Bizi Takip Edin

AVRUPA

Lukaşenko: İktidarı sessiz ve huzurlu bir şekilde yeni nesle devredeceğim

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, yetkiyi yeni nesle devretmeye hazır olduğunu belirtti. Lukaşenko, altı dönemdir sürdürdüğü liderliğinin ardından ülkeyi gençlerin yönetimine hazırlamak istediğini ifade etti.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Noel vesilesiyle bir kilise ziyaretinde yaptığı açıklamalarda, yetkileri elinde tutma konusunda bir takıntısı olmadığını belirtti.

BelTA haber ajansının aktardığına göre Lukaşenko, “Yetkiye sarılmıyorum. İktidarı yeni nesle sessiz ve huzurlu bir şekilde devretmek için elimden geleni yapacağım,” ifadelerini kullandı.

Devlet Başkanı, gelecekteki liderlik döneminin genç nesillere geçeceğine vurgu yaparak, “Önümüzdeki dönem, özellikle önümüzdeki beş yıl, nesil değişiminin zamanı olacak. Genç nesli, çocuklarımızı hazırlamalıyız. Belarus’u onlara teslim edeceğiz ve onlar bu ülkeyi koruyacak, değer verecek. En az bizim kadar bu ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini savunmaları gerekiyor,” dedi.

Açıklamalarını sürdürerek, sağlığı el verdiği müddetçe Belarus için çalışmaya devam edeceğini belirten Lukaşenko, “Bu, yarın bir yerlere kaçacağım anlamına gelmiyor. Sağlığım elverdikçe, sizlerle birlikte olacağım. Herhangi bir pozisyonda, elimizle oluşturduğumuz bu kazanımları korumak için çalışmaya devam edeceğim,” değerlendirmesini yaptı.

Lukaşenko, 1994 yılından bu yana Belarus Devlet Başkanı olarak görev yapıyor ve altı dönemdir bu pozisyonda bulunuyor.

Geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada, halktan ülkede yeni bir başkana alışmalarını istemiş, ancak hemen görevden ayrılma planı olmadığını belirtmişti.

Belarus’ta bir sonraki devlet başkanlığı seçimleri, 26 Ocak 2025 tarihinde yapılacak.

Belarus’ta seçimler yaklaşırken Batı yanlısı muhalefet ne diyor?

AVRUPA

Moldova’nın muhalefet lideri İlan Şor: Kişinev, Rusya ile diyalogdan kaçıyor

Yayınlanma

Moldovalı siyasetçi ve Zafer siyasi ittifakının lideri İlan Şor, Transdinyester bölgesindeki enerji krizinin çözümünün, Moldova’nın Rusya’nın Gazprom şirketine olan borçlarını kabul etmesi ve ödemeye başlamasıyla mümkün olduğunu ifade etti.

Şor, Vedomosti gazetesine yaptığı açıklamada, Kişinev yönetiminin bölgedeki enerji krizini çözmek için çaba göstermediğini ve Gazprom ile diyalog kurmaya yanaşmadığını belirtti.

“Bu kriz ortamını yaratanlar [Moldova yetkilileri] kendileridir,” diyen Şor, büyük borçlar, sağlıklı bir diyalog eksikliği ve tek taraflı olarak yapılan “şüpheli bir denetimin” bölgedeki pek çok haneyi doğalgazdan mahrum bıraktığını söyledi.

Şor’a göre Rusya, hiçbir zaman Transdinyester’e gaz tedarikini durdurma niyetinde olmadı. Moldova’nın, Ukrayna yönetimine başvurarak daha uygun bir rota üzerinden gaz transitini yeniden başlatabileceğini belirtti.

Şor, “[Moldova Cumhurbaşkanı Maya] Sandu, Ukrayna Devlet Başkanı [Vladimir Zelenskiy] ile Moldova’daki zirvede ve diğer uluslararası toplantılarda yakın ilişkiler sergiledi. Artık bu ziyaretlerin ve sözlerin gerçek sonuçlarını görme, somut taleplerde bulunma ve harekete geçme zamanı,” diye ekledi.

