Avrupa
Alman CDU/CSU Rusya’dan tarım ürünleri ithalatına yasak için bastırıyor

Alman Federal Meclisindeki (Bundestag) Hıristiyan Demokrat CDU/CSU grubu, ‘Rusya’nın savaş gücünü zayıflatmak’ için Rusya ve Belarus’tan tarım ve gıda ithalatının tamamen yasaklanmasını istiyor.
CDU’nun tarım uzmanı Albert Stegemann dpa’ya yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşını tarım ve gıda sektöründen yaptığı ihracatla finanse ettiğini ileri sürdü.
Stegemann, “Bu engellenmeli. Rus tahılına daha yüksek gümrük vergileri yeterli değil,” dedi.
CDU/CSU, SPD’nin geçmişte Putin’e çok yakın olduğunu ve Ukrayna’yı desteklemek için yeterince çaba göstermediğini savunuyor.
Buna ek olarak CDU, Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) ‘merkez sağ’ Avrupa Halk Partisi (EPP) gibi mesajını, özellikle son dönemde AB çapında yaşanan çiftçi protestolarının ardından Almanya’da da gündemde olan tarım sektörünün desteklenmesine odaklıyor.
Bununla birlikte Avrupa Komisyonu, Rusya’nın tarımsal ithalat gelirlerini azaltmak için gümrük vergisi uygulamayı düşünüyor ve bunların yaptırım kapsamına girmediğini savunuyor. Gıda ve gübre, ‘küresel gıda güvenliğini bozmamak’ adına şimdiye kadar AB ticaret kısıtlamalarından muaf tutulmuştu.
Bu arada, 12 Mart’ta Avrupa Parlamentosu’ndaki milletvekillerinin çoğunluğu, Rusya’dan AB’ye tarım ve gıda ithalatının tamamen yasaklanması çağrısında bulunmuştu.
Stegemann, Almanya’da ve Avrupa’da Rus tahılına bağımlı olmadıklarını savunurken, perşembe günü Federal Meclis’te görüşülmesi beklenen CDU önergesi, AB düzeyinde bir anlaşmaya varılamaması halinde hükümeti ithalat yasağı seçeneğini hazırlamaya çağırıyor.
Avrupa
Hükümetin emeklilik fonları planına City of London’dan itiraz

Birleşik Krallık, ülkenin emeklilik fonlarının özel piyasalara ve yurtiçi ekonomiye yatırım yapmasını zorunlu hale getirmeyi planladığını açıkladı. Bu karar, City of London’daki yatırım yöneticileri tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
Hazine Bakanlığı perşembe günü e-posta ile yaptığı açıklamada, hükümetin “emeklilik planları tasarısında özel piyasalara yapılacak yatırımlar için bağlayıcı varlık tahsis hedefleri belirleme yetkisi” alacağını duyurdu.
Ayrıca, kamu çalışanları için tanımlanmış fayda programlarından “yerel yatırım öncelikleri” için 27,5 milyar sterlin (36,9 milyar dolar) kaynak ayırdığını vurguladı.
Temmuz ayında iktidara gelen İşçi Partisi hükümeti, özel yatırımları ve iktisadi büyümeyi artırma vaadini yerine getirmeye çalışıyor. Bu amaçla, ülkenin parçalanmış emeklilik sistemini yeniden düzenlemek için bir dizi önlem açıkladı.
13 Mayıs’ta verdiği bir röportajda Maliye Bakanı Rachel Reeves, emeklilik fonlarının Birleşik Krallık varlıklarına para ayırmasını zorunlu hale getirmeyi reddetmemişti.
Reeves’in açıklamaları, 17 büyük emeklilik fonu sağlayıcısının varlıklarının en az %5’ini Birleşik Krallık özel piyasalarına yatırma taahhüdünün ardından geldi.
Böyle bir zorunluluk getirilmesi olasılığı, yatırım yöneticileri arasında tedirginlik yarattı. Aviva’dan Amanda Blanc’ın da aralarında bulunduğu imzacı şirketlerin CEO’ları, emeklilik fonlarının müşterilerinin çıkarlarını en iyi şekilde korumakla yükümlü olduklarını belirterek, planlanan kurala karşı çıkıyor.
