Bizi Takip Edin

ASYA

Çinli ve Koreli şirketler ABD’nin elektrikli araç yasasını aşındırarak birlikte çalışıyor

Yayınlanma

Seul’u ABD pazarına açılan bir kapı olarak kullanmak isteyen Çinli firmalar, Güney Kore’nin pil endüstrisine yatırım yapmak için sıraya giriyorlar. Bu da, Biden yönetiminin Çin’in elektrikli otomobil tedarik zincirine katılımını sınırlama çabalarını baltalıyor.

Bloomberg’in haberine göre, son dört ayda Çinli şirketler ve Koreli ortakları, Kore’de beş yeni pil fabrikasına yaklaşık 5.1 trilyon won (4 milyar $) yatırım yaptıklarını duyurdu. Saemangeum Kalkınma ve Yatırım Dairesi yetkilileri, Çinli yerel yönetimlerin daha fazla proje için görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Habere göre, Çinli ve Koreli firmalar, Güney Kore’de yapılan ve daha sonra ABD yapımı elektrikli arabalara takılan pillerin Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasası kapsamında vergi indirimlerine hak kazanacağını düşünerek, Seul’un ABD ile yaptığı serbest ticaret anlaşmasından yararlanmak istiyor.

Enflasyonu Düşürme Yasası’ndan faydalanma çabası

Lityum pil ve elektrot malzemeleri üretip ve satan Çinli Ningbo Ronbay New Energy Technology Co. geçen hafta, Kore’de yeni bir fabrika kurma onayı aldığını duyurdu.

Ronbay New Energy, “Şirketin Kore üssü tarafından üretilen ürün, Enflasyonu Düşürme Yasasındaki nitelikli kilit mineraller için ilgili gereklilikleri karşılıyor ve Avrupa ve ABD pazarlarına ihracat yaparken tarife politikalarından faydalanabiliyor” dedi.

Ronbay’ın Kore Şubesi Başkanı You Sang-yul, bir röportajda ayrıca, “Güney Kore’nin piller hakkında çok fazla yeteneği ve bilgisi var. Kore’yi seçmek, Enflasyonu Düşürme Yasası nedeniyle küresel stratejimizin bir parçası” açıklamasını yaptı.

Çinli firmalar, Kore’nin üç ana elektrikli araç hücresi üreticisi olan LG Energy Solution Ltd., Samsung SDI Co. ve SK On Co. için katotlar, anotlar ve öncüller üreterek küresel pil ve pil malzemeleri tedarik zincirine hükmediyor. Üçlü daha sonra General Motors Co., Tesla Inc. ve Volkswagen AG gibi elektrikli araç üreticilerine tedarik sağlıyor.

Biden yönetimi, tedarik zincirinde ABD’nin Çinli şirketlere olan bağımlılığını azaltmak için adımlar atsa da, otomobil üreticileri, ABD hükümetinin Çin yapımı bazı parçaların dahil edilmesine izin verme konusunda hoşgörülü olması için lobi yapıyor.

Biden yönetim şu anda Çin ve Rusya gibi herhangi bir “ilgili yabancı varlık”tan ne kadar içeriğe izin verileceğini düzenleyen kurallar hazırlıyor.

ABD Hazine Sözcüsü Ashley Schapitl, “Hem uluslararası hem de yerel tedarik zincirleriyle ilgili herhangi bir ulusal güvenlik endişesini değerlendirmeye ve bunlara yanıt vermeye devam edeceğiz” dedi.

‘Kore-Çin ortaklıklarını yasaklarlarsa, ABD asla elektrikli araç üretemeyecek’

Seul’deki Kore Pil Endüstrisi Derneği yetkilisi Lee Myung-kyu ise, “Çin ve Güney Kore olarak, birbirimize ihtiyacımız var” dedi.

