Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin Dışişleri Bakanından ziyaret öncesi Blinken’a Tayvan uyarısı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, Çarşamba günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir telefon görüşmesi yaparak, Washington’u Pekin’in “iç işlerine” karışmayı bırakmaya çağırdı.

Çin-ABD gerilimleri, son aylarda – Çin’e yarı iletken ihracatı üzerindeki kontrollerin artırılmasından Tayvan krizine kadar- dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ilişkiyi bir ayrışma noktasına getiren çeşitli sorunlar nedeniyle arttı.

Washington daha önce Blinken’in pazar günü planlanan Pekin ziyareti de dahil olmak üzere müzakereler yoluyla ilişkiyi yönetmeyi umduğunu söylemişti, ancak iki taraf da çarşamba günkü telefon görüşmesinde bu geziden bahsetmedi.

Üst düzey ABD’li diplomatın şubat ayında ziyaret etmesi planlanmıştı, ancak bu gezi, ABD üzerinde uçan bir Çin balonunun “casus” olarak tanımlanıp Pekin’in itirazlarına rağmen düşürülmesinin ardından durdurulmuştu.

Eğer gerçekleşirse, pazar günkü ziyaret (18 Haziran), 2018’den bu yana bir ABD dışişleri bakanının yaptığı ilk ziyaret olacak.

Qin: Sorumluluğun kimde olduğu açık

Telefon görüşmesinin ABD’nin talebi üzerine yapıldığını söyleyen Qin, bozulan ilişkilerden Washington’u sorumlu tuttu ve Blinken’e “Çin-ABD ilişkileri yeni zorluklarla ve meydan okumalarla karşı karşıya kaldı ve sorumluluk açıktır” dedi.

Pekin’in, Çin-ABD ilişkilerinin her zaman Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından önerilen karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkelerini izleyerek değerlendirdiğini ve ele aldığını ifade eden Qin, özellikle Tayvan sorunu gibi “Çin’in temel endişeleri konusundaki kararlı duruşunu” vurguladı. ABD’nin buna saygı duyması gerektiğini söyleyen Qin, Washington’ın Çin’in iç işlerine karışmayı bırakması ve rekabet adına Çin’in güvenlik ve kalkınma çıkarlarına zarar vermeye son vermesi gerektiğini” belirtti.

Çinli diplomat, ABD’nin Xi ile ABD Başkanı Joe Biden arasında Endonezya’nın Bali kentinde G20 zirvesinin oturum aralarında bir araya geldiklerinde varılan “önemli fikir birliğini” uygulamak için “pratik adımlar atmasını” umduğunu söyledi. 

Blinken: Çatışmadan kaçınmak için açık iletişim hatları önemli

ABD Dışişleri Bakanlığı da, Blinken’ın “ilişkiyi sorumlu bir şekilde yönetmek” ve “yanlış hesaplama ve çatışmadan kaçınmak için açık iletişim hatlarını korumanın önemini” yinelediğini söyledi.

Sözcü Matthew Miller yaptığı açıklamada, ikilinin “bir dizi ikili ve küresel meseleyi ele aldığını” ifade ederken, Blinken “ABD’nin endişe alanlarını ve potansiyel işbirliği alanlarını gündeme getirmek için diplomatik angajmanları kullanmaya devam edeceğini açıkça belirtti” dedi.

Diplomasi trafiği

Görüşmeler, iki ülke arasındaki diplomasi trafiğinin sonuncusuydu. Bu ayın başlarında, üst düzey Çinli ve ABD’li yetkililer Pekin’de her iki tarafın da “samimi ve üretken” olarak nitelendirdiği görüşmeler yaptı.

Son haftalarda, iki ülkenin orduları arasında ise, biri Güney Çin Denizi üzerinde, diğeri Tayvan Boğazı’nda, en az iki yakın karşılaşma görüldü. ABD, “Çin’in engellemeleri güvensiz ve profesyonelce değil” ifadesini kullanırken, Çin ise ABD’yi “provokasyonları durdurmaya” çağırdı.

İki ülkeden de yetkililer son aylarda, yakın temasların iletişim ihtiyacını vurguladığını söylüyor.

Geçen ay CIA Direktörü William Burns, Pekin’e gizli bir ziyarette bulunurken, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao, Washington’da ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo ve Ticaret Temsilcisi Katherine Tai ile bir araya geldi. ABD ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan da mayıs ayı başlarında Viyana’da üst düzey Çinli diplomat Wang Yi ile iki günlük görüşmeler yaptı.

Bununla birlikte, Blinken-Qin görüşmesinin, planlanan ziyaret öncesi meyvelerini verip vermeyeceği belirsizliğini koruyor.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English