Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Trump-Netanyahu gerginliği büyüyor

Yayınlanma

Trump-Netanyahu gerginliği, ABD Başkanı Donald Trump’ın Körfez turu öncesinde İsrail’e Hamas’la ateşkes anlaşmasına varması için yaptığı baskıyla yeni bir boyut kazandı. Washington, İsrail’e “anlaşmazsa yalnız kalır” mesajı verirken, Gazze’ye insani yardım sürecinin İsrail’e rağmen başlatılacağı bildirildi. ABD ayrıca, Suudi Arabistan’la yapılacak nükleer işbirliği için İsrail’le normalleşme şartını da kaldırdı.

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Mayıs’ta başlayacak Körfez ziyareti öncesi İsrail’in Hamas ile ateşkese varması yönünde baskılarını artırdı. Haaretz’e konuşan bir kaynağa göre Washington, bu süreci yüksek öncelik olarak değerlendiriyor ve İsrail’e, “ABD ile birlikte ilerlemezse yalnız bırakılacağı” mesajını iletiyor.

Witkoff: Tarihi tren kalktı, ABD peronda beklemeyecek

Öte yandan Haaretz İsrailli rehinelerin aileleriyle görüşen ve “ateşkes anlaşmasına yanaşmazsa İsrail’in bedel ödeyebileceğini” söyleyen ABD’li yetkilinin Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff olduğunu yazdı.

İsrail Kanal 12’ye sabah saatlerinde ABD’li yetkinin rehine ailelerine şunu söylediğini aktardı: “Bugüne kadar rehineler savaşın bitmemesinin bedelini ödedi. Artık bu bedel sadece onlar için değil, İsrail için de ağır olacak.”

Witkoff, Husilerle yapılan ateşkesin sadece bir başlangıç olduğunu belirterek, “İsrail aklını başına almazsa Yüzyılın Anlaşması da İsrail dışında şekillenebilir. Tarihi tren çoktan kalktı, ABD peronda beklemeyecek” ifadelerini kullandı.

Üst düzey bir İsrail güvenlik yetkilisi bu hafta, kabine tarafından onaylanan Gazze işgalinin genişletilmesi planının, Trump’ın Körfez ziyaretinin tamamlanmasıyla başlatılacağını söylemişti.

Reuters: Suudi Arabistan için İsrail’siz formül

Reuters’a konuşan kaynaklara göre, Trump yönetimi Suudi Arabistan ile yürüttüğü sivil nükleer enerji görüşmelerinde, İsrail’le normalleşmeyi artık ön koşul olarak sunmuyor. Bu hamle, 100’den fazla İsrailli eski yetkilinin bir araya geldiği Bölgesel Güvenlik Koalisyonu tarafından “acil bir uyarı” olarak değerlendirildi.

Washington, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas arasında imzalanan İbrahim Anlaşmalarına Suudi Arabistan’ın da katılımını sağlamak için son birkaç yıldır bir ‘mega anlaşma’ öneriyordu. Masadaki formül, Suudi Arabistan’ın İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesi karşılığında kapsamlı bir savunma anlaşmasını ve sivil nükleer enerji programında yardım önerisini içeriyordu.

Trump-Netanyahu gerginliği Gazze yardımı üzerinden de büyüyor

Öte yandan “Washington’un Husilerle anlaşma yapmak için İsrail’den izin almak zorunda olmadığı” sözleriyle dikkatleri üzerine çeken ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, Trump’ın Gazze’ye insani yardım girişinin sağlanması için talimat verdiğini belirtti.

Haaretz’e göre, Huckabee, Gazze’de gıda eksikliğinin ve insanların açlıktan hayatını kaybetmesinin en büyük tehlike olduğunu kaydetti. ABD’li elçi, yardım dağıtım planının ateşkes anlaşmasına varılıp varılmamasına bağlı olmayacağını belirtti.