Koreli üreticilerin, ABD’nin enflasyon yasası nedeniyle Çin’den katotlar ve öncüller gibi pil malzemeleri ithal etmenin riskli olduğunu düşündüğünü not eden Lee, “Bu hammaddelerin tamamı Güney Kore’de yapılırsa, bu, Kore’nin ülkede daha istikrarlı bir tedarik zincirine sahip olacağı anlamına gelir” yorumunu yaptı.

Ronbay New Energy’ye ek olarak, Güney Koreli elektrikli otomobil bataryası üreticisi SK On Çinli bir firma ile öncü fabrika kurmak için bir ortak girişimi duyururken, Çinli kobalt tedarikçisi Zhejiang Huayou Cobalt Co., Güney Kore devi LG Group ve Posco Future M Co.’nun bir kimya yan kuruluşu ile ortak girişimlerde bulunmayı kabul etti.

Yine Güney Koreli çelik üreticisi Posco Holdings Inc. ise haziran ayında Çinli CNGR Advanced Material Co. ile bir nikel rafinerisi inşa etmek için bir anlaşma yaptığını duyurdu.

ABD’nin ortak girişimleri herhangi bir vergi avantajından her an bloke edebileceği endişesi mevcut olsa da, Güney Kore’deki analistler, ülkenin en azından bir süre Çin ile ortaklıklarını sürdürebileceğine inanıyor.

Seul merkezli pil araştırma şirketi SNE Research’ün Başkan Yardımcısı James Oh, “ABD, Çinli firmaları elektrikli araç tedarik zincirlerinden dışlayamaz” dedi ve uyardı: “Kore-Çin ortaklıklarını yasaklarlarsa, ABD asla elektrikli araç üretemeyecek.”

Bu süreçte, Koreli şirketlerin Çinli ortaklarından Çin’in hakim olduğu pil parçalarını nasıl üreteceklerine dair bir şeyler öğrenebileceği de düşünülüyor.

AMERİKA

ABD Kongresi, donanmayı güçlendirmek için Japonya’nın denizaltı üretim programını inceliyor

Yayınlanma

ABD, Çin’in artan denizcilik gücüne ayak uydurmakta zorlanırken, Washington’daki kanun yapıcılar, Japonya’nın her yıl belirli sayıda denizaltı üretme yöntemini benimsemek de dahil olmak üzere, ülkenin gemi inşa kısıtlamalarını ele almanın yollarını araştırıyor.

Salı günü Kongre’de yapılan bir oturumda Japonya’nın yaklaşımının benimsenmesi önerildi.

Kongre Araştırma Servisi’nde (CRS) deniz kuvvetleri uzmanı olan Ronald O’Rourke, Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nin deniz gücü ve projeksiyon kuvvetleri alt komitesine verdiği demeçte “Japonya’dan, kuvvet büyüklüğü değişse bile tedarik oranını sabit tutma modelini öğrenebilirsiniz” dedi.

Donanma gemilerinin ve denizaltılarının sayısının her yıl bütçe görüşmeleri yoluyla belirlendiği ABD’nin aksine, Japonya üretim sayısını yılda bir tekne olarak sabit tutmaktadır. Mitsubishi Heavy Industries ve Kawasaki Heavy Industries gemileri dönüşümlü olarak teslim etmektedir.

CRS’nin 41 yıllık emektarı ve ülkenin en etkili deniz analistlerinden biri olan O’Rourke, Tokyo’nun denizaltı filosunun büyüklüğünü “önceden tedarik oranı ile oynayarak değil, ‘kullanım ömrü sonu’ kararlarıyla” yönettiğini söyledi.

O’Rourke hazırladığı konuşmada Japonya’nın yılda bir kez yaklaşımının “denizaltı inşa sanayi tabanı için istikrar sağlamak ve denizaltı üretiminde verimliliği en üst düzeye çıkarmak” için tasarlandığını söyledi.

