Bizi Takip Edin

ASYA

Japonya, ABD’nin çip kısıtlamalarına uyum sağlarken, Tokyo’da bazı yöneticiler huzursuz

Yayınlanma

Japonya’nın, ABD politikasına uyum sağlamak için, gelişmiş çip yapımında kullanılan 23 malzemenin ihracatına dair Çin’e koyduğu kısıtlamalar yürürlüğe girdi. Tokyo söz konusu kısıtlamaların Çin’i hedef almadığını savunsa da, Pekin eylemin doğrudan Çin’i hedef aldığını  ve bunun şirketlere zarar vererek küresel tedarik zincirini bozacağını vurguladı.

Bu haftadan itibaren Japonya, silikon gofretler üzerine film yerleştiren makinelerden askeri kullanımlara sahip olabilecek mikroskobik çip devrelerini kazıyan cihazlara kadar 23 tür ekipmanı kısıtlıyor. Ülkede söz konusu malzemeleri üreten 10 civarındaki şirketin bu kısıtlamalardan etkilenmesi bekleniyor.

Ancak The Japan Times’ın haberine göre, Tokyo’daki bazı yetkililer, ABD’nin çatışmacı yaklaşımının Çin’le koordinasyonu engelleyebileceğinden ve Pekin’i gereksiz yere kışkırtabileceğinden endişeleniyor.

Ancak ABD, Çinli şirketleri hedef alan kısıtlamaların açıklandığı ekim duyurusunda Çin’e 20 kez atıfta bulunurken, Japonya özellikle büyük komşusunu hedef almadığını göstermeye çalışan geniş ekipman kontrollerini tercih etti.

The Japan Times’a konuşan bir Japon sanayi bakanlığı yetkilisi, “ABD’nin bunu nasıl yaptığı konusunda garip bir rahatsızlık hissediyoruz. Ülkeyi tanımlamanıza gerek yok, tek yapmanız gereken öğeyi kontrol etmek” dedi ve Japonya’nın bir çatışmaya dahil olmadıkça ülkelere yaptırım uygulayamayacağını da sözlerine ekledi.

Japonya Ticaret ve Sanayi Bakanı, Mart ayında Japonya’nın önlemlerini açıklarken gazetecilere verdiği demeçte, Çin’in kontrollere tabi olacak 160 ülke ve bölgeden yalnızca biri olduğunu ve Japonya’nın kurallarının ABD’yi takip etmesi anlamına gelmediğini öne sürmüştü.

Ancak Başbakan Fumio Kishida ve Hollanda lideri Mark Rutte, ocak ayının başlarında Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile planlarını görüşmüştü. Bloomberg News görüşme sonrası, Hollanda ve Japonya’nın, Beyaz Saray’ın ekim ayında açıkladığı kapsamlı kurallar kadar ileri gitmeyecek olsalar da, Çin’e karşı bu tür kontrolleri sıkılaştırmada ABD’ye katılma konusunda prensipte anlaştığını yazmıştı.

Ayrıca mayıs ayında diğer G7 ülkeleriyle Çin konusunda “riski azaltmak” üzerine anlaştılar. Bununla birlikte, grup içinde çip üretim ekipmanı kontrollerinde farklılıklar olabileceği, hatta bunun bazı ülkeler bazında rekabet avantajı yaratabileceği söyleniyor.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde ticaret ve teknoloji projesi direktörü Emily Benson, “Her ülke kendi lisanslama politikalarından sorumludur ve bunun da ötesinde, her ülkenin aldığı lisans kararlarını uygulamasına bağlıdır” dedi.

ABD ve Hollanda ile yakın koordinasyon gerektiriyor

The Japan Times’a isim vermeden konuşan bir diğer Japon hükümet yetkilisi, Japonya’nın ABD’nin ret karinesi standardını uygulamadığını ve mümkün olduğunda ihracata izin vereceğini söyledi.

