Bizi Takip Edin

AVRUPA

Alman hükümetinde yeni gerilimin kaynağı FDP’nin ekonomik önerileri

Yayınlanma

Alman koalisyon hükümeti içindeki gerilim devam ederken, trafik lambasının liberal küçük ortağı FDP’nin ekonomik yenilenme için sunduğu yeni plan, Şansölye Olaf Scholz’un partisi SPD’yi kızdırdı.

Salı günü SPD, Hür Demokratlar’ın (FDP) ekonomik dönüşümü hızlandırmaya yönelik fikirlerine karşı bir iç belge yayınladı.

Die Zeit tarafından elde edilen SPD’nin yanıtına göre, FDP’nin önerisi ‘sosyal adaletsizlik’ olarak eleştirildi ve ülkedeki ‘gayretkeş insanlara yönelik bir saldırı’ olarak nitelendirildi.

FDP, federal parti konferansından kısa bir süre önce, Alman ekonomisini canlandırmak için 12 öneri sunmuştu ve bunlardan biri partinin önde gelen politikalarından biri olan bürokrasiyi azaltmayı amaçlıyordu. Bürokrasinin azaltılması bir süredir partinin gündemindeydi ve AB seçim kampanyasında da kilit bir konu haline geldi.

Liberaller işsizlik yardımına ve emeklilik yaşına göz dikti

Fakat SPD daha tartışmalı noktalara dikkat çekiyor. FDP önerisinde, İşsizlik yardımı alan kişinin işe başlamaya istekli olmaması halinde ağır yaptırımlara tabi tutulması öngörülüyor. Diğer yardımlar ve 63 olan emeklilik yaşı da sorgulanıyor.

SPD’nin parlamento grubu başkanı Rolf Mützenich hafta sonu dpa’ya yaptığı açıklamada, “FDP’nin önerileri küf kokuyor ve güncel değil,” dedi.

İşsizlik yardımlarında yakın zamanda yapılan iyileştirmeler Sosyal Demokratların bu meclisteki en önemli zaferlerinden biri olurken, ‘adil emeklilik’ de son başarılı seçim kampanyasının bir parçasıydı.

SPD Genel Sekreteri çatlakları sıvamaya çalışıyor

Daha önce ekonomik dönüşüm belgesini ‘çalışanlara hakaret’ olarak nitelendiren SPD Genel Sekreteri Kevin Kühnert, salı günü Deutschlandfunk’a yaptığı açıklamada, ‘koalisyonun yapılması gereken doğru şey olmaya devam ettiğini’ söyledi ve FDP’nin önerilerini sunma hakkını kabul ettiğini belirtti.

Diğer koalisyon ortağı Yeşiller’den Anton Hofreiter ise ntv’de Şansölyeyi adım atmaya çağırdı.

Hofreiter, “Sonunda, birçok açıdan Şansölyenin [FDP’li Maliye Bakanı Christian] Lindner ile güven içinde konuşmasının ve şunu söylemesinin çok daha önemli olduğuna inanıyorum: Bakın, bu işler böyle yürümüyor,” dedi.

Alman hükümeti işçilerin daha çok çalışmasını istiyor

Ekonomi Bakanı Robert Habeck ise bugün (24 Nisan) Berlin’de Alman hükümetinin bahar projeksiyonunu sundu.

Rapora göre hükümet bu yıl için büyüme tahminini biraz yükselterek %0,2’den %0,3’e çıkardı. Fakat Almanya, uluslararası karşılaştırmada büyük ekonomiler liginin en alt sıralarında yer almaya devam ediyor.

Habeck düzenlediği basın toplantısında tahminlerdeki artışın ‘Almanya’nın rekabet gücü üzerinde sıkı çalışmaya devam etmemek için bir neden olmadığını’ gösterdiğini söyledi ve “Elbette %0,3’lük artış tatmin olabileceğimiz bir oran değil,” dedi.

Habeck, üretkenlikteki büyüme tahmininin, yani çalışılan saat başına hesaplanan ekonomik çıktının çok düşük olduğunu savundu.

Şansölye Yardımcısı, “Orta ve uzun vadede yeniden daha yüksek bir büyüme elde etmek istiyorsak, yapısal değişikliklere ihtiyacımız var,” dedi ve Almanya’nın verimlilik açısından diğer ülkelerin gerisinde kaldığını söyledi.