Ayrıca, ucuz Rus gazının geri dönmesi durumunda, Moldova’nın enerji üretim tesisi olan termik santralin tam kapasite çalışacağını ve bunun tüm ülkenin çıkarına olacağını vurguladı.

Şor, Transdinyester yönetiminin bölgeye gaz ve elektrik tedariki için Gazprom ile diyalog kurmaya hazır olduğunu ancak Tiraspol’un “çıkmaz bir durumda” bulunduğunu belirtti.

Moldova hükümetinin Rusya ile diyaloğa yanaşmadığını ve Romanya’dan enerji tedarikinin bölge için maliyetli olduğunu ifade etti.

Şor, “Avrupalıların bu sözde yardımı sonunda çok pahalıya mal olabilir,” diye ekledi.

Kişinev ile Gazprom arasında bir anlaşmaya varılmasını zorlaştıran en önemli konu, mevcut borcun büyüklüğü oldu.

Moldova, 709 milyon dolar tutarındaki borcu kabul etmeyi reddederek sadece 8,6 milyon dolarlık bir kısmı ödemeyi kabul ettiğini açıkladı.

Kasım ayında Rusya’yı ziyaret eden eski Moldova Enerji Bakanı Viktor Parlikov, Gazprom’un, Moldova’ya Türk Akımı üzerinden gaz tedarikini, Kişinev’in 709 milyon dolarlık borcunu ödemesiyle ilişkilendirdiğini ifade etti. Bu borcun 433 milyon doları ana borç, geri kalanı ise gecikme cezalarından oluşuyor.

Moldova tarafı, 2023 yılında yaptığı bir denetimde bu borcun varlığını kanıtlayacak belgeler bulunamadığını öne sürmüştü. Fakat Parlikov, teorik olarak bu borcun var olabileceğini kabul etmişti.

1 Ocak itibarıyla Transdinyester’de merkezi ısıtma, Moldova’dan doğalgaz tedarikinin kesilmesi nedeniyle durduruldu. Artık halk, kamu kurumları ve kuruluşlara ısıtma ve sıcak su sağlanamıyor. Sadece hastaneler ve sosyal hizmet kuruluşları istisna kapsamında tutuldu.

Bu durum, Rus gazının Ukrayna üzerinden geçişinin durdurulmasıyla ilişkilendirildi. Gazprom, Aralık 2024’ün sonunda MoldovaGaz’a, gaz tedarikinin borçlar nedeniyle durdurulacağını bildirmişti.

Rus şirketine göre MoldovaGaz, mevcut sözleşme şartlarını düzenli olarak yerine getirmediği için bu durum ortaya çıktı.

Ocak 2025’in başında Gazprom, Ukrayna ile transit anlaşmasının sona ermesi nedeniyle 1 Ocak itibarıyla gaz tedarikine teknik ve hukuki açıdan devam edemeyeceğini duyurdu.

Kiev yönetimi, transit anlaşmasının uzatılmasını reddetmişti. Bu iki anlaşmanın sona ermesiyle, Rus gazı tedariki tamamen durdu ve bu durum Transdinyester için kritik bir hale geldi.

Transdinyester hükümeti, 7 Ocak’tan itibaren günde iki kez dört saat süreyle elektrik kesintileri yapılacağını duyurdu.

6 Ocak itibarıyla bölgede 122 yerleşim birimi gaz tedarikinden mahrum kaldı. Ayrıca, 1500 apartman, 131 okul ve 147 anaokulu ısıtma hizmeti alamıyor.

