Bizi Takip Edin

AVRUPA

Avrupa Halk Partisine baskının yankıları sürüyor

Yayınlanma

Geçen Salı günü Avrupa Parlamentosunun en büyük grubu Avrupa Halk Partisinin (EPP) Brüksel ofislerine yapılan polis baskınları tartışma yarattı.

Alman Hıristiyan Demokratların (CDU/CSU) da içinde yer aldığı EPP, önümüzdeki hafta Varşova’da yapılması planlanan grup toplantısını iptal etti.

Euractiv’e konuşan iki farklı EPP kaynağı, grubun Polonya delegasyonunun baskın sonrasında yaşanan gelişmeler konusunda ciddi endişelerini dile getirdiğini doğruladı.

EPP üyesi Polonyalı Sivil Platform (PO) partisinin, genel seçimler öncesinde PO’yu skandalla ilişkilendirmeye çalışan Varova’daki hükümet yanlısı medyanın ağır eleştirileri üzerine EPP liderliğinden toplantıyı iptal etmesini istediği iddia edildi.

İhtilafta Polonyalıların payı büyük

Bir EPP kaynağı, ‘baskından bu yana PiS’e yakın medyanın Donald Tusk’ı skandalın içine çekmeye çalıştığını’ ve hatta Tusk’ın ‘lideri Manfred Weber’in şu anda maruz kaldığı siyasi zarardan kaçınmak için’ toplantıyı iptal etmek istediğini belirtti.

Eski Polonya Başbakanı ve Avrupa Konseyi Başkanı Tusk, şu anda PO lideri.

Euractiv’e konuşan bir kaynak, EPP Başkanı Manfred Weber’in başlangıçta toplantıya devam etmek istediğini ancak daha sonra fikrini değiştirdiğini söyledi.

Weber’in ayrıca Salı günü EPP komisyon üyeleri ve hem parti hem de grup başkanları arasında gerçekleşmesi planlanan aylık akşam yemeğini de iptal ettiği ortaya çıktı.

Meloni ile yakınlaşma Almanlarda rahatsızlık yarattı

Polonya’da iktidardaki PiS, başkanı İtalya Başbakanı Giorgia Meloni olan Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubunda yer alıyor. Weber, EPP ile ECR arasında bir yakınlaşmayı savunduğu gerekçesiyle başta CDU/CSU olmak üzere bir dizi ‘merkez sağ’ EPP üyesi tarafından eleştiriliyordu.

Şubat ayı başında Münih’te düzenlenen bir toplantıda CSU lideri Markus Söder, Weber ile konu hakkında ‘uzun’ bir görüşme yaptığını söylemişti.

“Devletlerin birbirleriyle konuşması ya da görüşme halinde olması bir şeydir. Fakat resmi bağlar benim bakış açımdan ve ortak bakış açımızdan bir anlam ifade etmiyor,” diyen Söder’in açıklamasının ardından Meloni ile ortaklık konusunda bir daha görüşme yapılmadı.

CDU ise Weber’in Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e yönelik tutumundan rahatsız görünüyor.

Euractiv’e konuşan bir CDU kaynağı, Weber’in Leyen’e yönelik ‘pasif-agresif’ tutumunun Berlin’de olumlu karşılanmadığını söyledi.

Soruşturmanın gerekçesi

Polis baskınları 2019 AB seçim kampanyası sırasındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin devam eden bir soruşturmayla ilgili.

Soruşturmanın odağında, 2019 AB seçim kampanyası sırasında EPP lideri Manfred Weber’in dijital kampanya yöneticisi olan CDU milletvekili Mario Voigt bulunuyor.

Alman basınında yer alan haberlere göre, dijital kampanya ihalesinin Almanya’nın Thüringen eyaletindeki bir şirkete verilmesi soruşturmaya konu mesele olarak öne çıkıyor.

EPP ile Voigt ile ilişkili olduğu iddia edilen şirket arasında farklı ihaleler yoluyla imzalanan sözleşmelerin en az 300.000 avro değerinde olduğuiddia ediliyor.

Her ne kadar birçok EPP kaynağı, Başkan Manfred Weber’in bu bu işe karışmadığını söylese de, siyasi hasarın büyük olacağı tahmin ediliyor.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English