“Japonya 18 denizaltıdan oluşan bir gücü muhafaza etmeyi planladığında, bunu denizaltılarını yaklaşık 18 yaşına kadar hizmette tutarak yılda bir inşa oranıyla yaptı” dedi. “Japonya denizaltı kuvveti seviyesindeki hedefini 22 tekneye çıkardığında, yılda bir inşa oranını korudu ve denizaltılarını yaklaşık 22 yaşına kadar hizmette tutmaya başladı” diye ekledi.

Japonya yıllarca 16 denizaltı ve iki eğitim botundan oluşan bir filo büyüklüğünü korudu. Amaç Rus gemilerinin sıklıkla geçtiği üç boğazı – Soya, Tsugaru ve Tsushima – savunmaktı. Her boğaza iki denizaltı tahsis edilecek, geri kalanlar ise eğitimde ya da bakımda olacaktı.

2010 yılında, Japonya’nın Tayvan’a yakın güneybatı adalarının etrafındaki sularda Çin denizaltılarına karşı savunma yapmak üzere filonun 22 denizaltı ve iki eğitim botuna çıkarılmasına karar verildi.

Bunu yapmak için Japonya’nın denizaltı üretimini artırması gerekmedi. Sadece denizaltılarının ömrünü 16 yıldan 22 yıla uzattı.

O’Rourke alt komiteye, Japonya’nın denizaltı filosunu 30 gemiye çıkarmaya karar vermesi halinde, “yine yılda bir inşa oranını koruyabileceğini ve gemilerini 30 yaşına kadar hizmette tutmaya başlayabileceğini” söyledi. O’Rourke genişletilmiş bir Japon denizaltı filosunu ABD Donanması için en iyi tamamlayıcı olarak görüyor, zira ABD Donanmasının önümüzdeki yıllarda saldırı denizaltılarının sayısında bir düşüş yaşayacağı düşünülüyor.

Geçtiğimiz perşembe günü Kawasaki, Taigei sınıfı denizaltı Raigei’yi Kobe Tersanesi’nde Japonya Savunma Bakanlığı’na teslim etti. Taigei sınıfının dördüncü teknesi olan Raigei, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana tersanede inşa edilen 31. denizaltı oldu.

Mitsubishi neredeyse tam bir yıl önce Taigei sınıfının üçüncü teknesi olan Jingei’yi bakanlığa teslim etmişti.

Bu arada ABD Donanması da maliyet aşımları, işgücü sıkıntısı ve gemi inşasındaki gecikmelerle boğuşuyor. “Donanma şu anda gemilerin tasarımı, inşası, mürettebatı ve bakımı konusunda zorluklarla karşı karşıya” diyen O’Rourke, zorlukların birleşiminin ”41 yıllık CRS kariyerimde gördüğüm en önemli zorluk” olarak tanımladı.

Kongre Bütçe Ofisi’nden Eric Labs salı günkü oturumda yaptığı açıklamada, ABD Donanması’nın inşa halindeki 46 gemisi için maliyet aşımlarının geçtiğimiz bütçe yılında üç kat artarak 3.4 milyar dolardan 10.4 milyar dolara çıktığını söyledi.

Deniz kuvvetleri ve silahlar konusunda kıdemli bir analist olan Labs, gemiler için gerekli olan daha uzun inşa sürelerine de işaret etti. “Uçak gemilerinin yapımı eskiden sekiz yıl sürerdi. Şimdi 11 yıl sürüyor. 2000’li yıllarda saldırı denizaltılarının yapımı altı yıl sürüyordu. Şimdi ise dokuz yıl sürüyor” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Güney Kore’de Yoon’un azil kararı öncesinde Anayasa Mahkemesi üzerindeki uçuşlar iptal edildi

Yayınlanma

Güney Kore’de hükümet çarşamba günü yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin Başkan Yoon Suk Yeol’un görevden alınmasıyla ilgili vereceği karar öncesinde mahkeme üzerindeki tüm uçuşları geçici olarak yasakladığını duyurdu.

Ulaştırma Bakanlığı, uçuş yasağının çarşamba (dün) gece yarısından gelecek çarşamba gece yarısına kadar mahkemenin 1 deniz mili veya 1.85 kilometre yarıçapındaki bir alanda geçerli olacağını söyledi.

