Bizi Takip Edin

AVRUPA

Starmer ve Macron’dan Trump öncesi Ukrayna’ya ‘tam destek’ mesajı

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD’de ikinci bir Trump yönetiminin gelişi gündemdeyken Paris’te bir araya gelerek Ukrayna’ya “sarsılmaz destek” sözü verdi.

Financial Times (FT) gazetesinin aktardığına göre Elysée Sarayı’ndan yapılan açıklamada, iki liderin Ukrayna’daki savaşı durdurmak için Ukrayna’ya tereddütsüz destek verme taahhütlerini teyit ettikleri belirtildi.

Ayrıca, Macron’un Avrupa’nın güvenlik ve savunma konularında özel çıkar ve sorumluluklarını vurguladığı kaydedildi.

Downing Street’ten yapılan açıklamada ise, görüşmede Ukrayna’nın savunmasının gündemin en üst sıralarında yer aldığı ifade edildi.

Açıklamada, “Liderler, Ukrayna’nın kışa en güçlü konumda girmesi için yapılması gerekenleri ele aldılar,” denildi.

Starmer, pazartesi günü Paris’teki buluşmada, 80 yıldır Fransa’daki Ateşkes Günü anma törenlerine katılan ilk Birleşik Krallık Başbakanı oldu.

Toplantı, iki Avrupalı liderin, Washington’da Kiev’e yönelik Batı desteğini zayıflatabilecek olası bir yönetim değişikliğine karşı Ukrayna konusunda birleşik bir cephe oluşturma girişimi olarak değerlendiriliyor.

Yılın başında, Macron’un çatışma konusundaki tutumu daha sert bir hal almış, kara birlikleri göndermeyi reddederek NATO müttefikleri arasında bir tabu yıkmıştı.

Donald Trump ve danışmanları, seçim kampanyası sürecinde sık sık savaşı sona erdirme arzularını dile getirseler de bunun nasıl yapılacağına dair net bir plan açıklamadılar.

Avrupalı liderler, Trump’ın izolasyonist eğilimleri ve savunma harcamalarına dönük eleştirilerinin, ABD’nin Ukrayna’ya olan desteğini azaltmasından endişeli.

Trump, NATO üyelerine savunma harcamalarını GSYH’nin yüzde üçüne çıkarmaları çağrısında bulundu ki bu, Avrupa ülkeleri için büyük bir artış anlamına geliyor.

İngiltere şu anda gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 2,3’ünü savunmaya harcarken, Fransa bu yıl savunmaya yaklaşık yüzde 2 bütçe ayırarak NATO’nun belirlediği hedefi karşılamayı amaçladığını açıkladı.

Trump, “Her NATO ülkesinin en az yüzde 3 harcama yapması gerektiği konusunda ısrar edeceğim. Yüzde 3’e çıkmak zorundasınız; yüzde 2, yüzyılın hırsızlığıdır, özellikle de biz bunun bedelini ödüyorken,” şeklinde açıklama yapmıştı.

Öte yandan, Trump’ın oğlu Donald Trump Jr., hafta sonunda sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in ABD’nin askeri desteğini kaybetmesine yalnızca haftalar kaldığını iddia etti.

Macron ve Starmer, görüşmede ayrıca Gazze ve Lübnan’daki gelişmelerden duydukları derin endişeyi paylaştılar ve insan kaçakçılığı çetelerine karşı mücadelede kararlı olduklarını vurguladılar.

Görüşmeler öncesinde, Fransız ve İngiliz liderlerin, Trump’ın ABD’ye ithal ürünlere gümrük vergisi uygulama niyetine karşı serbest ticaret konusunu gündeme getirebileceğine dair haberler yer aldı.

Ancak, Londra ve Paris’ten yapılan açıklamalarda ticaret konusuna değinilmemesi, liderlerin ABD’nin seçilmiş başkanını kamuoyu önünde eleştirmekte ihtiyatlı oldukları şeklinde yorumlandı.

