Bizi Takip Edin

ASYA

Çin’in yurtiçi seyahatleri yükselişe geçti, ancak yabancı ziyaretçilerin oranı istenilen seviyede değil

Yayınlanma

Devlete bağlı bir araştırma enstitüsüne göre, Çin bu yıl yurt içi seyahat sıklığı ve gelirlerinin salgın öncesi seviyelere dönmesini bekliyor, ancak uluslararası gelişlerin toparlanması daha uzun sürebilir.

Çin Turizm Akademisi (CTA) tarafından 1 Şubat’ta yayınlanan bir rapor, Çin vatandaşlarının bu yıl 6 milyar kadar seyahat yapacağını, bu rakamın 2019 ile hemen hemen aynı olacağını, ancak daha kısa mesafelere seyahat etmelerinin beklendiğini öngörüyor.

CTA raporuna göre, sıkı Kovid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasından bu yana yurtiçi seyahatlerde istikrarlı bir toparlanma yaşanırken, 2019’da görülen uluslararası turistlerin yalnızca yüzde 50’sinin önümüzdeki yıl geri gelmesi bekleniyor.

İç turizmden elde edilen gelirin 2023-2024 yılları arasında yüzde 23 artışla 6,03 trilyon yuana (839 milyar ABD$) ulaşması ve 2019 yılında elde edilen 5,725 trilyon yuan (796 milyar ABD$) geliri aşması bekleniyor.

Çin’de turizm, ülkenin sıfır Kovid politikasının kaldırıldığı Aralık 2022’den bu yana toparlanıyor ve geçen yıl ülke içi seyahatlerin sayısı pandemi öncesi seviyelerin yaklaşık yüzde 80’ine geri döndü.

Kısa mesafe seyahatler ön planda

Milyonlarca Çinlinin aile buluşmaları için memleketlerine seyahat ettiği devam etmekte olan Ay Yeni Yılı da yurt içi yolcu trafiğinde güçlü bir toparlanmaya sahne oldu.

Rapora göre, il içi seyahatler geçen yıl ocak-ekim ayları arasında yurt içi seyahatlerin yaklaşık yüzde 75’ini oluştururken, bu oran 2019’un aynı döneminde yaklaşık yüzde 50 olarak gerçekleşti.

CTA, Aralık 2022 raporunda, o yıl yurt içi seyahatlerin yüzde 80’inden fazlasının il içinde gerçekleştiğini belirtmişti.

İnsanların seyahat etme isteği pandemi öncesi seviyeye dönmesine rağmen, turizm sektörüne duyulan güven yeterli değil.

CTA tarafından girişimci tutumlarını ölçmek için hesaplanan bir endeks, 2019’da 124 iken 2020’de 68’e inerek ciddi bir düşüş gösteriyor.

Turizm ve iç talep

Çin, durgun ekonomik büyümenin ortasında turizmi “yeni tüketim büyüme noktalarından” biri olarak tanımladı ve Devlet Başkanı Xi Jinping ekonomiyi güçlendirme politikalarının bir parçası olarak iç talepteki genişlemeyi vurguladı.

Xi, Çin’in ekonomiye odaklanan en üst düzey ulusal politika belirleme toplantısı olan Aralık ayındaki merkezi ekonomik çalışma konferansında iç turizm sektörüne destek sözü verdi.

Pekin, uluslararası gezginleri ve işletmeleri çekmek amacıyla bir dizi Avrupa ve Asya ülkesine vizesiz seyahat uygulamasını da başlattı ve pek çok kişi Ay Yeni Yılı sırasında yeni düzenlemelerden yararlandı.

Pazartesi günü Çin online medya kuruluşu ThePaper.cn’ye göre, yeni politikanın ilk üç gününde Şanghay ve Singapur arasında yaklaşık 10.000 vizesiz seyahat yapıldı ve bu rakam iki ülke arasındaki seyahatlerin yüzde 90’ını oluşturdu.

Haberde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Singapur’a giden Çinli ziyaretçi sayısının 15 kat, Şanghay’a giden Singapurlu ziyaretçi sayısının ise dokuz kat arttığı belirtildi.

Gelen ziyaretçi sayısı hala zayıf

Ancak 1 Şubat’ta yayınlanan bir başka CTA raporuna göre, gelen seyahatlerdeki toparlanma dengesiz ve iç pazara kıyasla daha yavaş oldu; geçen yıl gelen yabancı ziyaretçi sayısı 2019 rakamlarının sadece yüzde 36’sına ulaştı.

