Bizi Takip Edin

Diplomasi

Gözler tarihi bir genişleme sürecinde olan BRICS Zirvesi’nde

Yayınlanma

Güney Afrika Cumhuriyeti, 22-24 Ağustos tarihlerinde 15. BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Liderler, platformun son on yıldaki en büyük genişlemesini tartışmak üzere bir araya gelecek.

Ev sahibi Güney Afrika, “BRICS ve Afrika: Karşılıklı Hızlandırılmış Büyüme, Sürdürülebilir Kalkınma ve Kapsayıcı Çok Taraflılık için Ortaklık” temasıyla düzenlenecek zirveye 60’tan fazla devlet ve hükümet başkanını davet etti.

Johannesburg kentindeki Sandton Kongre Merkezi’nde 22-24 Ağustos’ta düzenlenecek zirve, yeni üye alımlarıyla genişleme ve ortak para birimi konusunda atılacak adımlar açısından kritik önem taşıyor.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nden oluşan, dünya nüfusunun yüzde 40’ından, küresel hasılanın da yüzde 30’undan fazlasına sahip güçlü ve alternatif bir platform olarak öne çıkan BRICS ülkeler grubuna 22’si resmi olmak üzere yaklaşık 40 başvuru bulunuyor. Öte yandan BRICS ortak para biriminin, hayata geçirilmesi durumunda gelecekte ABD dolarına alternatif olabileceği konuşuluyor.

Financial Times’a göre ise, adının açıklanmasını istemeyen Çinli bir yetkili, “BRICS’i dünya GSYİH’sinin G7’ye benzer bir bölümünü oluşturacak şekilde genişletirsek, o zaman dünyadaki kolektif sesimiz daha da güçlenecektir” dedi.

Zirvede topluluğun genişlemesine yönelik tarihi adımlar atılabilir

BRICS grubu, gerek ekonomik potansiyeli gerekse Batı merkezli sisteme güçlü bir alternatif teşkil etmesi bakımından özellikle gelişmekte olan ülkelerin ilgisini çekiyor.

Güney Afrika, temmuzda BRICS’e katılım için 22 ülkenin resmi başvuru yaptığını, “eşit sayıda” ülkenin de gayriresmi olarak üyeliğe ilgi gösterdiğini duyurmuştu.

Arjantin, BAE, Bahreyn, Bangladeş, Belarus, Cezayir, Endonezya, İran, Kazakistan, Küba, Mısır, Nijerya, Senegal, Suudi Arabistan, Tayland, Tunus, Uruguay ve Venezuela, resmi başvuruda bulunan ülkeler arasında.

Başta Çin olmak üzere tüm üye ülkeler, topluluğa yeni üye alımlarına sıcak bakıyor. Genişleme konusu, Johannesburg’daki zirvenin ana gündem maddelerinden birini oluşturuyor. Zirvede yeni üyelikler için tarihi adımlar atılması bekleniyor.

Boston Üniversitesi Küresel Kalkınma Politikaları Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Rebecca Ray, Foreign Policy’e, Johannesburg’daki zirveye üyelik başvurusunda bile bulunmayan ülkelerin katıldığını belirterek, “BRICS başka yerlerde karşılanmayan bir talebi karşıladı” dedi.

Brezilya’daki Fundação Getulio Vargas Uluslararası İlişkiler Okulu’nda profesör olan Oliver Stuenkel, gruplaşmanın şu anda “rolünü yerine getirdiği, üyelerin ABD’yi bir ölçüde sınırlamasına yardımcı olduğu ve BRICS arasındaki bağları güçlendirdiği tatlı bir noktada” olduğunu söyledi, ancak şu notu da düştü: “Bence daha iddialı projeler olursa, o zaman kaçınılmaz olarak bu gruplaşmayı zorlayacak ve ayrılıkları ortaya çıkaracaktır.”

BRICS ortak para birimi hedefi

Zirvenin bir diğer ana gündem maddesini de ABD dolarına rakip olması hedeflenen “BRICS ortak para birimi” teşkil ediyor.