Transdinyester, Moldova’ya Gazprom borcunu ödemesi çağrısında bulundu

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İtalyan hükümetinin olası Starlink anlaşmasına karşı tepkiler yükseliyor

Yayınlanma

İtalyan hükümetinin Elon Musk’un Starlink uydu iletişim sistemini kabul etmesinin “siyasi ve iktisadi bir hata” olacağı uyarısında bulunan yerel ve AB yasa koyucuları, hükümetin kararında ısrar etmesi ve Musk’ın da tartışmalara girmesi üzerine harekete geçti.

Anlaşma imzalanırsa İtalya, SpaceX ile resmi olarak ilişki kuran ilk AB ülkesi olacak. 

Fakat bu durum, ülkenin, AB’nin Starlink benzeri “IRIS2” sisteminin kurulumu da dâhil olmak üzere Avrupa’nın stratejik öncelikleriyle uyumu konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Şimdi iletişim anlaşması İtalyan siyasetinde konuşulan bir konu haline geldi ve Demokrat Parti’den Antonio Nicita gibi milletvekilleri Euractiv’e bu anlaşmanın ekonomik olmaktan çok siyasi bir gerekçeden kaynaklandığını söyledi.

Nicita’ya göre Musk, büyük bir AB üye ülkesini müşteri olarak güvence altına alarak IRIS2 sistemini geride bırakmaya çalışıyor olabilir ve bu da mali sürdürülebilirliğini tehlikeye atabilir.

Çok yörüngeli bir uydu internet takımyıldızı olan IRIS2, 2025’ten 2030’a kadar kademeli olarak güvenli bağlantı sağlamayı ve Avrupa dışı sistemlere bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor.

İtalyan milletvekiline göre, İtalyan hükümetinin Starlink ile yaptığı anlaşma antitröst endişelerini de beraberinde getiriyor zira İtalyan hükümeti ile Starlink arasında yapılacak münhasır bir sözleşme pazarın haczedilmesine ya da önlenmesine yol açabilir.

Avrupa’nın kendi uydu iletişim sistemi IRIS2 ne olacak?

Bloomberg’e göre beş yıllık anlaşma 1,5 milyar avroya mal olacak. Fakat İtalya halihazırda, AB’nin 12 yıllık ve 27 AB üye ülkesinin tamamına 10,6 milyar avroya mal olan IRIS2 programının finansörü ve gelecekteki müşterisi konumunda.

Nicita, baskın bir rakibin diğer AB hükümetleriyle orta vadeli sözleşmeler imzalayarak talebin çoğunu kilitlemesi halinde, IRIS2 programının tamamının daha az güvenilir ve iktisadi olarak uygulanabilir olacağı konusunda uyardı.

AP üyesi ve eski IRIS2 raportörü Christophe Grudler Euractiv’e verdiği demeçte İtalya ile yapılacak anlaşmanın “stratejik bir hata” olacağını ve İtalyan vergi mükelleflerinin iki sistem için iki kez ödeme yapacağını söyledi.

Grudler ayrıca, 2025 yılından itibaren AB’nin GovSatCom programının İtalya’nın Starlink anlaşması yoluyla erişmeye çalıştığı hizmetlerin çoğunu sağlayacağını belirtti. Musk’ın girişiminin İtalyan endüstrisinin yerini alacağı ve istihdam, egemenlik ve stratejik özerkliğe mal olacağı konusunda uyardı.

Salvini’den anlaşmaya ve Musk’a destek

Öte yandan İtalya Başbakan Yardımcısı ve Lega lideri Matteo Salvini X’te yazdığı yazıda anlaşmanın bir risk değil fırsat olduğunu belirtti.

Starlink hizmetlerine erişimin ülke çapında güvenli ve güvenilir bağlantı sağlayarak İtalya’yı modernleştireceğini savunan Salvini, SpaceX CEO’sunu “küresel inovasyonun önde gelen isimlerinden biri” olarak tanımladı.

Musk, Salvini’ye yanıt vererek bu olasılığı “harika” olarak nitelendirdi ve diğer Avrupa ülkelerinin de İtalya’nın izinden gideceğini düşündüğünü söyledi.

