Bizi Takip Edin

AVRUPA

Putin parlamentoya seslendi: Hiçbir sıradan vatandaş oligarklara üzülmedi

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya dönük askeri müdahale kararının birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirdi.

Rus parlamentosu milletvekilleri ve Kremlin yetkililerine hitap eden Putin, ülkesinin ABD’nin geçen yıllarda tek taraflı olarak çekildiği son silah kontrol anlaşması Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’nı (START) askıya aldığını duyurdu.

Ukrayna ihtilafına değinen Putin, “Bu savaşı başlatanlar onlar ve biz güçlerimizi buna son vermek için kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin saldırılarında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu çağrısı yapan Putin, ayrıca hayatını kaybedenlerin aileleri için bir dizi sosyal yardım paketi sözü verdi.

Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımların başarısız olduğunu kaydeden Putin, Batılı ekonomistlerin daha önce Rus ekonomisinin çökeceğini iddia ettiklerini belirterek “Hiçbir şey başaramadılar ve başaramayacaklar da” dedi.

Savaşın nasıl sona ereceğine dair bilgi vermeyen Putin, hedeflerinin Ukrayna’nın doğusundaki Rus azınlığı korumak olduğuna dikkat çekti.

Yeni START anlaşması askıya alındı

Putin ayrıca, Rusya’nın ABD ile kritik bir silah kontrol anlaşması olan Yeni START’a katılımını askıya aldığını, ancak Rusya’nın anlaşmadan çekilmediğini vurguladı.

Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmişti. 2011’de yapılan anlaşmayı Moskova, Washington’un ilgili kararına rağmen uzatmıştı.

Rusya lideri, “Bugün Rusya’nın stratejik saldırı silahları anlaşmasına katılımını askıya aldığını açıklamak zorundayım” diye konuştu.

Öte yandan Putin, “ABD ve NATO açıkça hedeflerinin Rusya’nın stratejik yenilgisini görmek olduğunu söylüyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi, en yeni üslerimiz de dahil olmak üzere askeri üslerimizi ziyaret etmeye hazır olduklarını söylüyorlar” yorumunu yaptı.

Bunun yanı sıra askeri ve sivil nükleer kurumlarına ABD’nin yeni denemeler yapması halinde ilave nükleer silah denemelerine hazırlıklı olmaları talimatını veren Putin, “Hiç kimse küresel denkliğin yok edilebileceğine dair tehlikeli yanılsamalara kapılmamalı” dedi.

Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Moskova’nın kararını ‘son derece talihsiz ve sorumsuzca’ olarak nitelendirdi. ABD daha önce Rusya’yı iki ülke arasında kalan son nükleer silah anlaşmasını ihlal etmekle suçlamıştı.

Putin Batı’ya karşı alışılagelmiş bir şikayet listesi sundu; bunların arasında Batı’nın ahlaki ve manevi çöküşü olarak tanımladığı ve Rusya’nın çocuklarını tehdit ettiğini söylediği ana akım görüşler de vardı. Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill salonda ön sıralarda oturuyordu.

Oligarkları hedef aldı

Bununla beraber konuşmasında, ülkedeki oligarkları hedef alan Putin, çoğunluğu özel olarak savaşa karşı çıktığını ancak seslerini çıkarmaktan kaçındığını vurguladı.

Putin, “Hiçbir sıradan vatandaş, yabancı varlıklarını kaybedip yatlara ve saraylara yatırım yapanlar için üzülmedi” yorumunda bulundu.

Oligarkların kendilerine yönelik yaptırımların iptal edilmesi için gösterdikleri hukuki çabaların anlamsız olacağını da sözlerine ekleyen Putin, “Batı mahkemelerinde koşturmaktan, toz yutmaktan bıkacaksınız” ifadelerini kullandı.