BRICS’in ekonomik hacmi göz önüne alındığında, ortak para biriminin ABD dolarının küresel hegemonyasını kırabileceği yönünde tartışmalar mevcut

Topluluğun en güçlü ekonomisi Çin, ortak para birimi fikrinin en büyük destekleyicisi olarak öne çıkıyor. Güney Afrika gibi görece küçük ekonomiye sahip üyeler ise bu konuda çekimser davranıyor.

Yetkiliker, zirvenin BRICS üyelerinin kendi aralarındaki ticareti giderek kendi yerel para birimleriyle yapmaları yönünde bir anlaşma arayışına odaklanabileceğini söyledi.

Putin, zirveye video konferansla katılacak

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) hakkında verdiği yakalama kararı nedeniyle zirveye video konferansla katılacak.

Güney Afrika’nın UCM’ye taraf ülkelerden biri olması nedeniyle Putin’i tutuklamakla yükümlü bulunması, geçen aylarda ev sahibi ülkenin en önemli gündem maddelerinden birini oluşturmuştu.

Bunun üzerine Kremlin yönetimi, zirveye Putin’i temsilen Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un katılacağını duyurmuştu.

Xi bizzat Zirvede olacak

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Xi Jinping’in zirve ve Afrikalı liderlerle diğer görüşmeler için pazartesi günü Johannesburg’a gideceği ve  bunun bu yıl Çin Devlet Başkanı için nadir bir yurtdışı seyahati olacağı belirtildi.

Xi’nin 2023 yılında şu ana kadar yaptığı tek yurt dışı seyahati mart ayında Rusya’ya olmuştu.

Johannesburg’da üst düzey güvenlik önlemleri

Yüksek suç oranlarına sahip Güney Afrika, zirve öncesi Johannesburg’da güvenlik önlemlerini had safhaya çıkardı.

Yabancı heyetlerin kaldıkları otellerin çevresinde polis araçlarının konuşlandırıldığı gözlendi.

Zirvenin düzenleneceği Sandton Kongre Merkezi’nin çevresindeki yollar, zirve boyunca trafiğe kapalı olacak.

Dünya nüfusunun yüzde 41’i

Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in 2009’da düzenlenen ilk zirvede temellerini attığı topluluk, 2010’da Güney Afrika’nın katılımıyla son halini aldı.

BRICS İş Konseyinin raporuna göre, üye ülkelerin toplam gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) 56 trilyon doları geçiyor ve küresel hasılanın yüzde 31,5’ini oluşturuyor. Buna göre bu oranın 2030’a gelindiğinde yüzde 50’ye ulaşması öngörülüyor.

Ayrıca BRICS ülkeleri, küresel ticaretin yüzde 18’ini kontrol altında tutuyor ve dünya genelinde yabancı yatırımların yüzde 22’sini teşkil ediyor.

Öte yandan, 3,2 milyarlık toplam nüfusuyla, dünya nüfusunun yüzde 41’ini oluşturan BRICS ülkelerinin toplam yüz ölçümleri de dünyanın karasal yüz ölçümünün yüzde 26,7’sine tekabül ediyor.

Yeni Kalkınma Bankası (NDB)

BRICS ülkelerinin 2015’te kurduğu Yeni Kalkınma Bankası (NDB), eski adıyla BRICS Kalkınma Bankası ise küresel sistemde Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankasına alternatif bir aktör olarak öne çıkıyor.

Merkezi Çin’in Şanghay kentinde bulunan NDB, 100 milyar dolar başlangıç sermayesiyle kuruldu ve bu zamana kadar toplam 98 proje için 32,4 milyar dolarlık fon sağladı. Bu projelerden 280 milyon kişinin yararlanması öngörülüyor.

Bangladeş, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Uruguay’ın katılımıyla 2021’de üye sayısını 9’a çıkaran bankanın, gelecek süreçte Suudi Arabistan ve Cezayir gibi yeni üyelerle genişlemesi bekleniyor.

