Bizi Takip Edin

Avrupa

NATO Zirvesinde ikinci gün: Zelenski’den geri adım

Yayınlanma

Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta devam eden NATO Zirvesinin ikinci gününe Ukrayna gündemi damga vuruyor.

NATO liderleri, dün (11 Temmuz) yayınlanan bildiri ile birlikte Ukrayna’nın üyeliğine giden yolu belirsiz bıraktılar. Bildiride, Ukrayna’nın ittifak için öneminin altı çizildi ve Rusya’ya karşı her şekilde yardımcı olunmaya devam edileceği söylendi, NATO-Ukrayna Konseyinin kurulacağı ilan edildi ama Kiev’in birliğe üyeliği için kesin bir yol haritası çizilmedi.

Ukrayna’ya yönelik ‘güvenlik garantilerinin’, bugün G7 ülkelerinin öncülüğünde açıklanması planlanıyor. Garantilerin kapsamı, Ukrayna ile yapılacak ikili müzakerelere bırakılacak.

Bugün ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi beklenen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, NATO müttefikleriyle Ukrayna için güvenlik garantileri konusunu görüşeceğini söyledi.

Zelenskiy Vilnius’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, NATO’ya katılım daveti konusunda ‘herkesle aynı anlayış içinde olmak istediklerini’ söyledi. “NATO yolunda Ukrayna için güvenlik garantileri için konuşacağız ve bunun için mücadele edeceğiz,” diyen Zelenskiy ayrıca ortaklarıyla yeni silah paketlerini görüşmeyi planladığını da söyledi.

Zelenskiy zirveye gelmeden önce attığı tweette liderlerin muğlak bir dil kullanmasının ve somut bir zaman çerçevesi sunmamasının ‘eşi benzeri görülmemiş ve saçma’ olduğunu söylemişti.

Beyaz Saray ise NATO bildirisinde Ukrayna’nın ittifaka katılmaya davet edileceğini söyleyen ancak belirli bir zaman çizelgesi ya da koşullar sunmayan dili savunarak bildiriyi ‘ileriye dönük çok güçlü bir mesaj’ olarak nitelendirdi.

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ise, Zelenski’nin sert açıklamasının ardından, Ukrayna’nın silah tedarik eden ülkelere ‘daha fazla minnettarlık’ göstermesini istedi.

Wallace Vilnius’ta gazetecilere verdiği demeçte, “Burada küçük bir ihtiyat kelimesine gerek var. Hoşumuza gitse de gitmese de insanlar minnettarlık görmek istiyor. Özellikle de bir ülkeyi stoklarından vazgeçmeye ikna ederken,” ifadelerini kullandı.

Wallace’ın açıklamalarının ardından konuşan Zelenski, müttefiklerin Ukrayna’nın savunmasını desteklemek üzere attıkları adımlar için minnettarlığını ifade etti ve Salı günü NATO’yu Kiev’e net bir katılım takvimi vermediği için eleştiren yorumlarından geri adım attı.

Zelenski gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bazılarının küresel savaştan korktukları için NATO üyeliğimiz hakkında konuşmaktan çekindiklerini anlıyoruz. Bugün ilk defa NATO üyesi olacağımızdan emin bir şekilde konuşuluyor,” dedi.

Kiev ve NATO müttefikleri, yeni kurulan NATO-Ukrayna Konseyi’nde bugün ilk kez bir araya geliyor.

Doğu kanadından ‘birlik’ mesajları

NATO’nun Rusya sınırına yakın doğu kanadındaki ülkeler, Ukrayna liderinin açıklamalarına ve Ukrayna’nın NATO üyeliğine ilişkin demeçler verdiler.

Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Ukrayna’da devam eden savaşın Zelenski’nin NATO zirvesindeki bazı kararlara eleştirel tepki vermesine yol açtığını söyledi.

Nauseda, Vilnius’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ülkesi savaşta olan bir cumhurbaşkanının açıklamalarına tepki göstermekten kaçınmalıyız. Bazen aynı metni aynı şekilde okumuyoruz,” dedi.

