Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin’den misilleme: kritik hammaddelerin ABD’ye ihracatını engelleyecek

Yayınlanma

Çin, Washington’un Çin çip endüstrisine yönelik baskılarını artırmasının ardından galyum ve germanyum gibi kritik hammaddelerin ABD’ye ihracatını engelleyeceğini açıkladı.

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerilim daha da tırmanırken küresel tedarik zincirleri için daha fazla kesinti tehdidi oluşuyor.

Çin Ticaret Bakanlığı salı günü yaptığı açıklamada, “ulusal güvenlik ve çıkarları korumak” amacıyla ABD’ye yönelik çift kullanımlı kritik hammaddelere yönelik ihracat kontrollerini derhal geçerli olmak üzere güçlendirdiğini duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada “Prensip olarak, galyum, germanyum, antimon ve diğer süper sert malzemelerin ABD’ye ihracatına izin verilmemektedir” denildi.

Bu kapsamlı karar, Biden yönetiminin en geniş ihracat kontrollerini başlatmasından ve ülkenin çip üretim ekipmanı şampiyonlarının çoğu da dahil olmak üzere 140 Çinli kuruluşu ticaret kara listesine eklemesinden 24 saatten kısa bir süre sonra geldi.

Çin’in son hamlesinin kapsadığı ürünler – galyum, germanyum ve antimon gibi hammaddeler, süper sert malzemeler ve grafit dahil – sivil uygulamalar için geliştirilebilmelerinin yanı sıra askeri ürünler için de gerekli olmaları nedeniyle “ikili kullanım” olarak kabul ediliyor.

Çip yapımı ve elektrikli araçlar ve güç sistemleri gibi yüksek voltajlı uygulamalar için gerekli olan grafit ve galyum, Biden yönetiminin 2021’de tedarik zinciri incelemesinde vurguladığı stratejik malzemeler arasında yer alıyor. Washington, bunların üretiminin Çin’de yoğunlaşmasının potansiyel bir tedarik zinciri riski oluşturduğunu söyledi. Çin aynı zamanda önemli bir küresel doğal grafit üretimini de kontrol ediyor.

Ayrıca, geçen ay tungsten, magnezyum ve titanyum gibi kilit malzemeler de dahil olmak üzere sıkı ihracat kontrollerine tabi olan çift kullanımlı malzeme, metal ve ürünlerin ayrıntılı bir listesini açıklayan Ticaret Bakanlığı’na göre, hiçbir çift kullanımlı ürünün ABD askeri kuruluşlarına veya ABD askeri amaçları için ihraç edilmesine izin verilmeyecek. Bakanlık, grafitin son kullanıcılarının da daha sıkı incelemelerle karşı karşıya kalacağını ekledi.

Çin 2023 yılında galyum ve germanyum gibi kritik çip yapım malzemelerinin ihracatını sınırlayacağını söylemiş ancak hangi ülkelerin bu sınırlamalara tabi olacağını belirtmemişti.

Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü son hamlenin ABD’nin kendi ihracat kontrollerini “silahlandırması” ve birçok Çinli şirketi kara listeye almasından kaynaklandığını söyledi. Sözcü, bunun uluslararası kuralları ihlal ettiğini, ticari çıkarlara zarar verdiğini ve küresel tedarik zinciri istikrarını ciddi şekilde bozduğunu söyledi.

Sözcü, “Uyruğu veya konumu ne olursa olsun, bu düzenlemeleri ihlal eden herhangi bir kuruluş veya birey yasal sonuçlara tabi olacaktır” diye ekledi.

Washington’un hamlesine tepkinin bir başka işareti olarak, Çin’deki birkaç büyük endüstri birliği salı günü üyelerini Amerikan çiplerini “dikkatli bir şekilde tedarik etmeye” çağıran açıklamalar yaptı ve ABD hükümetinin “kontrol önlemlerinde yaptığı keyfi değişikliklerin ABD çip ürünlerinin istikrarlı tedarikini ciddi şekilde etkilediği” için bunları “artık güvenilir ve emniyetli” olmayan ürünler diye nitelendirdi.

Çin Otomobil Üreticileri Birliği, Çin İnternet Topluluğu ve Çin İletişim İşletmeleri Birliği de benzer açıklamalar yayınladı.

ABD’den Çin’in çip endüstrisine karşı yeni ihracat kontrolleri

DİPLOMASİ

BM’den iki devletli çözüm için “konferans” kararı

Yayınlanma

BM Genel Kurulu

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK), İsrail-Filistin sorununun iki devletli çözümünü sağlamak ve Orta Doğu’da kalıcı, adil ve kapsamlı barış inşa etmek için ilgili kararların uygulanması ve konuya ilişkin üst düzey katılımlı konferans düzenlenmesi kararı aldı.