AB, Trump’ın seçimleri kazanması durumunda Ukrayna için acil durum planları geliştiriyor

AVRUPA

Transdinyester, Rusya olmadan Moldova ile doğalgaz tedariki konusunda anlaştı

Yayınlanma

Transdinyester ve Moldova, Avrupa Birliği’nin 30 milyon avroluk hibesini kullanarak, Rusya olmadan Transdinyester’e gaz tedariki konusunda anlaştı. Hibenin bitiminden sonra Transdinyester, Rusya’dan insani yardım bekliyor.

Kommersant gazetesine konuşan konuya vakıf kaynaklar, Transdinyester ve Moldova yetkililerinin yakın zamanda bölgeye doğalgaz tedariki konusunda anlaştığını belirtti.

Kaynaklara göre, Tiraspol ve Kişinev bunun için Avrupa Birliği’nin 30 milyon avroluk hibesini bölüştürme konusunda uzlaştı.

Transdinyester, tahsis edilen bu fonlarla 1-10 Şubat tarihleri arasında günlük yaklaşık 3,2 milyon metreküp gaz satın almayı planlıyor.

Yakıt, Avrupa pazarından Moldova devlet şirketi Energocom tarafından satın alınacak ve Moldovagaz aracılığıyla Dinyester’in sol yakasına tedarik edilecek. Kişinev ise hibenin kendi payıyla spot piyasadan elektrik satın almaya devam edecek.

Gazeteye konuşan kaynaklardan biri, AB hibesi fonlarının 11 Şubat’ta sona ermesiyle birlikte Transdinyester’in Rusya’dan insani yardım almayı umduğunu kaydetti.

Söz konusu yardımın, Macaristan merkezli MET International AG, MOL ve MVM şirketleri aracılığıyla gaz tedarikinin finansmanı olduğu belirtildi.

Daha önce Transdinyester lideri Vadim Krasnoselskiy, Rusya’nın gaz alımı için Tiraspol’e kredi sağlayacağını açıklamıştı.

Avrupa Komisyonu, 27 Ocak’ta Moldova’ya Transdinyester’e gaz alımı ve nakliyesi için 30 milyon avro tahsis ettiğini duyurdu.

Komisyon, hibe ile satın alınan gazın, “bölgedeki 350 bin’den fazla sakinin elektrik ve ısıtma ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olmak” ve Dinyester’in sol yakasından sağ yakasına elektrik tedarikini yeniden başlatmak amacıyla tanınmayan bölgeye ulaştırılması gerektiğini açıkladı.

Aynı zamanda, sağlanan fonların bölgeye yönelik “ilk yardım” olduğunu belirttiler. 10 Şubat’tan sonra, “Moldova yurttaşları için krizin acil sosyal sonuçlarını hafifletmeyi ve Moldova Cumhuriyeti’nin enerji bağımsızlığını ve sürdürülebilirliğini güçlendirmeye yardımcı olmayı amaçlayan” başka bir paketin geleceği ifade edildi.

Rus gazının Ukrayna üzerinden geçiş anlaşmasının süresinin sona ermesiyle birlikte Transdinyester ocak ayının başlarında enerji kriziyle karşı karşıya kaldı.

Bundan sonra bölgeye ısıtma, sıcak su ve elektrikle ilgili sorunlar başladı. Yetkililer, yerel sakinleri elektrik enerjisinde katı tasarrufa ve alternatif enerji ve ısı kaynakları kullanmaya çağırdı.

Bölgede 3 Ocak’tan bu yana planlı elektrik kesintileri devam ediyor. Transdinyester lideri, 15 Ocak’ta Rusya’nın gaz tedarikini yeniden başlatmanın yollarını aradığını, ancak henüz bir çözüm bulunamadığını dile getirmişti.

Transdinyester, Avrupa gazı almak için Rusya’dan kredi istedi

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB’den “rekabetçilik” planı: Sermaye piyasaları birliği, deregülasyon, emeklilik reformu

Yayınlanma

Yazar

Ursula von der Leyen liderliğindeki yeni Avrupa Komisyonu, kendi “kutup yıldızı” olarak nitelendirdiği Rekabetçilik Pusulası ile AB’nin iktisadi sorunlarına çözüm bulmayı hedefliyor.

