Bizi Takip Edin

Amerika

Çip teknolojisini Çin’den ayrıştırmayı hedefleyen ABD, süreci yıllara yaymak zorunda kaldı

Yayınlanma

ABD, Güney Koreli ve Tayvanlı çip üreticilerinin Çin’deki tesislere Amerikan teknolojisi tedarik etmesine olanak tanıyan ihracat muafiyetlerini süresiz olarak uzatıyor.

ABD’nin Çin’e ileri yarı iletken teknoloji ve ekipman ihracatını kısıtlamasının üzerinden bir yıl geçti. Bu muafiyetin başlangıçta bu ekim ayında sona ermesi gerekiyordu. Ancak kısıtlamaların sektörü önemli ölçüde sekteye uğratabileceğine dair endişeler Washington’un yaklaşık beş yıllık daha yavaş bir aşamayı düşünmesine yol açıyor.

Süre uzatımından yararlanan şirketler arasında, geçtiğimiz yılı Xi’an’ın 30 kilometre güneybatısındaki çip üretim tesisine ekipman yerleştirmekle geçiren Samsung Electronics de bulunuyor. Tesis, Apple, HP ve Dell cihazlarında kullanılmak üzere Çin’deki akıllı telefon ve bilgisayar fabrikalarına gönderilen NAND flash bellek üretiyor.

Samsung’un yanı sıra SK Hynix ve Taiwan Semiconductor Manufacturing Co. da Çin’de yarı iletken tesisleri işletiyor. Bu üç şirket, muafiyetin uzatılması için ABD hükümeti nezdinde yoğun bir lobi faaliyeti yürütüyor.

ABD’li şirketler de bu çağrılara katıldı. Apple’ın iPhone’larının %80’inden fazlası Çin’de monte ediliyor. HP ve Dell de büyük ölçüde Çin üretimine dayanıyor ve Güney Koreli ve Tayvanlı üreticilerden gelişmiş yarı iletkenler tedarik edilmediği takdirde bu durum darbe alacak.

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, ağustos ayında Çin’i ziyaret etmeden önce 100’den fazla üst düzey ABD’li yöneticiden Çin’le ilgili kısıtlamaların işlerini nasıl etkilediğine dair geri bildirim istemişti.

ABD, Çin ile girdiği çip teknolojisi rekabetini sürdürmeye kalmaya niyetli. Ancak aceleye getirilmiş bir ayrışmanın nihayetinde Amerikan çıkarlarına zarar vereceği endişesiyle daha kademeli bir yaklaşım benimsenmeye başladı.

Raimondo eylül ayındaki bir Temsilciler Meclisi komitesi oturumunda “Bu büyük bir vizyon” ve “beş ya da altı yıl içinde … bunun çoğunu başarmış olacağız” dedi.

ABD, yarı iletken endüstrisine beş yıl içinde 52 milyar dolarlık destek sunuyor. Yarı iletken endüstrisini güçlendirmek için bu süre zarfında daha fazla Güney Kore ve Tayvan yatırımı çekmeyi hedefliyor.

Muafiyet alan şirketler de orta ve uzun vadede Çin’den nihai bir geri çekilme bekliyor.

Hedef, ABD’nin kısıtlamalarına uygun olarak son teknoloji yatırımları durdurmak ve Çin’de üretilen ürünlerin yüzdesini kademeli olarak azaltmak.

Hem kamu hem de özel sektör kabaca beş yıllık bir zaman çizelgesine bakıyor.

Hindistan ise bunu kendi fason elektronik üreticileri için bir fırsat olarak görüyor. Press Trust of India’nın bir hükümet yetkilisinden aktardığına göre Apple, yaklaşık beş yıl içinde iPhone üretimini değer bazında beş katına çıkaracak.

Stratejinin işe yarayıp yaramayacağı belirsiz

Ancak ABD’nin stratejisinin işe yarayıp yaramayacağı belirsiz, zira Çin yarı iletken kapasitesini geliştirmek için büyük harcamalar yapıyor.

