Bizi Takip Edin

ASYA

Pakistan’daki şiddet eylemleri Çin’in Kuşak Yol yatırımlarını nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Pakistan’ın güneybatısındaki liman kenti Gwadar’da son iki hafta içinde meydana gelen şiddetli gösteriler, ülkenin güvenlik durumu ve bunun Çin tarafından finanse edilen mega projeler üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdı.

Gözlemcilere göre, Pakistan’ın Çin’in tekrarlanan talebi üzerine güvenliği artırma çabalarına rağmen, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki kilit Çin projelerini hedef alan huzursuzluk ve şiddet olaylarındaki artışla birlikte durum daha da kötüye gidiyor.

Gözlemciler, devam eden istikrarsızlığın Gwadar limanı ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), Pekin’in denizaşırı altyapı yatırım planı ve Çin’in Pakistan ile “her koşulda” ortaklığı olan Kuşak ve Yol stratejisi kapsamındaki amiral gemisi projesi için benzeri görülmemiş zorluklar yarattığı konusunda uyardılar.

Gwadar’daki gerilim, güneybatıdaki Belucistan eyaletinde Beluc etnik milliyetçi hareketinin başını çektiği protestocuların geçen hafta başında liman projesini korumakla görevli güvenlik güçleriyle çatışmasının ardından tırmandı.

Pakistan ordusu bir askerin öldüğünü ve 16 askerin yaralandığını belirttiği “şiddet yanlısı bir güruhun saldırılarını” kınarken, protestocular düzinelerce Beluç’un yetkililer tarafından tutuklandığını, mobil ve internet hizmetlerinin günlerce askıya alındığını iddia etti.

İran ve Afganistan’a sınırı olan ve Pakistan’ın en büyük ve en yoksul eyaleti olan kaynak zengini Belucistan’da yer alan ve Pekin’e Hint Okyanusu’na doğrudan erişim sağlayan Gwadar derin deniz limanı, on yıldan uzun bir süre önce başlatılan 60 milyar dolarlık CPEC’in uzun zamandır en önemli parçası olarak görülüyordu.

Çin-Pakistan ilişkileri konusunda uzman uluslararası ilişkiler akademisyeni Eram Ashraf’a göre, Gwadar’da CPEC ile ilgili Çinli firmaların ve işçilerin varlığı protestocuları liman kentine çekti.

South China Moning Post’a konuşan Ashraf’, “Gwadar’daki protestolar yeni değil ve eyalette Pakistan hükümetiyle gerçek şikâyetleri olanlar tarafından gerçekleştirildiği için yakın zamanda da sona ermeyecek.”

Uzmanlar, Pekin’in en yakın müttefiklerinden biri olan Pakistan’da Çin tarafından finanse edilen projelerde yaşanacak aksaklıkların “her koşulda” devam eden ilişkilere zarar verebileceği uyarısında bulunuyor.

Beluç militanları uzun zamandır “insan hakları ihlalleri”, “maden kaynaklarının sömürülmesi” ve Pakistan’ın en büyük etnik grubu olan Pencaplılar ile aralarındaki uçurumun büyümesinden şikâyet ederken, bölgede etnik gerilimler ve ayrılıkçı duygular yaygın. Militan grup uzun süredir ülkedeki Çinli yatırımlara yönelik terör saldırıları gerçekleştiriyor.

Pakistan ordusunun bölgedeki Çin yatırımlarını ve projelerde çalışan Çin vatandaşlarını korumaya çalıştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirten Ashraf,  “Ordu bölgedeki sorunlara uzun vadeli bir çözüm olmadığı gibi ekonomik kalkınma da yeterli değildir. Nihai olarak gerekli olan siyasi, ekonomik ve askeri çözümlerin bir kombinasyonudur” dedi.

