Bizi Takip Edin

Diplomasi

Soçi’de dört saatlik zirve: ‘Suriye’de eş güdüm’ vurgusu

Yayınlanma

Erdoğan, Soçi’de Putin ile bir araya geldi. 20 gün içindeki bu ikinci görüşme öncesi kısa açıklama yapan liderlerden Erdoğan, “Suriye’yi ele almamız bölgeye ayrıca rahatlama getirecek” dedi. Putin ise, “Avrupa, Türkiye’ye minnettar olmalı” ifadelerini kullandı. Dört saat süren görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada ise “Suriye’de tüm terör örgütlerine karşı mücadelede, dayanışma ve eş güdüm” vurgusu yapıldı.

En son 19 Temmuz’da İran’ın başkenti Tahran’da yapılan Astana Zirvesi’nde görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki tatil beldesi Soçi’de bir araya geldi. İki liderin gündeminde Ukrayna’da devam eden Rus harekâtı ve tahıl koridoru anlaşması ile Türkiye’nin olası Suriye operasyonu ve gerilimin yeniden yükseldiği Karabağ var. Akkuyu’da devam eden nükleer santral projesi de dahil iki ülke arasındaki enerji işbirliği de liderlerin gündeminde.

Görüşmenin basına açık bölümünde konuşan Putin, Soçi ziyareti öncesi, bir Rus hükûmet delegasyonunun Türkiye’yi ziyaret ettiği ve ülkeler arasındaki büyük projelerin hepsinin üstünde çalıştığı bilgisini verdi. Tahıl anlaşmasına varılabilmesinde üstlendiği rol için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kişisel olarak teşekkür eden Putin, “Sizin doğrudan katılımınız ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin (Antionio Guterres) ara buluculuğu ile Ukrayna’daki tahılın Karadeniz limanlarından sevkiyatı konusu çözüldü. Sevkıyat başladı bile. Size hem bunun için hem de Rus tarım ürünleri ve gübresinin dünya pazarlarına kesintisiz tedariki hususunda ‘paket karar’ alındığı için teşekkür etmek istiyorum” dedi.

‘Avrupa müteşekkir olmalı’

Türkiye ile ticaret hacmi mayıs ayına kadarki dönemde iki katına çıktığını söyleyen Putin, “TürkAkım doğalgaz boru hattı, Rus gazının Avrupa’ya sevkıyatının ana arterlerinden biri. TürkAkım kesintisiz çalışıyor. Avrupalı partnerlerimiz bunun için Türkiye’ye müteşekkir olmalı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aylar önce sinyalini vermesine rağmen hala yapılamayan yeni Suriye operasyonu konusunda Putin’in “Erdoğan’ı ilgilendiren tüm meseleleri muhakkak ele alacağız, göz ardı etmeyeceğiz” ifadeleri dikkat çekti.

‘İki ülkenin oynadığı rol…’

Putin’e teşekkür ederek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan da her iki ülke heyetinin Türkiye’de yaptığı görüşmelerin de verimli geçtiğini söyledi: “Siyasi, ekonomik ve ticari alanlarda birçok konuları ele aldılar ve şimdi de bizim bu konulardan sonra buna bir adeta nokta koymamız inanıyorum ki Türkiye-Rusya ilişkilerinde çok farklı bir sayfayı da açacaktır. Gerek enerjide gerek Karadeniz hattının tarımda, tahılda buradan atılan adımlar, turizmde yapılan görüşmeler, ulaşımla ilgili olarak atılan adımlar ki bütün bunlarla beraber bölgedeki bazı adımların atılması, bunlar gerek heyetlerimizin yaptığı ama bizim de bugün başa baş ikili bu görüşmeyi yapmak suretiyle Türkiye ve Rusya’nın bölgede oynadığı rolü ortaya koyması bakımından çok önemli.”

‘Bölgeye rahatlama getirecek’

Erdoğan, Suriye konusunda şunları kaydetti: “Suriye’deki gelişmeleri bu vesileyle özellikle ele almamız inanıyorum ki bölgeye ayrıca rahatlama getirecektir. Terörle mücadelede dayanışmamız büyük önem arz ediyor ve bu konuyla ilgili olarak da atacağımız adımlar, yapacağımız görüşmelerle inanıyorum ki bir güç kazanacaktır. Yine bugün tabii dünyanın gözü Soçi’de. ‘Acaba Soçi’de ne görüştüler, ne yaptılar?’ Burayı takip ediyorlar. Bizim de yapacağımız bu görüşmelerden sonra da bunlara verilecek olan cevaplar onları belli istikamette yönlendirecektir.”

