Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Yair Golan: İsrail, çocukları hobi olarak öldürüyor

Yayınlanma

Yair Golan

Yair Golan, İsrail hükümetini “ahlaki çöküş içinde, intikamcı ve tehditkâr” olarak tanımladı. “Normal bir devlet sivillere karşı savaşmaz” dedi.

İsrail Demokratlar partisi lideri ve eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan, devlet televizyonu KAN’a verdiği röportajda, Gazze’de yürütülen saldırıları ve Filistinlileri Gazze’nin güneyine ve buradan başka ülkelere sürme hedefini sert dille eleştirdi.

Hükümetin “intikamcı, ahlaksız insanlarla dolu, güçsüz olduğunu” ve İsrail’in varlığına bir tehdit oluşturduğunu belirten Golan, “Normal bir devlet sivillere karşı savaş yürütmez, hobi olarak çocukları öldürmez, bir halkı yerinden etmeyi kendisine hedef olarak belirlemez. İsrail milletler arasında bir parya devleti olmaya doğru ilerliyor” ifadesini kullandı.

İsrail’de Golan’ın açıklamalarına iktidar ve muhalefetten tepkiler yükseldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Golan’ın “çocukları öldürmeyi hedeflediğini söylemesine” karşın, Gazze’ye saldırılarıyla “buradaki esir askerleri kurtarmayı ve Hamas’ı yenmek için savaştıklarını” iddia etti.

Ana muhalefet partisi Gelecek Var lideri Yair Lapid de “askerlerin hobi için çocuk öldürdüğünü söylemenin yalan ve düşmanlara bir hediye olduğunu” savunarak, Golan’ın açıklamalarını kınadı.

Gazze’de ateşkes rafa kalktı, işgal planı devrede

İsrail ordusu, 19 Ocak’ta başlayan ateşkesi 18 Mart sabahı sona erdirerek Gazze’ye yeniden yoğun saldırılar başlattı. Son saldırılarda çoğu çocuk, kadın ve yaşlı 3 bin 340 Filistinli öldü, 9 bin 357 kişi yaralandı.

7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de ölen Filistinli sayısı 53 bin 475’e, yaralı sayısı ise 121 bin 398’e ulaştı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Körfez turu sonrası bölgeyi kalıcı olarak işgal etme planını devreye sokan ve bu kapsamda Gideon’un Arabaları isimli operasyonuyla saldırıları hızlandıran İsrail, Gazze’nin güneyine sürüleceği Filistinlileri “toplama kamplarında” tutmayı ve yalnızca hayatta kalmalarını sağlayacak kadar yardım girişine izin vermeyi planlıyor.

İsrailli bakanlar, Gazze Şeridi’nde sağlam kalan her şeyi yıkacaklarını ve Filistinlileri önce güneye, oradan da başka ülkelere sürmeyi planladıklarını açıkladı.

İsrail hükümeti, kıtlığı önlemek için Gazze’ye temel gıda girişine izin vereceğini duyurdu. İsrail hükümetinin bu adımına aşırı sağcılardan itiraz gelirken pazartesi Gazze’ye sadece 5 tır temel gıda maddesi ulaştı.

Ortadoğu

İran, İsrail ile çatışmayı durdurmanın şartlarını açıkladı

Yayınlanma

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ülkesinin nükleer silah üretmeme taahhüdü karşılığında barışçıl nükleer enerji hakkının garanti altına alınması durumunda ABD ile anlaşmaya hazır olduğunu açıkladı. İsrail’in saldırılarının İran’ın nükleer ve askeri hedeflerini vurması ve çok sayıda üst düzey komutanı öldürmesinin ardından Tahran, misilleme saldırılarını durdurmak için İsrail’in saldırgan eylemlerine son vermesini şart koştu.

Orta Doğu’da tırmanan askeri gerilimin ortasında Tahran’dan çatışmaların durdurulmasına yönelik ilk koşullar geldi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 15 Haziran’da İslam Cumhuriyeti’ndeki büyükelçilere ve uluslararası kuruluş temsilcilerine yaptığı açıklamada, ülkesinin nükleer silaha sahip olmama taahhüdü karşılığında barışçıl nükleer enerji hakkının garanti altına alınmasını öngören bir anlaşmayı ABD ile imzalamaya hazır olduğunu bildirdi.