AB yürütme organının Rekabetçilik Pusulası taslağına göre, Avrupa Komisyonu önümüzdeki beş yıl içinde bloğun bocalayan ekonomisini canlandırmak için bürokrasinin “benzeri görülmemiş” bir şekilde azaltılması çağrısında bulunacak.

Leyen’in Noel tatili sırasında hastalanması üzerine açıklanması ertelenen plan, AB kurumları, üye devletler ve özel şirketler arasında daha derin bir iktisadi “koordinasyon” çağrısında da bulunuyor.

Leyen tarafından yeni Komisyonun “Kutup Yıldızı” olarak selamlanan belge, şirketleri ölçek büyütmeye teşvik etmek için AB rekabet politikasına “yeni bir yaklaşım” ve bloğun “parçalanmış” sermaye piyasalarının daha derin entegrasyonu çağrısında bulunuyor.

Mario Draghi’den iç talep için “yaratıcı yıkım” önerileri

Bir kez daha sermaye piyasaları birliği

“Sermaye eksikliğimiz yok,” diyen Leyen, Avrupalı hane halklarının tasarruflarının 312 milyar dolarının her yıl yurtdışına yatırıldığına dikkat çekti.

Leyen, özellikle “oyunun kurallarını değiştirme potansiyeline sahip erken aşama teknolojiler” için tasarrufları yatırıma dönüştürecek etkin bir sermaye piyasasına sahip olmadıklarına dikkat çekti.

Çözümün “derin ve likit bir sermaye piyasası” olduğunu söyleyen Leyen, “AB’de finansman için iç ulusal sınırlar olmaksızın gerçek bir tek pazar yaratmayı amaçlayan” yeni Avrupa Tasarruf ve Yatırım Birliğini duyurdu.

Ayrıca AB dijital ve fiziksel altyapısına yönelik artan tehditlere karşı “kamu ve özel sektör arasında daha yakın bir uyum”, stratejik açıdan kritik sektörlerdeki kamu ihalelerinde “Avrupa tercihi” ve kritik hammaddelerin ortak alımını kolaylaştırmak için ortak bir AB “platformu” öneriyor.

Draghi raporu ve Avrupa’nın Bush momenti

İnovasyon, karbonsuzlaştırma ve güvenlik

“Vites ve yaklaşımda acil bir değişiklik yapılmazsa, AB’nin iktisadi bir güç merkezi, bir yatırım yeri ve bir üretim merkezi olarak geleceği tehlikededir,” denilen belgede, ‘sanayisizleşme ve ekonomik sıkıntı riskinin’ geçtiğimiz haziran ayında yapılan Avrupa seçimlerinde seçmenler arasında etkili bir rol oynadığı belirtiliyor.

Leyen, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu zirvesinde, bu paketin inovasyon, karbonsuzlaştırma ve güvenlik sütunları üzerinde yükseleceğini söylemişti.

Komisyonun 26 Şubat’ta uygulamaya koyacağı “Basitleştirme Paketi” ile şirketlerin mevzuat yükünün hafifletileceği belirtilen taslakta, paketin bir dizi alanda “geniş kapsamlı basitleştirme” önereceği ve küçük firmaların karşılaştığı “aşırı raporlama taleplerinin” azaltılmasına yardımcı olacağı ifade ediliyor.

Draghi beklenen raporunu sundu: AB’nin yılda ilave 800 milyar avro yatırıma ihtiyacı var

‘28. Rejim’ ile KOBİ’lere ‘birlik çerçevesi’ sunulacak

Belgede ayrıca “mid-caps” olarak adlandırılan, küçük ve orta ölçekli işletmelerden (KOBİ’ler) daha büyük ama büyük çok uluslu şirketlerden daha küçük olan firmalar için “özel bir düzenleyici” rejimin yanı sıra birden fazla üye ülkede faaliyet gösteren şirketler için özel bir “28. yasal rejim” çağrısında bulunuluyor.