Japonya’nın kontrollerini ABD ve Hollanda’nın kontrolleriyle birleştirmenin, yakın koordinasyon gerektireceği belirtiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı eski bir yetkilisi ve Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde araştırmacı olan Jim Lewis, “Bütün bu şeylerdeki sorun, neyi güvenli bir şekilde bırakabileceğiniz ve neyi engellemeniz gerektiğidir. Herkes çizgiyi biraz farklı çiziyor” dedi.  Japon ticaret yetkilileriyle bir araya gelen Lewis, Tokyo’nun belirli ihracatları kısmaya kararlı olduğuna inanıyor.

Tokyo, Lahey ve Washington, Soğuk Savaş’tan sonra kurulan Wassenaar Düzenlemesine taraf olan 42 ülke tarafından kontrol edilen silahlar, çift kullanımlı mallar ve teknolojiler listesine çipli aletlerin de eklenmesini istediklerini belirttiler.

Bununla birlikte, üyelerinden ihtiyaç duydukları oybirliğiyle desteği almalarının pek mümkün olmadığı kaydediliyor. Lewis, “Wassenaar düzenlemesi, Rusya’nın üye olması nedeniyle neredeyse umutsuz” dedi.

Japon sanayi bakanlığı yetkilisi, alternatifin, sonunda diğer ülkeleri de kapsayabilecek çip üretim araçlarını denetlemek için ABD ve Hollanda ile daha yakın bir grup oluşturmak olduğunu söyledi.

ABD Ticaret Bakanlığı ve Hollanda hükümeti yorum yapmaktan kaçındı. Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermedi.

Bu arada, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, kısmen daha geniş Japon listesiyle uyum sağlamak için ekimde getirdiği kuralları güncellemesi bekleniyor.

Reuters’in geçen ay bildirdiğine göre, Biden, Hollandalı litografi üreticisi ASML’nin belirli Çin fabrikalarına sağlayabileceğini sınırlama konusunda Hollanda’dan daha ileri gidebilir. Ekipmanı ABD’ye ait parçalar içerdiğinden ABD, ASML’yi doğrudan düzenleyebilir.

The Japan Times’a konuşan üçüncü bir Japon sanayi yetkilisi, Tokyo’nun, Çin’i hedef almanın Japon elektrikli arabalarının yasaklanması gibi zarar verici bir misillemeye yol açacağından endişe duymaya devam ettiğini söyledi.

Pekin’den yanıt: Doğrudan Çin’i hedef alıyor

Öte yandan Çin’den Japon yetkililerin endişelerini doğrular nitelikte bir açıklama geldi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, pazartesi günü Japonya’yı ikili çıkarlarına öncelik vermeye çağırdı.

Sözcü Mao Ning,  eylemin doğrudan Çin’i hedef aldığını söylerken, bunun şirketlere zarar vereceğini ve küresel tedarik zincirini bozacağını vurguladı.

Bakanlık Sözcüsü, “Çin bu hareketten derinden üzüntü duyuyor ve memnun değil” dedi ve Japonya’ya farklı düzeylerde ciddi açıklamalarda bulunduklarını bildirdi.

Mao Ning, “Düzenleyici politikanın etkisini yakından izleyeceğiz ve kendi çıkarlarımızı kararlılıkla koruyacağız” dedi. Ancak Sözcü, Japonya’yı karşı karşılıklı önlemler almakla tehdit etmedi.

Çin bu ayın başlarında ABD’ye misilleme olarak yarı iletken üretiminde kullanılan iki kritik hammadde olan galyum ve germanyumun ihracatını kısıtlama kararı almıştı.

Japon şirketler endişeli

Heilongjiang İl Sosyal Bilimler Akademisi Kuzeydoğu Asya Çalışmaları Enstitüsü müdürü Da Zhigang Global Times’a verdiği demeçte, “Japon hükümeti tarafından kabul edilen ihracat kontrol önlemleri, ABD tarafından ciddi şekilde sekteye uğrayan küresel yarı iletken endüstrisine daha fazla belirsizlik ve zarar getirecek. Ancak Japonya’nın hamleleri geri tepecek” dedi.