İranlı bakan Arakçi, İsrail’in saldırılarının amacının ABD-İran nükleer müzakerelerini baltalamak olduğunu belirtti.

Tahran’ın misilleme saldırılarını durdurmaya hazır olduğunu ifade eden Arakçi, bunun için İsrail’in saldırgan eylemlerini durdurması gerektiğini vurguladı.

Arakçi ayrıca, Washington’dan ABD’nin İran’a yönelik askeri operasyonlara katılmayacağına dair bilgi aldıklarını iddia ederek, “ABD, net pozisyonunu ortaya koymalı ve nükleer tesislere yönelik saldırıyı kınamalıdır,” dedi.

Bu açıklamadan kısa bir süre önce ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformunda Washington’un İsrail saldırısıyla bir ilgisi olmadığını yazdı.

Ancak Trump, İran ordusunun “ABD’ye herhangi bir şekilde saldırması durumunda” Amerikalıların İran’a “tüm gücüyle ve her seviyede” karşılık vereceği uyarısında bulundu.

Trump, 13 Haziran’da Fox News‘e verdiği demeçte ise İsrail’in saldırı planlarından en azından haberdar olduğunu belirtmiş ve Washington’un hem kendisini hem de İsrail’i koruyacağını eklemişti.

Orta Doğu’da sıcak çatışma

Orta Doğu’daki gerilim, 13 Haziran sabahı İsrail’in hava saldırısıyla başladı. Tel Aviv, “Yükselen Aslan” adını verdiği saldırı kapsamında üç gün içinde 200 savaş uçağı kullanarak aralarında Natanz’daki zenginleştirme tesisi, Isfahan’daki nükleer araştırma merkezi ile Tahran’daki nükleer program karargahı ve Savunma Bakanlığı binasının da bulunduğu 800’den fazla hedefi vurdu.

İran, cuma günü gerçekleşen İsrail saldırılarında çok sayıda üst düzey askeri yöneticinin hayatını kaybettiğini doğruladı.

Ölenler arasında Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami, İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, DMO Hava Kuvvetleri Komutanı ve füze programından sorumlu General Emir Ali Hacızade ile Hatem’ul Enbiya Hava Savunma Üssü Komutanı Gulam Ali Raşid bulunuyor.

İsrail ordusu, dini lider Ali Hamaney’in kıdemli danışmanı Ali Şemhani’nin de öldürüldüğünü duyurdu. DMO, 15 Haziran’da insansız hava aracı ve füze geliştirmeden sorumlu yedi yüksek rütbeli subayın daha öldüğünü teyit etti.

İran kaynaklarına göre, isimleri tam olarak belirtilmese de toplam 15 üst düzey askeri yetkili öldürüldü. Reuters ise kaynaklarına dayandırdığı haberinde bu sayının “en az 20” olduğunu belirtti.

Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip

İran’dan ‘Sadık Vaat 3’ misillemesi

Tahran, İsrail saldırısından 17 saat sonra “Sadık Vaat 3” adıyla misilleme operasyonu başlattığını duyurdu.

Press TV‘nin haberine göre İran, iki İsrail hava üssü, iki nükleer altyapı tesisi, askeri istihbarat kompleksinin yanı sıra Tel Aviv ve Hayfa’daki ekonomik hedeflere füze ve dronlarla yoğun bir saldırı düzenledi.

Aynı medya kuruluşunun bir kaynağı, İran ordusunun ilk kez hava savunma sistemlerinden kaçabilen katı yakıtlı orta menzilli balistik füze Hayber Şiken’i kullandığını bildirdi.

Nour News, İran’ın İmad, Gadr ve Hayber Şiken balistik füzelerini kullandığını aktarırken, Mehr ajansının bir kaynağı ise hipersonik füze kullanıldığını iddia etti.

İsrail ordusuna göre, İran toplam 280 füze kullandı ve bu füzeler kritik altyapıya önemli bir zarar vermedi.

