Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Netanyahu, Trump’ın izinde: Yargıya ‘derin devlet’ suçlaması

Yayınlanma

Yolsuzluk ve rüşvetten yargılanan, yardımcıları Katar’dan para almak ve gizli belge sızdırmaktan suçlanan, “yargı reformu” adı altında yargının hükümet üzerindeki denetim mekanizmasını kırmaya çalışan, kendisi ve yakın çevresindeki isimleri soruşturan görevlileri görevden almaya çalışan Netanyahu, ABD Başkanı Trump’ın izinden giderek “derin devleti” suçladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü resmi X hesabından yaptığı paylaşımda, ABD ve İsrail’de “solcu Derin Devlet’in” seçimle gelen sağcı liderleri engellemek için yargıyı silah olarak kullandığını iddia etti. Netanyahu paylaşımında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın sıkça kullandığı retorikten faydalanarak şu ifadeleri kullandı:

“ABD’de ve İsrail’de, güçlü bir sağcı lider seçim kazandığında, solcu derin devlet halkın iradesini engellemek için adalet sistemini silahlandırır. Her iki yerde de kazanamayacaklar! Birlikte güçlüyüz.”

Ancak Netanyahu, paylaşımını yaklaşık yarım saat sonra resmi hesabından silerek, aynı mesajı kişisel hesabından yeniden yayımladı.

Netanyahu’nun paylaşımının altına Elon Musk’ın “kesinlikle katılıyorum” anlamına gelen bir emoji ile yorum yapması dikkat çekti.

Netanyahu’nun bu açıklamasi, İsrail polisinin “Qatargate” adı verilen soruşturma kapsamında Netanyahu’nun bazı yardımcılarına Katar’dan binlerce dolar aktarıldığı iddialarına ilişkin iki şüpheliyi gözaltına aldığını duyurmasının hemen ardından geldi. Perşembe sabahı İsrail medyasında yer alan haberlere göre, gözaltına alınan şüphelilerden biri belirli şartlar altında serbest bırakılırken, diğerinin sorgusu devam ediyor.

Söz konusu soruşturmayı Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın emriyle Şin-Bet Direktörü Ronen Bar polisle birlikte yürütüyor. Bu iki isim de Netanyahu ve hükümetinin hedefinde.

Axios haber sitesi, Netanyahu’nun Washington ziyaretinde Trump’ın “derin devlet’e” karşı aldığı önlemlerden ilham alarak Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ı şubat ayı başlarında görevden alma kararını kesinleştirdiğini yazdı. Netanyahu’nun, Başsavcı Miara’yı görevden alma planı ve hükümetin yargı üzerindeki kontrolünü artırmaya yönelik tartışmalı yasa değişikliklerini yeniden gündeme getirme çabası dün Batı Kudüs başta olmak üzere ülkede büyük çaplı hükümet karşıtı protestolara neden oldu.

Herzog’dan Netanyahu’ya yanıt

Siyasi tartışmalardan uzak durmaya özen gösteren İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Netanyahu’nun paylaşımına yanıt vererek, “İsrail’in güçlü ve bağımsız yargı sistemi demokrasimizin teminatıdır ve İsrail Cumhurbaşkanı olarak bununla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid’in partisi Yeş Atid ise Netanyahu’yu “kontrolden çıkmakla” suçladı. Partinin resmi X hesabından yapılan paylaşımda, “Tehlikeli komplo teorileri yayıyor, hukukun üstünlüğünü zayıflatıyor ve İsrail’e zarar veriyor. Panik içinde. Çevresindekilerin yabancı çıkarlarla bağlantılı olduğunu biliyor ve gerçeğin ortaya çıkmasından korkuyor. Bu bir liderlik değil, utanç verici bir panik hali” denildi.

‘Derin devlet’ açıklamalarına devam

Times of Israel’in aktardığına göre Netanyahu, çarşamba günü daha sonra sosyal medyada yayımladığı bir videoda “derin devlet” kavramını daha ayrıntılı bir şekilde ele aldı.

Başbakanlık Ofisi koridorunda bir saksı bitkisini göstererek, “Benden ve hükümetten bir saksı bitkisi gibi olmamızı istiyorlar” diyen Netanyahu, sözcüsü Topaz Luk’un “Peki, derin devlet nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Derin Devlet, İsrail hükümetinin derinliklerinde kökleşmiş ve seçmenlerden daha iyi bildiğini düşünen değişmez bürokrasidir. Her zaman sola eğilimlidirler. Bir sağ hükümet seçildiğinde ‘Demokrasi nedir ki? Kararları neden onlar alsın? Bizi ilgilendirmez, biz karar alırız’ diyorlar. O yüzden seçilebilirsiniz ama gerçekten karar veremezsiniz. Beğenmediğimiz yasaları mı getireceksiniz? Onları iptal ederiz.”