Da, devasa Çin pazarına erişimi olmayan Nikon Corp ve Tokyo Electron Ltd gibi Japon çip üreticilerinin önemli ölçüde zarar görebileceğini ve bunun da yenilik ve teknoloji yinelemelerini desteklemek için daha az kâra yol açabileceğini ve böylece Japon şirketlerinin küresel rekabet gücünü baltalayabileceğini ifade etti.

İki firma Global Times’a yorum yapmaktan kaçındı. Ancak, Japon endüstri gruplarının ve işletmelerinin, endüstrinin makul taleplerine yanıt vermeyen Japon hükümetine endişelerini ve şikayetlerini ilettikleri bildirildi.

Çip savaşı

Biden yönetimi, Ekim ayında, ABD’li üreticilerin gelişmiş çip üretim ekipmanlarının Çinli müşterilere tedarikine yönelik kısıtlamaları ve Çinli yarı iletken firmaları için çalışan Amerikalılara yönelik kısıtlamaları içeren kapsamlı yeni kurallar yayınlamıştı.

ABD bu kısıtlamalar ile yarı iletkenler alanında en büyük pazar olan Çin’e olan bağımlılığını azaltmayı, teknoloji üstünlüğü Çin’e kaptırmamayı ve bu alandaki tedarik zincirinin yönünü değiştirmeyi hedefliyor.

ABD’nin teknoloji üstünlüğü mücadelesinde, Çinli şirketlere yönelik kritik teknoloji tedarikini kesme çabası, eski Başkan Donald Trump’ın yönetimi döneminde başlamıştı. Ancak Biden yönetimi, endüstrinin tedarik zincirinde kilit roller oynayan önde gelen şirketlere ev sahipliği yapan Hollanda, Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi müttefiklerine bu kısıtlamalara dahil olmaları için baskı uygulayarak işi daha da ileri götürdü.

Biden yönetimi Çin’e karşı yürüttüğü ‘çip savaşında’ cephesini, Hollanda ve Japonya’yı da içerecek şekilde genişletmek istiyor, çünkü ABD’nin kısıtlamaları tek başına yeterli değil. Eğer tamamlayıcı ihracat kontrolleri uygulamazlarsa, ABD yaptırımları Çinli alıcıların Amerikan cihazlarını ve ekipmanlarını benzer yabancı bileşenlerle değiştirmelerine neden olacak.

Ancak Washington’ın çabaları Çin’i, ithalata olan bağımlılığını azaltmaya yöneltti. Pekin, Washington onu yarı iletken tedarik zincirinden çıkarmaya çalışırken, bu endüstriye büyük yatırım yaptı. Çin, 2025 yılına kadar yarı iletkenlerde %70 kendi kendine yeterlilik sağlamayı hedefleyen ileri teknolojilere 1,4 trilyon dolarlık yatırım yapma planını ortaya koydu.

ASYA

Yeni Japon Başbakan ASEAN ile ilk uluslararası çıkışını yaptı

Yayınlanma

Japonya’nın yeni Başbakan Shigeru Ishiba, deniz güvenliğini güçlendirme ve karbonsuzlaştırmayı teşvik etme vaatleriyle perşembe günü ASEAN zirvesinde ilk uluslararası çıkışını yaptı.

Bu ayın başında göreve gelmesinden bu yana ilk yurtdışı gezisine çıkan Ishiba, Laos’un Vientiane kentinde düzenlenen Japonya-ASEAN ve ASEAN Artı Üç zirvelerine katılarak bölge liderleri ve üst düzey elçilerle bir araya geldi ve Tokyo’nun Güneydoğu Asya’ya olan bağlılığını sürdürme sözü verdi.

Bağlanabilirlik, dijitalleşme ve yeşil enerji alanlarında işbirliği duyuruları yapılırken, dikkatlerin çoğu Ishiba’nın çok taraflı forumda Çin ve Güney Kore liderlerine ulaşması da dahil olmak üzere uluslararası sahneye ilk çıkışını nasıl ele aldığına odaklandı.