Huawei Technologies ağustos ayında 7 nanometre çip ile donatılmış yeni bir akıllı telefon satmaya başladı. ABD’nin ihracat kısıtlamaları 7 nm teknolojisini kapsadığından, bu durum Amerikan teknolojisinin bir şekilde geliştirmede kullanıldığına dair şüphe uyandırdı.

Bu cihazlar şu anda TSMC ve Samsung tarafından seri olarak üretilen 3 nm çiplerin yaklaşık beş yıl gerisinde olsa da, yine de Çin teknolojisinde bir ilerlemeye işaret ediyor.

Çinli bir yarı iletken üreticisinin teknik danışmanı Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “ABD kısıtlamalarını aşmanın yolları var, örneğin üçüncü bir şirket aracılığıyla ekipman ithal etmek” dedi.

Birçok Güney Koreli ve Tayvanlı mühendis de uzmanlıklarını yanlarına alarak Çin anakarasına taşınıyor.

Bu tür endişeler ışığında ABD, 17 Ekim’de üçüncü ülkeler üzerinden Çin’e ileri yarı iletken teknolojisi akışını durdurmak için tasarlanmış yeni ihracat kısıtlamalarını duyurdu.

Amerika

Trump’tan zenginler için vergi artışı önerisi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, yüksek gelirli Amerikalılar için en üst gelir vergisi oranını yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarmayı önerdi. Teklif, mevcut vergi indirimlerinin uzatılması için kaynak arayışının bir parçası olarak Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a iletildi. Öneri, yıllık geliri belirli eşiklerin üzerindeki şahısları ve evli çiftleri etkileyecek.

ABD Başkanı Donald Trump, 7 Mayıs’ta Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a yüksek gelirli Amerikalılar için en üst gelir vergisi oranını artırmayı önerdi.

Bloomberg ve The New York Times‘ın haberine göre, Trump yıllık geliri 2,5 milyon dolar veya evli çiftler için 5 milyon doların üzerinde olanlar için oranı yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarmayı teklif etti.

Bloomberg‘in aktardığına göre, Trump ayrıca girişim sermayesi ve özel sermaye fonu yöneticilerine uygulanan taşınan kâr vergi indirimlerinin kaldırılması isteğini de yineledi.

Ajansın aktardığına göre, Temsilciler Meclisi Vergi Komisyonu Başkanı Jason Smith’in 9 Mayıs’ta Trump ile görüşmesi ve vergi tasarısının başkanın önceliklerine uygun olacağını bildirmesi bekleniyor.

Öte yandan The New York Times, Trump’ın ilk başkanlık döneminde, 2017 yılında “zenginlere yönelik vergi”nin en üst oranını yüzde 39,6’dan yüzde 37’ye düşürdüğünü belirtti.

Gazete, bu oranın hâlen aynı seviyede olduğunu ancak şu anda yıllık geliri 626 bin 350 doları aşanlar için geçerli olduğunu kaydetti.

Trump’ın önerisinin, vergi indirimlerinin uzatılmasına ilişkin yasa tasarısı görüşmeleri sırasında geldiği kaydedildi.

Bu yasa tasarısının maliyetini karşılamak için yasa koyucular, düşük gelirli Amerikalılara yönelik sağlık sigortası programı Medicaid’in kesilmesi de dahil olmak üzere kaynak bulmaya çalışıyor.

Bloomberg‘e sunulan bağımsız Tax Foundation’ın ön değerlendirmesine göre, zenginlere yönelik yeni vergi oranının on yıl içinde bütçeye 67,3 milyar dolar gelir sağlaması bekleniyor.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, yaptığı açıklamada, zenginlere yönelik vergilerin artırılmasının, Trump’ın otelcilik sektörü çalışanları ve yaşlılar için vergi indirimleri gibi seçim vaatlerini finanse etmek için daha fazla kaynak yaratacak “akıllı” bir adım olduğunu söyledi.

Ancak ajans, kongrede bu konuda farklı görüşler olduğunu yazdı.