‘Kararları biz vereceğiz’

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Netanyahu ve bazı bakanlar, önceki gece yapılan kabine toplantısında Başsavcı Baharav-Miara’yı ve hukuk sistemini sert bir dille eleştirdi. Toplantıda aşırı sağcı siyasetçi Itamar Ben-Gvir’in ulusal güvenlik bakanı olarak yeniden atanması kararı alındı. Başsavcı Baharav-Miara ise bunun yasal olarak mümkün olmadığını belirtmişti.

İsrail’in resmi kanalı KAN’a göre Netanyahu toplantıda, “Trump, İsrail’deki derin devletin ne kadar köklü olduğunu duyduğunda inanamadı. Okyanus kadar derin” ifadelerini kullandı.

Netanyahu’nun, “Siz, aydınlar, ‘Ne yani, maymunlar seçim mi yapacak? Kararları bir mağaza tezgahtarı mı verecek? Siz halkın üzerinde olanlarsınız’ diyorsunuz” dediği öne sürüldü.

Kanal 13 haberine göre Netanyahu ayrıca, “Seçimleri iptal edeceğimiz söylentisini duydum. Tabii ki bu saçmalık. Ama İsrail’de seçimlerin ne değeri var ki? İşte söylüyorum, bitti. Bakanları biz atayacağız” dedi.

Başbakanlık Ofisi ise KAN’ın haberini “yanıltıcı” olarak nitelendirerek, Netanyahu’nun “yasama, yürütme ve yargı arasındaki dengeye duyulan ihtiyacı yıllardır vurguladığı” açıklamasında bulundu.

Öte yandan, Adalet Bakanı Yariv Levin de başsavcıyı eleştirerek, “Anayasa Mahkemesi bile senin hukuk görüşlerinle kıyaslandığında daha ölçülü görünüyor” dedi. İletişim Bakanı Şlomo Karhi ise Baharav-Miara’nın “çıkar çatışması içinde olduğunu” öne sürerek, “Seni çoktan görevden almamız gerekiyordu ve yakında bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.

Başsavcı Baharav-Miara ise kabine toplantısında, “Hukuki durumu size sunuyorum. Başbakan, Ben-Gvir’in ulusal güvenlik bakanı olarak atanmasıyla ilgili benimle görüşmelidir. O zamana kadar kendisi başka bir bakanlık görevine atanabilir” yanıtını verdi.

ORTADOĞU

İsrail’de hükümet-yargı kavgası yeniden alevlendi

Yayınlanma

İsrail’de hükümet ile yargı arasında tansiyonu yeniden yükselten bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, gece yarısı alınan hükümet kararına karşı harekete geçerek, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasını geçici olarak durdurdu.

7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği baskın öncesinde İsrail’de siyaset gündeminin en hararetli başlığı “yargı reformu”ydu. Bu reform girişimi, kararları üzerindeki yargı denetimini kırmak isteyen hükümet ile Yüksek Mahkeme’yi sert biçimde karşı karşıya getirmiş; ülkede kitlesel protestolara yol açmıştı. Ancak 7 Ekim sonrası başlayan savaş atmosferi bu gerilimi bir süreliğine gölgede bırakmıştı. Şimdi ise, savaşın gölgesinde geçen ayların ardından, İsrail yargısı ile hükümeti yeniden açık bir çatışma yaşıyor.

Yüksek Mahkeme, Ronen Bar’ın görevden alınmasına karşı açılan davalar sonuçlanana kadar hükümetin kararına tedbir koyduğunu açıkladı. Mahkeme, ilgili itirazları en geç 8 Nisan’a kadar görüşeceğini belirtti.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, yaptığı oylamayla Bar’ın en geç 10 Nisan’a kadar görevden alınmasına karar vermişti.

Hükümetten sert tepki

Kararın hemen ardından hükümet cephesinden tepki gecikmedi. İletişim Bakanı Shlomo Karhi, Yüksek Mahkeme’nin müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Karhi, mahkemenin böyle bir konuda yetkisi olmadığını savunarak, “Bu konuda hukuki bir yetkiniz yok. Bu, hükümetin yetki alanıdır. Verdiğiniz karar geçersizdir” dedi.

Likud Partisi üyesi Karhi, hükümetin dün gece aldığı kararı hatırlatarak Bar’ın görev süresinin 10 Nisan veya daha erken bir tarihte sona ereceğini ve yerine yeni bir bir Şin-Bet başkanının atanacağını söyledi.

Muhalefetten Yüksek Mahkeme’ye destek

Karara muhalefetten ise destek geldi. Demokratik İsrail Partisi Başkanı Yair Golan, Yüksek Mahkeme’nin tedbir kararını “önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi. Golan, “Halkın kitlesel seferberliği etkisini gösteriyor, yılmadan süren sivil mücadele başarıya ulaşıyor” diyerek kararın arkasında halk desteğinin yattığını savundu.