Başbakan ayrıca Doğu ve Güney Çin Denizlerindeki deniz ihtilafları ve Kuzey Kore’nin nükleer ve füze programları gibi bölgesel güvenlik konularına da değindi.

“Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dayanmayan haksız deniz hakları ve çıkarları iddialarını veya denizcilik faaliyetlerini kabul edemeyiz” diyen Ishiba, Tokyo’nun ‘Güney Çin Denizi’nde devam eden askerileştirme ve zorlayıcı faaliyetler’ konusundaki ‘ciddi endişelerini’ vurguladı.

Bu yılın başlarında milletvekili olarak ziyaret ettiği Tayvan konusuna da değinen Ishiba, Tayvan Boğazı’nda barışın “bölge ve uluslararası toplum için önemli” olduğunu söyledi.

Güvenlik gündemi

Selefi Fumio Kishida gibi Ishiba da Tokyo’nun giderek daha istikrarsız hale gelen güvenlik ortamıyla başa çıkabilmek için Japonya’nın uluslararası ortaklıklar ağını genişletmeyi dış politika ve savunma politikası gündeminin üst sıralarına yerleştirdi.

Nitekim yeni başbakan geziye çıkmadan önce yaptığı açıklamada, Çin ve Rusya’nın hava sahası ihlalleri ve Kuzey Kore’nin tekrarlanan füze fırlatmaları nedeniyle Japonya’nın şu anda “İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana en ciddi ve karmaşık güvenlik ortamıyla” karşı karşıya olduğunu söyledi.

Eski savunma bakanı bu nedenle Japonya’nın işbirliği yaptığı “dost ve benzer düşünen ülkelerin” sayısını arttırma ve ülkenin diplomatik ve savunma kabiliyetlerini güçlendirme sözü verdi.

Güneydoğu Asya ülkelerini yanına çekme çabaları bu politikanın önemli bir parçası zira Japonya, Çin’in Hint-Pasifik’te artan ekonomik ve askeri gücüne karşı koymak için ABD desteğiyle kendisini önemli bir güvenlik ve ticaret ortağı olarak konumlandırıyor.

Japonya bu hedefleri doğrultusunda bağlantı ve karbonsuzlaştırma projelerini artırmanın yanı sıra devriye gemileri ve kolluk kuvvetleri eğitimi yoluyla ASEAN ile deniz güvenliği işbirliğini artırma sözü verdi.

Japonya ve ASEAN ülkeleri ayrıca Orta Doğu ve Ukrayna’daki savaşlar da dâhil olmak üzere uluslararası güvenlik gerilimlerini de ele aldılar ki bu konuların cuma günü yapılacak olan ve ABD, Rusya, Avustralya, Hindistan ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin lider ve elçilerinin de katılacağı Doğu Asya Zirvesi’nde de öne çıkması bekleniyor.

Asya NATO’su önerisi eleştiri yağmuruna tutuldu

Perşembe günkü toplantılarda gündeme gelmeyen bir güvenlik konusu ise Ishiba’nın Asya’da NATO’nun bir versiyonunu oluşturma fikriydi. Eski savunma şefi tarafından uzun süredir üzerinde çalışılan bu öneri eleştiri yağmuruna tutuldu ve birçok kişi bunun hem gerçekçi olmadığını hem de ortaklar için hoş olmadığını söyledi.

Ishiba’nın kendisi de bu fikrin en azından hemen kök salmasının mümkün olmadığını itiraf etti. Ancak bu fikrin masadan kalktığı anlamına gelmiyor zira başbakan geziden önce gazetecilere bu konuda ya da ABD-Japonya güvenlik anlaşmasının revizyonu gibi diğer fikirler konusunda geri adım atmayacağını söyledi.

“Bu konularda Liberal Demokrat Parti içinde istikrarlı bir şekilde tartışmalar yürütmek niyetindeyim ve bunlar partinin duruşu haline geldiğinde, (koalisyon ortağı) Komeito ile istişare edeceğiz ve bu politikaları hükümet tedbirleri olarak önereceğiz” dedi.

