Bizi Takip Edin

Diplomasi

Pekin’de İran nükleer programı için üçlü zirve

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Çin, Rusya ve İran’ın İran nükleer sorununu görüşmek üzere 14 Mart’ta Pekin’de bir araya geleceğini duyurdu. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ma Çjaosyu’nun başkanlık edeceği toplantıda, Tahran’ın nükleer programı ele alınacak. Bu gelişme, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile yaptığı görüşmenin ve ABD’nin Rusya’yı arabulucu olarak devreye sokma talebinin ardından geldi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, düzenlediği basın toplantısında, Çin, Rusya ve İran’ın İran nükleer sorununu görüşmek üzere bir araya geleceğini açıkladı.

TASS haber ajansının aktardığına göre Mao Ning, “14 Mart’ta Pekin’de Çin, Rusya ve İran’ın katılımıyla İran nükleer sorununa ilişkin bir toplantı yapılacak. Toplantıya Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ma Çjaosyu başkanlık edecek,” dedi.

Tahran’ın nükleer programı konusu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 25 Şubat’ta İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile yaptığı görüşmede de ele alınmıştı.

Bloomberg, 4 Mart’ta kaynaklara dayandırdığı haberinde, Washington’ın Moskova’dan İran’ın nükleer programı konusunda potansiyel müzakerelerde arabulucu olmasını istediğini yazmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, ocak ayında göreve başlamasının ardından İran nükleer programıyla ilgili diyalog başlatılması çağrısında bulunmuştu.

9 Mart’ta ise Trump, İran’la nükleer programı konusunda anlaşmaya varmak için belirli bir zaman çerçevesi olduğunu belirtmişti. Trump, ilgili bir mektup gönderdiğini ve Tahran ile “askeri bir çözüm kadar etkili olacak” bir anlaşma yapmak istediğini ifade etmişti.

Daha önce, İran’ın Birleşmiş Milletler misyonu, nükleer programının olası bir silahlanmaya dönüşmesi konusundaki endişeleri gidermek için müzakerelere açık olduğunu duyurmuştu. Ancak İranlı yetkililer, programı durdurma niyetinde olmadıklarını da belirtmişlerdi.

Diplomasi

Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?

Yayınlanma

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaşadığı anlaşmazlıkta Ermeni Kilisesi’ni desteklemesinin ardından Erivan’da tutuklandı. ‘İktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla’ suçlanan Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri’nin de kamulaştırılması gündemde. Moskova ise süreci yakından takip ettiğini açıkladı.

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Ermeni Apostolik Kilisesi arasında yaşanan gerilimde kiliseye destek vermesinin ardından Erivan’da tutuklandı.

Sputnik Ermenistan ajansının 19 Haziran’da aktardığına göre, 18 Haziran akşamı mahkeme kararıyla iki ay süreyle tutuklanan Karapetyan, Erivan’daki Armavir adlı yeni cezaevine gönderildi.

Ermenistan Soruşturma Komitesi, Karapetyan’ı kamuoyuna açık bir şekilde iktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla suçladı.

İş insanı suçlamaları reddederken, avukatları iddiaları “saçma ve yasa dışı” olarak nitelendirdi. Hükümet ayrıca, Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketini kamulaştırmaya hazırlanıyor.

Kilise desteği tutuklama getirdi

Rus iş insanına yönelik soruşturmanın fitilini, Ermeni Apostolik Kilisesinin Eçmiadzin’deki merkezini ziyareti sırasında kiliseye verdiği destek ateşledi.

Karapetyan, News.am‘e verdiği demeçte, “küçük bir grubun” Ermenistan’ın ve kilisenin bin yıllık tarihini unutarak Ermeni Apostolik Kilisesine saldırdığını söylemişti.

Bu açıklamalardan bir gün sonra, 18 Haziran gecesi Karapetyan ve kardeşi Karen, Erivan’daki evlerinde gözaltına alınarak Soruşturma Komitesi’ne götürüldü.