Habeck bahar projeksiyonunda, devletin gereksiz bürokrasiyi azaltması ve ‘daha fazla insanın gönüllü olarak daha fazla ve daha uzun süre çalışması için’ teşvikler sağlaması gerektiğini söyledi.

Habeck ayrıca, özel ve kamu yatırımlarını artırmak için daha fazlasını yapmak gerektiğinin de altını çizdi.

AVRUPA

Gürcistan parlamentosu, ‘yabancı acenta’ yasasını ikinci okumada da kabul etti

Yayınlanma

Binlerce kişinin katıldığı protesto gösterileri devam ederken Gürcistan parlamentosu, yabancı nüfuzun şeffaflığına ilişkin yasa tasarısını ikinci okumada kabul etti.

Eho Kavkaza‘da yer alan haberde, yasa için 83 milletvekilinin lehte, 23 milletvekilinin ise aleyhte oy kullandığı bildirildi.

Daha önce Gürcistan Başbakanı Irakli Kobahidze, tasarının üçüncü ve son okuma oylamasının iki hafta içinde yapılacağını açıklamıştı.

Aynı zamanda, iktidardaki Gürcü Rüyası partisinin politikalarıyla arasına mesafe koyan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili de üçüncü okumada kabul edilmesi halinde tasarıyı veto etme sözü verdi.

Ancak, iktidar partisinin cumhurbaşkanlığı vetosunu geçersiz kılmak için yeterli oya sahip olduğu biliniyor.

Oylama öncesinde iktidardaki Gürcü Rüyası milletvekilleri ile muhalefet milletvekilleri arasında yine alışılagelmiş suçlamaların yanı sıra oturum salonunda ufak bir itiş kakış yaşandı.

Muhalif Birleşik Ulusal Hareket Başkanı Levan Habeşvili, kolunda ve yüzünde bandajlarla konuştu. Habeyşvili, çevik kuvvet tarafından gözaltına alınan genç bir adama yardım etmeye çalışırken polis memurları tarafından dövüldüğünü iddia etti.

Habeşvili, iktidar partisi temsilcilerine tasarının görüşülmesini Ekim 2024 seçimleri sonrasına kadar durdurmaları çağrısında bulunarak bu tarihten sonra kararı halkın vereceğini söyledi.

İktidar partisinin kabul etmemesi durumunda muhalefet, vatandaşları sokağa çıkmaya ve ‘Gürcistan’ın ulusal çıkarlarını korumaya’ çağırıyor.

Parlamento Başkanı Şalva Papuaşvili ise, muhalefetin önceki gün ve son günlerde polis memurlarına karşı şiddet eylemleri düzenlediğini söyleyerek yanıt verdi.

Papuaşvili, “O zaman ön sırada durup polise karşı saldırganlık gösterenler, taş atanlar ve benzerlerini yapanlar siz siyasi liderlersiniz. Bu nedenle, eğer AB’te girmek istiyorsanız, ki AB yasalara itaat eder, o halde yasalara itaat edin!” dedi.

Salı akşamı çevik kuvvet, parlamento önündeki Rustaveli Caddesi’nde düzenlenen bir mitingi dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı. Resmi verilere göre 63 kişi gözaltına alındı.

Gürcistan parlamentosu, 17 Nisan’da yabancı acentalara ilişkin yasa tasarısını ilk okumada kabul etmişti.

Parlamentonun kararı, başkent Tiflis’te parlamento önünde protesto dalgasına neden oldu. Protestocular ikinci okumada yasanın oylanmaması çağrısında bulundu.

Avrupa Parlamentosu ise, Gürcistan’ın AB üyeliğine adaylık statüsünün elinden alınması çağrısında bulundu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Macron The Economist’e konuştu: Uygarlığımız ölebilir

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ünlü İngiliz iktisat dergisi The Economist’e geniş kapsamlı bir mülakat verdi.

Macron, Sorbonne’da yaptığı ve ilk kez “Avrupa’mız ölebilir” dediği konuşmadan sadece birkaç gün sonra verdiği mülakatta düşüncelerini tekrar etti. 

“Bir uygarlık ölebilir,” diye uyaran Macron, bu sonun “acımasız” olabileceğini savundu ve her şeyin ‘düşündüğümüzden çok daha hızlı gerçekleşebileceğini’ vurguladı.