Rusya lideri, şöyle devam etti: “Bazı insanlar bloke edilmiş hesaplarıyla yabancı bir malikanede günlerini geçirmek istiyor. Ama Batı için bu insanlar yabancı. Kontların unvanlarını satın almak işe yaramayacak. Orada ikinci sınıf vatandaşsınız. Başka bir seçeneğiniz daha var: Ülkenizin yanında olmak.”

İkinci Dünya Savaşı atfı​​

Diğer yandan Rusya lideri Ukrayna’daki neo-Nazi yönetimle savaştıklarına dikkat çekerek, ülkesinin tıpkı Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı sırasında topraklarını savunduğu gibi kendisini savunduğunu dile getirdi.

Putin 1 saat 45 dakika süren konuşmasını “Haklıyız” sözüyle tamamladı.

AVRUPA

Avrupa kamuoyu, Ukrayna’nın savaşı kazanacağına inanmıyor

Yayınlanma

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, Ukraynalıların çoğunluğu Kiev’in Moskova ile savaşında galip geleceğine inanırken, Avrupalılar daha şüpheci.

9-11 Temmuz’da Washington’da yapılacak NATO zirvesine günler kala yayınlanan araştırma, Ukrayna ve 14 AB ülkesindeki çatışmaya yönelik tutumları haritalandırdı. Saha çalışması mayıs ayında gerçekleştirildi.

Avrupalıların Ukrayna’nın Rusya’yı savaş alanında yenemeyeceğine inanma eğiliminde olduğu, ankete katılanların yaklaşık üçte biri ila yarısının savaşın müzakere edilmiş bir çözümle sona ereceğine inandığı ve yüzde 31’e kadarının (Yunanistan) bir Rus zaferini en olası gördüğü ortaya çıktı. Ankete katılan AB ülkeleri arasında sadece Estonya’da Ukrayna’nın zafer kazanacağı görüşü hakim (yüzde 38).

Bunun tersine, Ukraynalıların çoğunluğu (yüzde 58) birliklerinin kazanabileceğinden ve uluslararası müttefiklerinin desteğine güvenmeye devam edebileceklerinden emin. Ukraynalıların sadece yüzde 1’i Rusya’nın savaşı kazanacağına inanırken, yüzde 30’u müzakere edilmiş bir çözümü en olası sonuç olarak görüyor.

Bulgular, NATO liderlerinin üye ülke halkları arasında “asker konuşlandırılması için yerel destek bulmalarının pek olası olmadığını” ortaya koyuyor. Ülke sonuçları yüzde 4 ile yüzde 22 arasında değişiyor.

Savunma harcamaları konusunda, veriler çoğu ülkenin katkılarının artırılmasına karşı olduğunu gösterdi. İstisnalar Polonya (yüzde 53’ü savunma harcamalarının artırılmasını destekliyor), Estonya (yüzde 45), İsveç (yüzde 41) ve Almanya (yüzde 40).

Bununla birlikte, Avrupalıların çoğu savaşa teknik yardım sağlamak ve silah ve mühimmat tedarikini artırmak gibi başka şekillerde dahil olmayı destekliyor.

Sadece Bulgaristan, Yunanistan ve İtalya’da nüfusun çoğunluğu (sırasıyla yüzde 63, yüzde 54 ve yüzde 53) Ukrayna’ya mühimmat ve silah tedarikini artırmanın “kötü bir fikir” olduğunu düşünüyor.

Avrupalılar Ukrayna’yı AB’ye kabul etmenin faydaları konusunda da bölünmüş durumda. En fazla destek veren ülkeler Portekiz, Estonya, İsveç, İspanya ve Polonya iken en şüpheci ülkeler Almanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Fransa.

Ukraynalıların neredeyse üçte ikisi (yüzde 64) AB üyeliğinin ülkelerinin geleceği için NATO üyeliği kadar önemli olduğuna inanıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa’da kim, kime oy verdi?

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un AP seçimlerindeki yenilginin ardından çağrısını yaptığı erken Ulusal Meclis seçimlerinin ilk turu Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) partisibnin zaferiyle sonuçlanmıştı.