Diplomasi

Taliban, Rusya ile ticarette doları devreden çıkarmayı hedefliyor

Yayınlanma

Taliban yönetimi, Rusya ile ticarette ABD doları yerine Rus rublesi ve Afgan afganisi kullanılmasını teklif etti. İki ülke, yaptırımlar ve uluslararası bankacılık sisteminden dışlanmaları nedeniyle bu konuyu ve karşılıklı yatırımların artırılmasını görüşüyor.

Taliban yönetimi, Batı yaptırımları nedeniyle uluslararası bankacılık sisteminden büyük ölçüde izole olan Rusya’ya, iki ülke arasındaki ticarette ABD doları yerine Rus rublesi ve Afgan afganisi kullanılmasını teklif etti.

Taraflar arasında bu konudaki teknik detayların görüşüldüğü bildirildi.

Afganistan Ticaret Bakan Vekili Hacı Nureddin Azizi, Reuters‘a yaptığı açıklamada, “Bölgesel ve küresel ekonomik beklentiler, Afganistan ve Rusya’nın karşılaştığı yaptırımlar ve sorunlar göz önüne alındığında bu konuda somut görüşmeler yapıyoruz. Şu anda teknik hususlar tartışılıyor,” dedi.

Azizi, Kabil’in benzer bir teklifi Çin’e de yaptığını belirtti.

Bakan Vekili Azizi, Rusya ile Afganistan arasındaki yıllık ticaret hacminin yaklaşık 300 milyon dolar olduğunu ve karşılıklı yatırımların artmasıyla bu rakamın önemli ölçüde yükselebileceğini ifade etti.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, 2024 yılında bir önceki yıla göre sırasıyla yüzde 32 ve yüzde 24 düşüşe rağmen Rusya’nın ABD ile ticareti 3,5 milyar dolar, AB ile ise 67,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Azizi, Taliban’ın Rusya’dan daha fazla petrol ürünü ve plastik madde almayı planladığını söyledi.

Öte yandan Rusya’nın Kabil Büyükelçisi Dmitriy Jirnov, Rusya’nın Afganistan’dan çeşitli ürünler ithal ettiğini belirtti.

Jirnov, “Bunların başında kuru meyve ve kuru üzüm geliyor. Sebzeler, üzüm ve nar (şimdilik küçük miktarlarda), şifalı bitkiler (lavanta, kekik, meyan kökü) ve tabii ki pilav kazanları da ithal ediliyor,” dedi.

Jirnov, ticaretin tarım ürünleriyle sınırlı olmadığını, Afganistan’ın Rusya’ya krom cevheri, konsantreler, mineraller, yakut ve zümrüt de gönderdiğini ve bunların ithalatın yaklaşık altıda birini oluşturduğunu ekledi.

Taliban, 2022 yılında Rusya’dan petrol, doğalgaz ve buğday alımı konusunda anlaşmaya varmıştı.

Yaptırımlar nedeniyle Afganistan ve Rusya, uluslararası bankacılık sisteminden büyük ölçüde kopmuş durumda. Moskova’nın kalan ticaret ortaklarıyla yerel para birimlerinde ödemelere geçmeye çalışmasının nedenlerinden biri de bu.

Reuters‘ın belirttiğine göre, Taliban’ın iktidara gelmesinden sonra Afganistan çok daha az dolar almaya başladı ve bu durum, ABD tarafından yapılan uluslararası yardımların bu yıl azalmasıyla daha da kötüleşti.

Rusya, Afganistan üzerinden Hindistan ve Pakistan’a demiryolu istiyor

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Zalujnıy: Rusya savaş alanında inovasyonda Ukrayna’yı geçti

Yayınlanma

Ukrayna’nın Birleşik Krallık Büyükelçisi ve eski Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, Rusya’nın savaş alanındaki inovasyonlarda Ukrayna’yı geride bıraktığını belirtti. Zalujnıy, Ukrayna’nın yenilikleri sürekli üretip ölçeklendiremediğini ve teknolojik başarılarının sınırlı kaldığını ifade etti.