Müzakerelerin geleceği

İsrail’in saldırıları sonrası Tahran, 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan İran-ABD nükleer anlaşması müzakerelerinin altıncı turunu iptal ettiğini duyurdu.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, IRIB kanalına yaptığı açıklamada, Tahran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini azalttığını ve BM yaptırımlarının yeniden devreye girmesi halinde ülkenin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan (NPT) çekilebileceği tehdidinde bulundu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail-İran Savaşı Küresel Enerji Piyasalarını Sarsabilir

Yayınlanma

Enerji uzmanı ve petrol mühendisi Necdet Pamir, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Çınkara, güvenlik analisti Burak Yıldırım ve gazeteci-yazar Nalan Yazgan, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını, yakın ve orta vadeli sonuçlarını ve Ortadoğu jeopolitiğine ve enerji piyasalarına etkilerini Harici’ye değerlendirdi: İsrail-İran savaşı küresel enerji piyasalarını sarsabilir.

İsrail, bu sabaha karşı İran’ın nükleer ve balistik füze programını hedef alan kapsamlı bir hava harekâtı başlattı. “Yükselen Aslan” adı verilen operasyonda İsrail savaş uçakları, Tahran, Tebriz, İsfahan’daki Natanz nükleer tesisi ile Loristan, Kirmanşah ve Hamedan gibi stratejik kentlerdeki nükleer ve askeri tesisleri vurdu. Saldırılarda üst düzey İranlı komutanlar ve nükleer bilim insanları öldürüldü.

Bu saldırı, İran’ın 1980’lerde Irak’la yaptığı savaştan bu yana karşılaştığı en ciddi askeri müdahale olarak değerlendiriliyor. Gelişme, uzun süredir karşı karşıya gelen iki ülkeyi topyekûn bir savaşın eşiğine getirmiş durumda.

Operasyon sürerken İran’ın İsrail’e 100’den fazla insansız hava aracı gönderdiği ve İsrail hava savunma sistemlerinin devrede olduğu bildirildi.  İsrail ordusu, halkı sığınaklarda kalmaları ve sivil savunma talimatlarına uymaları yönünde uyardı. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, “Bu operasyon uzun süredir planlanıyordu. Mutlak başarı garantisi veremem. İran’ın tepkisi alışık olduğumuzdan farklı olabilir” dedi.

İsrail; İran, Irak ve Ürdün, hava sahalarını geçici olarak uçuşlara kapattı. Ülkede olağanüstü hâl ilan edildi.

İran Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in saldırılarından ABD’yi de sorumlu tuttu. Bakanlık açıklamasında, “Siyonist rejimin İran’a yönelik saldırgan eylemleri, ABD’nin koordinasyonu ve izni olmadan gerçekleştirilemez” denildi ve “ABD, bu maceranın sonuçlarından da sorumlu olacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, BM Şartı’nın ilgili maddeleri gereği İran’ın meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğu vurgulandı.

İsrail’in İran’a saldırısı sonrası bölgede tırmanan tansiyon, enerji fiyatlarını yükseltti. Petrol fiyatları yüzde 7’den fazla yükseldi. Brent petrolün varil fiyatı, Türkiye saatiyle 04.10 itibarıyla yüzde 7,40 artışla 74,49 dolara çıktı.

Uzmanlara göre bu saldırılar yalnızca iki ülke arasındaki çatışma hattını değil, dünya enerji piyasalarını ve jeopolitik dengeyi de tehdit ediyor. Enerji uzmanı ve petrol mühendisi Necdet Pamir, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Çınkara, güvenlik analisti Burak Yıldırım ve gazeteci-yazar Nalan Yazgan, İran’ın olası tepkilerini, çatışmanın gidişatını, gerilimin bölgeye ve küresel piyasalara yansımalarını Harici’ye değerlendirdi.

İsrail İran’ın nükleer ve balistik programına saldırdı: İran’dan misilleme

Petrol Fiyatlarında Yükseliş: İlk Etki

İsrail’in saldırısıyla birlikte Brent petrolünün varil fiyatı 69 dolardan 74 doların üzerine çıktı. Enerji uzmanı Necdet Pamir’e göre bu yükselişin arkasında yalnızca jeopolitik değil; üretim kotaları, stok düzeyleri, spekülatif hareketler gibi çok sayıda faktör bulunuyor. Ancak diğer değişkenlerde kayda değer bir değişiklik olmazsa, kısa vadede yukarı yönlü fiyat hareketi kaçınılmaz görünüyor.