Fransa’daki 49,5 milyon seçmenin yaklaşık %67’si oy kullanınca seçimlere katılım oranı 1990’ların sonundan bu yana görülmemiş bir seviyeye ulaştı.

RN oyların %33’ünü alırken, ikinci sırada %29 oy ile Yeni Halk Cephesi (NFP) yer aldı. Macron’un Ensemble ittifakı %22, muhafazakâr Les Républicains (LR) %10 ile üçüncü ve dördüncü sıralarda yer aldı. 

İlk turun öncesinde ve sonrasında yapılan kamuoyu araştırmaları, Fransa’da hangi toplumsal grupların hangi partilere oy verdiğine dair bazı ipuçları sunuyor.

Örneğin ilk turdan önceki günlerde 10.200’den fazla seçmenle anket yaparak oy pusulasının demografik yapısını ortaya koyan Ipsos’a göre RN, 34 yaş altı ve 70 yaş üstü hariç tüm yaş gruplarında en fazla oyu aldı.

Yaşlıların en yüksek oyu (%32) Macron’un Ensemble koalisyonuna gitti. Gençler arasında ise NFP önde görünüyor: Ipsos anketine göre 18-24 yaş arası oyların %48’i sol koalisyona gitti. NFP, 25-34 yaş grubunda da %38 ile birinci sırada yer alıyor.

35-49, 50-59 ve 60-69 yaş gruplarında ise Le Pen’in partisi en çok oy kazanan grup olarak öne çıkıyor. RN ayrıca hem 18-24 hem de 25-34 yaş gruplarında oyların yaklaşık üçte birini elde ederek gençlerin oylarında ikinci oldu.

RN Başkanı Jordan Bardella’nın sosyal medyada, özellikle de TikTok’ta güçlü bir takipçi kitlesi var.

Sınıfsal konum: RN ile NFP yoksul ve mavi yakalılar arasında yaygın

Ipsos’a göre, kendini “dezavantajlı” olarak tanımlayan kişilerin çoğunluğu (%54) ezici bir çoğunlukla RN’yi destekledi. Sağcı parti aynı zamanda “halk” sınıfları arasında en yüksek oranı (%38) alarak sol koalisyonun üç puan önünde yer aldı.

Ay sonunu zor getirdiğini ya da geçinmek için tasarruf ve/veya krediye güvendiğini söyleyen seçmenlerin çoğu da RN’yi solcu rakiplerinin önünde (sırasıyla %46 ve %41) destekledi.

Ayda 1.250 avronun altında kazanan seçimenlerin %35’i NFP’ye, %38’i RN’ye oy verirken, ayda 1.250 ila 2.000 avro arasında kazanan seçimenlerin %33’ü sol ittifaka, %36’sı RN’ye evet dedi.

Anketteki daha ilginç noktalardan biri, RN’nin üst segment gelir gruplarında da birinci parti olması. Aylık hanehalkı geliri 2.000 ila 3.000 arasında olan Fransızların %35’i, 3.000 avronun üzerinde olanların da %32’si RN’ye oy verdi.

Partinin uzun zamandır varlıklı kesimler, üniversite ve üzeri eğitim almış olanlar ve 60 yaş üstü kişiler arasında düşük bir performans sergilediği görülüyordu. Ayrıca daha az kadın seçmenin ilgisini çekerek cinsiyet ayrımından da muzdaripti.

İlk tur sonuçları bu verilerin artık doğru olmadığını gösteriyor. RN’nin tabanı şu anda Fransa’nın tüm ana partileri arasında en geniş tabanlardan biri haline gelmiş görünüyor.

Protesto oylarının dağılımı

Ipsos anketine göre, Macron’dan memnun veya çok memnun olduğunu beyan eden seçmenlerin çoğunluğunun Ensemble’ye oy vermeye devam etti.