Ukrayna’nın Birleşik Krallık Büyükelçisi ve eski Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, “Güvenlik İhracatı: Dünyada Ukrayna Silahları” forumunda yaptığı konuşmada, Rusya’nın savaş alanındaki inovasyonlarda Ukrayna’yı geride bıraktığını söyledi.

Strana haber portalının aktardığına göre Zalujnıy, “Düşman bizi çoktan geçti, geride kalıyoruz ve bu dürüstçe söylenmeli,” dedi.

Ukrayna’nın “dün Rusya’yı geride bıraktığı alanlarda bile inovasyonları sürekli olarak üretip ölçeklendiremediğini” belirten Zalujnıy, ülkenin teknolojik başarılarının “oldukça sınırlı, sektörel bir nitelik taşıdığını ve hayatta kalma stratejisinin uygulanması için gereken tüm yelpazeyi kapsamadığını” vurguladı.

Bununla birlikte eski Genelkurmay Başkanı, sınırlı kaynaklar ve müttefiklerin tedariklerine yüksek bağımlılık koşullarında Ukrayna’nın teknolojik başarılarını dünya pazarlarında paylaşabileceğine inandığını ifade etti.

Ukrayna ordusunun mevcut Genelkurmay Başkanı Aleksandr Sırskiy, öncelikli görevinin insansız sistemlerin geliştirilmesi ve ordunun en yeni silahlarla donatılması olduğunu belirtmişti.

Rusya’da 1 Ocak 2024 tarihinde “İnsansız Hava Sistemleri” (İHS) adlı ulusal proje başlatılmıştı.

Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Vasiliy Şpak, bu proje kapsamında geçen yıl 16,4 bin sivil insansız hava aracı üretildiğini bildirmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise nisan ayında yaptığı açıklamada, ordunun 1,5 milyondan fazla çeşitli tipte insansız hava aracı aldığını ancak FPV drone sıkıntısı yaşandığını belirtmişti.

National Interest: NATO yardımı Ukrayna’nın askeri olarak geri kalmasına yol açtı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Birleşik Krallık, Chagos Adaları’nı Mauritius’a devretti

Yayınlanma

Birleşik Krallık, Chagos Adaları’nın egemenliğini Mauritius’a devretmek için 3,4 milyar sterlin (4,6 milyar dolar) tutarında bir anlaşma imzaladı. 

Anlaşma kapsamında, adaların en büyüğü olan Diego Garcia’daki Birleşik Krallık-ABD askeri üssünün kontrolü Birleşik Krallık’ta kalacak.

Başbakan Keir Starmer, Diego Garcia’yı yeniden kiralamak için yapılan 99 yıllık anlaşmanın kendilerine yıllık 101 milyon sterline mal olacağını ve üssü “kötü niyetli etkilerden” korumak için gerekli olduğunu söyledi.

Mauritius Başbakanı Navin Ramgoolam ise anlaşmanın “sömürgecilikten kurtulma sürecini tamamen tamamladığını” söyledi.

Fakat Birleşik Krallık’taki muhalefet liderleri ve şu anda İngiltere’de yaşayan bazı Chagoslular anlaşmayı eleştirdi.

Resmi adı Britanya Hint Okyanusu Toprakları olan Chagos Adaları, Hint Okyanusu’nda, Birleşik Krallık’ın yaklaşık 5.799 mil (9.332 km) güneydoğusunda ve Mauritius’un yaklaşık 1.250 mil kuzeydoğusunda yer alıyor.

Chagos Takımadaları olarak da bilinen adalar, yaklaşık 60 adadan oluşan yedi atolden oluşuyor ve Mauritius’un hâlâ bir İngiliz kolonisi olduğu 1965 yılında Mauritius’tan ayrıldı.