Erdoğan, Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi ile ilgili de şöyle konuştu: “Enerji alanında Akkuyu konusunu bugün sizlerle bir noktaya getirmemiz onu belli bir yerde gerçekten değerlendirerek, karara bağlanmamız Akkuyu’daki süreci ertelemeye fırsat vermeyecektir. Çünkü belirlenen takvimin işlemesi ve Akkuyu’nun belirlenen zamanda bitirilmesi çok çok büyük önem arz ediyor. Zira Türkiye’nin enerji temininde yüzde 10 enerji potansiyelini Akkuyu Enerji Santrali halledecek ve bu konuyla ilgili olarak da etraflıca bir görüşme yapmamızın faydalı olacağına inanıyorum. Ben de bugün böyle bir fırsatı bulduğumuz için memnuniyetimi özellikle ifade etmek istiyorum.”

Ortak açıklama yapıldı

Açıklamaların ardından görüşmelere geçildi ve Rus Sanatoryumu’nda yapılan görüşme 4 saat sürdü. Görüşmenin sonunda iki lider, ortak basın açıklaması yayımladı.

İki liderin, Türkiye-Rusya ilişkilerinin, mevcut bölgesel ve küresel tüm sınamalara rağmen, karşılıklı saygı ve mütekabil çıkarların tanınması temelinde ve uluslararası yükümlülüklerle uyumlu olarak ilerletilmesi yönündeki ortak iradelerini teyit ettiklerinin belirtildiği açıklamaya göre, bu anlayış çerçevesinde Türkiye-Rusya ikili ilişkilerinin gündeminde yer alan konular üzerinde kapsamlı istişarelerde bulunan liderler, iki ülke arasındaki ticaret hacminin tespit edilen hedefler doğrultusunda ve dengeli bir temelde artırılması, ekonomi ve enerji alanlarında iki ülkenin birbirlerinden beklentilerinin mütekabiliyet çerçevesinde karşılanması, ulaştırma, ticaret, tarım, sanayi, finans, turizm ve inşaat gibi sektörlerde uzun süredir iki ülke gündeminde bulunan konularda iş birliğinin güçlendirilmesi yönünde somut adımlar atılması üzerinde mutabık kaldı.

İstanbul Mutabakatı vurgusu

Bölgesel konular bağlamında, liderler, Türkiye ile Rusya arasında var olan samimi, açık sözlü ve güvene dayalı ilişkilerin bölgesel ve uluslararası istikrarın tesisi açısından taşıdığı kilit öneme işaret etti. İki lider bu çerçevede, Ukrayna limanlarından tahıl ve gıda ürünlerinin emniyetli taşınmasına yönelik İstanbul Mutabakatına varılmasında iki ülke arasındaki yapıcı ilişkilerin rol oynadığını teyit etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin, Rusya’nın tahıl, gübre ve gübre üretimi için gerekli ham maddenin kesintisiz ihracı dahil, İstanbul Mutabakatının lafzı ve ruhuna uygun şekilde tam olarak uygulanması lazım geldiğinin önemini vurguladı.

Suriye’nin birliği ve terörle mücadele

Suriye’deki son gelişmeler üzerinde durulan görüşmede Erdoğan ve Putin, ülkede kalıcı çözüme ulaşılması için siyasi sürecin ilerletilmesine atfettikleri önemin altını çizdi. Liderler, Suriye’nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına atfettikleri öneme işaretle, Suriye’de tüm terör örgütlerine karşı mücadelede, dayanışma ve eş güdüm içinde hareket etme kararlılıklarını teyit etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin, Libya’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılıklarını vurguladı. Libyalılar arasında mümkün olan en geniş mutabakat temelinde serbest, adil ve muteber seçimlerin düzenlenmesinin önemini vurgulayan iki lider, BM himayesinde yürütülen Libya liderliğindeki ve Libya sahipliğindeki siyasi sürece desteklerini yineledi.