Ronen Bar’ın “kötü ve tehlikeli bir hükümete karşı durarak cesaret gösterdiğini” ifade eden Golan, demokrasi için verilen mücadelenin süreceğini belirtti. Golan, hükümetin Gazze Savaşı sürecinde sıkça kullandığı bir sloganı da muhalefet lehine uyarlayarak, “Savaşacağız ve kazanacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrailli Bakandan “zorunlu göç ve işgal” tehdidi

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusuna “Gazze’de yeni bölgelerin ele geçirilmesi, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi ve Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgelerin genişletilmesi” talimatı verdiğini aktardı.

Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddettiğini ileri süren Katz, Hamas bu tavrını devam ettirdikçe “daha fazla toprak kaybedeceğini ve İsrail’in bu toprakları ilhak edeceğini” açıkladı.

Katz, “İsrail ordusunun Filistinlileri sürgün ederek kara işgaliyle ele geçirdiği noktalarda kalıcı kontrol sağlayacağını” söyledi.

Gazze Şeridi’ne yönelik havadan, denizden ve karadan şiddetli saldırıların süreceği tehdidini yineleyen Katz, şu ifadeleri kullandı: “Gazze nüfusunu güneye tahliye etmek ve ABD Başkanı (Donald) Trump’ın Gazze sakinleri için gönüllü transfer planını uygulamak da dahil tüm askeri ve sivil baskı araçlarını kullanacağız.”

İsrail ordusu Gazze’ye bomba yağdırıyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600’e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 1000 kişi yaralandı.

Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

İsrail’in saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Eski Şin-Bet Direktörü: Netanyahu “gayrimeşru” taleplerde bulundu

Yayınlanma

Yoram Cohen

İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’in eski direktörü Yoram Cohen, görev süresi boyunca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez gayimeşru taleplerde bulunduğunu açıkladı. Cohen, güvenlik teşkilatının yeni başkanının bu tür taleplere karşı duramayabileceğinden endişe ettiğini belirtti.

İsrail’in Kanal 12 televizyonuna verdiği röportajda Cohen, Netanyahu kabinesinin mevcut Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasına onay vermesinin ardından, kurumun etkinliğinin yeni atanacak isme bağlı olduğunu söyledi.

Cohen, “Eğer [Bar] görevini tamamlar ve yerine şu anki iki yardımcısından biri ya da eski yardımcılarından biri atanırsa ki bu üç isim de değerli kişiler, o zaman işlerin usulüne uygun yürütüleceğine dair içimiz rahat olabilir” dedi.

Ancak Cohen, bu üç ismin dışında biri atanırsa, “Başbakana karşı kendini ‘borçlu’ hisseden biri göreve gelebilir. Böyle biri göreve başlarken daha en baştan işi gerektiği gibi yapmaktan kaçınabilir” ifadelerini kullandı.

“Başbakan, gelecekte karşılaşacağımız pek çok mesele nedeniyle, yeni direktörden de gayrimeşru taleplerde bulunabilir. Zira Başbakan, Şin-Bet başkanından meşru olmayan taleplerde bulunuyor” diyen Cohen, bu iddiaların kişisel deneyimlerine dayandığını da belirtti.

Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez “meşruiyeti sorgulanabilir ve yasal sınırda” taleplerde bulunduğunu söyleyen Cohen, aynı taleplerin kendisinden sonra göreve gelen Nadav Argaman ve mevcut başkan Ronen Bar’a da iletildiğini ifade etti.

İsrail’in, devlete değil kişilere sadakat gösteren bir Şin-Bet direktörüyle karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Cohen, böyle bir ismin, Başbakana siyasi muhalefet edenlere karşı “siyasi gerekçelerle” harekete geçebileceği uyarısında bulundu.

Cohen, daha önce 2011’de Netanyahu’nun, gizli bir güvenlik toplantısından bilgi sızdırıldığı şüphesiyle üst düzey savunma yetkililerinin telefonlarının dinlenmesini istediğini öne sürmüştü.

“Şin-Bet direktörünün görevden alınması ve yakında gerçekleşmesi beklenen [Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın] görevden alınması, toplum içinde büyük çatışmalara, daha derin ayrışmalara yol açacaktır” diyen Cohen, bu sürecin şiddeti artıracağını ve bunun sadece Netanyahu’nun değil, tüm hükümetin sorunu olacağını kaydetti.

“Bunun nereye gideceğini biliyorlar ama koyun gibi sessizce hareket ediyorlar” ifadelerini kullanan Cohen, bakanları “siyasi, ekonomik ve kişisel çıkarlar uğruna koltuklarına yapışmakla” suçladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English