The Economist, sahnenin dramatikliğini vurgulayarak, “Elysée Sarayı’nın birinci katındaki salon doré’da, Fransız pencereleri aşağıdaki geniş çimlere doğru açılmış olarak gerçekleştirdiğimiz mülakatta Cumhurbaşkanı, içinde bulunduğumuz anın aciliyetini ve ciddiyetini çok daha keskin bir şekilde vurguluyor. Endişesi sadece Avrupa Birliği ya da hatta Avrupa topraklarının savunulmasıyla ilgili değil. Tüm Avrupalıları birbirine bağlayan, ekonomik zenginlik ve fiziksel güvenlikle desteklenen bir dizi kural ve değerin dayanıklılığıyla ilgili,” diye yazdı.

Macron, şubat ayında Avrupa’nın Ukrayna’ya asker göndermeyi göz ardı etmemesi gerektiği yönündeki açıklamasından geri adım atmayı da reddetti. Bu açıklama bazı müttefiklerinde korku ve öfke yaratsa da Macron onların bu ihtiyatlı tutumunun ‘Rusya’yı daha da cesaretlendireceğinde’ ısrar etti ve “Hiç şüphesiz, artık sınırları olmayan ve saldırgan olan birine karşı eylemimizin sınırlarını tanımlayarak çok tereddütlü davrandık,” dedi.

ABD’ye askeri bağımlılığı azaltma hedefi

Macron ayrıca, 2025 yılında Beyaz Saray’da kim olursa olsun, Avrupa’nın ABD’ye askeri bağımlılığından kurtulması gerektiğini savundu.

“Benim sorumluluğum asla [Amerika’yı] Çin karşısında Avrupalılar ile kendi çıkarları arasında seçim yapmak anlamına gelecek stratejik bir ikileme sokmamaktır,” diyen Macron önümüzdeki aylarda “varoluşsal” bir tartışma yapılması çağrısında bulundu.

Britanya ve Norveç gibi AB üyesi olmayan ülkelerin de katılımıyla Avrupa savunması için ABD’ye daha az yük getirecek yeni bir çerçeve oluşturulabileceğini belirten Macron, Fransa’nın nükleer silahlarının sağladığı korumanın genişletilmesini tartışmaya hazır olduğunu belirtti.

ABD ile Çin arasında AB sanayisi

Macron’un dile getirdiği bir nokta, Avrupa’nın ABD ve Çin’in gerisinde kalmasıyla ‘endişe verici bir endüstriyel uçurumun ortaya çıkması.’

Macron’a göre bu, enerji ve teknolojide, özellikle de yenilenebilir enerji ve yapay zeka alanlarında daha geniş bir bağımlılığın parçası. Avrupa’nın şimdi yanıt vermezse asla yetişemeyebileceğini savunan Macron, Amerikalıların “Çinlileri uluslararası ticaret kurallarına uydurmaya çalışmaktan vazgeçtiklerini” ileri sürdü.

ABD’deki Enflasyonu Düşürme Yasasını (IRA) “kavramsal bir devrim” olarak nitelendiren Fransız lider, Amerika’yı kritik endüstrilerini sübvanse ederek Çin’e benzemekle suçladı ve “Bunlar olmuyormuş gibi devam edemezsiniz,” dedi.

The Economist’e göre Macron’un çözümü, Avrupa’nın Amerikan ve Çin sübvansiyonlarına ve korumasına denk olmasını istemekten daha radikal. Macron aynı zamanda Avrupa’nın çalışma biçiminde de köklü bir değişiklik peşinde ve bunun için araştırma harcamalarını iki katına çıkaracak, sanayiyi serbestleştirecek, sermaye piyasalarını serbest bırakacak ve Avrupalıların risk iştahını artıracak.

Macron, bazı ülkeler kaybetse bile ‘Avrupa’nın uzmanlaşmaya ve ölçeğe’ ihtiyacı olduğunu söyledi.

Avrupa siyasetinin geleceği

Macron daha sonra ‘Avrupa siyasetinin kırılganlığına’ da temas etti.

The economist, Fransa Cumhurbaşkanının ‘popülist milliyetçilere’ karşı özel bir nefret beslediğini belirtti ve ismini vermese de bunlardan birinin 2027’de kendisinin yerine geçmeyi hedefleyen Marine Le Pen olduğunu yazdı.