Danışmanlık şirketi LCP’nin ortağı Laura Myers perşembe günü yaptığı açıklamada, “Hükümetin mütevellilere nasıl yatırım yapmaları gerektiğini söyleme tehdidi çok fazla. Mütevelliler, üyelerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak bir yatırım stratejisi oluşturmak için mesleki uzmanlıklarından yararlanır,” dedi ve bunun “asla o günkü hükümetin siyasi öncelikleri tarafından geçersiz kılınmaması” gerektiğini ekledi.
Hükümet, yaklaşık 1,3 trilyon sterlinlik emeklilik tasarruflarını bir dizi “mega fon”da bir araya getirme ve şirketlerin tanımlanmış fayda programlarının fazlalıklarına erişerek bunları ana faaliyetlerine yatırmalarına izin verme planlarını da doğruladı. Tasarı, yaz tatili öncesinde parlamentoya sunulması bekleniyor.
Phoenix Group CEO’su Andy Briggs, özetlenen reformların İngilizlerin yeterli emeklilik tasarrufuna sahip olmasını sağlamak için yeterli olmadığını söyledi.
Briggs, “İnsanların daha fazla tasarruf yapmasına yardımcı olacak net bir plana ihtiyacımız var, böylece gelecekte kötü bir emeklilik hayatına sürüklenmesinler,” dedi.
Avrupa
Merz, Ukrayna konusunda ‘çelişkili’ açıklamaları nedeniyle eleştirilerin hedefinde

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna’ya Taurus füzelerinin verilmesi konusunda çelişkili açıklamalar yaptığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefinde.
Merz, Almanya’nın Ukrayna’ya Rus topraklarının derinliklerine ulaşabilecek uzun menzilli Taurus füzeleri sağlama konusunda hazır olup olmadığına ilişkin bu hafta yaptığı belirsiz açıklamalar nedeniyle kendi saflarından ateş altında.
Önceki SPD güdümündeki hükümet, nükleer silaha sahip Moskova’yı kışkırtmamak için bu adımı reddetmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in ziyaretinden önce, Merz’in merkez sağdaki Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisine mensup üst düzey muhafazakâr milletvekili Roderich Kiesewetter, başbakanı bu konuda “çelişkili açıklamalar” yaptığı için sert bir şekilde eleştirdi.
Kiesewetter, X’te yayınladığı bir yazıda, “Almanya’nın nihayet Taurus seyir füzelerini teslim edeceğine dair hiçbir işaret yok, çünkü koalisyonda hâlâ bir birlik ve Rusya’nın büyük tırmanışına uygun, güçlü ve tutarlı bir şekilde yanıt verme iradesi görmüyorum. Bu tür açıklamalar, Avrupa’nın Rusya karşısındaki zayıflığını vurguladığı için genel olarak yardımcı olmuyor,” dedi.
Almanya’nın Ukrayna’ya Taurus füzeleri sağlamaya hazır olup olmadığına dair kafa karışıklığı, Zemansky’in Berlin’e yapacağı ziyareti gölgede bırakma tehdidi oluşturuyor.
Öte yandan Merz’in Ukrayna’ya uzun menzilli silahlar konusunda yaptığı son açıklamalar kafa karışıklığı yarattı.
Merz’e yönelik tepkiler, Almanya ve önemli müttefiklerinin Ukrayna’ya gönderilen silahların menzil sınırlamalarını kaldırdığını öne sürmesinin ardından başladı.
Merz, “Ukrayna’ya teslim edilen silahlar için artık menzil sınırlaması yok. Ne İngilizlerden, ne Fransızlardan, ne bizden. Amerikalılar da dahil,” demişti.
Bu açıklamalar, Merz hükümetinin Ukrayna’ya daha güçlü askeri yardımın yanı sıra Taurus füzeleri sağlama konusundaki seçim vaadini yerine getirmeye hazır olduğu şeklinde yorumlandı.