Nauseda, Ukrayna’nın AB üyeliği için de gerekli olan reformları hayata geçirmesi gerektiğini söyledi.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto ise Zelenski’yi, müttefikler ülkesine yardım etmek için birleşik bir duruş sergilerken NATO’da yaşadığı ‘hayal kırıklığını kontrol altına almaya’ çağırdı.

“Amacımızın Ukrayna’nın NATO”nun belirlediği kriterleri karşılaması için elimizden gelen her şeyi yapmak olması gerektiğini çok açık bir şekilde söyledim,” diyen Finlandiya Cumhurbaşkanı müttefikler arasındaki birliğin öneminin altını çizdi. Fin lider, NATO liderlerinin Çarşamba günü Zelenski ile yapacakları görüşmenin ‘çok ilginç ve derin’ olacağını da sözlerine ekledi.

Niinisto, Salı gecesi Ukrayna lideriyle yaptığı görüşmenin ardından Zelenski’nin NATO üyeliğine yönelik büyük beklentilerin olduğu bir ortamda verdiği ‘ilk tepkinin anlaşılabilir’ olduğunu söyledi.

Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’ya göre ise NATO’nun Ukrayna’yı, üyeleri kabul ettiğinde ve koşullar yerine getirildiğinde ittifaka katılmaya davet etme kararı Kiev için ‘kesinlikle yeterli değil.’

Duda Çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, “NATO’nun üyelik için bir zaman dilimi vermesi zordu çünkü ortada bir savaş var ve savaş sırasında üyelik mümkün değil,” dedi. Fakat Duda, Kiev’e sunulan yolun açık olduğunu ve kararın fiilen verildiğini söyledi.

Duda, “Umarım birkaç yıl içinde Ukrayna ittifakımızın tam üyesi olur,” ifadelerini kullandı.

Estonya Başbakanı Kaja Kallas da, ülkenin ittifaka katılımı için net bir takvim sunmayan nihai NATO açıklamasında kullanılan kelimeler nedeniyle Ukrayna tarafında ‘hayal kırıklığı’ olduğunu söyledi. 

Kallas gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ukrayna’nın savaş devam ederken NATO’ya katılması gerektiğini söylemiyorduk, herkes bunun mümkün olmadığının farkında. Ancak kullanabileceğimiz kelimeler var,” dedi.

Kallas’a göre müttefikler, ‘fırsat penceresi açılır açılmaz’ Ukrayna’nın ittifaka katılmasına izin vermeye hazır olmalı.

Letonya Başbakanı Krisjanis Karins, Zelenski’nin NATO zirvesinde ‘tecrit edildiği’ fikrine karşı çıkarak ‘asla yalnız olmadığını’ söyledi.

Bloomberg’e verdiği mülakatta Karins, “Yaptığımız konuşmalar çok olumluydu; düşmanlık yoktu, herkes benzer bir dil konuşuyordu,” dedi.

Ukrayna’nın üyeliğine ilişkin yumuşatılmış dilin ‘dengeli’ olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Karins, ittifakın ‘savaş sırasında herhangi bir ülkeyi kabul etmeyeceğini, çünkü bunun NATO’yu hemen bir savaşın içine sokacağını’ sözlerine ekledi.

Sonuç deklarasyonunda Rusya ve Çin vurgusu

Öte yandan NATO tarafından ilan edilen sonuç bildirisinde başta Rusya olmak üzere birçok vurgu yer aldı.

Rusya’yı, Ukrayna’ya yönelik ‘saldırı savaşı’nı durdurmaya ve Ukrayna topraklarından çekilmeye çağıran NATO,  Rusya’nın Baltık, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde askeri yığınağını ve varlığını artırdığını ve Kuzey Kutbu’nda önemli askeri yeteneklerini ‘muhafaza ettiğini’ belirtti.