Önlem, mahkemenin henüz açıklamadığı görevden alma kararının verileceği tarih civarında suç ve terörün önlenmesini amaçlıyor.

Acil müdahale ekipleri tarafından kullanılanlar hariç tüm hava taşıtları ve insansız hava araçları yasaklanacak.

Bakanlık, yasağı 31 Mart’a kadar uzatmayı planladığını da söyledi.

Ayrıca kararın açıklanacağı gün için tüm polis teşkilatının seferber edileceği belirtildi. O gün, Yoon’un taraftarlarıyla karşıtları arasında olası bir çatışmanın önlenmesi için bu adımın atılacağı duyuruldu. Yoon’un taraftarları daha önce ellerinde Amerikan ve Güney Kore bayraklarıyla mahkemeyi basmışlardı.

Ulusal Polis Teşkilatı Başkan Vekili Lee Ho-young, “Geçmişteki benzer vakaların tekrarlanmasını önlemek ve Yoon’un görevden alınmasını destekleyenler ile karşı çıkanlar arasında fiziksel bir çarpışmayı engellemek için tüm polis güçlerini seferber edeceğiz” dedi.

Güney Kore’de yerel mahkeme geçtiğimiz hafta Yoon’un tutukluluk kararını iptal etti. Anayasaya aykırı şekilde hukuksuz bir şekilde sıkıyönetim ilan etmek ve ülkeyi kaosa sürüklemekle suçlanan Yoon, tutuksuz yargılanırken, diğer yandan da görevden alınıp alınmayacağı ile ilgili kararı bekliyor.

Mayıs 2022’de beş yıllık tek bir dönem için seçilen Yoon’un resmen görevden alınması halinde 60 gün içinde erken seçime gidilecek. Ancak suçlama reddedilirse Yoon derhal görevine devam edecek.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin çelik ve alüminyum vergileri 150 milyar dolarlık pazar üzerinde baskı yaratıyor

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin çarşamba günü çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği %25’lik gümrük vergisinin, yaklaşık 150 milyar dolarlık ithalatın fiyatları üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratması ve Amerikan otomobil üreticileri ile diğer şirketlerin kârlarını olumsuz etkilemesi bekleniyor.

ABD tükettiği çeliğin yaklaşık beşte birini ithal ediyor. Bu ithalatın ağırlık olarak %20’sinden fazlası Kanada’dan yapılırken, onu %16 ile Brezilya ve %7 ile Avrupa Birliği takip etmekte, Japonya ise %4 ile yedinci sırada yer almaktadır. Kanada aynı zamanda ABD’nin en büyük alüminyum tedarikçisi konumunda.

Tarifelerin doğrudan maliyeti ithalatçılara düştüğü için, özellikle ABD otomobil endüstrisindeki üreticiler için daha yüksek maliyetler anlamına gelecektir.

ABD merkezli Wolfe Research, %25’lik gümrük vergisinin çelik ürünlerinin fiyatını 2024 ortalamasının %16 kadar üzerine çıkarmasını bekliyor. Halihazırda yükselme eğiliminde olan alüminyum fiyatlarının ise yaklaşık iki katına çıkması bekleniyor.

Nomura Securities araştırma analisti Anindya Das, çelik ve alüminyum fiyatlarında 2024 ortalamasına kıyasla %10’luk bir artışın otomobil üreticilerinin 2025 mali yılı işletme karları üzerindeki etkisini tahmin ediyor. Bu analize göre, Amerikalı oyuncular Ford Motor ve General Motors, maliyetlerini daha yüksek fiyatlarla yansıtamazlarsa yaklaşık %3 ila %4’lük bir darbe ile karşı karşıya kalacak.

Toyota Motor %0,5’lik daha küçük bir düşüş yaşarken, üretiminin büyük bir kısmını Kuzey Amerika’da gerçekleştiren Subaru üzerindeki etki yaklaşık %2 olacak.