Huckabee, yardım dağıtımında İsrail’in dahlinin olmayacağına ve ABD’nin yapacağı her şeyi İsrail’e söylemek zorunda olmadığına dikkati çekti.

Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce da Gazze’de yardım dağıtımını yönetecek yeni bir vakıf kurulacağını duyurdu. Ancak ayrıntı vermedi.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze’ye insani yardım girişini durdurmuş, 18 Mart’ta saldırılarını yeniden başlatmıştı. Washington’un bu adımı, Tel Aviv’in uluslararası kamuoyu baskısını hafifletmek için hazırladığı sınırlı yardım planını da etkisiz kılabilir.

Israel Hayom da Trump hem İran’a yönelik baskı, hem de Suudi Arabistan’la normalleşme sürecinde Netanyahu’nun oyalayıcı tutumu nedeniyle “usandığını” ve Trump’ın, “ABD çıkarlarını ilgilendiren bazı kararlarda İsrail’siz hareket edeceği” iddia etmişti.

İsrail 2 Mart’ta Gazze’ye insani yardım girişini durdurmuş, 18 Mart’ta ise saldırılarına yeniden başlamıştı. İsrail ordusunun 19 aydır saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de yardım girişinin engellenmesi büyük bir insani krize yol açmış durumda.

Uluslararası tepkileri azaltmak isteyen Tel Aviv yönetiminin, İsrail ordusunun dahil olduğu sınırlı bir insani yardım dağıtımı planı üzerinde çalıştığı duyurmuştu.

Ortadoğu

İsrailli yüzbaşından vicdani ret: Savaşa gitmedi, hapse gönderildi

Yayınlanma

İsrail ordusunda yedek görev yapan Yüzbaşı Ron Feiner, hükümetin Gazze politikalarına karşı çıkarak göreve gitmeyi reddetti. Vicdani ret açıklamasının ardından 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Feiner, “Bu savaşı susturmak değil, eleştirmek bitirir” dedi.

İsrail ordusunda yedek subay olarak görev yapan 26 yaşındaki Yüzbaşı Ron Feiner, 7 Ekim’den bu yana toplamda 270 günlük aktif yedek hizmetinin ardından vicdani gerekçelerle göreve gitmeyi reddetti. İsrail’de yayın yapan Yedioht Ahronot’ta yer alan habere göre Feiner, askeri mahkeme tarafından 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.

8207. Tabur’a bağlı 228. Kuzey Nahal Tugayı’nın keşif birliğinde takım komutanlığı yapan Feiner, aynı zamanda Hayfa Üniversitesi’nde felsefe, ekonomi ve siyaset bilimi eğitimi alıyor. Sivil yaşamında gençlik örgütlerinde gönüllü olarak görev yapan Feiner, bu kararı savaşın yönü ve hükümetin rehine politikasına duyduğu tepki nedeniyle aldığını belirtti.

Rehineler için vicdani ret

Feiner, beş gün hapse mahkûm edilen bir başka yedek asker Daniel Yahalom ile birlikte, savaş karşıtı “Rehineler İçin Askerler” adlı oluşumun bir üyesi. Grup, Gazze’deki savaşı eleştiren ve yedek görevlere gitmeyi reddeden 300’ün üzerinde askerden oluşuyor.

Grubun açıklamasına göre Feiner, kuzey cephesinde üç farklı çatışmaya katıldı, Lübnan’da muharebelere komuta etti ve Ayta eş-Şab köyündeki saldırıda altı İsrail askerinin hayatını kaybettiği olayda ateş altında bir kurtarma operasyonu yönetti. Feiner, daha önce iki kez savaş karşıtı bildiriye imza atmış ancak birliğine karşı duyduğu sorumluluk nedeniyle hizmete devam etmiş.

“Savaş suçu işlemeyi düşünen bakanlar” vurgusu

Hapse girmeden önce yaptığı açıklamada Feiner, şunları söyledi:

“Tabur komutanım tarafından 20 gün hapse mahkûm edildim. Bir muharebe subayı olarak, 7 Ekim’den bu yana 270 gün yedek görevde bulundum. Hayatımı riske attım, sivil hayatımdan fedakârlık ettim. Bu orantısız ceza beni şok etti. Komutanıma artık hizmet etmeyeceğimi söyledim. Bu kararı, beni askere getiren değerlerle aldım. Bu ülkeyi seviyorum ama geleceğimi burada göremiyorum. Rehinelerin öncelik olmadığını açıkça ilan eden bir hükümet, Gazze halkını açlığa mahkûm etmeyi ve savaş suçu işlemeyi düşünen bakanlar, askerlerime yüzlerce gün görev çağrısı… Onlara artık ‘gidin’ diyemem. Komutan olarak sorumluluğu üstleniyorum ve onlar adına da bu kararı veriyorum.”

Feiner, savaşın uzamasının ve siyasi vizyon eksikliğinin İsrail’in güvenliğine asıl zararı verdiğini belirtti. “Bu savaşı bitirecek olan şey, benim gibi ses çıkaran insanların çoğalmasıdır. Hükümetin bugünkü politikaları İsrail’in değerlerini temsil etmiyor. Bir gün bu ülkeyi gerçekten korumayı hedefleyen bir yönetim olursa, tekrar hizmet etmeye hazırım. Ancak bugün aldığım karardan dolayı içim rahat” dedi.

Askeri ceza, kamuoyu tepkisini bastıramıyor

“Rehineler İçin Askerler” hareketi tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Ağırlaştırılan cezalar gerçeği değiştirmiyor: Bu savaş halkın desteğini yitirdi. Askeri personel krizi, baskıyla değil kamuoyunun güvenini yeniden kazanarak çözülür. Öncelik, içeride tutulan 58 rehineyi geri getirmek olmalı.”

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Yargı kararını hiçe saydı, Şin-Bet Direktörlüğüne atama yaptı

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Netanyahu, Yüksek Mahkeme’nin karşı çıkmasına rağmen Şin-Bet Direktörlüğüne David Zini’yi atadı. Muhalefet ve hukukçular, bu kararla ülkenin anayasal krize sürüklendiği uyarısında bulunuyor.

İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu, yargı kararına rağmen İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) başına Tümgeneral David Zini’yi atadı. İsrail Yüksek Mahkemesi kısa süre önce, mevcut Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasının “hukuka aykırı ve temelsiz” olduğuna hükmetmişti. Başbakanlık ise bu karara rağmen Zini’nin atamasını resmen duyurdu.

Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Zini’nin İsrail ordusunun çeşitli birimlerinde önemli görevlerde bulunduğu, özellikle 7 Ekim saldırısından aylar önce Gazze Tümeni’nin zafiyetlerini içeren kritik bir rapor hazırladığı belirtildi.

Şin-Bet Direktörü ile ilgili yargı kararı göz ardı edildi

İsrail Yüksek Mahkemesi, Başbakan Netanyahu’nun, Ronen Bar’ı görevden almasının yasal temele dayanmadığını, ayrıca “Katargate” soruşturması kapsamında yürütülen dosyalar nedeniyle çıkar çatışması içinde bulunduğunu belirtmişti. Aynı şekilde İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara da başbakanın, görevdeki Şin-Bet Direktörü’nü keyfi biçimde azledemeyeceği uyarısında bulunmuştu.

Baharav-Miara, mahkeme kararı sonrası yaptığı açıklamada, “Başbakan, Şin Bet’in yeni başkanına ilişkin herhangi bir işlem yapmaktan kaçınmalıdır” demişti.

Netanyahu’dan yargı kararını tanımama sinyali

Netanyahu ise nadir düzenlediği bir basın toplantısında bu uyarıya karşı çıkarak hükümetin atamayı gerçekleştireceğini açıklamıştı. Perşembe günü yapılan resmi atamanın ardından Başsavcılık, başbakanın “hukuki görüşe aykırı hareket ettiğini” belirten yeni bir açıklama yayınladı.  Açıklamada “Netanyahu’nun çıkar çatışması içinde hareket ettiğine dair ciddi şüpheler bulunmaktadır. Atama süreci kusurludur” ifadelerine yer verildi.

Mahkeme, Bar’ın görevden alınmasına karşı geçici tedbir kararı vererek, yerine yeni bir atama yapılmasını da hukuki sürecin tamamlanmasına kadar engellemişti.

Bar istifa edeceğini açıklamıştı

Netanyahu’nun görevden almak istediği, ancak mahkeme engeline takılan Ronen Bar ise geçen haftalarda yaptığı açıklamada, 15 Haziran itibarıyla istifa edeceğini belirtmişti. Bar, 7 Ekim saldırıları sonrası yaşanan güvenlik zaafiyetinin sorumluluğunu üstlenmiş, siyasi kadronun da bu sorumluluğu paylaşması gerektiğini vurgulamıştı.

Tel Aviv’de sokaklar karıştı

Netanyahu’nun atama kararı, kamuoyunda sert tepkiyle karşılandı. Tel Aviv’de düzenlenen protestolarda polisle göstericiler arasında arbede yaşandı; çok sayıda kişi gözaltına alındı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, bazı göstericilerin yerde sürüklendiği ve polis müdahalesine maruz kaldığı görüldü.

Muhalefetten sert tepki: Anayasal kriz

Ana muhalefet lideri Yair Lapid, Başbakan Netanyahu’nun Zini’yi atamasının, süregelen Katargate skandalı nedeniyle ciddi bir çıkar çatışması oluşturduğunu söyledi. Lapid, David Zini’ye seslenerek, Yüksek Mahkeme nihai kararını verene kadar görevi kabul etmemesi çağrısında bulundu.

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz da Netanyahu’nun başsavcı tavsiyelerini görmezden geldiğini belirterek, “hukukun sınırlarını bir kez daha aştı” dedi. Gantz’a göre bu atama, İsrail’in güvenliği pahasına ülkeyi anayasal bir çatışmaya sürüklüyor.

Eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan ise Netanyahu’nun yargı kararını ihlal etmesinin ülkeyi açıkça bir anayasal krize soktuğunu vurguladı.

Zini kimdir?

Fransa’dan İsrail’e göç eden bir ailenin çocuğu olan David Zini, İsrail ordusunda seçkin birliklerde görev yapmış deneyimli bir komutan. Başbakanlık açıklamasına göre, Zini’nin geçmişte üstlendiği görevler ve hazırladığı stratejik raporlar, onu Şin-Bet’in başına getiren etkenler arasında yer alıyor.

Ancak atamasının yargı kararına ve hukuki sürece rağmen gerçekleşmiş olması, İsrail’de yargı bağımsızlığı, yürütmenin sınırları ve istihbaratın siyasallaşması konularında ciddi tartışmaların fitilini ateşlemiş durumda. Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları, bu atamaya karşı hukuki girişim başlatacaklarını duyurdu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İşte Ahmed Şara’ya ‘takım elbise giydiren’ İngiliz STK: Inter Mediate

Yayınlanma

Jonathan Powell

Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya İdlib’de siyasi danışmanlık hizmeti veren İngiliz kurumun Inter Mediate olduğu ortaya çıktı.

ABD’nin Suriye’deki son Büyükelçisi Robert Ford, Colani olarak tanınan Ahmed Şara ile 2023 yılında İdlib’de bir araya geldiğini açıklamıştı. Ford, Şara’nın “terörist dünyadan” çıkıp siyasi alana geçmesi için yürütülen sürece destek verdiğini söylemişti: “2023 yılında, çatışma çözümü konusunda uzmanlaşmış İngiliz bir sivil toplum kuruluşu, beni bu adamı terörist dünyadan çıkarıp normal siyasete kazandırma çabalarına yardımcı olmam için davet etti.”

Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm

Independent Arabia’nın kaynaklara dayandırdığı haberine göre Ford’un İdlib’de Şara’ya danışmanlık yapmasına aracılık eden kurum Londra merkezli Inter Mediate isimli bir sivil toplum kuruluşu.

Inter Mediate’in kurucusu İngiltere’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı

Inter Mediate’ın resmi internet sitesine göre kurum, karmaşık çatışmalarda arabuluculuk yapıyor, müzakerelere katkıda bulunuyor. Kurum, 2011 yılında, daha önce eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in özel kalem müdürlüğünü yapmış olan Jonathan Powell tarafından kuruldu.

Jonathan Powell, İngiltere Başbakanı Keir Starmer tarafından Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanmasının ardından geçen yıl aralık ayında kurumdan ayrıldı ve İngiltere Başbakanlığının dış politika, güvenlik, savunma, Avrupa ilişkileri ve uluslararası ekonomik işlerin koordinasyonunu üstlendi.

Inter Mediate’in kurucuları arasında Birleşmiş Milletlerin (BM) eski Yemen Özel Temsilcisi ve geçen yıl temmuz ayına kadar BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü olan İngiliz diplomat Martin Griffiths de yer alıyor.

Gizli diyaloglar yürütme konusunda uzman

Şarkul Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre İngiliz kurum, özellikle etkili kanalların bulunmadığı çatışmalarda ‘anlamlı ve gizli diyaloglar’ başlatmayı amaçladığını belirtiyor. Resmi sitesine göre kurum dünya genelindeki çatışmaların tarafları için bir iletişim platformu olarak hareket ediyor. Üst düzey siyasetçiler, diplomatlar ve uzmanların uzmanlıklarından ve bilgilerinden yararlanıyor, daha önceki barış süreçlerindeki deneyimlerini paylaşarak tarafların ihtiyaçlarına yanıt veriyor.

Yeni icra direktörü Filistin ve Yahudi kökenli

Powell’ın ayrılmasıyla kurumun mütevelli heyeti, 2 Aralık 2024 itibariyle Claire Hajaj’ın yeni icra direktörü olarak atandığını duyurdu. Kurumun internet sitesine göre Filistin ve Yahudi kökenli olan Hajaj, 2018 yılında kurumun bünyesine dahil oldu ve burada Politika Direktörü ve ardından CEO Yardımcısı olarak görev yaptı.

Çatışma çözümü ve müzakere alanındaki kariyerine 2002 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Terörle Mücadele Komitesi’nde başlayan Hajaj, 20 yılı aşkın süredir Lübnan, Kosova, Irak, Myanmar, Nijerya, Afganistan ve Pakistan dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki çatışma bölgelerinde insani, siyasi ve güvenlik alanlarında yapılan müzakerelere katkıda bulundu. Hajaj, ABD işgalinden sonra isyanın en yoğun olduğu dönemde BM’nin Irak Özel Temsilcisi ile birlikte bölgede çalıştı.

Inter Mediate internet sitesine göre kurum, barışı koruma çabaları ve insani müdahaleler yoluyla çatışmanın etkileriyle başa çıkmak için her yıl milyarlarca dolar harcayan hükümetler ve uluslararası kurumlar gibi büyük kuruluşların kaynaklarından yararlanmayı amaçlıyor.

Ford’un açıklamasına ne yanıt verdi

Suriye Cumhurbaşkanlığı ise Ford’un Cumhurbaşkanı Şara ile yaptığı görüşmelere ilişkin açıklamalarının ‘doğru olmadığını’ savunarak, katıldığı oturumlarda yabancı heyetlerle İdlib deneyimlerini paylaştığı ileri sürüldü. Emekli diplomatın bir İngiliz araştırma ve inceleme kuruluşunun heyeti içinde yer aldığı ifade edildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English