“Rusya’nın daha iddialı duruşu, yeni askeri yetenekleri ve NATO sınırları yakınları da dahil olmak üzere kışkırtıcı faaliyetleri ve büyük ölçekli habersiz ve ani tatbikatları Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğini tehdit etmeye devam etmektedir,” iddiasının yer aldığı bildiride, NATO’nun ‘gerekli, kalibre edilmiş ve eşgüdümlü faaliyetlerde bulunmaya devam edeceği’ vurgulandı.

‘Vagner’ imasının yapıldığı bir maddede, Rusya’nın Belarus ile ‘derinleşen askeri entegrasyonuna’ ve ‘özel askeri şirketlerin Belarus’a konuşlandırılması ihtimaline’ dikkat çekiliyor. NATO bildirisinin ilgili maddesinde, “Belarus’u komşularına yönelik kötü niyetli faaliyetlerini durdurmaya, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı göstermeye ve uluslararası hukuka riayet etmeye çağırıyoruz,” deniyor ve bir başka maddede de ‘Rusya’nın Belarus topraklarında nükleer silah ve nükleer kapasiteli sistemler konuşlandırma niyetini açıklaması’ kınanıyor.

Çin konusuna da değinen bildiri, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin açıkladığı hedefleri ve dayatmacı politikaları çıkarlarımıza, güvenliğimize ve değerlerimize meydan okumaktadır,” diyor.

Metinde, Çin ve Rusya arasındaki ilişkilere de değiniliyor. NATO, iki ülke arasında derinleşen stratejik ortaklığın yanı sıra, ‘kurallara dayalı uluslararası düzenin altını oymaya yönelik birbirini güçlendiren girişimlerin’, NATO’nun çıkarlarına ters düştüğü iddia etti.

NATO, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) de ‘kötü niyetli hibrit ve siber operasyonları ile çatışmacı söylemi ve dezenformasyonu Müttefikleri hedef almakta ve İttifak güvenliğine zarar vermek’ ile suçladı.

NATO deklarasyonuna değinen Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, “Bu deklarasyon, Rusya’nın uyguladığı türden bir vahşete karşı bir daha asla savunmasız bırakılmamasını sağlama konusundaki kararlılığımızı teyit ediyor,” dedi.

Sunak ayrıca bildirinin ‘Başkan Putin’e güçlü bir sinyal göndereceğini ve Avrupa’ya barışı geri getireceğini’ de iddia etti.

Avrupa

Merz: Almanya Ukrayna’ya Taurus füzeleri göndermeye hazır

Yayınlanma

Almanya’nın Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus füzeleri göndermeye hazır olduğunu söyleyen ülkenin müstakbel şansölyesi Friedrich Merz, Kiev’in ön plana çıkarılması ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in taviz vermeye zorlanması gerektiğini savundu.

Önümüzdeki ay Avrupa’nın en büyük ulusunun lideri olarak göreve başlayacak olan CDU lideri Merz, pazar günü Ukrayna’nın Sumı kentine yapılan Rusya saldırısını “ciddi bir savaş suçu” olarak kınadı ve Kiev’in çatışmada “öne geçmek” için yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Almanya’nın Ukrayna’ya uzun süredir talep ettiği Taurus füzelerini tedarik etmesi için daha önce yaptığı çağrıyı yerine getirip getirmeyeceği sorulduğunda, Avrupalı müttefiklerle koordinasyon içinde yapılması halinde bunu yapmaya istekli olduğunu söyledi.

Pazar gecesi kamu yayın kuruluşu ARD’ye verdiği demeçte, “Avrupalı ortaklarımız halihazırda seyir füzeleri tedarik ediyor. İngilizler bunu yapıyor, Fransızlar yapıyor ve Amerikalılar da zaten yapıyor. Bu konuda ortak bir mutabakata varılması gerekiyor ve eğer anlaşmaya varılırsa, o zaman Almanya da katılmalıdır,” dedi.

Merz, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ile Ukrayna arasında bir barış anlaşması yapma çabalarına atıfta bulunarak Putin’in “zayıflığa ve barış tekliflerine olumlu yanıt vermeyeceği” iddiasında bulundu.