ASEAN’ın tutumuna gelince, Tokyo Üniversitesi’nde doçent olan Sebastian Maslow, birliğin bu tür güvenlik çerçevelerinin Çin’i kışkırtacağı ve dolayısıyla ASEAN üyelerinin ekonomik ve güvenlik çıkarlarını dengeleme çabalarıyla çelişeceği için bölgeyi istikrarsızlaştırmasına karşı temkinli olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin Başbakanı, ASEAN ile ‘daha güçlü ekonomik entegrasyon’ çağrısı yaptı

Yayınlanma

Çin Başbakanı Li Qiang, perşembe günü düzenlenen bölgesel zirvede ASEAN ve Pekin arasında daha fazla ekonomik entegrasyon potansiyeline vurgu yaptı.

Perşembe günü Laos’un başkenti Vientiane’de Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) liderlerine hitap eden Li, iki pazarın daha yakın ve organik entegrasyonunun ekonomi üzerinde büyük bir ölçeklendirme etkisi yaratacağını söyledi.

Li, “Ekstra geniş pazar, ekonomik refahı teşvik etmek için sahip olduğumuz en büyük destektir ve pazar bağlantısının geliştirilmesi, daha fazla işbirliğimiz için önemli bir yöndür” dedi.

Li ayrıca Çin ve ASEAN’ın serbest ticaret anlaşmasını güncellemek üzere görüşmeleri tamamladığını ve bunun Çin’in “çok taraflılık ve serbest ticarete verdiği kesin desteği” gösterdiğini söyledi.

Li, “Bugün ASEAN liderleriyle birlikte Çin-ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi’nin 3.0 versiyonuna ilişkin müzakerelerin önemli bir sonuca ulaştığını açıklamaktan memnuniyet duyuyorum” dedi.

“Bu, [Güneydoğu ve Doğu] Asya’nın ekonomik entegrasyonuna öncülük etmeye yönelik ortak çabalarımızda önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı.

Çin gümrük verilerine göre, Çin ve ASEAN arasındaki ticaretin değeri 20 yılda 15 kattan fazla artarak geçen yıl 911.7 milyar ABD dolarına ulaştı.

Çin ayrıca on yılı aşkın bir süredir bloğun en büyük ticaret ortağı konumunda.

Batı ablukası riskinin artmasıyla birlikte Çin, başta elektrikli araçlar olmak üzere yeni enerji endüstrisi için potansiyel bir büyük pazar olarak Güneydoğu Asya’ya da yöneldi.

Li zirvede yaptığı konuşmada “İster endüstriyel iyileştirme, ister dijitalleşme, ister yeşil dönüşüm ya da ithalat ve ihracatta yapısal uyum olsun, yeni yatırım fırsatlarının yaratılması için pazarımızın kapsamlı bir şekilde geliştiğini görmeliyiz” dedi.

Güney Çin Denizi anlaşmazlığı

Öte yandan ticaretteki büyümeye rağmen Çin’in ASEAN ile ilişkileri, Güney Çin Denizi’ndeki toprak anlaşmazlıkları nedeniyle test ediliyor.

Çin, Filipinler, Brunei, Malezya ve Vietnam’ın bölgede birbirleriyle çelişen hak iddiaları bulunuyor.

Son olarak salı günü Scarborough Shoal yakınlarında Çin sahil güvenliği ile Filipin balıkçı tekneleri arasında bir dizi restleşme ve çatışma yaşandı.

AFP’ye göre Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos, ASEAN ve Çin’in siyasi cephede gerginlikler varken ekonomik cephede her şey yolundaymış gibi davranamayacağını söyledi.

Zirve sırasında Marcos “ekonomik işbirliğini siyasi güvenlikten ayıramazsınız” dedi.

Marcos ayrıca ASEAN üyelerini ve Çin’i tartışmalı sular için bir ASEAN-Çin davranış kuralları üzerinde müzakereleri hızlandırmaya çağırdı.