Fakat Macron’dan memnun olmadığını söyleyenlerin üçte biri NFP’yi tercih ederken, hiç memnun olmayanların çoğunluğu (%53) RN’yi seçti.

Hem sağdan hem de soldan gelen “Macronizmin öldüğüne” dair tespitler şimdilik doğru görünüyor.

Hangi bölgelerde, kim üstün? Göçmenler Halk Cephesi dedi

RN’nin en güçlü kaleleri, Le Pen ve müttefiklerinin on yılı aşkın bir süredir yerleştiği endüstriyel kuzeyde ve güney sahillerinde bulunuyor. Le Pen pazar günü Hénin-Beaumont’ta %50’nin üzerinde oy alarak yeniden seçildi.

Fakat RN, Bordeaux yakınlarındaki Gironde ve Burgundy’deki Haute-Saône gibi seçmenlerin kamu hizmetlerinin gerilediğini düşündüğü kırsal alanlarda ve küçük kasabalarda da gücünü pekiştirdi.

NFP, Paris’in doğu bölgelerinde ve Seine St-Denis gibi Paris çevresindeki yoksul, göçmen banliyölerinde kendi kalelerine sahip. Aynı zamanda benzer demografik özelliklere sahip Rennes ve Nantes gibi küçük şehirlerin dışındaki düşük gelirli bölgelerde ve Marsilya’nın kuzeyinde de Halk Cephesi büyük bir zafer kazandı.

Bunun bir nedeni, başta Müslüman toplum olmak üzere göçmen kökenli Fransız vatandaşlarının, son yıllarda tek savunucuları olarak gördükleri La France Insoumise’e (Boyun Eğmeyen Fransa – LFI) kitlesel olarak oy vermeye başlamaları.

Örneğin LFI liderlerinden Mathilde Panot, Paris’in güneyindeki Val-de-Marne’de kolayca yeniden seçildi.

76 bölgede adaylar, kayıtlı seçmenlerin en az %25’i ile mutlak çoğunluğu sağlayarak ikinci tura kalmaktan kurtuldular. Bu zaferler 39 seçim bölgesi ile RN ve 31 seçim bölgesi ile NFP arasında neredeyse eşit olarak paylaşıldı.

Macron’un Ensemble’ı sadece iki, çok zayıflamış olan muhafazakâr Les Républicains ise bir seçim bölgesine sahip oldu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna’dan göçmen işçi hamlesi

Yayınlanma

1 milyondan fazla aboneye sahip Telegram kanalı Rezident, Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresinden bir kaynağa dayandırdığı haberinde Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy yönetiminin cepheye gönderilen Ukraynalı erkeklerin yerine üçüncü dünya ülkelerinden göçmen işçi getirmeyi planladığını bildirdi.

Kanalın haberinde, yönetimin seferberliğin aksamaması adına Ukraynalıların yerine Asya ve Afrika ülkelerinden işçi getirmek üzere büyük şirketlerle koordinasyon kurduğu belirtildi.

Haberde, “Şu anda Genelkurmay Başkanlığı açısından ordunun rezervlerini yenilemek önemli ve işletmelerin çekinceleri, şu anda ayda 30 ila 40 bin kişi olarak belirlenen planın hızlı bir şekilde yerine getirilmesine izin vermiyor,” ifadelerine yer verildi.

Yine yaklaşık 1 milyon takipçili Legitimnıy Telegram kanalı ise göçmen işçilerin ülkenin yeniden inşasında yer alacağını belirtti.

Kanal, “Ukrayna’nın hayatta kalmasına yardımcı olacaklar. Yüzde 95’i Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu sakinleri olacak. Görünen o ki Ukraynalı erkekler, ulusötesi şirketler tarafından topraklarında yaşamaları için getirilecek göçmenler uğruna ölüyorlar,” değerlendirmesini yaptı.

CNN: Tüm Ukraynalı erkekler ya cephede savaşacak ya da ülkeden kaçacak

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English