Armenia Today gazetesinin haberine göre, güvenlik güçleri gözaltı öncesi evde arama yaptı ve daha sonra milyarderin evinin önünde toplanan yaklaşık 50 kişiyi de gözaltına aldı.

Mahkemenin tutuklama kararının hemen ardından avukatı aracılığıyla açıklama yapan Karapetyan, adliye önünde toplanan destekçilerine teşekkür ederek “Ermeni halkına ve Ermeni Apostolik Kilisesi’ne sadık kalacağını” ve hiçbir kararın “kendisini yolundan döndüremeyeceğini” belirtti.

Ermenistan’da iş insanı Karapetyan hakkında ‘darbe çağrısı’ soruşturması başlatıldı

Paşinyan ile kilise arasındaki gerilim

Ermenistan’da Ermeni Apostolik Kilisesi ile Başbakan Paşinyan arasındaki gerilim, mayıs ayı sonlarında Paşinyan’ın sosyal medyadaki paylaşımlarıyla tırmanmıştı.

Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu II. Garegin de dahil olmak üzere birçok din adamının bekarlık yeminine uymadığını ve görevlerini bırakmaları gerektiğini öne sürmüştü.

Kilise ise mevcut hükümetin politikalarını sık sık eleştirerek Paşinyan’ı istifaya çağırıyordu.

Karapetyan, gözaltına alındıktan sonra Taşir Grubu basın ofisi yöneticisi Zara Acemyan’ın Facebook hesabından yayımlanan açıklamasında, kendisine yönelik takibatın mevcut Ermeni yetkililerin acizliğini kanıtladığını ifade etti.

Ermeni Apostolik Kilisesi de yaptığı açıklamada, yetkililere Rus iş insanına yönelik takibata son verme çağrısında bulunarak, mahkemenin “utanç verici” kararının sadece kilisenin itibarına değil, Ermenistan’ın uluslararası imajına da bir darbe olduğunu vurguladı.

Karapetyan kim?

1965 yılında Ermenistan’ın Kalinino (1991’den sonra Taşir) şehrinde doğan Samvel Karapetyan, 1997’de Rusya’nın Kaluga kentinde Kalugaglavsnab şirketini satın aldı.

1999 yılında bu şirketin temelinde, inşaat, üretim, enerji ve satış firmalarının yanı sıra alışveriş merkezleri, oteller, restoranlar ve konut ağını da içeren 200’den fazla şirketten oluşan Taşir Grubu’nu kurdu.

Forbes‘a göre Karapetyan, 3,2 milyar dolarlık servetiyle Rusya’nın en zenginleri listesinde 44. sırada yer alıyor.

‘Paşinyan’ın eylemleri Karapetyan’ın reklamını yapıyor’

Öte yandan Kafkasya Enstitüsü’nden araştırmacı Grant Mikaelyan, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte Karapetyan’ın iktidar ile kilise arasındaki mevcut krizi kendi siyasi hedefleri için kullanmaya karar verdiğini söyledi.

Mikaelyan’a göre, Rus iş insanının Ermenistan’da her zaman siyasi emelleri oldu ve aynı zamanda Paşinyan’ın politikalarından son derece rahatsız.

Mikaelyan, “Ermenistan başbakanının sosyal medyada Ermeni Apostolik Kilisesine yönelik hakaret seli ve bir iş insanının kişisel görüşünü ifade ettiği için tutuklanması, bu süreçte hukukun üstünlüğünün olmadığının bir göstergesi. Dahası, bugün resmi propaganda aktif olarak Karapetyan’ı Kremlin ile ilişkilendirmeye ve iş insanını Paşinyan’ı devirmek için bir koçbaşı olarak adlandırmaya çalışıyor,” dedi.

Paşinyan’ın politikalarından memnun olmayan yüksek bir vatandaş oranı olduğunu belirten siyaset bilimci, “Aslına bakılırsa, yetkililer bu uygunsuz eylemleriyle sadece iş insanının reklamını yapıyor,” diye ekledi.

Şirketine kamulaştırma kararı

Karapetyan’a yönelik operasyonların ortasında Paşinyan, Kasım 2020’den beri görevde olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Armen Abazyan’ı da görevden aldı.