Güney Çin Denizi’ndeki genel durumun “gergin ve değişmeden” kaldığını ve “tarafların farklılıkları ciddi bir şekilde yönetmeye ve gerilimi azaltmaya ciddiyetle açık olması gerektiğini” söyledi.

Singapur Başbakanı Lawrence Wong da çarşamba günü zirvede yaptığı konuşmada “Güney Çin Denizi’nin canlı ve acil bir mesele olduğunu ve bir kazanın çatışmaya dönüşme riskinin bulunduğunu” vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken perşembe günü Laos’a geldi ve cuma günü ASEAN liderleriyle yapacağı görüşmelerde konuyu gündeme getirmesi bekleniyor.

Pekin, Washington’u anlaşmazlığa karışan ve bölgesel istikrara zarar veren bir “dış güç” olmakla suçluyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, Japonya’yı dış güçlere karşı uyardı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, yeni Japon mevkidaşını bölgedeki “dış güçlerin” müdahalesine karşı uyardı.

Wang Yi ve yeni atanan Japonya Dışişleri Bakanı Takeshi Iwaya çarşamba günü yaptıkları ilk telefon görüşmesinde yapıcı ve istikrarlı ikili bağlar kurma, stratejik ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkileri güçlendirme niyetlerini teyit ettiler.

Çin dışişleri bakanlığına göre Wang, Japonya’dan “istikrarlı ikili ilişkileri teşvik etmek” için gelen “olumlu sinyalleri” selamladı ve “Japonya’nın yeni kabinesinde yeni bir atmosfer ve Çin-Japon ilişkilerinde yeni gelişmeler” beklediğini söyledi.

Bakanlık ayrıca Wang’ın Iwaya’ya bölgede genel barış ve istikrarın korunmasının “zor kazanılmış bir başarı olduğunu ve çalkantılı bir küresel ortamda el üstünde tutulması gerektiğini” söylediğini belirtti.

Japonya’nın kilit müttefiki ABD’ye açık bir göndermede bulunan Wang, “İki taraf da dış güçlerin karışıklıkları kışkırtmasını ve bölgesel çatışmaları körüklemesini engellemelidir” dedi.

Wang ile 45 dakika süren görüşmesinde Iwaya, Çin askeri uçaklarının ağustos ayı sonlarında güneybatıdaki Nagasaki vilayetindeki adalar yakınlarındaki Japon hava sahasına ilk kez girmesi de dâhil olmak üzere, Çin’in Japonya çevresindeki askeri faaliyetlerinin yoğunlaşmasından duyduğu “ciddi endişeleri” dile getirdi.

Japonya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Iwaya Çin’i bu faaliyetle ilgili kapsamlı bir açıklama yapmaya çağırdı.

Ayrıca Tokyo’nun “Tayvan çevresindeki durumu yakından izlediğini” söyledi.

Wang ise, “Japonya’nın Tayvan sorununa ilişkin siyasi taahhütlerini yerine getireceği ve tek Çin ilkesini koruyacağı” umudunu dile getirdi.

Güçlü ekonomik bağlara sahip olmalarına rağmen Tokyo ve Pekin diplomatik alanda giderek daha fazla anlaşmazlığa düşüyor. İki ülke arasındaki ilişkiler, savaş zamanından kalma şikayetler ve toprak anlaşmazlıkları gibi tartışmalı konular ve Japonya’nın Çin’in artan etkisine karşı ABD ile savunma bağlarını güçlendirmesi nedeniyle gerilmiş durumda.

Çin, Japonya’nın ABD ile derinleşen diplomatik ve askeri ittifakına, Çin’e karşı koymayı amaçlayan ABD liderliğindeki çeşitli bölgesel güvenlik ortaklıklarına katılımı ve yarı iletkenlere ihracat sınırı getirilmesine yardımcı olmak için yaptığı işbirliği de dahil olmak üzere giderek daha ihtiyatlı yaklaşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English