Bir Avrupa Komisyonu sözcüsü 7 Ocak’ta yaptığı açıklamada, İtalya’nın egemen bir devlet olarak, egemen karar ve eylemlerini sürdürme konusunda tam takdir yetkisine sahip olduğunu belirterek, SpaceX hizmetlerine erişimin IRIS2 projesiyle uyumlu olduğunu açıklamıştı.

Sözcü, İtalya’nın IRIS2’ye katılımının aynı zamanda yaklaşan takımyıldızın üç kontrol merkezine ev sahipliği yapmasının beklendiği anlamına geldiğini de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Baltık Denizinde kablolar ve Rus gemileri yapay zeka destekli gözetim altına alındı

Yayınlanma

Birleşik Krallık liderliğindeki Müşterek Sefer Kuvveti (JEF), kritik denizaltı altyapısında son zamanlarda meydana gelen hasarlara yanıt olarak, potansiyel deniz tehditlerini izlemek ve Rusya’nın kuzey Avrupa sularındaki “gölge filosunu” takip etmek için yapay zeka destekli gelişmiş bir gözetleme sistemini devreye soktu.

“Nordic Warden” adı verilen yeni operasyon, belirlenen ilgi alanlarına giren gemilerden kaynaklanan riskleri değerlendirmek üzere Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS) yayınları da dahil olmak üzere birden fazla kaynaktan gelen verileri analiz etmek için yapay zekadan yararlanıyor.

Sistem gerçek zamanlı izleme kabiliyeti ve şüpheli bir faaliyet tespit edildiğinde hem JEF ülkelerine hem de NATO müttefiklerine anında uyarı yayma imkânı sağlıyor.

Bu girişim, Noel günü Baltık Denizindeki Estlink2 denizaltı kablosunda meydana gelen ve Finlandiyalı yetkililerin Rusya’nın yaptırımlardan kaçan gölge filosuna ait Eagle S adlı bir tankerden kaynaklanmış olabileceğine inandıkları hasarın yanı sıra sabotaj olduğundan şüphelenilen diğer olayların ardından geldi.

Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey, “Nordic Warden hem kasıtlı sabotaj eylemlerine hem de su altı kablolarına zarar verdiğini gördüğümüz aşırı ihmal vakalarına karşı korunmaya yardımcı olacak,” dedi.

Gözetleme operasyonu şu anda Manş Denizi, Kuzey Denizi, Kattegat ve Baltık Denizi de dahil olmak üzere 22 stratejik bölgeyi JEF’in Northwood’daki merkezinden izliyor.

Sistem ilk olarak 2024 yazında test edilmiş ve Letonya’daki Joint Protector Tatbikatı sırasında ek denemelerden geçirilmişti.

Birleşik Krallık, Danimarka, Estonya, Finlandiya, İzlanda, Letonya, Litvanya, Norveç, Hollanda ve İsveç olmak üzere on ülkeden oluşan JEF ittifakı, bu yeni kabiliyetin NATO operasyonlarını desteklerken ortaya çıkan tehditlere hızla yanıt verme konusundaki kolektif yeteneklerini geliştirdiğini vurguluyor.

Geçtiğimiz ay bazı Avrupa ülkeleri, Rus petrolünü taşıyan tankerlerden dökülme ve diğer taleplere karşı sigorta kanıtı talep ederek onları denetleme planlarını açıklamıştı.

Tallinn’de düzenlenen JEF Liderler Zirvesinde teyit edilen bu girişim, Rus petrol fiyat sınırlarını aşmak için kullanılan gölge filodaki sigortasız gemilerle ilgili endişeleri gideriyor.

Birleşik Krallık, Danimarka, İsveç, Polonya, Finlandiya ve Estonya, Manş Denizi ve Danimarka Boğazları gibi önemli su yollarından geçen şüpheli gölge gemilerden sigorta belgelerini talep edecek. Katılımcı devletler gemilerin cevaplarını ve cevap vermemelerini ortaklaşa analiz edecekler.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English