Erdoğan ve Putin, Türkiye-Rusya Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin müteakip toplantısının Türkiye’de gerçekleştirilmesi üzerinde mutabık kaldı.

Erdoğan’a kalabalık heyet eşlik etti

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de Soçi ziyaretinde Erdoğan’a eşlik etti.

Diplomasi

Yeni Zelanda Başbakanı Luxon, Çin ziyaretinde Xi Jinping ile ticaret ve güvenlik konularını görüştü

Yayınlanma

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, cuma günü Pekin’de bir araya geldi. Luxon’un ofisinden yapılan açıklamada, iki liderin, Güney Pasifik’teki zorlukları ve ikili ilişkileri yönetmek için görüştüğü belirtildi.

Luxon, “Devlet Başkanı Xi ile görüşmem, bu önemli ilişkinin derinliğini ve genişliğini değerlendirmek ve ikili bağlarımızı yeniden teyit etmek için değerli bir fırsat oldu” dedi. Başbakan, “uluslararası kurallara dayalı sistem”i vurguladı ve Çin’i “küresel sorunların çözümüne yardımcı olma” konusunda “önemli bir rol” oynamaya çağırdı.

“Güçlü ve yenilikçi ekonomik ilişkilerimizin nasıl geniş bir alana yayıldığını özetledim” dedi. “Ticaret ve ekonomi bağlarımız birbirini tamamlayıcı nitelikte ve her iki ülkenin refahına katkıda bulunuyor. Bu bağlar, Yeni Zelanda’nın ekonomisini büyütme hedefini de doğrudan destekliyor” ifadelerini kullandı.

Çin’in Xinhua haber ajansı, Xi’nin ülkesinin ve Yeni Zelanda’nın “birbirlerine saygı duymaları, farklılıkları kabul ederken ortak noktalar aramaları ve iki ülke arasındaki farklılıkları ve anlaşmazlıkları doğru bir şekilde görmeleri ve ele almaları” gerektiğini söylediğini aktardı.

Yeni Zelanda Başbakanı Luxon, Kasım 2023’te liderlik görevini üstlendiğinden bu yana ilk kez Çin’e üç günlük ziyarette bulunuyor. İki gününü Şanghay’da geçiren Luxon, Yeni Zelanda ve Çinli şirketler arasında 871 milyon Yeni Zelanda doları (520 milyon ABD doları) değerinde ticari anlaşmaların imzalanmasını denetledi. Ziyareti sırasında, Yeni Zelanda’yı Çinli turistler ve öğrenciler için bir destinasyon olarak tanıttı.

Luxon’un Çin ziyareti, Yeni Zelanda’nın Güney Pasifik’teki çıkarlarını, Pekin’in bölgede artan iddialı etksiyle tehlikede hissettiği bir bir dönemde gerçekleşti.

Yeni Zelanda Çağdaş Çin Araştırma Merkezi direktörü Jason Young, Wellington ve Pekin arasındaki canlı ticarete dikkat çekerek, mart ayında sona eren mali yılda Yeni Zelanda’nın 21,5 milyar Yeni Zelanda doları değerindeki ihracatının %20’sinin Çin’e yapıldığını belirtti. Nikkei Asia’ya konuşan Young, “Yeni Zelanda’nın çıkarlarına uygun ekonomik işbirliği alanları olduğu açıktır ve Yeni Zelanda hükümeti bunları güçlendirmeye ve olumlu ilişkileri sürdürmeye çalışmaktadır” dedi.

Aynı zamanda, Yeni Zelanda’nın başlıca ortağı olan ve yakın bağları bulunan Pasifik ada ülkesi Cook Adaları ile Çin’in ilişkisinin derinleşmesi Yeni Zelanda’yı tedirgin ediyor. Luxon’un ofisinden cuma günü yapılan açıklamada Cook Adaları veya Çin’in Pasifik’teki faaliyetleri hakkında herhangi bir yorum yer almadı, ancak Luxon, Xi ile “Hint-Pasifik bölgesinde istikrarın ve gerilimin azaltılmasının gerekliliğini” görüştüğünü söyledi.

27.000 kişinin yaşadığı Cook Adaları, Yeni Zelanda ile “serbest birlik” anlaşması imzalamıştır Bu anlaşma kapsamında Yeni Zelanda, küçük Polinezya takımadalarına mali, savunma ve dışişleri desteği sağlamakta. Ayrıca Cook Adaları sakinleri Yeni Zelanda pasaportuna sahip.