Hürmüz Boğazı: Küresel Enerjinin Dar Boğazı

İran daha önce saldırılar karşısında ABD’yi Hürmüz Boğazı’nı kapatmakla tehdit etmişti. Bu sefer Tahran bu tehdidi pratiğe dökebilir. Pamir, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinin bu kez söylemden pratiğe dönüşme ihtimalini güçlü görüyor. Günde 21 milyon varil petrol ve 306 milyon metreküp LNG taşıyan bu geçiş yolu kapatılırsa, dünya enerji arzında ciddi bir boşluk oluşacak. Pamir, bu durumda petrol fiyatlarının 100 doların çok üzerine çıkmasının ve dünya petrol arzının felç olmasının mümkün olduğunu düşünüyor.

Asya ve Avrupa’ya Etkisi Ne Olacak?

Pamir’e göre, Hürmüz çıkışlı petrolün büyük kısmı Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore gibi Asya pazarlarına gidiyor. Ancak Bab’ül Mendeb–Süveyş güzergâhı üzerinden Avrupa’ya yönelen 9 milyon varillik günlük petrol ticareti de risk altında. Bu yüzden kriz, sadece bölgesel değil, küresel sonuçlar doğurabilecek bir niteliğe sahip.

Krizin Çin’e Olası Etkileri

Enerji fiyatlarındaki artışın, özellikle Çin ve Türkiye gibi yüksek ithalat bağımlılığı olan ülkeleri olumsuz etkileyeceğini belirten Pamir, sadece Çin’in artan maliyetinin 111 milyar dolar seviyesinde olabileceğini öngörüyor. Türkiye gibi ülkeler için de enflasyonist baskılar kaçınılmaz.

Yıllardır ABD ve AB’nin ambargoları altında olan İran’ın petrolünün en büyük alıcısının Çin olduğunu hatırlatan Pamir, “Her ne kadar İran Petrol Bakanı Jawad Owji, İran’ın 17 ülkeye petrol ihraç ettiğini öne sürmekte ise de diğer ülkelerin ithalatları neredeyse semboliktir ve bunların çoğu da aldıkları petrolü, yeniden (re-export) Çin’e satmaktadırlar. Çin İran’dan (ve Rusya’dan) dünya petrol fiyatlarına göre çok daha indirimli fiyatla petrol almaktadır. Bu olanağın kısıtlanması durumunda, Çin ekonomisinin zararı büyüyecektir” değerlendirmesini yaptı.

Saldırının Stratejik Hedefi

İsrail’in saldırılarının stratejik hedefinin; nükleer tesisleri, petrol ve doğal gaz alt yapısını tahrip etmekten ziyade, rejim değişikliğinin yolunu açmak olduğunu düşünen Pamir, Tel Aviv’in saldırılarının şiddetini daha da artırması ve ABD’nin de buna katılarak İran’a doğrudan ve asimetrik güçle müdahale etmesi halinde, Tahran’ın “Hürmüz Boğazı’nı kapatma” tehdidini, söylemden eyleme geçirmesinin olası olduğunu tekrar vurguladı. “Hürmüz Boğazı, dünyanın en stratejik dar boğazlarından biridir” ifadelerini kullanan Pamir, “İsrail – İran çatışması, sadece bölgesel değil, küresel etkileri olacak bir sürece evrilmektedir” değerlendirmesini yaptı.

İran’dan Gelecek Misilleme Ne Ölçüde Olabilir?

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, saldırının ardından yaptığı açıklamada, “Siyonist rejim bu sabah topraklarımızda bir suç işleyerek yerleşim alanlarını hedef aldı. Bu rejim ağır bir cezayla karşı karşıya kalacak,” dedi. “Şehit edilen komutan ve bilim insanlarının yerini, onların yoldaşları ve halefleri alacak. Bu rejim, kendi sonunu hızlandırdı” ifadelerini kullandı.

İranlı yetkililer arka arkaya “çok sert” bir misillemede bulunacaklarını açıklarken, bu misillemenin boyutu ve yöntemi çokça tartışılıyor.

Dr. Gökhan Çınkara’ya göre, İran’ın elinde güçlü bir cevap verme kapasitesi kalmamış olabilir, çünkü İsrail İran’ın yanıt üretmesi gereken yerlerini de öncül bir saldırıyla etkisiz hale getirdi. Önemli askeri figürleri kaybeden Tahran, hem iç kamuoyunu tatmin etmek hem de uluslararası arenadaki caydırıcılığını sürdürmek için bir misilleme yapmak zorunda. Ancak Çınkara’ya göre ABD’nin müdahil olması hâlinde bu misillemenin sınırları daralıyor.