28. Rejim, üye devletlerin kendi ulusal kurallarının yerine geçmeyen fakat bunlara isteğe bağlı bir alternatif olan AB kurallarının önerilen yasal çerçevelerine verilen ad.

Yeni mevzuat vergi, iş ve şirketler hukukunun yanı sıra iflas hukukunu da “tek ve basit bir çerçevede” birleştirecek.

Ayrıca Komisyonun raporlama yükümlülüklerini tüm özel şirketler için %25 (ve KOBİ’ler için %35) azaltma taahhüdünü yerine getirmek için “gerekli adımları” atacağı belirtiliyor.

Belgede, “Basitleştirme, değer zincirlerinin pratik işleyişine ilişkin bir anlayışla ve ayrıntılı kontrol yerine güven ve teşviklere dayalı bir düzenleyici sistem göz önünde bulundurularak yapılmalıdır” diye ekleniyor.

AB tek pazarı Avrupa Birliği’nin “baş tacı” olarak görülmekle birlikte, parçalı mevzuat ve karmaşık uyum, işletmelere, özellikle de Avrupa firmalarının yüzde 99’unu oluşturan ve genellikle ayak uyduracak kaynaklardan yoksun olan KOBİ’lere yük getiriyor.

Geçen sene yayınlanan Mario Draghi’nin ve Enrico Letta’nın raporları da AB’nin rekabet gücünü artırmaya yönelik tavsiyeler içeriyordu.

Draghi’den AB’ye ‘devasa harcamalar’ yapma çağrısı

Bürokrasiyi azaltmak mı, deregülasyon mu?

AB’nin bürokrasiyi azaltma hedefinin, aslında Donald Trump yönetimi ile birlikte küresel bir görünüm alan deregülasyon çağrısına uyum sağlamanın bir kılıfı olduğunu düşünenler de var.

Corporate Europe Observatory adlı lobi izleme kuruluşundan Olivier Hoedeman, “Bu deregülasyon gündemi şirketlerin rüyalarının gerçekleşmesidir,” dedi.

Hoedeman, AB’nin, “aşırı regülasyon” etrafında şekillenen “şüpheli şirket lobisi” çerçevesini benimseyerek, “ahlaki ve düzenleyici pusulasını kaybetme” riskiyle karşı karşıya olduğunu savundu.

EUObserver’a göre Leyen’in kendi merkez sağ Avrupa Halk Partisindeki (EPP) isyan, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, Çin’in bariz iktisadi süper gücü, AB’de popülizmin yükselişi ve Almanya’daki endüstriyel kriz, bu yön değişikliğinin arkasındaki itici güçler gibi görünüyor.

Öte yandan EUObserver, rekabetçiliğin önündeki temel engel olarak düzenlemeleri suçlamanın “konuyu aşırı basitleştirmekte” ve Avrupa’nın “süper düzenleyici” olduğu şeklindeki eski klişeye oynamakta olduğunu öne sürüyor.

Bu eleştiriye göre deregülasyona odaklanmak, küresel rekabetçilikle ilgili neredeyse tüm tartışmalarda odağı yatırım ve finansman gibi zor sorulardan uzaklaştırıyor.

Bürokrasiye ilişkin endişeler 2007 yılında özel bir uzman grubunun oluşturulmasına ve 2012 yılında 66’dan fazla mevzuat değişikliğini içeren idari yükün azaltılması eylem programının kabul edilmesine yol açmıştı. Ama o günden bu yana devamlı olarak AB’nin rekabetçiliğine engel olarak “aşırı regülasyon” gösterilmeye devam ediyor.

Mario Draghi’den AB için kritik konuşma: Radikal bir değişime ihtiyacımız var

İşçi sendikaları da deregülasyona ve ‘mezarda emekliliğe’ işaret ediyor

Örneğin Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), Rekabetçilik Pusulası’nı onaylamayı reddederek Leyen ile acil görüşme talebinde bulundu.

