kuvvetlerine ait gemiler, iki su altı kablosunun hasar gördüğü Baltık Denizi bölgelerine doğru yola çıkmış durumda. İsveç ulusal yayın kuruluşu SVT Nyheter’e göre, İsveç polisinin yardım istemesi üzerine donanma deniz dibinde arama yapacak.

Almanya ve Finlandiya, denizaltı iletişim kablolarına sabotaj düzenlendiğini ileri sürdü

İskandinav ülkeleri “Çin gemisine” işaret ediyor

Denizaltı kablolarının zarar görmesinin ardından Danimarka donanması, Baltık Denizinden ayrılan bir Çin gemisini takibe aldı. SVT tarafından yayınlanan bilgilere göre Çin gemisi, olay üzerinde çalışan çeşitli ülkelerdeki yetkililerin ilgisini çekiyor.

Gemi, söz konusu fiber optik kabloların yanından geçerken bir Rus petrol limanından yola çıkmıştı.

Kamuya açık verileri inceleyen SVT ve Finlandiya ulusal yayın kuruluşu Yle’ye göre gemi, koptuğu öne sürülen kabloların yakınlarına da yaklaştı.

Finlandiya ihtiyatlı davranıyor

Fakat Finlandiyalı yetkililer, soruşturma henüz ilk aşamalarında olduğu için analizlerinde dikkatli olunması çağrısında bulunuyor.

Finlandiya Körfezi Sahil Güvenlik Komuta Merkezi Başkanı Joona Castrén basına yaptığı açıklamada, “Helsinki ile Almanya arasında uzanan deniz kablosunun koptuğu yer günün her saatinde yoğun bir trafiğe sahne oluyor,” dedi.

Castrén, bölgede çok sayıda yük ve yolcu gemisinin hareket ettiğini de sözlerine ekledi.

Geçen yıl ekim ayında Finlandiya ve Estonya arasındaki bir gaz boru hattı, bir Çin konteyner gemisinin boru hattına çapa ile çarpması sonucu hasar görmüştü. Hasarın meydana geldiği yerde bir çapa ve sürüklenme izleri bulunmuştu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Gallup anketi: Ukraynalılar savaştan yoruldu, barışa destek artıyor

Yayınlanma

Gallup’un yaptığı anket, Ukraynalıların yüzde 52’sinin savaşın müzakere yoluyla sona ermesini istediğini ortaya koydu. Ukraynalıların yüzde 70’i, barış sürecinde Avrupa Birliği’nin destek vermesini beklerken, İngiltere’nin ABD’ye kıyasla daha etkili bir rol oynayabileceği düşünülüyor.

Gallup’un Ağustos ve Ekim 2024 tarihleri arasında yaptığı kamuoyu yoklamasına göre, Ukraynalıların yüzde 52’si, savaşın bir an önce müzakere yoluyla sona ermesini istiyor.

Buna karşılık, ankete katılanların yüzde 38’i, ülkelerinin savaşa devam etmesi gerektiği görüşünde.

Gallup ayrıca savaşın müzakereyle sona ermesini isteyen Ukraynalılara, bu süreçte etkili olabilecek yabancı güçler hakkındaki görüşlerini sordu.

Ankete katılanların yüzde 70’i, barış sürecinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden destek beklerken, yüzde 63’ü, ABD’den ziyade İngiltere’nin olası barış görüşmelerinde önemli bir rol üstlenmesini tercih etti.

‘Ukraynalılar savaştan bıktı’

Gallup, anket sonuçlarını değerlendirirken şu açıklamayı yaptı: “Ukraynalılar, iki yıldan uzun süredir devam eden çatışmaların ardından savaştan giderek daha fazla yoruluyor. Şubat 2022’nin sonlarında başlayan savaş konusundaki tutumlar, önemli bir değişim gösteriyor.”

2024 yılı, savaşın zorluğunun daha da arttığı bir yıl oldu. Bununla birlikte, müzakere edilmiş bir barışı destekleyenlerin oranı, ilk kez çoğunluğa ulaşarak yüzde 52’ye yükseldi.

Gallup ayrıca, “Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesi, Ukrayna’ya verilen askeri ve mali yardımların geleceği konusunda belirsizlik yaratmış olabilir. Savaşın başlangıcından bu yana ABD, Ukrayna’ya diğer ülkelerden daha fazla askeri yardım sağladı,” değerlendirmesini yaptı.

Ukrayna’da müzakere gündemi: Toprak mı güvenlik garantisi mi?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English