Wellington ve Avarua hükümetleri ayrıca savunma ve ulusal güvenlik konularında “işbirliği ve yardımlaşma” ve “her iki tarafı veya birini etkileyebilecek her türlü risk” konusunda birbirlerine danışma yükümlülüğü altındadır.

Şubat ayında Cook Adaları, Wellington’u şaşırtarak Çin ile beş yıllık Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın yanı sıra ekonomik işbirliği ve derin deniz maden arama ile ilgili diğer anlaşmalar imzaladı.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters şubat ayında, Cook Adaları’nın “Yeni Zelanda’nın çıkarlarıyla önemli ölçüde çelişen” politikalar izlememesinin beklendiğini söyledi.

Perşembe günü Wellington, bu ayın başlarında Cook Adaları’na mali yıl için 18,2 milyon Yeni Zelanda doları tutarındaki kalkınma yardımını askıya aldığını doğruladı.

Peters’ın sözcüsü Nikkei’ye verdiği demeçte, ödemelerin “Cook Adaları ve Çin arasında imzalanan anlaşmalar ve bu anlaşmalar hakkında Yeni Zelanda ile istişare yapılmaması” nedeniyle “güven ve anlamlı katılım”ın yetersizliği nedeniyle askıya alındığını ve ilişkilerin onarılması ve güvenin yeniden tesis edilmesi için somut adımlar atıldığında yeniden başlayacağını söyledi.

ABD geri çekilirken Çin, Pasifik Adaları ülkelerine pazarlarını açma sözü verdi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?

Yayınlanma

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaşadığı anlaşmazlıkta Ermeni Kilisesi’ni desteklemesinin ardından Erivan’da tutuklandı. ‘İktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla’ suçlanan Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri’nin de kamulaştırılması gündemde. Moskova ise süreci yakından takip ettiğini açıkladı.

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Ermeni Apostolik Kilisesi arasında yaşanan gerilimde kiliseye destek vermesinin ardından Erivan’da tutuklandı.

Sputnik Ermenistan ajansının 19 Haziran’da aktardığına göre, 18 Haziran akşamı mahkeme kararıyla iki ay süreyle tutuklanan Karapetyan, Erivan’daki Armavir adlı yeni cezaevine gönderildi.

Ermenistan Soruşturma Komitesi, Karapetyan’ı kamuoyuna açık bir şekilde iktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla suçladı.

İş insanı suçlamaları reddederken, avukatları iddiaları “saçma ve yasa dışı” olarak nitelendirdi. Hükümet ayrıca, Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketini kamulaştırmaya hazırlanıyor.

Kilise desteği tutuklama getirdi

Rus iş insanına yönelik soruşturmanın fitilini, Ermeni Apostolik Kilisesinin Eçmiadzin’deki merkezini ziyareti sırasında kiliseye verdiği destek ateşledi.

Karapetyan, News.am‘e verdiği demeçte, “küçük bir grubun” Ermenistan’ın ve kilisenin bin yıllık tarihini unutarak Ermeni Apostolik Kilisesine saldırdığını söylemişti.

Bu açıklamalardan bir gün sonra, 18 Haziran gecesi Karapetyan ve kardeşi Karen, Erivan’daki evlerinde gözaltına alınarak Soruşturma Komitesi’ne götürüldü.

Armenia Today gazetesinin haberine göre, güvenlik güçleri gözaltı öncesi evde arama yaptı ve daha sonra milyarderin evinin önünde toplanan yaklaşık 50 kişiyi de gözaltına aldı.

Mahkemenin tutuklama kararının hemen ardından avukatı aracılığıyla açıklama yapan Karapetyan, adliye önünde toplanan destekçilerine teşekkür ederek “Ermeni halkına ve Ermeni Apostolik Kilisesi’ne sadık kalacağını” ve hiçbir kararın “kendisini yolundan döndüremeyeceğini” belirtti.

Ermenistan’da iş insanı Karapetyan hakkında ‘darbe çağrısı’ soruşturması başlatıldı

Paşinyan ile kilise arasındaki gerilim

Ermenistan’da Ermeni Apostolik Kilisesi ile Başbakan Paşinyan arasındaki gerilim, mayıs ayı sonlarında Paşinyan’ın sosyal medyadaki paylaşımlarıyla tırmanmıştı.

Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu II. Garegin de dahil olmak üzere birçok din adamının bekarlık yeminine uymadığını ve görevlerini bırakmaları gerektiğini öne sürmüştü.

Kilise ise mevcut hükümetin politikalarını sık sık eleştirerek Paşinyan’ı istifaya çağırıyordu.

Karapetyan, gözaltına alındıktan sonra Taşir Grubu basın ofisi yöneticisi Zara Acemyan’ın Facebook hesabından yayımlanan açıklamasında, kendisine yönelik takibatın mevcut Ermeni yetkililerin acizliğini kanıtladığını ifade etti.

Ermeni Apostolik Kilisesi de yaptığı açıklamada, yetkililere Rus iş insanına yönelik takibata son verme çağrısında bulunarak, mahkemenin “utanç verici” kararının sadece kilisenin itibarına değil, Ermenistan’ın uluslararası imajına da bir darbe olduğunu vurguladı.

Karapetyan kim?

1965 yılında Ermenistan’ın Kalinino (1991’den sonra Taşir) şehrinde doğan Samvel Karapetyan, 1997’de Rusya’nın Kaluga kentinde Kalugaglavsnab şirketini satın aldı.

1999 yılında bu şirketin temelinde, inşaat, üretim, enerji ve satış firmalarının yanı sıra alışveriş merkezleri, oteller, restoranlar ve konut ağını da içeren 200’den fazla şirketten oluşan Taşir Grubu’nu kurdu.

Forbes‘a göre Karapetyan, 3,2 milyar dolarlık servetiyle Rusya’nın en zenginleri listesinde 44. sırada yer alıyor.

‘Paşinyan’ın eylemleri Karapetyan’ın reklamını yapıyor’

Öte yandan Kafkasya Enstitüsü’nden araştırmacı Grant Mikaelyan, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte Karapetyan’ın iktidar ile kilise arasındaki mevcut krizi kendi siyasi hedefleri için kullanmaya karar verdiğini söyledi.

Mikaelyan’a göre, Rus iş insanının Ermenistan’da her zaman siyasi emelleri oldu ve aynı zamanda Paşinyan’ın politikalarından son derece rahatsız.

Mikaelyan, “Ermenistan başbakanının sosyal medyada Ermeni Apostolik Kilisesine yönelik hakaret seli ve bir iş insanının kişisel görüşünü ifade ettiği için tutuklanması, bu süreçte hukukun üstünlüğünün olmadığının bir göstergesi. Dahası, bugün resmi propaganda aktif olarak Karapetyan’ı Kremlin ile ilişkilendirmeye ve iş insanını Paşinyan’ı devirmek için bir koçbaşı olarak adlandırmaya çalışıyor,” dedi.

Paşinyan’ın politikalarından memnun olmayan yüksek bir vatandaş oranı olduğunu belirten siyaset bilimci, “Aslına bakılırsa, yetkililer bu uygunsuz eylemleriyle sadece iş insanının reklamını yapıyor,” diye ekledi.

Şirketine kamulaştırma kararı

Karapetyan’a yönelik operasyonların ortasında Paşinyan, Kasım 2020’den beri görevde olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Armen Abazyan’ı da görevden aldı.

Paşinyan, parlamentodaki açıklamaısnda bu kararı, eski Ulusal Güvenlik Teşkilatı başkanının dinlenme zamanının gelmesiyle açıkladı.

Fakat Hraparak gazetesine göre, Abazyan’ın görevden alınmasının muhtemel nedeni, Karapetyan’ın evinin avlusunda bir “baskın şovu” düzenlemeyi ve “onu asfalta yatırmayı” reddetmesiydi.

Paşinyan aynı açıklama, iktidardaki “Sivil Sözleşme” partisinin, Taşir Grubu’na ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına yönelik bir yasa tasarısı hazırladığını da duyurdu.

Paşinyan, bu karara Ermenistan’ın bölgelerini ziyareti sırasında “neredeyse bir enerji krizi” tespit etmesi üzerine vardığını iddia etti.

Başbakana göre şirket, daha sonra toplumsal hoşnutsuzluk ve siyasi bir kriz yaratmak amacıyla ülkede kasıtlı olarak bu durumu yarattı.