Güvenlik analisti Burak Yıldırım ise, İran’ın mühimmat ve füze stoğuyla sınırlı bir yanıt verebileceğini, jet filosunun ise işlevsiz kaldığını belirtiyor. Vekiller aracılığıyla yapılacak hamlelerin etkisinin düşük olacağını ifade eden Yıldırım, Tahran’ın bölgedeki ABD üslerini hedef almasının ise, Washington’un çatışmaya doğrudan katılmasını tetikleyebileceğini belirtti.

İsrailli yetkili ifşa etti: ABD, müzakereleri İran’ı aldatmak için kullandı

Nükleer Müzakereler: Rölantide Bir Süreç

İran, İsrail’in saldırılarının ardından 15 Haziran’da yapılacak ABD ile nükleer müzakereleri durdurduğunu açıkladı.

ABD’nin İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurması ısrarı nedeniyle bir süre gerçekleştirilemeyen görüşmelerin 15 Haziran’da Umman’da yeniden başlayacağı bildirilmişti.

Çınkara’ya göre, nükleer müzakereler İran’ı oyalamak için bir araç olarak kullanılmış olabilir. İran bu olaylar silsilesi içerisinde süreci resmen sonlandırdı. Toplamda bu durumun, İsrail’e zaman kazandırdığı düşünülüyor.

Yıldırım’a göre ise, İran’ın yeniden müzakere masasına dönmesi, rejim açısından zayıflık göstergesi olarak algılanacaktır: “İran’ın bu konjonktürde nükleer anlaşmaya imza atması İsrail’e tamamen boyun eğmesi ve rejime yönelik iç tehditlerle karşı karşıya kalması anlamına gelecek. Müzakere masasını terk etmek ise fiili çatışma halinin ağırlaşmasını beraberinde getirecek.”

İran Rejiminin Geleceği Tehlikede mi?

İran rejiminin içeride büyük bir baskı altında olduğunu belirten gazeteci-yazar Nalan Yazgan, saldırılar sonrası içerideki muhalefetin dışarıdan da desteklenerek rejim karşıtı hareketlerin büyüyebileceği görüşünde. Yazgan da Necdet Pamir gibi, İsrail’in asıl hedefinin sadece nükleer tesisler değil, rejimin kendisi olduğunu düşünüyor.

Ancak bu değişikliğin kolay olmayacağını ifade eden Gökhan Çınkara, içeride ve dışarda farklı kanatlardan muhalifler olduğunu ve hangi aktörlerin ortaya çıkabileceğinin belirsiz ve tartışmalı olduğunu söyledi.

Netanyahu’nun İç Siyaset Hamlesi

Saldırıların hemen öncesinde İsrail’de Netanyahu hükümeti içeride krizler boğuşuyordu. Bir yandan hükümet içinde zorunlu askerlik krizi devam ederken muhalefet de Netanyahu iktidarını devirme girişiminde bulundu. Ancak muhalefetin önceki gün sunduğu meclisin feshine ilişkin tasarı ön oylamada 61’e karşı 53 oyla reddedildi.

Uzmanlar, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bu saldırıyı iç siyasetteki krizleri bastırmak ve kendi sağ seçmenini konsolide etmek amacıyla kullandığı görüşünde.

Nalan Yazgan’a göre, Netanyahu, geleneksel bir taktikle içerideki koltuğunu korumak için İran’ı hedef aldı. Bu noktada İsrail’in daha fazla saldırı düzenleme yoluna gideceğini ifade eden Yazgan, ancak bunun uzun vadeli bir plan olduğunu ve sadece günlük politikayla ilgili olmadığını da vurguladı. “İsrail’in asıl hedefi nükleer tesisler değil, İran rejimini devirmek” diyen Yazgan, bunun için içeriden ve dışardan tüm imkanlarını seferber ettiklerini belirtti: “İsrail’in İran’da bir drone üssü kurduğu ve saldırının oradan yapıldığı ve bu yüzden savunmanın devreye sokulamadığı konuşuluyor. Bu da uzun vadeli yıllar süren bir proje olduğunu gösteriyor.”

Çınkara’ya göre ise, Netanyahu bu saldırı ile kendi sağ kamuoyunu konsolide etti. Netanyahu hükümetinin Haredilerle yaşadığı askerlik krizini de aştığını belirten Çınkara, şu an için içeride Netanyahu aleyhine ciddi bir süreç işlemediği görüşünde.