Pekin’in Gwadar’daki güvenlik durumuna ilişkin endişelerini yineleyen Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning salı günü yaptığı açıklamada “Çin ve Pakistan’ın Çin halkının, Pakistan’daki proje ve kurumların emniyet ve güvenliğine büyük önem verdiğini” söyledi.

“Pakistan’ın bu konuda güçlü bir güvenlik sağlamaya devam edeceğine inanıyoruz” dedi.

Çin Komünist Partisi’nin diplomatik kolu olan Uluslararası İrtibat Departmanı’nın başında bulunan deneyimli diplomat Liu Jianchao, haziran ayında Pakistan’a yaptığı bir ziyaret sırasında daha açık sözlü davranarak “güvenlik tehditlerinin CPEC işbirliğinin önündeki başlıca tehlikeler olduğu” uyarısında bulundu.

Liu, “İnsanların sık sık söylediği gibi, güven altından daha değerlidir. Pakistan örneğinde, Çinli yatırımcıların güvenini sarsan başlıca faktör güvenlik durumudur,” ifadelerini kullanmıştı.

Bu arada, Pakistan’daki Çin Büyükelçiliği salı günü web sitesinde bir uyarı yayınlayarak, Çin-Pakistan sınırında hem yolcular hem de kargo için kritik bir ulaşım merkezi olan Sust limanının başka bir gösteri nedeniyle 2 Ağustos’tan bu yana kapalı olduğunu doğruladı.

Ashraf’a göre, yerel tüccarlar Çin’den yapılan ithalatla ilgili vergi sorunları nedeniyle temmuz ayı ortasında Pakistan’ın kuzeyinde, Çin ile Khunjerab geçidi sınırına yakın Sust limanı yakınlarında protestolara başladı.

“Şikâyetleri kendi hükümetleriyle olan protestoculardan Çin vatandaşlarına yönelik doğrudan bir tehdit yok” dedi.

Ancak elçilik yine de Çin vatandaşlarını artan gerilim nedeniyle Sust-Khunjerab Limanı’ndan uzak durmaları konusunda uyardı.

Carnegie Endowment for International Peace’in Asya programında çalışan Jennifer Murtazashvili, Gwadar ve Belucistan’daki protestoların ve artan şiddetin bölgedeki Çin projeleri ve çalışanları için ciddi bir güvenlik sorunu oluşturduğunu söyledi.

“Pakistan’ın Çin’in talebi üzerine güvenliği artırma çabalarına rağmen, Çin Büyükelçiliği’nin son uyarısı ve Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün yorumlarından da anlaşılacağı üzere durum giderek kötüleşiyor” dedi.

“Gecikmeler, aksaklıklar ve güvenlik tehditleri Çin için maliyetleri ve riskleri artıracaktır. İstikrarsızlığın devam etmesi Çin’i Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Pakistan’a yapacağı yatırımların ölçeğini ve hızını yeniden değerlendirmeye zorlayabilir” dedi ve ekledi: “Pakistan’daki son huzursuzluk, Çin’in önemli ekonomik çıkarlarının olduğu siyasi açıdan istikrarsız bölgelerde karşılaştığı riskleri vurgulamaktadır.”

Uluslararası çatışmalar konusunda uzman ve Washington merkezli Brookings Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Vanda Felbab-Brown, İslamabad’ın Çinli projeleri ve işçileri koruma vaatlerinin geçtiğimiz yıl giderek daha fazla sorgulanır hale geldiğini söyledi.

“Gwadar gibi önemli bölgeler de dahil olmak üzere ülkenin bazı bölgelerinde Çin karşıtı duygular arttı ve Çin varlıklarına karşı daha fazla terörist saldırı oldu” dedi.

Mart ayında Hayber Pakhtunkhwa eyaletinde bombalı bir araçla düzenlenen intihar saldırısında beş Çinlinin ölmesi, yıllardır Çin projelerini ve personelini hedef alan en ölümcül saldırılardan biri olmuş ve Pekin’in İslamabad’ı militan şiddetiyle mücadele etmek için “etkili önlemler almaya” çağırmasına yol açmıştı.