Taşir Grubu, şirketi Rus şirketi Inter RAO’dan Eylül 2015’te, Erivan’da elektrik tarifelerindeki artışa bağlı büyük protestoların ardından satın almıştı.

Karapetyan, geçen sene Armenia Today‘e verdiği mülakatta, şirketi satın aldıkları sırada Ermenistan Elektrik Şebekelerinin faaliyetlerinin tamamen felç olduğunu söylemişti.

Milyardere göre, önceki sahipler “onlarca yıl modernizasyon için bir kuruş bile ayırmamıştı” bu nedenle şirketi 2016’dan bu yana sadece modernizasyon için yaklaşık 680 milyon dolar ve yeni kapasiteler oluşturmak için yaklaşık 150-200 milyon dolar harcamak zorunda kalmıştı.

Moskova ne söyledi?

Mikaelyan’a göre, Rus milyarderin tutuklanması Rusya-Ermenistan ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Uzman, Karapetyan’ın Rus iş dünyasında önemli bir aktör olduğunu ve bu nedenle Moskova’nın duruma tepkisiz kalamayacağını ve siyasi kanallar aracılığıyla serbest bırakılması için ısrarcı olacağını öne sürdü.

Tutuklamanın hemen ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın Karapetyan etrafındaki durumu takip ettiğini belirterek, tüm yasal haklarının korunması için kendisine gerekli desteğin sağlanacağını vaat etti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Türkiye, Rusya’dan petrol ithalatını son 12 ayın zirvesine çıkardı

Yayınlanma

Reuters haber ajansına göre Türkiye, haziran ayında Rusya’dan Ural petrolü ithalatını 1,64 milyon tonla son 12 ayın en yüksek seviyesine çıkaracak. Rafineri kâr marjlarının cazip olması ve mevsimsel talep artışının, alımların artmasındaki temel etkenler olduğu belirtiliyor.

Türkiye’nin, haziran ayında Rusya’dan yaptığı Ural petrolü ithalatını 1,64 milyon tona çıkararak son 12 ayın en yüksek seviyesine ulaştıracağı bildirildi.

Reuters haber ajansının iki kaynağa ve LSEG gemi takip sistemi verilerine dayandırdığı haberine göre, bu artışın arkasında rafineriler için cazip kâr marjları ve bölgedeki akaryakıta yönelik mevsimsel talep artışı yatıyor.

İthalat üç aydır artıyor

Türkiye’nin Ural petrolü ithalatı üst üste üçüncü ayda da artış gösterirken, Mart 2025’e kıyasla sevkiyattaki artışın 800 bin tonu aştığı belirtildi.

Bu durumun, kilit pazar konumundaki Hindistan’da Ural petrolüne olan talebi ve fiyatları desteklediği ifade ediliyor.

LSEG terminalindeki verilere göre, Türkiye’nin Ural petrolü ithalatında bir önceki zirve, ülkedeki rafinerilerin 1,76 milyon ton petrol aldığı Mayıs 2024’te kaydedilmişti.

Sevkiyat Baltık limanlarından yapılıyor

Haziran ayında Türkiye’ye ulaşan Ural petrolü sevkiyatının yapıldığı ana limanlar, yaklaşık 1,4 milyon tonluk toplam sevkiyatla Rusya’nın Baltık’taki limanları Primorsk ve Ust-Luga oldu.

Novorossiysk’ten ise yaklaşık 200 bin ton petrol sevk edildiği kaydedildi.

Sektörden iki kaynak ve Reuters ajansının hesaplamalarına göre, Rusya haziran ayında Primorsk, Ust-Luga ve Novorossiysk’ten yapılan petrol ihracatı ve transitini mayıs ayındaki seviyede, yani günde yaklaşık 2 milyon varilde tutacak.

Hindistan’a giden petrolün fiyatı rekor kırdı

Haziran ayı başında kaynaklar, Hindistan limanlarına temmuz ayında teslim edilecek Rus Ural petrolü partilerinin fiyatının, spot sevkiyatların azalması nedeniyle Kuzey Denizi göstergesi BFOE’ye (Brent) kıyasla 2022’den bu yana rekor seviyeye yükseldiğini bildirmişti.

Çin ve Türkiye’nin en büyük rafinerileri Rus petrolü alımına yeniden başladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English