Paşinyan, parlamentodaki açıklamaısnda bu kararı, eski Ulusal Güvenlik Teşkilatı başkanının dinlenme zamanının gelmesiyle açıkladı.

Fakat Hraparak gazetesine göre, Abazyan’ın görevden alınmasının muhtemel nedeni, Karapetyan’ın evinin avlusunda bir “baskın şovu” düzenlemeyi ve “onu asfalta yatırmayı” reddetmesiydi.

Paşinyan aynı açıklama, iktidardaki “Sivil Sözleşme” partisinin, Taşir Grubu’na ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına yönelik bir yasa tasarısı hazırladığını da duyurdu.

Paşinyan, bu karara Ermenistan’ın bölgelerini ziyareti sırasında “neredeyse bir enerji krizi” tespit etmesi üzerine vardığını iddia etti.

Başbakana göre şirket, daha sonra toplumsal hoşnutsuzluk ve siyasi bir kriz yaratmak amacıyla ülkede kasıtlı olarak bu durumu yarattı.

Taşir Grubu, şirketi Rus şirketi Inter RAO’dan Eylül 2015’te, Erivan’da elektrik tarifelerindeki artışa bağlı büyük protestoların ardından satın almıştı.

Karapetyan, geçen sene Armenia Today‘e verdiği mülakatta, şirketi satın aldıkları sırada Ermenistan Elektrik Şebekelerinin faaliyetlerinin tamamen felç olduğunu söylemişti.

Milyardere göre, önceki sahipler “onlarca yıl modernizasyon için bir kuruş bile ayırmamıştı” bu nedenle şirketi 2016’dan bu yana sadece modernizasyon için yaklaşık 680 milyon dolar ve yeni kapasiteler oluşturmak için yaklaşık 150-200 milyon dolar harcamak zorunda kalmıştı.

Moskova ne söyledi?

Mikaelyan’a göre, Rus milyarderin tutuklanması Rusya-Ermenistan ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Uzman, Karapetyan’ın Rus iş dünyasında önemli bir aktör olduğunu ve bu nedenle Moskova’nın duruma tepkisiz kalamayacağını ve siyasi kanallar aracılığıyla serbest bırakılması için ısrarcı olacağını öne sürdü.

Tutuklamanın hemen ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın Karapetyan etrafındaki durumu takip ettiğini belirterek, tüm yasal haklarının korunması için kendisine gerekli desteğin sağlanacağını vaat etti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Türkiye, Rusya’dan petrol ithalatını son 12 ayın zirvesine çıkardı

Yayınlanma

Reuters haber ajansına göre Türkiye, haziran ayında Rusya’dan Ural petrolü ithalatını 1,64 milyon tonla son 12 ayın en yüksek seviyesine çıkaracak. Rafineri kâr marjlarının cazip olması ve mevsimsel talep artışının, alımların artmasındaki temel etkenler olduğu belirtiliyor.

Türkiye’nin, haziran ayında Rusya’dan yaptığı Ural petrolü ithalatını 1,64 milyon tona çıkararak son 12 ayın en yüksek seviyesine ulaştıracağı bildirildi.

Reuters haber ajansının iki kaynağa ve LSEG gemi takip sistemi verilerine dayandırdığı haberine göre, bu artışın arkasında rafineriler için cazip kâr marjları ve bölgedeki akaryakıta yönelik mevsimsel talep artışı yatıyor.

İthalat üç aydır artıyor

Türkiye’nin Ural petrolü ithalatı üst üste üçüncü ayda da artış gösterirken, Mart 2025’e kıyasla sevkiyattaki artışın 800 bin tonu aştığı belirtildi.

Bu durumun, kilit pazar konumundaki Hindistan’da Ural petrolüne olan talebi ve fiyatları desteklediği ifade ediliyor.

LSEG terminalindeki verilere göre, Türkiye’nin Ural petrolü ithalatında bir önceki zirve, ülkedeki rafinerilerin 1,76 milyon ton petrol aldığı Mayıs 2024’te kaydedilmişti.