Bloomberg, Trump’ın daha önce zenginler için vergi indirimleri vaat ederek seçim kampanyası sırasında birçok zengin bağışçının desteğini aldığını belirtmişti.

ABD Başkanı, 2021 yılında “milyarder vergisine” karşı çıkmış, zenginlerin bu durumda ABD’yi terk edebileceğini savunmuştu.

Ancak bu bahar Semafor, Trump’ın en zengin Amerikalılardan bazıları için vergileri artırmayı değerlendirmeye hazır olduğunu yazdı.

ABD’nin dış yardımlarında ‘önce Amerika’ dönemi

Okumaya Devam Et

Amerika

Amerika’nın Sesi, Trump yanlısı içeriği yayınlayacak

Yayınlanma

Amerika’nın Sesi (VOA), ABD Başkanı Donald Trump’ı destekleyen One America News Network (OAN) televizyon kanalının programlarını yayınlamaya başlayacak.

Amerika Birleşik Devletleri’nin kamu yayıncısı Amerika’nın Sesi (VOA), ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarını destekleyen sağcı televizyon kanalı One America News Network (OAN) programlarını yayınlamaya başlayacak.

VOA’nın bağlı olduğu Küresel Medya Ajansı (USAGM) kıdemli danışmanı Kari Lake, OAN’ın VOA’ya haber akışını, içeriğini ve teknik desteğini ücretsiz olarak sağlayacağını belirtti.

Lake, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu, yalnızca uluslararası izleyici kitlesine yayın yapan USAGM haber ajanslarının tek finansman kaynağı olan Amerikalı vergi mükellefi için büyük bir faydadır,” ifadelerini kullandı.

OAN’ın sahibi iş insanı Charles Herring de Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada bu bilgiyi doğruladı.

Amerika’nın Sesi radyosu, 83 yıllık tarihinde ilk kez mart ortasında yayınlarına ara vermişti.

Voice of America çalışanları mahkeme kararıyla işlerine dönüyor

Bu durum, Trump’ın VOA’nın yanı sıra Hür Avrupa Radyosu ve Hür Asya Radyosu gibi kuruluşları da bünyesinde barındıran USAGM’nin finansmanını askıya alan bir kararname imzalamasının ardından yaşanmıştı.

Karar sonucunda 1300’den fazla gazeteci süresiz idari izne gönderilmişti.

Daha önce yaklaşık 100 bin kamu çalışanını işten çıkaran iş insanı Elon Musk, Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) koordinatörü olarak bu radyoların kapatılması çağrısında bulunmuştu.

Musk, Amerika’nın Sesi’ni “artık kimsenin dinlemediğini” iddia etmişti. Radyonun sunucularını “kendi kendine konuşan çılgın sol radikaller” olarak nitelendiren Musk, bu kuruluşların “Amerikalı vergi mükelleflerinin cebinden yılda bir milyar dolar yaktığını” söylemişti.

Amerika’nın Sesi’nin savunmasına uluslararası gazetecilik kuruluşları da katıldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Trump’ın kararının “dünya genelinde basın özgürlüğünü tehdit ettiğini ve Amerika’nın bilgi akışını destekleme yönündeki 80 yıllık çabalarını boşa çıkardığını” vurguladı.

22 Nisan’da bölge yargıcı Royce Lamberth, Amerika’nın Sesi çalışanlarının görevlerine iade edilmesine ve radyo ile çevrimiçi yayınların yeniden başlamasına hükmetti.

Ancak Trump’ın avukatları bu karara ABD temyiz mahkemesinde itiraz etti. Temyiz mahkemesi 3 Mayıs’ta gazetecilerin eski görevlerine iade edilmesi yönündeki kararı bozdu.

Buna rağmen mahkeme, Trump yönetimini Amerika’nın Sesi’nin “yasal olarak gerekli” yayın seviyesini sağlamakla yükümlü tuttu.

