Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Dimon, JPMorgan’ın ‘iyi ve kötü günde’ Çin’de olacağını söyledi

Yayınlanma

JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, dört yıl sonra ilk kez Çin’i ziyaret ediyor. Şanghay’da 3 gün sürecek zirvede, ABD ve Çinli şirket lideri bir araya gelecek. Bu etkinlik, Amerika’nın dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ile planlarını yoluna koyma girişimi şeklinde yorumlanıyor.

ABD devleri Starbucks ve Pfizer ile Çin’den Baidu ve Geely’nin üst düzey yöneticileri de zirveye bizzat katılanlar arasında.

1970’lerde Çin-ABD yakınlaşmasının mimarı ve daha yeni 100 yaşına basan devlet adamı Henry Kissinger ve eski ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice ise toplantıya video bağlantısıyla hitap edecek.

Bu, Laxman Narasimhan’ın, mart ayında kahve zincirinin CEO’su olarak Howard Schultz’dan görevi devraldığından beri Starbucks’ın en büyük ikinci pazarına yaptığı ilk gezi. Pfizer CEO’su Albert Bourla ise, iki ay içinde Çin’e yaptığı ikinci ziyaretin bir parçası olarak zirveye katılıyor. Bourla, bu ayın başlarında FT’ye Çin’de Pfizer için hâlâ “çok büyük” bir fırsat gördüğünü söylemişti.

Çinli internet şirketi Baidu’nun kurucusu Robin Li ve Çinli otomobil üreticisi Geely’yi yöneten Daniel Li de etkinlikte konuşacak. Avustralyalı madencilik milyarderi Andrew Forrest, Çinli elektrikli otomobil üreticisi BYD’nin başkan yardımcısı Stella Li ve Singapur merkezli depo işletmecisi GLP’nin CEO’su Ming Mei de konuşmacılar arasında.

‘İş yapma taahhüdünü sürdüreceğiz’

Dimon, ABD’li iş liderlerine bankasının Çin Komünist Partisi’nden daha uzun süre dayanacağını söylediği için özür dilemesinden bu yana Çin anakarasını ilk kez ziyaret ediyor.

NYU Shanghai’da profesör olan Han Lin, “Zamanlama, ABD ile Çin arasındaki retoriğin yumuşamasıyla ve Biden’ın buzların çözülmesi çağrısında bulunmasıyla iyi bir şekilde örtüşüyor” dedi. Ancak şunları ekledi: “Bu hikayeyi daha önce gördük, işlerin iyiye gittiği ve sonra kötüye gittiği yer ve çok uluslu şirketleri gergin tutan şey belirsizlik.”

Jamie Dimon, JPMorgan Chase & Co.’nun hem iyi hem de kötü zamanlarda Çin’de olacağını ve iş yapma taahhüdünü sürdüreceğini söyledi.

ABD’li yetkililerin yorumlarını tekrarlayan en büyük ABD bankasının CEO’su çarşamba günü yaptığı açıklamada, durumun “artık çok daha karmaşık” olduğunu kabul ederken, Batı ile Çin arasında bir ayrışma öngörmediğini söyledi.

Dimon’un ziyareti ayrıca, salı günü Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang ile bir araya gelen ve Tesla Inc.’in Şanghay fabrikasını ziyaret etmesi beklenen Elon Musk’ın ziyaretiyle aynı zamana denk geldi. Amerikalı milyarderin Qin ile görüşmesinde, Çin ve ABD’nin çıkarlarının iç içe olduğunu söylediği ve Tesla’nın Çin’den ayrışmaya karşı olduğunu ve ülkede genişlemeye devam etmeye istekli olduğunu vurguladığı aktarıldı.

Bu arada Dimon’ın, ÇKP’nin Şanghay başkanı Chen Jining ile bir araya geldiği kaydedildi. Aynı zamanda Çin Komünist Partisinin Politbürosunda da yer alan Chen, JPMorgan’ın Şanghay’a daha fazla uluslararası finans kurumu getirmeye yardımcı olmasını ve şehrin gelişimi hakkında bilgi sağlamasını umduğunu söyledi.

Çok uluslu şirketlerde Çin’in geleceğine güven arttı

Toplantı, iki süper güç arasındaki kurumsal bağların yıprandığı ve Çin’in pandemi sonrası toparlanma gücüne ilişkin şüphelerin arttığı bir zamanda gerçekleşti. Bununla birlikte, birçok küresel şirket, büyümelerini sürdürmek için hala Çin ekonomisine bakıyor.

Washington ve Pekin ise, ticaret üzerinden ilişkileri istikrara kavuşturmanın yollarını arıyor.. Çin ticaret bakanı ve ABD’li mevkidaşı, bu hafta Washington’da yaptıkları bir toplantıda ülkelerinin ticaret ve yatırım politikalarıyla ilgili endişelerini dile getirdiler, ancak iletişim kanallarını açık tutma sözü verdiler.

Bu hafta araştırma grubu Konferans Kurulu tarafından yayınlanan bir anket, ülkede faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin üst düzey yöneticileri arasında Çin’in geleceğine olan güvenin arttığını gösterdi. Ancak bunların yüzde 88’i, jeopolitik gerilimlerin işlerini olumsuz etkilediği konusunda uyardı ve ABD merkezli CEO’lar, Avrupalı ​​emsallerine göre daha kötümser kaldı.

2019’dan bu yana ilk kez JPMorgan’ın Çin zirvesi şahsen düzenlendi ve oturumları medyaya kapalı olan etkinliğe 2.600’den fazla kişinin katılması bekleniyor.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English