Geçen yıl gelen yolcu trafiği 2019 seviyesine göre yaklaşık yüzde 60 oranında toparlanmış olsa da, bu toparlanma esas olarak Hong Kong, Makao ve Tayvan’da ikamet edenlerin girişlerinden kaynaklandı.

CTA, Hong Kong, Makao ve Tayvan’da ikamet edenlerin girişlerinde tam bir iyileşme beklerken, yabancıların girişlerinin pandemi öncesi gücünün ancak yarısına ulaşacağını tahmin ediyor.

Raporda bu düşüşün, pandemi sırasında gelen seyahatler konusunda uzmanlaşmış Çinli acentelerin kapanması ve yüksek seyahat maliyetleri gibi çeşitli nedenleri olduğu belirtildi.

Öte yandan, resmi istatistiklere göre, giden seyahatlerin bu yıl 130 milyona ulaşarak 2019’daki pandemi öncesi seviyenin yaklaşık yüzde 77’sine ulaşması bekleniyor.

ASYA

Kazakistan: Rusya yaptırımlarını onaylamasak da bunlara uymamız bizim yararımıza

Yayınlanma

Kazakistan Başbakan Yardımcısı Serik Jumangarin, Rusya’ya yönelik yaptırımların ülke ekonomisine yönelik etkilerini değerlendirdi.

ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulanan yaptırımlar nedeniyle Kazakistan’da pek çok lojistik ve ticaret zincirinin aksadığını belirten Jumangarin, Astana yaptırımları desteklemese de bunlara uymanın ülkenin yararına olduğunu savundu.

Zakon.kz portalına mülakat veren Jumangarin, “Bu arada, biz (yaptırımları getiren) koalisyonun üyesi değiliz, bu tek taraflı yaptırım politikasını desteklemiyoruz, ancak iktisadi olarak bize faydalı olduğu için bunlara riayet ediyoruz,” dedi.

Kazakistan ekonomisinin küçük ve kısıtlayıcı tedbirlere karşı savunmasız olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı, konuyla doğrudan ABD ve AB ile temas halinde olduklarını dile getirdi.

Jumangarin, “Başbakan Yardımcısı olarak bu konudaki çalışmalara doğrudan liderlik ediyorum, Kazakistan’ın ilgili bir çalışma grubu var ve karar alıcılarla – ABD ve AB – sürekli temas halindeyiz,” ifadelerini kullandı.

Bu dış politika sayesinde Kazakistan’ın belirli şirketlere karşı ne gibi önlemler alınabileceği konusunda her zaman ihtar alma riski altında olduğu değerlendirmesini yapan Jumangarin, “Yaptırımlara maruz kalmamak için başta iş adamlarımız olmak üzere pozisyonlarımızı korumayı başarıyoruz,” diye ekledi.

Geçen yıl ekim ayında Orta Asya ülkeleri, AB’ye Rusya karşıtı yaptırımların delinmesine karşı mücadelede iş birliği yapma sözü vermişti.

Ayrıca Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, geçen yılın eylül ayı sonunda Almanya’ya yaptığı ziyaret sırasında Astana’nın Rusya’ya karşı yaptırım rejimini takip edeceğini belirtmişti.

Aynı zamanda Astana, Batı’nın yaptırımları nedeniyle Rusya’ya 106 çeşit malın ihracatına kısıtlama getirmişti.

Alman düşünce kuruluşu SWP: Batı için Kazakistan’ın görevi Rusya ve Çin’i çevrelemek

Okumaya Devam Et

ASYA

Washington Post: Zelenskiy, Asya ülkelerinden destek alma girişiminde başarısız oldu

Yayınlanma

Washington Post gazetesi, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu güvenlik zirvesinde Asya ülkelerinden destek alamadığını yazdı.

Gazetede yer alan makalede, Zelenskiy’in karşı karşıya kaldığı zorlukların yalnızca Çin ile sınırlı kalmadığı, Ukrayna’nın Batı ülkelerinde uyandırdığı ‘duygusal ve varoluşsal kaygıyı’ uyandırma çabasının da başarısızlıkla sonuçlandığına dikkat çekildi.

Makalede, Ukrayna ve Avrupalı müttefikleri açısından asıl sorunun, uluslararası düzen ve değerler hakkında verdikleri vaazların Asya’da karşılık bulmadığını ve gülünç karşılandığını hesaba katmamaları.

Singapur Ulusal Üniversitesi’nden profesör Raja Mohana’ya göre Asya ülkeleri Batılı devletlerin söylemlerine inanmıyor.