ABD Kongresi ise daha önce bu radyonun faaliyetinin zorunlu olduğuna karar vermiş ve yasama organının onayı olmadan finansmanının kesilmesini yasaklamıştı.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD’de yargıç, göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını engelledi

Yayınlanma

Boston’daki bir ABD yargıcı, Trump yönetiminin göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını geçici olarak durdurma kararı aldı.

Yargıç, bu kararın, göçmenlerin adil yargılanma hakkını güvence altına alan önceki kararını “açıkça ihlal edeceğini” belirtti.

Karar, iki ABD’li yetkilinin CBS’e, ABD’nin göçmenlere yönelik baskıyı artırma kapsamında yakında göçmenleri Libya’ya sınır dışı etmeye başlayabileceğini söylemesinin ardından geldi.

Sınır dışı etme haberine yanıt olarak, Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, X’te yaptığı açıklamada, ülkesinin “hiçbir bahaneyle göçmenlerin sınır dışı edilme noktası olmayı kabul etmeyeceğini” belirtti.

Aynı habere yanıt veren ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuyu tartışmayacaklarını söyledi.

CBS’e konuşan ve isminin açıklanmamasını isteyen yetkililer, ABD ordusunun göçmenleri bu hafta içinde Kuzey Afrika ülkesine uçuracağını söyledi.

Bu hamle tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Libya, on yıldan fazla bir süredir çatışmaların içinde ve ABD Dışişleri Bakanlığı, “suç, terör ve iç karışıklık” gibi faktörler nedeniyle Amerikalıların bu ülkeye seyahat etmemelerini tavsiye ediyor.

Göçmenlik avukatları, Trump yönetiminin sınır dışı işlemlerini engellemek için çarşamba günü hızlıca harekete geçti ve Massachusetts’teki bir yargıçtan “acilen” geçici bir engelleme kararı almasını istedi.

Avukatlar mahkemeye sundukları dilekçede, “Birçok güvenilir kaynak, sınıf üyeleriyle birlikte Libya’ya gönderilmek üzere ABD’den hemen kalkacak uçuşların hazırlandığını bildiriyor,” diye yazdı.

Boston’daki ABD Bölge Yargıcı Brian Murphy, çarşamba günü öğleden sonra geç saatlerde, Trump yönetiminin göçmenleri hızlı bir şekilde sınır dışı etme yetkisini kısıtlayan bir karar verdi.

Yargıç Murphy kararında, sınır dışı işlemlerinin, nihai sınır dışı emrine tabi göçmenlerin adil yargılanma hakkını koruyan daha önce verdiği ihtiyati tedbiri “açıkça” ihlal ettiğini belirtti.

Daha önceki karar, yetkililerin göçmenlere kendi dillerinde yazılı bildirimde bulunmalarını ve sınır dışı edilmekten korunmak için itirazda bulunmaları için anlamlı bir fırsat sunmalarını gerektiriyor.

Göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planından haberi olup olmadığı sorulan Başkan Donald Trump, “Bilmiyorum. İç Güvenlik Bakanlığına sormanız gerek,” dedi.

Libya, Trump yönetimi tarafından göçmenlerin sınır dışı edilmesini kabul etmesi istenen birkaç ülkeden biri olduğu düşünülüyor.

Bu hafta Ruanda, ABD ile görüşmelerin “erken aşamada” olduğunu doğrularken, Benin, Angola, Ekvator Ginesi, Eswatini ve Moldova da medya raporlarında adı geçen ülkeler arasında yer aldı.

ABD’nin Libya’ya kaç kişiyi sınır dışı etmeyi umduğu veya göçmenlerin Libya’nın hangi bölgesine gönderileceği belli değil.

Libya’nın batısı Dibeybe’nin başbakanı olduğu BM destekli bir hükümet tarafından yönetilirken, doğu ise askeri lider General Halife Hafter tarafından kontrol ediliyor.

Hafter’in oğlu geçen pazartesi Washington’da ABD’li yetkililerle görüşmüştü, fakat ABD Dışişleri Bakanlığı ve bir Libyalı sözcü, görüşmenin sınır dışı edilmeyle ilgili olmadığını açıkladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English