Fakat salı günü Merz, açıklamalarının “aylardır devam eden bir durumu, yani Ukrayna’nın aldığı silahları kendi sınırları ötesinde, Rusya topraklarındaki askeri hedeflere karşı kullanma hakkına sahip olduğunu” ifade ettiğini söyleyerek geri adım attı.
ABD, Fransa ve Birleşik Krallık, Ukrayna’ya uzun menzilli füze sistemleri sağladı ve geçen sonbaharda Kiev’in bu silahları Rusya içindeki hedefleri vurmak için kullanmasına izin verdi.
Fakat Almanya bugüne kadar uzun menzilli füzeler sağlamadı, bu da Berlin’in menzil kısıtlamalarını kaldırma konusundaki konuşmalarını büyük ölçüde teorik hale getirdi.
Merz’in pazartesi günü yaptığı ilk açıklamaların ardından, maliye bakanı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Lars Klingbeil, politikada bir değişiklik olmadığını belirterek, koalisyon ortakları arasında bu konuda bir anlaşmazlık olasılığının kapısını açtı. Klingbeil gazetecilere, “Önceki hükümetin uyguladığı politikaların ötesine geçen yeni bir anlaşma yok,” dedi.
Zelenskiy, Almanya’dan menzili 500 kilometrenin üzerinde ve güçlü bir savaş başlığı taşıyan Taurus füzeleri sağlamasını uzun süredir talep ediyor.
Pazartesi günü Merz, Berlin’in Ukrayna’ya askeri olarak destek olmak için “her şeyi yapacağını” taahhüt etti, fakat şansölyenin Zelensky’in ziyareti sırasında Taurus füzeleriyle ilgili bir açıklama yapıp yapmayacağı henüz belli değil.
Üst düzey muhafazakâr milletvekili Kiesewetter, X’te yaptığı paylaşımda, “Taurus, en azından kısmen rahatlama sağlayabilir ve böylece sistem daha büyük miktarlarda tedarik edilirse Ukrayna’daki sivil nüfusu koruyabilir. Güvenilirliği korumak için RUS’a karşı büyük bir tepki ŞİMDİ GEREKLİDİR,” dedi.
Avrupa
Otomotiv sektörü krizde: CEO’lar işten ayrılıyor

Otomotiv sektörü özellikle son 12 ayda artan jeopolitik türbülans ve rekabetle başa çıkacak lider eksikliği ile mücadele ederken, sektörün üst düzey yöneticilerinin beşte biri görevinden ayrıldı.
Yönetici arama şirketi Savannah’a göre, Stellantis, Volvo Cars, Lucid ve Nissan’da CEO değişiklikleri yaşandı ve en büyük 50 otomotiv şirketinin 11’inde CEO’lar bir yıldan az süredir görevde.
Şirket, son beş yılda tüm sektörlerde halka açık şirketlerin CEO’larının ortalama yıllık değişim oranının dokuzda bir olduğunu da ekledi.
Financial Times’a konuşan, otomotiv yöneticileri, sektörün elektrikli araçlara geçişiyle birlikte otomotiv ve teknoloji endüstrileri arasındaki sınırların bulanıklaşmasının halefiyet planlamasını zorlaştırdığını belirtiyor. Donald Trump’ın ticaret savaşının yarattığı baskılar, kârlılığın düşmesi ve Çinli markaların daha ucuz ürünlerinin pazara girmesi de bu karmaşık tabloya katkıda bulunuyor.
Savannah’ın yönetici ortağı Chris Donkin, “Küresel otomotiv endüstrisindeki liderlik değişim oranlarına bakarsanız, sektördeki mevcut dalgalanma ve bozulma düzeyine dair bir fikir edinebilirsiniz” dedi.
Headhunter Russell Reynolds’a göre, geçen yıl 10 CEO otomobil üreticileri ve otomotiv parçası tedarikçilerinden ayrılırken, bu sayı 2023’te 4, 2022’de ise 3 idi.