Mohana’ya göre söz konusu ülkeler, Batı’nın söyledikleri ile yaptıkları arasındaki devasa uçurumu görebiliyor.

Zelenskiy, 3 Haziran’da Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu güvenlik formunda yaptığı konuşmanın ardından Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr ile bir araya geldi.

Ukrayna lideri, Telegram kanalında yaptığı açıklamada Filipinler temsilcilerinin İsviçre’deki zirveye katılacağını bildirdi. Marcos Jr ise Ukrayna’daki ihtilafın çözümünün sadece Kiev’e değil tüm dünyaya uyması gerektiğini ifade etti.

Shangri-La forumundan öne çıkanlar ve Zelenskiy’in süpriz ziyareti

Okumaya Devam Et

ASYA

Güney Kore Devlet Başkanı geniş çaplı gaz ve petrol aramalarını onayladı

Yayınlanma

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol pazartesi günü, dünyanın en büyük enerji ithalatçılarından biri olan ülkenin doğu kıyısı açıklarında bulunan potansiyel olarak geniş petrol ve gaz kaynakları için keşif sondajı yapılmasına yeşil ışık yaktı.

Yoon düzenlediği basın toplantısında, uzmanlar ve endüstri grupları tarafından incelendiğini söylediği bir çalışmaya atıfta bulunarak, bölgenin 14 milyar varil kadar petrol ve gaz içerme ihtimalinin “çok yüksek” olduğunu söyledi.

Yoon, “Bugün, Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanlığı’nın doğu denizinin derinliklerinde keşif için sondaj çalışmalarına başlamasını onayladım” dedi.

Maliyetinin 500 milyar wondan (363 milyon $) fazla olacağı tahmin edilen projenin, gelecek yılın ilk yarısına kadar enerji rezervleri bulma umuduyla yıl sonuna doğru başlayacağını söyledi.

Yoon, sahanın güneydoğudaki sanayi liman kenti Pohang açıklarında olduğunu ve bir sanayi bakanlığı yetkilisinin de Güney Kore’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde olduğunu eklediğini sözlerine ekledi.

Yoon, Güney Kore’nin 1996’da başlayan petrol ve gaz arama çalışmalarının yaklaşık 4,5 milyon varile eşdeğer gaz rezervine ulaştığını ve ticari gelişimin 2021’de tamamlandığını söyledi. Yeni rezervlerin ülkeyi 29 yıl boyunca besleyecek kadar gaz ve dört yıllık tüketime eşdeğer petrol vaat ettiğini de sözlerine ekledi.

Seul’deki enerji hisseleri sıçradı

Petrol rafinerisi SK Innovation’ın hisseleri %6 artışla kapanırken, Korea Gas Corporation %30 artışla 17 ayın en yüksek seviyesine çıktı, Daesung Energy de günlük %30 sınırını aştı ve SK Gas %7 yükseldi.

Araştırma şirketi Rystad Energy’nin kıdemli başkan yardımcısı Readul Islam, potansiyel hacmin göz alıcı olduğunu söyledi, ancak “Sadece matkap ucunun döndürülmesi gerçekte ne kadar petrol ve gaz olduğunu ortaya çıkaracaktır” uyarısında bulundu.

Readul Islam, dünyanın en büyük üçüncü LNG ithalatçısı olan Güney Kore için, “Güney Kore’de bulunan önemli miktardaki gaz, önümüzdeki on yıllarda küresel olarak süper soğutulmuş yakıta yönelik artan talebi karşılamak için LNG üreticileri üzerindeki baskıyı azaltmaya hizmet edebilir” diye ekledi.

Kore Ulusal Petrol Şirketi’ne (KNOC) göre Güney Kore dünyanın dördüncü en büyük ham petrol ve gaz alıcısı ve dokuzuncu en büyük enerji tüketicisi.

Enerji Bakanı Ahn Duk-geun, arama çalışmalarının dörtte üçünün gaz, geri kalanının ise petrol içerdiğinin tahmin edildiğini ve ticari üretimin 2035 yılında hedeflendiğini söyledi.

Bir başka endüstri bakanlığı yetkilisi ise KNOC’un sondaj çalışmalarına öncülük edeceğini ve bu sayede arama alanlarının büyüklüğünü belirlemeyi amaçladığını söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, her biri 100 milyar won maliyetle 10 kadar kuyu açılması gerekebileceğini söyledi.

Fosil yakıt kaynakları çok az olan Güney Kore, kömür, petrol ve doğal gaz kaynaklarının %1’i hariç tamamını ithal ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English