Macron’a göre ‘kıran kırana bir dünyada, kendi ülkelerini güçlendirmeye yönelik boş vaatleri bunun yerine bölünme, gerileme, güvensizlik ve nihayetinde çatışmayla’ sonuçlanacak.

Dergi, Macron’un ‘ileri görüşlü’ olsa da çözümlerinin ‘sorun teşkil ettiğini’ savundu. Buna göre tehlikelerden biri, aslında Avrupa’nın güvenliğine zarar verebilecek olmaları. Diğeri ABD’yi ‘uzaklaştırması’ ama onun boşluğunu ‘güvenilir bir Avrupalı alternatifle’ dolduramayacak olması. Yine dergiye göre bu durum uzun zamandır Avrupa ve Amerika ile bir ittifak olarak değil ‘ayrı ayrı uğraşmak isteyen’ Çin’in de işine gelecek.

The Economist’e göre, Macron’un planlarının gerçekleşmesi için AB’yi oluşturan 27 devletin vergilendirme ve dış politika üzerindeki egemenliğinden vazgeçmesini ve Avrupa Komisyonu’na daha fazla nüfuz vermesini gerektiriyor ki bu pek mümkün görünmüyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İngiliz parlamentosu: Rusya’ya yönelik yaptırım rejimi gözden geçirilmeli

Yayınlanma

İngiltere parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası’nın Hazine Komisyonu, dün Rusya’ya yönelik yaptırımların etkinliği konusunda bir oturum düzenledi.

Oturuma katılanlar, yaptırım rejiminde hala boşluklar olduğu için gözden geçirilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.

Komisyon, 30 Nisan’daki oturumda İngiliz Sigortacılar Birliği, İngiltere ve Galler Hukuk Topluluğu ve Birleşik Krallık Finansal Hizmetler Sektörü Birliği’nden gelen yaptırım tedbirlerinin eksikliklerine ilişkin dilekçeleri değerlendirdi.

Oturumların ardından Avam Kamarası’nın internet sitesinde toplantı katılımcılarının tartışılan soruna ilişkin görüşlerinin toplandığı bir belge yayımlandı.

Oturumun başlığı ‘Birleşik Krallık’ın Rusya’ya yönelik mali yaptırımları işe yarıyor mu?’ şeklinde belirtildi.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) Finans ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi Direktörü Tom Keatinge, alınan tedbirlerin tüm sanayi alanlarında etkili olmadığı görüşünü dile getirdi.

Gerçekten işe yaradıklarından emin olmak için yaptırımların gözden geçirilmesi çağrısında bulunan Keatinge, “Aksi takdirde Rusya’yı savunmak için ortaya çıkıp ‘Bu yaptırımlar Batı’ya Rusya’dan daha fazla zarar veriyor’ diyenleri giderek daha fazla göreceğiz. Bundan kaçınmamız gerekiyor, zira bu Kremlin’e stratejik iletişim oyununda avantaj sağlıyor,” dedi.

Keatinge, ayrıca Rusya’ya karşı yaptırımlara tabi olan şahısların listesinin denetlenebileceğini söyledi. Hukuk firmaları Peters & Peters Solicitors ve CANDEY temsilcileri de bu görüşe katıldı.

İnsan hakları örgütü Redress’in avukatlarından Natalia Kubesh ise, yaptırımların gerektiği gibi uygulanmaması halinde beklenen etkiyi yaratamayacağını ifade etti.

Kubesh’e göre Londra’nın yaptırım sisteminde hala yaptırım rejimini atlatmak için kullanılabilecek boşluklar söz konusu.

Kubesh, bunun için ABD deneyimine bakılması ve ihlalcilerin ‘takibinde daha iddialı olunması’ çağrısında bulundu.

Komisyon toplantısında ele alınan dilekçeler arasında İngiltere’deki kurumların yaptırımlara açıklık getirilmesi yönündeki talepleri de yer aldı.

Özellikle piyasa katılımcıları, firmalarının bu alanda tam olarak nasıl izlendiğine dair bir açıklama talep etti.

IMF: Rusya yaptırımlar karşısında şaşırtıcı bir ekonomik büyüme gösterdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English