Bazı şirketlerin ulusal iş kanununun dışında faaliyet göstermesine izin verecek olan 28. şirket rejimi önerisi için, “Bu bir felaket reçetesi olacaktır ve Avrupa genelinde tüm istihdam mevzuatının altını oyma riski taşımaktadır,” diyen ETUC, ayrıca planın, daha uzun çalışma yaşamına dayalı emeklilik reformları için açık bir çağrı içerdiğine işaret etti.

Gerçekten raporda, “Komisyon ayrıca AB vatandaşlarının emekliliklerini planlamalarına ve tasarruflarını ekonomiye yönlendirmelerine yardımcı olmak üzere özel ve mesleki emekliliklerin potansiyeli üzerinde çalışacaktır,” deniyor ve emeklilik reformlarının, daha uzun çalışma hayatını teşvik eden, “aktif ve sağlıklı yaşlanmayı” destekleyen ve “daha kapsayıcı işgücü piyasaları yaratan” girişimlerle birleştirilmesi gerektiği ileri sürülüyor.

ETUC, iş gruplarına sayısız vaatte bulunulan planda, çalışan insanların “yeşil ve dijital geçişlerde nasıl başarılı olacaklarına” cevap vermek gibi, çalışan insanlara fayda sağlayacak tek bir mevzuat taahhüdü yer almadığına da işaret ediyor.

ETUC’a göre plan, kamu parasını, “daha yüksek CEO ikramiyeleri veya hisse geri alımları yaratmak yerine kaliteli işler yaratmak için kullanılmasını sağlamak için gereken herhangi bir sosyal koşul olmaksızın” şirketlere akıtacak.

Sendikalar AB’nin rekabetçilik planını reddetti

Rekabetçilik için çağrılar

Taslağa göre Komisyon ayrıca, üye devletlerin ortak stratejik çıkarları olan projeler üzerinde işbirliği yapmalarına yardımcı olacak yeni bir “Rekabetçilik Koordinasyon Aracı” önerecek.

Temmuz ayında Komisyon başkanlığına yeniden seçilmesinden önce Leyen tarafından dile getirilen bir öneriyi yineleyen taslak, yapay zeka, uzay, temiz teknoloji ve biyoteknolojilere yatırımı artırmak için önümüzdeki yedi yıllık AB bütçesinde özel bir “Rekabetçilik Fonu” oluşturulmasını da öneriyor.

Mali sektörde Komisyon, bloğun menkul kıymetleştirme piyasasını “canlandırmaya” çalışarak “banka finansmanının kilidini açmaya” çalışacak.

Ayrıca “çok daha birleşik denetim”, sınır ötesi yatırımların önündeki vergiyle ilgili engellerin kaldırılması ve borsaların, borsaların ve fonların daha “piyasa odaklı” konsolidasyonu için “iddialı tedbirler” öneriyor. 

Alman patronlar “rekabet” için çözümü buldu: İşçilerin hastalık izinlerini topun ağzında

İşçi yetiştirme hamlesi

AB, “rekabet gücü” için yeni bir eğitim hamlesi de başlatmak istiyor.

Bu kapsamda şunlar planlanıyor:

  • yatırım, yaşam boyu öğrenme ve becerilerin korunması konularına odaklanacak bir Beceriler Birliği kurulması;
  • temel becerileri geliştirmek için çalışmak;
  • performans düşüşünü, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) ile bağlantılı alanlarda nitelikli öğretmen eksikliğini ele almak ve daha fazla kız çocuğunu STEM eğitimine ve kariyerine kazandırmak için bir STEM Eğitimi Stratejik Planı önermek;
  • Mesleki Eğitim ve Öğretim için bir Avrupa Stratejisi ile mesleki eğitim ve öğretimin (VET) teşvik edilmesi;
  • AB bütçesinde beceri finansmanının artırılması ve yeniden odaklanılması;
  • bir Beceri Taşınabilirliği Girişimi ortaya koyarak becerilerin ülkeler arasında tanınmasını sağlamak ve
  • bir Avrupa Derecesi için çalışmaya devam etmek.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Paris’ten Brüksel’e uyarı: Trump’a şimdilik taviz vermeyin

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, daha fazla Amerikan fosil yakıtı satın almaması halinde AB’ye karşı gümrük vergisi tehdidinde bulunmuştu. AB yetkilileri de bu konuda istekli, hatta Trump için bir paket bile hazırladılar.