“Sonuç olarak, her iki ülkenin de hayal kırıklığına uğramasına rağmen, Çin için stratejik öneme sahip Gwadar limanı gibi büyük projelerin tasfiye edildiğini görmemiz pek olası değil, ancak Pakistan’daki yeni projelerin ve yatırımların daha da azaltıldığını görebiliriz” dedi Vanda Felbab-Brown.

Uzmanlara göre şu an ülkedeki sosyo-ekonomik ve politik zorluklar göz önüne alındığında, Pakistan’ın terör sorununa ne ölçüde müdahale edebileceği tartışma konusu ve eğer işler düzelmezse bu durum Pekin’i Pakistan’da yeni yatırımlar konusunda çekingen davranmaya itebilir. Ancak şimdilik Kuşak Yol’un en önemli ayaklarından biri olan CPEC’le ilgili bir geri çekilme söz konusu değil.

ASYA

ABD heyeti Bangladeş’in yeni yönetimiyle görüştü, reform çağrısı yapıldı

Yayınlanma

Bangladeş’in yeni geçici hükümeti, geçtiğimiz ay protestolar sonucu uzun süredir başbakanlık görevini yürüten Şeyh Hasina’nın devrilmesinin ardından ilk önemli diplomatik toplantısını “sıfırlama, reform ve yeniden başlatma” çağrısıyla tamamladı.

Geçici lider Nobel ödüllü bankacı Muhammed Yunus ve diğer yetkililer pazar günü başkent Dakka’da, ABD hükümetinin Güney Asya’dan sorumlu dışişleri bakan yardımcısı Donald Lu ve Hazine Bakanlığı’nın uluslararası finanstan sorumlu müsteşar yardımcısı Brent Neiman’ın da aralarında bulunduğu altı kişilik bir heyetle görüşmelerde bulundu.

Lu, ocak ayındaki seçimlerden önce de dahil olmak üzere birçok ziyaret gerçekleştirdiği Güney Asya ülkesinde tanınan bir isim.

Bu hafta sonu yapılan üst düzey görüşmelerde Yunus, ekonominin yeniden canlandırılması ve seçim sistemi, yargı ve polis gibi kilit kurumlarda reform yapılması da dahil olmak üzere pek çok söz verdi.

“Yolsuzluk batağına saplanmıştık” diyen Yunus, yetkililerin ‘sıfırlama, reform ve yeniden başlatma’ için çaba göstereceğini de sözlerine ekledi.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2023 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 149. sırada yer alan Bangladeş, milyarlarca dolarlık kayıp devlet fonlarını geri almak için FBI ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nden (UNODC) yardım istedi.

Yunus’un finans danışmanı Salehuddin Ahmed pazar günü gazetecilere yaptığı açıklamada, çalınan paranın ülkesine geri gönderilmesi konusunda ABD heyetiyle görüşmeler yapıldığını söyledi. Yeni hükümet, son 15 yılda, özellikle ticari yanlış faturalandırma ve hundi olarak bilinen gayri resmi bir para transferi ağı yoluyla yaklaşık 100 milyar doların yasadışı olarak ülke dışına çıkarıldığını iddia ediyor.

ABD, Bangladeş’e yönelik yaklaşımını neden değiştirdi?

ABD’den destek sözü

ABD heyeti pazar günü yaptığı açıklamada Bangladeş’in kapsayıcı ekonomik büyümesini ve kurumsal reformlarını destekleyeceğini belirterek ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla 202 milyon dolarlık ek yardım sözü verdi.

Bu, USAID’in 2026 yılına kadar Bangladeş’e 954 milyon dolar yardım sözü verdiği ve bunun 425 milyon dolarının halihazırda ödendiği 2021 anlaşmasının ardından geldi.