193 üyeli BM Genel Kurulunda Senegal tarafından sunulan ve Türkiye dahil çok sayıda ülkenin eş sunucusu olduğu iki devletli çözüm ve Orta Doğu’da barış sürecine ilişkin karar tasarısı oylamaya sunuldu.

Tasarı, 8 “hayır”, 7 “çekimser” oya karşı 157 “evet” oyuyla kabul edildi.

Kararda, İsrail-Filistin sorununa ilişkin kalıcı, adil ve kapsamlı barış inşa etmek için ilgili kararların uygulanması, Orta Doğu’da kalıcı, adil ve kapsamlı barış inşa edilmesi ve bu konuda üst düzey katılımlı konferans düzenlenmesi talep edildi.

Konferansın “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözüm için Üst Düzey Uluslararası Konferans” başlığıyla 2-4 Haziran 2025’te New York’ta düzenlenmesi kararlaştırıldı.

Sonuç bildirgesi kabul edilmesi talep edildi

Kararda, konferans sonunda somut adım atılmasına yönelik bir sonuç bildirgesinin kabul edilmesi talep edilirken, söz konusu bildirgenin, Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün inşası için bir yol haritası belirlemesi gerektiğinin altı çizildi.

Kararda, Orta Doğu barış sürecine ilişkin nihai statü konularında müzakerelerin tekrar başlaması, bu çerçevede Moskova’da bir konferans düzenlenmesi istendi.

İki tarafa da uluslararası hukuk ve daha önce imzalanan anlaşmalar uyarınca yükümlülüklerini yerine getirme çağrısı yapılan kararda, işgalci güç olan İsrail’in Uluslararası Adalet Divanının (UAD) danışma görüşünde de belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmesi talep edildi.

Bu çerçevede İsrail’in “derhal tüm yerleşim yeri faaliyetlerini sonlandırma, işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşimcileri tahliye etme ve yasa dışı faaliyetlerine son vermesi” gerektiğine dikkat çekilen kararda, Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin toprakları ve Gazze’de demografik yapı ve toprağına ilişkin değişime karşı çıkıldı.

Kararda, zorla toprak elde etmenin yasa dışı olduğunun altı çizilerek, bunun iki devletli çözümü de baltaladığı ifade edildi.

Her türlü şiddetin derhal ve tamamen sonlanması talep edilen kararda, buna askeri saldırılar, yıkım ve terör faaliyetlerinin de dahil olduğu bildirildi.

Kararda, tüm üye ülkeler ve BM’nin Filistin halkı ve Filistin yönetimine ekonomik, insani ve teknik yardım sağlamaya devam etmeleri çağrısı yapılırken, Gazze’deki durumun çok korkunç olduğu vurgulandı.

UAD’nin danışma görüşüne göre, İsrail’in, yanlış eylemleri nedeniyle yarattığı yıkımı ” tam olarak tazmin” etme yükümlülüğü olduğu anımsatılan kararda, uluslararası hukuk uyarınca İsrail ve Filistin’in yan yana yaşayacağı iki devletli çözüme olan bağlılık teyit edildi.

Golan Tepeleri kararı

Öte yandan Genel Kurul’da bir kez daha İsrail’in işgal ettiği Golan Tepeleri’nden çekilmesi talep edilen bir karar tasarısını kabul etti.

Bolivya, Küba, Güney Kore, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Sudan, Suriye, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezuela ve Yemen tarafından sunulan tasarı, 8 “hayır” ve 64 “çekimser” oya karşı 97 “evet” oyuyla kabul edildi.

Kararda, zorla toprak elde etmenin uluslararası hukuk ve BM Şartı’nın ihlali olduğunun altı çizilerek, İsrail’in 1967’den beri işgal altında olan Golan Tepeleri’nden çekilmemesinin ilgili BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Genel Kurul kararlarına aykırı ve endişe verici olduğu ifade edildi.

Golan Tepeleri’nde İsrail’in “yerleşim ve inşa faaliyetlerinin” yasa dışı olduğu belirtilen kararda, İsrail’in 1981 yılında kabul edilen 497 sayılı BMGK kararını ihlal etmeye devam ettiğine dikkat çekildi.

Golan Tepeleri’nin süregelen işgalinin, fiilen ilhak teşkil ettiği değerlendirilen kararda, aynı zamanda bölgede kapsamlı ve kalıcı barış önünde de engel oluşturduğu bildirildi.

Kararda, İsrail’e, Suriye ve Lübnan’la tekrar görüşmelere dönme çağrısı yapılarak, İsrail’in ilgili BMGK kararlarına uygun bir şekilde Golan Tepeleri’nden çekilmesi bir kez daha talep edildi.