Sumı’daki saldırının “Putin’in kendisiyle ateşkes hakkında konuşanlara yaptığı şey” olduğunu söyleyen Merz, “Bir noktada [Putin] bu savaşın umutsuzluğunu kabul etmeli, bu da Ukrayna’ya yardım etmemiz gerektiği anlamına geliyor,” diye ekledi.

Almanya’nın görevden ayrılan şansölyesi SPD’li Olaf Scholz, Kiev ve müttefiklerinin Ukrayna silahlı kuvvetlerine köprü ve sığınak gibi yapılara büyük hasar verebilen akıllı bir savaş başlığı sistemine sahip Taurus füzeleri tedarik etme taleplerini defalarca reddetmişti. Scholz, Kiev’e Taurus füzeleri tedarik etmenin Rusya-Ukrayna çatışmasında “büyük bir tırmanma riski” taşıyacağını söylemişti.

Avrupalı füze üreticisi MBDA ve İsveçli Saab’ın ortak girişimiyle inşa edilen Taurus sisteminin 500 km’den fazla menzili, İngiliz ve Fransızlar tarafından tedarik edilen Storm Shadows ve ABD tarafından sağlanan Army Tactical Missile System’den (ATACMS) daha uzun ve Ukrayna silahlı kuvvetlerinin cephe hattının ötesine saldırmasına olanak tanıyacak.

Şubat ayındaki federal seçimlerden birinci parti olarak çıkan merkez sağ Hıristiyan Demokratların (CDU) lideri Merz, bu tutumu eleştirerek geçtiğimiz ekim ayında Scholz’u Putin’e bir ültimatom vermeye ve Ukrayna’daki sivil altyapıya yönelik saldırıları durdurmaması halinde silahları 24 saat içinde teslim etme sözü vermeye çağırmıştı.

Merz sadece Taurus füzelerini tedarik etmeye istekli olduğunu belirtmekle kalmadı, aynı zamanda bunların Rusya’yı Kırım’a bağlayan Kerç köprüsü gibi hedefleri vurmak için kullanılabileceğini de öne sürdü.  

Ne var ki, Merz’in koalisyon ortakları Sosyal Demokratların (SPD) Taurus füzelerinin tedarik edilmesini destekleyip desteklemeyeceği belirsiz. Partinin eş lideri Lars Klingbeil geçen hafta Merz ile koalisyon anlaşmasını açıklarken “cesur Ukraynalıların” yanında durma sözü verdi.

Fakat Klingbeil, parlamentodaki partisinin bazı üyeleri ve bu hafta koalisyon anlaşmasını onaylayıp onaylamama konusunda oylamaya başlayacak olan bazı SPD üyeleri arasında Ukrayna ihtilafı konusunda derin bir ihtiyatla mücadele etmek zorunda.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Leyen: Ticaret görüşmeleri başarısız olursa Büyük Teknoloji’yi vurabiliriz

Yayınlanma

AB, Donald Trump ile müzakerelerin Avrupa’ya karşı gümrük vergisi savaşını sona erdirememesi halinde ABD’li teknoloji devlerine vergi uygulayabilir.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, AB’nin Trump’ın ek gümrük vergileri uygulamasına 90 gün ara verdiği süre boyunca Washington ile “tamamen dengeli” bir anlaşma arayışında olacağını söyledi. 

Fakat Komisyon Başkanı, bu görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde, dijital reklam gelirleri üzerinden Meta, Google ve Facebook gibi teknoloji gruplarını vuracak bir vergi de dahil olmak üzere, transatlantik ticaret savaşını hizmetler sektörüne önemli ölçüde genişletmeye hazır olduğu uyarısında bulundu.

Misilleme AB ortak pazarından gelecek

“Misilleme tedbirleri geliştiriyoruz,” diyen von der Leyen, bunların arasında bloğun hizmet ihracatını vurma gücüne sahip “zorlama karşıtı” aracının ilk kez kullanılmasının da yer alabileceğini açıkladı.

Leyen, “Müzakerelerin tatmin edici olmaması durumunda … çok çeşitli karşı önlemler var,” dedi.