ABD heyetinin ziyaretiyle eş zamanlı olarak Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası da pazar günü Bangladeş’e bankacılık ve finans sektörlerindeki reformları desteklemek üzere 2,5 milyar dolar kredi sağlayacaklarını açıkladı.

Dünya Bankası toplam miktarın 1 milyar dolarını tahsis ederken, ADB de 1,5 milyar dolarlık katkıda bulunacak.

Bangladeş geçen yıl Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) 4.7 milyar dolarlık bir kurtarma paketi talep etti ve şimdi de tükenen döviz rezervlerini doldurmak için 5 milyar dolar daha istiyor.

ABD merkezli jeopolitik köşe yazarı Shafquat Rabbee pazar günkü toplantılarla ilgili olarak “Üst düzey bir heyet Yunus hükümetine, özellikle de Bangladeş’in acilen ihtiyaç duyduğu önemli ekonomik yardım konusunda önemli bir destek sinyali verebilir” dedi.

Dakka’daki ABD büyükelçiliği, önemli bir giyim ihracatçısı olan Bangladeş’teki Amerikan şirketlerinin önemli varlığına vurgu yaparak, sosyal medyada “doğru ekonomik reformların yapılması halinde” ülkenin “ticaret ve yatırım yoluyla büyüme potansiyelini” ortaya çıkarabileceğini söyledi.

Dakka’daki Jahangirnagar Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Shahab Enam Khan Nikkei Asia’ya yaptığı değerlendirmede, ABD heyetinin mesajının, Washington’ın Bangladeş gibi Hint-Pasifik’te yükselen jeopolitik oyuncularla süregelen angajmanını yansıttığını söyledi.

Bangladeş’te Muhammed Yunus geçici lider olarak görevi devraldı

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı sığlıktan çekildi

Yayınlanma

Filipinler’in kısa bir süre önce bir sahil güvenlik gemisini tartışmalı Güney Çin Denizi sığlığından geri çekmesi sonrası, Çin’in bölgede atacağı adımlar tartışılıyor .Manila, BRP Teresa Magbanua gemisini beş aylık bir konuşlandırmanın ardından kötü hava koşulları, tükenen malzemeler ve tıbbi bakıma ihtiyaç duyan personeli tahliye etme ihtiyacını gerekçe göstererek hafta sonu Sabina Sığlığı’ndan geri çağırdı. Çin orayı Xianbin Resifi olarak adlandırıyor.

Gemi pazar günü Palawan’daki Puerto Princesa Limanı’na büyük bir karşılama ile döndü, ancak 63 mürettebatından dördünün dehidrasyon nedeniyle hastanede tedavi görmesi gerekiyordu.

Analistler, ani geri çekilmenin, Filipinler tarafından kasıtlı olarak Güney Çin Denizi’nin bir başka tartışmalı noktası olan İkinci Thomas Sığlığı’nda karaya oturtulan İkinci Dünya Savaşı döneminden kalma Amerikan yapımı bir savaş gemisi olan BRP Sierra Madre’de konuşlu birliklerin rotasyonuna ve ikmaline imkan tanıyabileceğini söylüyor.

Çin’in Global Times gazetesi ise çekilme üzerine, “Çin’in başarılı müdahalesinin Filipinler’in hedeflerini boşa çıkardığını ve geriye tek seçenek olarak geri çekilmenin kaldığını” yazdı.

Global Times’a göre, Filipinler gemisinin çekilmesi, çarşamba günü Çin-Filipinler İkili İstişare Mekanizması başkanları arasında Güney Çin Denizi konusunda yapılan toplantıdan üç gün sonra gerçekleşti. Ancak Filipinler çekilme işlemini Çin’e önceden bildirmedi.

Yeni Güney Galler Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Carl Thayer ise, Filipinler’in Teresa Magbanua’yı geri çekmeden önce yerine yeni bir gemi koyması gerektiğini söyleyerek endişelerini dile getirdi.