Kararda, aynı zamanda Suriye’deki barış sürecindeki duraksamanın derin endişe yarattığı kaydedilerek, barış görüşmelerinin tekrar başlamasının istendiği ifade edildi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Putin ve Erdoğan Suriye’yi ele aldı

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de istikrarın sağlanması, anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi ve PKK’ya karşı mücadelede işbirliğini güçlendirme kararı aldı. Görüşmede, Astana süreci kapsamında Rusya, Türkiye ve İran arasındaki koordinasyonun önemi vurgulandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’deki son gelişmeleri detaylı şekilde ele almak üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Kremlin’in açıklamasına göre liderler, radikal grupların Suriye devletine yönelik saldırılarına son verilmesi ve ülkenin anayasal düzeninin yeniden tesis edilmesi konularında fikir birliğine vardılar.

Interfax ajansının aktardığına göre Putin, meşru otoritelerin, özellikle de Türkiye’nin bölgedeki mevcut imkanlarını kullanarak, Suriye genelinde istikrarı sağlama çabalarına tam destek verilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu çerçevede, iki lider hem ikili işbirliğini hem de Astana süreci kapsamındaki koordinasyonu güçlendirme taahhüdünde bulundu.

Kremlin’in açıklamasında, “Suriye’deki durumun normalleşmesinde Rusya, Türkiye ve İran arasındaki daha sıkı koordinasyonun önemi” ifade edildi.

Taraflar, krizin çözümüne yönelik adımlar atılması bağlamında iletişim halinde kalmayı sürdürme konusunda mutabık kaldı.

Erdoğan ise Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklediğini ve bölgede uzun vadeli barışın sağlanması için çalıştığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli yetkililere krize siyasi bir çözüm bulma çağrısı yaparken, sivillerin zarar görmemesinin öncelikli olduğunu dile getirerek Ankara’nın, Suriye’de sükûnetin yeniden tesis edilmesi için çabalarını sürdüreceğini ifade etti.

Erdoğan ayrıca, Türkiye’nin “Suriye’deki gelişmeleri kendi çıkarları için kullanmaya çalışan PKK ve mensuplarına karşı mücadelesine kararlılıkla devam edeceğini” söyledi.

İki lider, ticaret, ekonomi ve enerji gibi alanlarda karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini daha da geliştirme konularını da ele aldı.

Halep sarsılıyor: Türkiye’nin stratejisi ve Direniş Ekseni baskı altında

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Zelenskiy: Ukrayna’nın savaştaki kaybı 80 binden az

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ülkesinin savaşta 80 binden az kayıp verdiğini belirtti, ancak kesin rakam paylaşmaktan kaçındı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ordunun Rusya ile devam eden geniş çaplı savaşta 80 binden daha az kayıp verdiğini açıkladı.

Japon Kyodo News‘e mülakat veren Zelenskiy, “Geçenlerde, sanırım Amerikan basınında, Ukraynalıların 80 bin kayıp verdiğine dair bir bilgi yayımlandı. Ancak size şunu söylemek isterim: Hayır. Bu sayı daha az, hem de çok daha az,” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte Zelenskiy, kesin bir rakam paylaşmaktan kaçındı.

Daha önce Wall Street Journal‘ın (WSJ) Kiev’deki kaynakları, Ukrayna’nın 80 bin asker kaybettiğini bildirmişti.

Kaynaklara göre, yaralı askerlerin sayısı ise 400 bine ulaşmıştı.

The Economist ise Batılı istihbarat kuruluşlarının verilerine dayanarak, Ukrayna’nın 60 bin ila 100 bin arasında asker kaybetmiş olabileceğini ve yaklaşık 400 bin askerin de ağır yaralı olduğunu öne sürdü.

Bu arada, Ua Losses adlı internet sitesine göre, 3 Aralık itibarıyla 65 bin 289 Ukraynalı askerin öldüğü teyit edildi. Bu askerlerin ölüm sırasındaki ortalama yaşı 38,2 olarak belirlendi. Her ölüm için 6 ila 8 ağır yaralı olduğu tahmin ediliyor; dolayısıyla gerçek kayıp sayısının çok daha yüksek olabileceği belirtiliyor.

Kiev, son olarak Şubat 2024’te resmi bir kayıp açıklamasında bulunmuştu. O dönemde Zelenskiy, Ukrayna’nın 31 bin asker kaybettiğini duyurmuştu. Ancak Washington Post, bu rakamın “askere alma ve seferberlik sürecine zarar vermemek” için kasıtlı olarak düşük tutulmuş olabileceğini yazdı.

ABD, Ukrayna’dan zorunlu askerlik yaşını 18’e indirmesini istedi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English