Birleşik Krallık adaları 3 milyon sterline satın almıştı fakat Mauritius, sömürgeci güçten bağımsızlık kazanmak için yapılan anlaşma kapsamında adaları yasadışı bir şekilde vermek zorunda kaldığını savunmuştu.

1960’ların sonunda İngiltere, ABD’yi Chagos Adaları’nın en büyüğü olan Diego Garcia’da bir askeri üs kurmaya davet etti ve bu süreçte binlerce insanı zorla evlerinden ve topraklarından çıkardı.

Britanya ile Mauritius arasındaki Chagos meselesi: ABD de topa girdi

Chagosluların bir kısmı Mauritius ve Seyşel Adaları’na yerleşti; diğerleri İngiltere’ye, çoğunlukla West Sussex’teki Crawley’e göçtü.

Birleşik Krallık, ilk üç yıl boyunca her yıl 165 milyon sterlin ödeyecek. Dördüncü yıldan 13. yıla kadar ise yıllık 120 milyon sterlin ödeyecek. Bundan sonra ödemeler enflasyona endekslenecek.

Starmer, Diego Garcia’nın askeri üs olarak kullanılmaya devam edilmesinin, beş göz ittifakı üyeleri olan İngiltere, ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda tarafından onaylandığını söyledi ve ABD’nin üssün “işletme masraflarını” karşılayacağını belirtti.

1970’lerin başından beri, Birleşik Krallık ve ABD bu adada ortaklaşa gizli bir askeri üs işletiyor. Hükümet, üssün havaalanı ve derin su limanının yanı sıra gelişmiş iletişim ve gözetleme imkanlarına sahip olduğunu belirtiyor.

Adaya ticari uçuşlar yapılmıyor. Adaya giriş, askeri tesis veya daha önce bu bölgeyi yöneten İngiliz yetkililer tarafından izne tabi.

Diego Garcia, Hint Okyanusu’nun kalbindeki konumu nedeniyle stratejik önemi yüksek bir ada olarak görülüyor.

11 Eylül saldırıları sonrasında ABD’nin “terörle savaş” sırasında, Afganistan ve Irak’ta görev yapmak üzere adadan doğrudan uçakların gönderildiği biliniyor.

Anlaşma, Chagosluları desteklemek için 40 milyon sterlinlik bir güven fonu da içeriyor.

Anlaşma uyarınca, Mauritius Diego Garcia’yı kontrol edecek fakat adaya yeniden yerleşime izin verilmeyecek.

Bernadette Dugasse, Diego Garcia’da doğan ve anlaşmaya karşı son anda İngiltere Yüksek Mahkemesine dava açan iki Chagoslu kadından biri.

Dugasse BBC’ye verdiği demeçte, “Ben Birleşik Krallık’a ait değilim, Mauritius’a ait değilim, Seyşel Adaları’na ait değilim. Ben Diego Garcia’ya aidim,” dedi.

Mahkeme kararıyla anlaşma geçici olarak durdurulmuştu fakat Yüksek Mahkeme itirazı reddetti.

Britanya’da Muhafazakârlar da anlaşmayı eleştirdi. Parti lideri Kemi Badenoch, anlaşmayı “ulusal bir zarar verme eylemi” olarak nitelendirdi.

Parti lideri, “Bu anlaşma bizi Çin’e daha fazla maruz bırakıyor ve Chagos halkının iradesini görmezden geliyor. Ve bunun için milyarlarca pound ödüyoruz,” dedi.

Reform UK lideri Nigel Farage da anlaşmanın “gerekli olmadığını” ve “Çin’in ekmeğine yağ sürdüğünü” ileri sürdü.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X’te yaptığı bir paylaşımda, Washington’un “bölgesel ve küresel güvenlik için kritik öneme sahip Diego Garcia’daki ABD-İngiltere ortak askeri tesisinin uzun vadeli, istikrarlı ve etkili bir şekilde faaliyetini güvence altına alan” anlaşmayı “memnuniyetle karşıladığını” söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English