Toyota’ya bağlı bazı parça üreticileri, ABD’deki üretim tesislerinde kullanılmak üzere Japonya’dan çelik getiriyor ve şirketin gümrük vergilerinden kaynaklanan yüksek maliyetleri karşılaması için çağrılar yapıldı.

Bir Toyota yöneticisi, “Tarifeler onların kontrolü dışında bir faktör, bu nedenle uygun şekilde yanıt vereceğiz” dedi.

Japonya gümrük vergilerinden muaf tutulmak için bastırdı. Kabine Baş Sekreteri Yoshimasa Hayashi çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada “Japonya’dan gelen çelik ve alüminyum ürünleri ABD’nin ulusal güvenliğine zarar vermiyor” dedi. “Aksine, yüksek kaliteli Japon ürünlerinin ikame edilmesi zordur ve ABD imalat sektörünü daha rekabetçi hale getirmek için gereklidir ve ABD sanayisine ve istihdamına büyük katkı sağlamaktadır” diye ekled.

AB merkezli Global Trade Alert’e göre, Trump yönetiminin geçen ay açıkladığı gümrük vergileri, çelik ve alüminyum listeleri arasındaki çakışmalar hariç olmak üzere toplam 289 kategoriyi kapsıyor. Mutfak ve spor malzemelerini de içeren bu kalemler geçen yıl 151 milyar dolarlık ithalatla ABD toplamının yaklaşık %4.5’ini oluşturdu.

Çin 35 milyar dolarla en fazla ithalat yapan ülke olurken, onu 30,6 milyar dolarla Meksika, 20,3 milyar dolarla AB ve 17,1 milyar dolarla Kanada takip etti. Japonya 7 milyar dolarla yedinci sırada yer aldı. AB üyeleri tek bir blok yerine ayrı ayrı ülkeler olarak sayıldığında, 27 ekonominin 500 milyon doları aşan maruziyeti vardı.

Gümrük vergilerinden kaçınmak için, daha önce ABD’ye giden çelik ve alüminyum ihracatı bunun yerine başka pazarlarda satılabilir. Anglo-Avustralyalı demir cevheri madencisi Rio Tinto’nun CEO’su Jakob Stausholm geçen ay yaptığı açıklamada alüminyumun Avrupa gibi diğer pazarlarda satılmasının bir seçenek olduğunu söyledi.

Japonya Demir ve Çelik Federasyonu Başkanı ve Nippon Steel Başkanı Tadashi Imai, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada en büyük endişenin tarifelerin “Çin’in aşırı ihracatının neden olduğu piyasa çöküşüne katkıda bulunması” olduğunu söyledi.

Çin’in ekonomisinin gerilemesiyle birlikte, çelik üreticileri iç pazar tarafından emilemeyen ürünleri başka yerlerde düşük fiyatlarla satıyor. ABD’de daha yüksek engellerle karşılaşırlarsa, bu mallar diğer ülkelere akabilir.

ABD aynı zamanda dünyanın en büyük hurda demir ve çelik ihracatçısı ve ülkeden çıkan hurda fiyatlarının yükselmesi muhtemelen küresel piyasada yankı bulacaktır.

Japon alüminyum üreticisi UACJ’den bir temsilci, “Kısa vadeli etki küçük olacaktır, ancak uzun vadede daha büyük olabilir,” dedi.

Şirket genellikle ABD’ye yönelik ürünleri ülke içinde üretiyor olsa da, Japonya’dan özel gereksinimleri olan bazı ürünleri küçük miktarlarda ithal ediyor. UACJ’ye göre ABD’de alternatif üretime başlamak üç ila dört yıl sürebilir.

Diğer şirketler ise tamamen farklı malzemelere yöneliyor. Coca-Cola geçen ay yaptığı açıklamada, gümrük vergilerinin yürürlüğe girmesi halinde bazı ambalajları alüminyumdan plastiğe çevireceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English