Aralık ayında Carlos Tavares’in ayrılmasının ardından, ABD ve Avrupa’daki satışlarının düşmesi nedeniyle Stellantis’te halefi belirleme sorunu özellikle belirgin hale geldi.
Başkan John Elkann liderliğindeki yönetim kurulu, yeni bir bakış açısı getirecek bir dış aday bulma eğilimindeydi ve mart ayında adaylar iki iç, iki dış ve bir otomotiv dışı olmak üzere beş kişiye indirildi.
Yönetim kurulu ile görüşenler arasında eski Jeep patronu ve otomobil perakendecisi AutoNation’ın CEO’su Mike Manley de bulunuyor. Manley, yorum taleplerine yanıt vermedi.
Ancak son haftalarda odak noktası tekrar iki şirket içi adaya, grubun Kuzey Amerika başkanı Antonio Filosa ve satın alma direktörü Maxime Picat’a kaydı.
Görüşmelere yakın bir kaynak, gümrük vergisi belirsizliği ve jeopolitik gerilimin, şirketi iyice tanıyan bir kişi bulma ihtiyacını artırdığını söyledi.
Görüşmelere hakim başka bir kişinin FT’ye aktardığına göre, Peugeot, Fiat ve Jeep gibi 14 markayı ve Fransa, İtalya, Almanya ve ABD’deki ana faaliyetlerini yöneten grubu yönetmek için sofistike diplomatik beceriler de gerekecek.
Stellantis, haziran ayına kadar yeni bir CEO açıklayacağını söyledi, ancak daha fazla yorum yapmaktan kaçındı.
Stellantis’in yanı sıra, Volvo Cars, 74 yaşındaki eski patronu Håkan Samuelsson’u mart ayı sonunda geri getirerek, Geely’nin sahibi olduğu İsveçli otomobil üreticisini gümrük vergisi belirsizliği döneminde birkaç yıl boyunca yönetmesi için görevlendirdi.
Zarar eden ABD’li elektrikli otomobil üreticisi Lucid de, şubat ayında Peter Rawlinson’ın istifasının ardından yeni bir CEO arıyor. Nissan, finansal krizini durdurmak için radikal bir yeniden yapılandırma gerçekleştirmek üzere geçen ay liderlik ekibini yeniledi.
Bazı yöneticiler, değişen sektör manzarasının otomotiv sektörünün ötesinde beceriler gerektirdiğini kabul ediyor, ancak dışarıdan yetenekli kişileri kabul etmenin de zor olacağını belirtiyor.
Aston Martin’in insan kaynakları direktörü Simon Smith, bu ayın başlarında FT’nin Future of the Car zirvesinde yaptığı açıklamada, “Genel olarak sektörde birçok önemli beceri alanında ve liderlik pozisyonlarında yetenek sıkıntısı var” dedi ve ekledi: “Ancak yöneticilerimizi otomotiv sektörünün dışındaki insanları düşünmeye teşvik etmek her zaman kolay değil. Bu oldukça kapalı bir sektör.”
Geçen yıl Aston Martin, eski Bentley CEO’su Adrian Hallmark’ı yeni patronu olarak atadı. Bu, İngiliz lüks otomobil üreticisinde dört yıl içinde üçüncü liderlik değişikliği oldu.
Off-road araç üreticisi Ineos Automotive’in CEO’su Lynn Calder, “Özellikle işler bu kadar hızlı değişirken, [otomobil endüstrisi] yepyeni bir bakış açısına, taze bir göze ve tamamen farklı bir düşünce tarzına ihtiyaç duyuyor” diyerek, düşünce çeşitliliği olmadan endüstrinin “atalete” doğru gittiği uyarısında bulundu.
-
Dünya Basını4 gün önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika7 gün önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş6 gün önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Ortadoğu2 hafta önce
Eski ABD Büyükelçisi Jeffrey: Şaraa’yı Esad’a karşı koruduk
-
Ortadoğu1 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş1 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak