Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

‘UAEA bu kararıyla İran’a baskı yapamaz’

Yayınlanma

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu’nda “İran’ın Ajansla işbirliği yapmadığı eleştirisinin yer aldığı karar önerisi” kabul edildi. İran, bu kararın Ajans ile işbirliğini etkileyeceğini duyurdu.

Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimî Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, sosyal medya hesabı X’ten yaptığı paylaşımda, iki gündür süren UAEA Yönetim Kurulu’nda İran karşıtı karar önerisinin 20 oyla geçtiğini duyurdu.

Ulyanov, E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan karara ilişkin oylamada 20 evet, 12 çekimser ve 2 hayır oyunun kullanıldığını bildirdi.

İran’ın Ajansla yeterince işbirliği yapmadığına ve UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin bu ülkeye yönelik eleştiri ve kaygılarının yer aldığı açıklamalarına değinilen kararda, Tahran yönetiminin Ajansla işbirliği yapması çağrısında bulunuldu.

Kararda İran ve UAEA arasında Mart 2023’te varılan “Ortak Mutabakat”ta yer alan maddelere ivedilikle uyulması, Ajansın bu ülkedeki doğrulama ve denetleme faaliyetleri için gönderdiği deneyimli müfettişlerin çalışmalarına izin verilmesi istendi.

Kararda, İran’ın Güvenlik Denetimi Anlaşması, EK Protokol ve Kod 3.1 isimli düzenlemeler doğrultusunda gerekli adımları atması ve bu ülkedeki iki tesiste tespit edilen uranyum parçacıklarına ilişkin de teknik açıdan güvenilir izahatta bulunması talep edildi.

Ajansın İran’ın nükleer faaliyetlerini doğrulama ve denetleme hususunda yaşadığı sorunlar nedeniyle bu ülkenin nükleer programının tamamen barışçıl olduğuna dair güvence vermediğine işaret edilen kararda, Tahran yönetimine nükleer tesislere tam erişim, doğrulama ve denetleme hususunda yaşanan ciddi sorunları çözmesi çağrısında bulunuldu.

Biden yönetimi Avrupalı ortaklarına katıldı

Biden yönetiminin Tahran’a yönelik resmi bir kınamanın geri tepebileceği ve daha fazla gerilemenin yol açabileceği yönündeki endişelerine rağmen ABD, oylamada Avrupalı ortaklarına katıldı.

Biden yönetimi, ABD seçimleri öncesinde İran’la gerilimi tırmandırabilecek böyle bir adımı atmakta isteksizdi. Ancak yönetim, Avrupa’nın öncülük ettiği tasarının aleyhinde oy kullansaydı seçim yılında İran’a karşı çok yumuşak davrandığı suçlamalarıyla karşı karşıya kalacaktı.

Karardan sonra Fransa, Almanya ve İngiltere Dışişleri Bakanları Sözcülerinin yaptığı ortak yazılı açıklamada, söz konusu ülkelerinin hükümetlerinin karardan memnun olduğu belirtildi.

Açıklamada, kararın, “İran’ın topraklarındaki çeşitli bölgelerde duyurulmamış nükleer maddelerine ilişkin UAEA ile iyi niyetle işbirliği yapmayı reddetmesine bir yanıt” olduğu kaydedildi.

İran’ın UAEA ile işbirliği yapması gerektiği vurgulanan açıklamada, bu ülkenin ayrıca Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) gereği tüm nükleer maddelerini ve faaliyetlerini Ajansa bildirmek zorunda olduğu aktarıldı. Açıklamada, İran’ın UAEA’nın sorularını çözüme kavuşturacak gerekli teknik açıklamayı yapması gerektiği ifade edildi.

“Bu karar İran’a baskı uygulayamaz”

İran’ın BM Viyana Ofisi Nezdinde Daimî Temsilcisi Muhsin Neziriasl, yaptığı yazılı açıklamada, ülkesi aleyhinde Yönetim Kurulunda alınan kararın, “UAEA tüzüğünün açık ihlali ve üye ülkelerin hak ve yükümlülüklerinin göz ardı edilmesi anlamına geldiğini” belirtti.

Kararın hukuki, teknik ve siyasi dayanaktan yoksun olduğunu savunan İranlı Temsilci, “Bu karar taslağı ne uluslararası toplumun dikkatini, üç Avrupa ülkesinin İsrail rejimine Gazze’deki soykırımını sürdürmesi için yeterli zaman verme yönündeki gerçek niyetinden uzaklaştırabilir ne de İran’a baskı uygulayabilir” ifadelerini kullandı.

Neziriasl, şunları kaydetti: “İran diyalog ve eylemde yapıcı etkileşim arzusunu ve tercihini göstermiş olsa da biz her türlü karşı tutum ve eyleme tepki vermeye hazırız. İran tarafından tetiklenecek her türlü sonucun sorumlusu artık E3 olacaktır.”

İran, Rusya ve Çin’den ortak açıklama

Öte yandan İran, Rusya ve Çin tarafından yayımlanan ortak açıklamada, ABD ve Avrupa ülkelerine 2015’te imzalanan ancak 2018’de Washington’un tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanamayan nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma çağrısında bulunuldu.

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English