Öte yandan İsrail’in kaos istediğini ve gerilimi tırmandırmak istediğini vurgulayan Nalan Yazgan, “Bölgedeki kaos İsrail’in tek ve en güçlü devlet olarak devam edebilmesi için bir ihtiyaç” ifadesini kullandı. İsrail’in diğer yandan da Batı Şeria’yı ilhak planına yaklaştığını belirten Yazgan, “Gazze’de zaten Filistinsizleştirme planında sona yaklaştı. Asıl hedefleri şu an Batı Şeria, orayı İsrail toprağı yapma yolunda ilerliyorlar” dedi.

Netanyahu’nun ‘kırılgan’ zaferi: Zorunlu askerlik krizi ertelendi

Sonuç: Küresel Etkileri Olan Bir Kriz Kapıda

İsrail’in saldırıları sonucu İran’la yükselen gerilim enerji fiyatları ve güvenliği başta olmak üzere çok sayıda alanda bölgesel ve küresel kriz dinamiklerini tetikliyor. Uzmanlara göre, İran’ın nasıl yanıt vereceği ve ABD’nin tepkisi bu noktada önemli. Bu değişkenlerin, yalnızca enerji fiyatlarını değil, bölgesel güvenlik mimarisini, diplomatik ilişkileri ve iç politik dengeleri de sarsabileceği düşünülüyor.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Pezeşkiyan: İsrail ahmaklığından pişman olacak

Yayınlanma

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, İsrail’in Tahran ve diğer şehirlere düzenlediği saldırının ardından, “meşru ve güçlü karşılığın düşmanı yaptığına pişman edeceğini” söyledi.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, İsrail’in bu sabah şafak vaktinde başkent Tahran ve çok sayıda ile düzenlediği saldırıların ardından yaptığı açıklamada, “İran İslam Cumhuriyeti’nin meşru ve güçlü karşılığı, düşmanı yaptığına pişman edecektir,” dedi.

Saldırılarda konutlar da hede alınmış, aralarında askeri komutanlar, bilim insanları ve sivillerin de bulunduğu çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti.

‘Bu barbarca bir saldırı’

Saldırıyı “barbarca” olarak nitelendiren Pezeşkiyan, halka seslendiği mesajında, “Tüm uluslararası taahhütlere aykırı olan bu saldırı, bu yasa dışı oluşumun cani doğasını ortaya koymaktadır,” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan, bu saldırının, İran İslam Cumhuriyeti’nin yıllardır uyarısını yaptığı “bu varlığın fıtratının suç ve saldırganlık üzerine kurulu olduğu” gerçeğini tüm dünyaya kanıtladığını ekledi.

İran halkının ve yetkililerinin bu suç karşısında sessiz kalmayacağını vurgulayan Pezeşkiyan, “İran’ın yanıtı meşru, güçlü ve düşmanı ahmaklığından pişman edecek nitelikte olacaktır,” diye konuştu.

Tahran’ın her zaman bölgede ve dünyada barış ve istikrar arayışında olduğunu ve diyalog kurmaya hazır olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, Tahran’ın “toprak bütünlüğünü ve egemenliğini meşru müdafaa çerçevesinde savunarak her türlü saldırganlığa kararlılıkla yanıt vereceğini” kaydetti.

Bunun yanı sıra Pezeşkiyan, İran halkına “birlik ve beraberliği koruma, düşmanın psikolojik savaş kapsamında yaydığı söylentilere ve yalan haberlere itibar etmeme” çağrısında bulundu.

Hamaney: İsrail’i şiddetli bir ceza bekliyor

İran Devrim Lideri Ali Hamaney de yaptığı açıklamada, “İran topraklarına saldırma suçunu işleyen İsrail’i şiddetli bir ceza bekliyor,” dedi.

Hamaney, halka gönderdiği mesajda, “İslam Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinin güçlü eli düşmanı rahat bırakmayacaktır. Siyonist varlık, bu cani eylemiyle kendisine acı ve sancılı bir kader hazırlamıştır ve buna kesinlikle ulaşacaktır,” ifadelerini kullandı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu da diğer silahlı kuvvetlerle birlikte, İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığına kararlılıkla yanıt vermek için “teyakkuzda” olduklarını duyurdu.

İran’la savaş kapıda mı?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English