Bu önlemler arasında AB ile ABD arasındaki hizmet ticaretine yönelik gümrük vergilerinin de yer alabileceğini belirten Başkan, kesin önlemlerin Washington ile yapılacak görüşmelerin sonucuna bağlı olacağını vurguladı.

Örnek olarak dijital hizmetlerin reklam gelirlerine vergi koyabileceklerini söyleyen Leyen, bu önlemin, AB’nin ortak pazarı genelinde uygulanan bir tarife olacağını vurguladı ki bu, üye ülkeler tarafından bireysel olarak uygulanan dijital satış vergilerinden farklı.

Leyen: Statükoya asla geri dönmeyeceğiz

AB’nin yürütme organı başkanı Leyen, Trump’ın ticaret savaşının “küresel ticarette tam bir dönüm noktasına” neden olduğunu söyledi ve “Bu, ABD ile hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır. Artık asla statükoya geri dönmeyeceğiz,” dedi.

Hisse senedi ve tahvil piyasalarındaki çalkantılara atıfta bulunan Leyen, “bu işin sadece kaybedeni olduğunu” savundu ve “Bugün kaosun bedelini görüyoruz… Bugün yaşadığımız belirsizliğin bedeli ağır olacak,” iddiasında bulundu.

Komisyon perşembe günü, Washington ile müzakere ihtiyacını gerekçe göstererek, ABD’nin geçen ay uygulamaya koyduğu çelik ve alüminyum tarifelerine karşı planladığı misillemeyi durdurdu.

Söz konusu tedbirler kümes hayvanları, portakal suyu ve yatlar da dâhil olmak üzere ABD’den ithal edilen yaklaşık 21 milyar avroluk ürünü etkileyecekti.

AB’nin 27 üye ülkesi adına ticaret politikasını denetleyen Leyen, Komisyon’un daha önce ABD ile müzakere girişiminde bulunduğunu fakat Trump’ın 2 Nisan’da AB’ye yüzde 20’lik “karşılıklı” gümrük vergisi getiren açıklamasına kadar beklemesinin söylendiğini belirtti.

Sanayi malları için sıfıra sıfır gümrük tarifesi anlaşması öneren Leyen, yetkililerin KDV ve ürün standartları gibi AB’nin tarife dışı ticaret engellerinden şikayetçi olduğu Washington’da pek ilgi görmedi.

Leyen, AB ve ABD standartlarının uyumlaştırılması konusunu görüşmeye açık olduğunu ama bunun sınırlı sonuçlar doğurabileceğini söyledi.

ABD’nin dijital hizmetler fazlası Trump’ın söyleminde yok

Başkan, Trump yetkililerinin ABD’li büyük teknoloji firmaları üzerinde etkili bir vergi olarak gördükleri dijital içerik ve pazar gücüne ilişkin AB’nin “dokunulmaz” düzenlemelerini yeniden gözden geçirmeyi de reddetti.

AB’nin ABD satış vergisine eşdeğer olduğunu söylediği KDV konusunda da pazarlık yapmayacağını belirtti ve “Bunlar müzakere paketlerinde yer almıyor çünkü bunlar bizim egemenlik kararlarımız,” dedi.

Müzakerelerin başarısız olması halinde AB, ABD’nin çelik ve alüminyuma yönelik gümrük tarifelerine karşılık olarak planlanan misilleme tedbirlerini otomatik olarak yeniden devreye sokacak. Buna ek olarak Leyen, Trump’ın karşılıklı gümrük tarifelerine karşı alınacak başka önlemlerin ABD’nin AB ile olan devasa hizmet fazlasını hedef alabileceğini söyledi.

ABD Başkanı ticaret rakamlarında sadece malları sayıyor ve ABD’nin dünyanın geri kalanına ihraç ettiği hizmetleri hariç tutuyor.

Leyen, “Hizmet sunan şirketler bu [AB] pazarında iyi iş yapıyor ve hizmetlerin büyük çoğunluğu, yüzde 80’i ABD’den geliyor. Dolayısıyla yine hepimiz için en iyisi olan müzakere edilmiş bir çözüm istiyoruz,” dedi. 