Fakat Paris için bu “diz çökmek anlamına gelmemeli.” Fransa Sanayi ve Enerji Bakanı Marc Ferracci, “Amerikan Başkanının ifade ettiği görüşler göz önüne alındığında bu müzakerelerin zor geçmesi kaçınılmaz,” dedi fakat “bir müzakereye peşinen taviz vererek giremeyeceklerini” vurguladı.

Ferracci POLITICO’ya verdiği demeçte “Ve her şeyden önce, prensip gereği Donald Trump’ın taleplerine boyun eğmememiz gerektiğini düşünüyorum. Benim inancım bu yönde,” dedi.

Çarşamba günü AB ticaret şefi Maroš Šefčovič Avrupa Parlamentosuna yaptığı açıklamada Avrupa Komisyonunun sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımları ve Çin’in “piyasayı bozan uygulamalarıyla mücadele” için ortak çabalar da dahil olmak üzere “daha derin AB-ABD işbirliğini keşfetmeye hazır olduğunu” söyledi.

Hatta Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, ABD seçimlerinden sonraki ilk telefon görüşmesinde Trump ile doğrudan enerji konusunu ele almış ve daha sonra AB’nin daha fazla Amerikan LNG’si satın almaya açık olması gerektiğini söylemişti.

Washington şu anda AB’nin en büyük süper soğutulmuş yakıt tedarikçisi ve Norveç’ten sonra ikinci en büyük gaz ortağı.

Ferracci’nin yorumları, bu stratejiye şüpheyle yaklaşan Avrupalı politikacıların giderek artan korosuna ekleniyor. Örneğin Almanya ve Finlandiya, ABD’den daha fazla LNG satın almanın hem gerçekçi olmadığını hem de AB’nin 2050 yılına kadar ekonomisini karbonsuzlaştırma çabasını tehlikeye attığını söyledi.

Fakat AB, ABD gazını satın almayı 2027 yılına kadar Rus LNG ithalatını tamamen sona erdirmek için uygun bir yol olarak görüyor.

Fransa şu anda bloğun Rus LNG’sinin en büyük doğrudan alıcısı konumunda. Kpler emtia platformuna göre ülke geçen ay 660.000 ton yakıt satın aldı ve bu rakam AB’nin toplam ithalatının yüzde 43’üne tekabül ediyor.

Bunun nedeni kısmen Fransız enerji devi TotalEnergies’in Rusya’nın kuzeybatı Sibirya’da bir sıvılaştırma tesisi işleten Yamal LNG projesinde yüzde 20 hisseye sahip olması. Uzun vadeli bir sözleşme uyarınca firmanın 2032 yılına kadar tesisten her yıl en az 4 milyon ton LNG satın alması gerekiyor.

Avrupa’nın karbon ağırlıklı endüstrilerini kurtarmanın yollarını AB yetkilileriyle görüşmek üzere perşembe günü Brüksel’de bulunan Ferracci, Paris’in Rus LNG’si konusundaki tutumunu değiştirmeyi ya da ithalatın tamamen yasaklanmasını desteklemeyi planlamadığını söyledi.

AB’nin, Ukrayna savaşının ardından Rus gazının kesilmesi ile birlikte yeni tedarikler için ABD’ye ve ayrıca Orta Doğu’ya yönelmeyi seçtiğini ve “bir denge bulduğunu” söyleyen bakan, “Bu aşamada, bizim duruşumuz bu dengeyi korumaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English