This Week in Asia’ya konuşan Thayer, “İnisiyatif artık Çin’in elinde. Filipin Sahil Güvenliği’nin geminin yerine yenisini koymasını engelleme çabalarını savunma amaçlı bir tedbir olarak gerekçelendireceklerdir” dedi.

Thayer, geri çekilmenin Çin tarafından bölgedeki egemenlik iddialarını güçlendirmek için bir propaganda aracı olarak kullanılacağını da sözlerine ekledi. Bölgede 70 civarında Çin askeri, sahil güvenlik ve milis gemisinin bulunduğunu belirten Thayer, Çin’in Filipinler’in konuşlandırmaya çalıştığı herhangi bir yedek gemiye karşı koyacağını belirtti.

Avustralya Savunma Kuvvetleri Akademisi’nde ders veren Güneydoğu Asya uzmanı Thayer, “Çin’in amacı Sabina Sığlığı’nı işgal etmek değil, Filipinler’in kalıcı bir varlık göstermesini engellemektir” dedi.

Teresa Magbanua’nın Palawan’dan 146 km (90 mil) ve en yakın büyük Çin kara kütlesinden yaklaşık 1.200 km uzaklıktaki Sabina Sığlığı’na konuşlandırılması Pekin’le Manila arasında gerginliği yükseltmişti.

Filipinler Ulusal Denizcilik Konseyi Başkanı Lucas Bersamin pazar günü yaptığı açıklamada, geminin sığlıktan çekilmesinin gerekli onarımların yapılmasına ve mürettebatın biraz dinlenmesine olanak sağlayacağını söyledi.

Filipin sahil güvenlik sözcüsü Komodor Jay Tarriela da pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, “Biz hiçbir şey kaybetmedik. Hiçbir şeyi terk etmedik” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Yen, 2023’ten bu yana ilk kez dolar karşısında 140’ın üzerine çıktı

Yayınlanma

Japon Yen’i temmuz ayının başındaki 161,95 seviyesinden yukarı yönlü harekete geçerek on yıllardır görülen en zayıf seviyeden kayda değer bir toparlanmayı işaret etti.

Yen dolara karşı %0,6’ya kadar değer kazanarak 139,96’ya ulaştı ve bu temmuz 2023’ten bu yana en güçlü seviyesi oldu. Yen, yatırımcıların ABD ile Japonya arasındaki faiz oranı farkının daha da daralması yönünde pozisyon almasıyla %15’lik bir kazançla bu çeyrekte en iyi performans gösteren Grup-10 para birimi oldu.

FED’in çarşamba günü faiz düşürme yoluna gideceği kesin görülüyor tek soru ise ne kadar düşüreceği. Japonya Merkez Bankası’nın bu yıl iki kez faiz artırımı yaptıktan sonra cuma günü beklemede kalması bekleniyor. Singapur’daki Macquarie Group Ltd.’de stratejist olan Gareth Berry, “Esas olarak FED’in bu hafta 25 yerine 50 baz puanlık faiz indirimi yapma riskinin yen’i desteklediğini” söyledi.

Japonya Merkez Bankası’nın bu hafta faiz oranlarını değiştirmese de Bloomberg tarafından ankete katılan ekonomistlerin çoğunluğu aralık ayında başka bir faiz artışı olacağını öngörüyor. Merkez bankasının 31 Temmuz’da politika faizini %0,25’e çıkarması, qğustos başında dövizlerden tahvillere ve hisse senetlerine kadar varlıkları sarsan küresel piyasa çalkantısına katkıda bulundu.

Öte yandan Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, 3 Eylül’de merkez bankasının, fiyatların tahminlerle uyumlu olması halinde faiz oranlarını artıracağını teyit etti. Merkez bankası yönetim kurulu üyesi Junko Nakagawa, 11 Eylül’de yaptığı açıklamada, ekonominin tahminler doğrultusunda performans göstermesi halinde, bankanın politikalarını bundan sonra da ayarlamaya devam edeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English