Leyen, Brüksel’in hizmet ticaretini hedef alma potansiyelinin yanı sıra, AB’nin ABD’deki çelik fabrikalarından yüksek talep gördüğü ABD’ye hurda metal ihracatına olası bir vergi gibi hamleleri de değerlendirdiğini söyledi.

Brüksel, Çin mallarına karşı da önlemler alacak

Küresel bir ticaret savaşının potansiyel zincirleme etkisine de değinen von der Leyen, AB’nin ABD tarifelerinden etkilenen Çin mallarının Avrupa’ya yönlendirilmesini “tolere etmeyeceğini” söyledi ve yeni bir izleme mekanizmasının Çin ithalatında bir artış tespit etmesi halinde Brüksel’in “önlemler alacağını” sözlerine ekledi.

Leyen, Çin Başbakanı Li Qiang ile bu hafta yaptığı telefon görüşmesinde bu hususu dile getirdiğini ve Qiang’ın “Çin’de tüketimi canlandıracakları için böyle bir riskin mevcut olmadığı” cevabını verdiğini söyledi.

ABD ile müzakerelerin sonucu ne olursa olsun, Trump’ın politikalarının küresel ticaret ilişkilerini kökten yeniden şekillendirdiğini belirten von der Leyen, AB ile Malezya, Tayland, Filipinler, Endonezya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi güçler arasındaki görüşmeleri teşvik ettiğini söyledi.

Leyen, “Dünya genelinde pek çok ülke, sistemi dengelemek ve serbest ticaretin tarifeler üzerinden değil, gerçekten kalite üzerinden rekabet etmesini sağlamak için bizimle birlikte daha yakın çalışmaya ilgi duyuyor,” dedi.

Hem ABD hem de AB, Çin’in üretiminin bir kısmını sübvanse ederek küresel piyasaları doldurması iddiasıyla Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarının eşit bir oyun alanı sağlamada başarısız olduğu konusunda hemfikir.

Ticaret savaşının şimdi DTÖ’nün nasıl modernize edilebileceği tartışmalarını alevlendirdiğini savunan Komisyon Başkanı, “Fakat vurgu modernizasyon ve reform üzerinde olmalı, bugün sahip olduğumuz şeyi korumak olamaz çünkü çok fazla zorluk var. Demek istediğim, iyi bir krizi asla boşa harcamayın,” dedi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Prens Harry’den Ukrayna’ya sürpriz ziyaret

Yayınlanma

İngiliz Kraliyet Ailesi üyesi Prens Harry, Ukrayna’ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyareti sırasında Lviv’deki bir ortopedi kliniğini ziyaret eden Prens Harry, Ukrayna Gaziler Bakanı Natalya Kalmıkova ile de bir araya geldi.

İngiliz Prens Harry, Ukrayna’ya önceden duyurulmamış bir ziyaret gerçekleştirdi.

The Telegraph gazetesinin Kraliyet Ailesi’ne yakın bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Prens Harry bu ziyaret sırasında Lviv’deki bir kliniği ziyaret etti.

Haberde, Sussex Dükü Prens Harry’nin Lviv’de bulunan “Süper İnsanlar” adlı ortopedi merkezini ziyaret ettiği belirtildi.

Bu merkez, yaralanan askerler ve sivillerin tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda uzmanlaşmış durumda.

Merkezde ücretsiz protez hizmetleri, rekonstrüktif cerrahi ve psikolojik destek sağlanıyor.

Prens Harry, Ukrayna’daki ziyareti sırasında ayrıca Gaziler Bakanı Natalya Kalmıkova ile de bir araya geldi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da 1 Nisan’da Kiev’e önceden duyurulmamış bir ziyaret gerçekleştirmişti.

Baerbock, bu ziyaret sırasında ülke için 130 milyon avro değerinde yeni bir insani yardım ve istikrar sağlama paketi ayırdıklarını açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English