Sevkiyat Baltık limanlarından yapılıyor

Haziran ayında Türkiye’ye ulaşan Ural petrolü sevkiyatının yapıldığı ana limanlar, yaklaşık 1,4 milyon tonluk toplam sevkiyatla Rusya’nın Baltık’taki limanları Primorsk ve Ust-Luga oldu.

Novorossiysk’ten ise yaklaşık 200 bin ton petrol sevk edildiği kaydedildi.

Sektörden iki kaynak ve Reuters ajansının hesaplamalarına göre, Rusya haziran ayında Primorsk, Ust-Luga ve Novorossiysk’ten yapılan petrol ihracatı ve transitini mayıs ayındaki seviyede, yani günde yaklaşık 2 milyon varilde tutacak.

Hindistan’a giden petrolün fiyatı rekor kırdı

Haziran ayı başında kaynaklar, Hindistan limanlarına temmuz ayında teslim edilecek Rus Ural petrolü partilerinin fiyatının, spot sevkiyatların azalması nedeniyle Kuzey Denizi göstergesi BFOE’ye (Brent) kıyasla 2022’den bu yana rekor seviyeye yükseldiğini bildirmişti.

Çin ve Türkiye’nin en büyük rafinerileri Rus petrolü alımına yeniden başladı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Baltık ve İskandinav ülkeleri, Rus askerlerinin AB’ye girişinin yasaklanmasını istedi

Yayınlanma

Estonya’nın kamu yayıncısı ERR’nin haberine göre, Baltık ve İskandinav ülkeleri perşembe günü, Rusya silahlı kuvvetleri ve “diğer silahlı grupların” üyelerine Schengen Bölgesine vize yasağı getirilmesi çağrısında bulundu.

Estonya İçişleri Bakanı Igor Taro ERR’ye yaptığı açıklamada, “Bağımsız bir Avrupa ülkesine karşı savaşan yüz binlerce Rus vatandaşı var ve bu kişilerin Schengen bölgesinde serbestçe seyahat edemeyeceği konusunda çok net bir tavır almalıyız. Onlara oturma izni vermeyeceğiz, vize vermeyeceğiz,” dedi.

Yasağı talep eden ortak bildiriye Estonya, Letonya, Litvanya, Finlandiya, Norveç, İsveç ve Polonya imzaladı. İsveç hariç tüm ülkeler Rusya ile sınır komşusu.

Ukrayna savaşının ardından güvenlik önlemlerini artırması üzerine, Rusya ile uzun bir sınırı paylaşan üç Baltık ülkesi ve Finlandiya, Rusya’dan gelen insan ve mal hareketini kısıtlamak için önlemler almıştı.

7 ülkenin bakanları, Avrupa İçişleri ve Göç Komiseri Magnus Brunner ve AB sınır ajansı Frontex’in bir temsilcisiyle birlikte perşembe günü (19 Haziran) Tallinn’de bir araya geldi.

Bakanlar, savaş sona erdikten sonra da yasağın devam etmesi konusunda mutabık kaldılar.

Aynı gün, NB8++ formatı (Estonya, Finlandiya, İzlanda, Letonya, Litvanya, Norveç, İsveç, Fransa, Almanya, Hollanda, Polonya ve Birleşik Krallık) Rusya’nın gölge filosuyla mücadele etmek için “daha fazla ortak ve koordineli eylem” çağrısında bulundu.

Ülkeler, bayraksız seyreden gemiler, yani hiçbir devletin sorumluluğu altında olmayan gemiler konusunda “özellikle endişeli” olduklarını belirttiler.

Ortak açıklamada, “Baltık Denizi ve Kuzey Denizinde gemiler geçerli bir bayrak taşımazlarsa, uluslararası hukuk çerçevesinde uygun önlemleri alacağız,” denildi.

Çağrıda, ülkelerin bu konuyla ilgili bir dizi kılavuz ilke hazırlayacakları ve işbirliğini daha da güçlendirecekleri belirtildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English