AVRUPA
ABD Savunma Bakanı: NATO üyeleri savunmada Polonya’yı örnek almalı

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Polonya’nın savunma harcamalarındaki liderliğini överek, diğer NATO üyelerinin de Varşova’yı örnek alması gerektiğini belirtti. Hegseth, ABD’nin Ukrayna’ya askeri desteğini azaltacağını ve Avrupa’nın kendi güvenliğine daha fazla yatırım yapması gerektiğini vurguladı.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Polonya Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz ile cuma günü Varşova’da yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, Polonya’nın savunma harcamalarında diğer NATO üyelerinin örnek alması gereken bir model olduğunu söyledi.
Hegseth, “İlk ziyaretimizi Polonya’ya yapmamızın sembolik anlamı büyük. Polonya, örnek bir NATO üyesi,” dedi ve ekledi: “Sert güç en önemli şey ve Polonya bunu mükemmel bir şekilde anlıyor. Güç yoluyla barış. Yüzde 2 yeterli değil.”
Başkan Trump’ın yüzde 5 çağrısını yineleyen Hegseth, “Kendi güvenliğine daha fazla yatırım yapmak, gelecek için bir peşinattır. Polonya, gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 5’ini savunmaya harcıyor ki bu, kıta için bir modeldir,” diye konuştu.
Polonya, ittifak içinde savunmaya en yüksek yüzdeyi ayıran ülkelerden biri ve 2024’te yüzde 4’ü, 2025’te ise yüzde 5’i hedefliyor. Harcamalarının büyük bir kısmı ABD üretimi ve tedarikli silahlanmaya gidiyor.
Kosiniak-Kamysz, Polonya’nın “güvenliğin, barışın ve özgürlüğün önemine dair uzun bir hafızası olduğunu, güç harcama olmadan gelmez,” diyerek tüm Polonyalıların savunma harcamalarını artırma konusunda birleştiğini de ekledi.
Kosiniak-Kamysz, “Avrupa payına düşeni ödemeli. Avrupa uyanmalı ve payına düşeni ödemeli. Polonya ve ABD arasında ortak bir girişim istiyoruz,” ifadelerini kullandı.
‘ABD askerleri Ukrayna’ya konuşlandırılmayacak’
Öte yandan Pentagon şefi, Ukrayna’ya barışı koruma gücü olarak herhangi bir asker gönderilmesi durumunda, bunun NATO dışı bir misyonun parçası olması ve Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5. Maddesi kapsamına girmemesi gerektiğini vurguladı.
Hegseth, “Açık olmak gerekirse, ABD askerleri herhangi bir güvenlik garantisinin parçası olarak Ukrayna’ya konuşlandırılmayacak,” dedi.
Hegseth, Avrupa’nın gelecekteki ölümcül ve ölümcül olmayan yardımların büyük kısmını Kiev’e sağlaması gerektiğini ve “Avrupa’nın güvenliğini korumanın Avrupalı NATO üyeleri için bir zorunluluk olması gerektiğini” söyledi.
Avrupalı liderler, Ukrayna’ya devam eden destekte birlik çağrısında bulundu. Polonya Başbakanı Donald Tusk perşembe günü yaptığı açıklamada, “Tüm siyasi güçleri ve liderleri Ukrayna’daki savaş ve barış konusundaki anlaşmazlıkları askıya almaya ve Doğu’dan gelen tehditler karşısında birleşmeye çağırıyorum. Polonya, Avrupa ve tüm Batı’nın bugün tam işbirliği ve dayanışmaya ihtiyacı var,” dedi.
Weimar Üçgeni ülkelerinin (Polonya, Almanya ve Fransa) dışişleri bakanları ile İtalya, İngiltere ve İspanya diplomasi başkanları, Avrupa’nın Ukrayna ile ilgili barış müzakerelerinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini vurgulayan ortak bir bildiri yayınladı. AB dış politika şefi Kaja Kallas da konuya değinerek, Avrupa’nın Ukrayna’daki çatışmayla ilgili tüm müzakerelerde merkezi bir rol oynaması gerektiğini söyledi.
Şubat 2024’te Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, ABD Kongresi’nin Ukrayna’ya 60 milyar dolarlık yardımı onaylamaması hâlinde ABD’nin dünya çapındaki müttefikleri için “derin sonuçları” olacağı konusunda uyardı.
Sikorski, “Bazı ülkeler bahislerini korumaya başlayacak ve diğerleri kendi nükleer silah programlarını geliştirmeyi düşünecek,” diye konuştu.
Ayrıca Trump’ın, NATO’nun askeri harcama taahhütlerini yerine getirmeyen ülkelere Rusya’nın saldırmasını teşvik edeceği yönündeki açıklamasını eleştiren Sikorski, “Polonya, Afganistan’da zorlu bir vilayet olan Gazni’ye bir tugay gönderdi ve Washington’a fatura göndermedik. Askeri ittifak bir mahalle güvenlik şirketi değildir,” diye ekledi.
Buna rağmen, ABD silah satışları 2023’te 238 milyar dolara ulaştı ve Polonya en büyük müşterilerden biri oldu.
2022 boyunca, Varşova’nın askeri harcamalarının tahmini tedarik payı, büyük ölçüde yeni ikili silah tedarik anlaşmaları nedeniyle yüzde 20,4’ten yüzde 35,9’a sıçradı.
AVRUPA
Sahra Wagenknecht: CDU-SPD iktidarı, AfD’yi güçlendiriyor

Almanya’da CDU/CSU ve SPD arasındaki koalisyon görüşmeleri sırasında Almanya için Alternatif (AfD) anketlerde yeni bir zirveye ulaştı.
Forsa’nın 1 Nisan’da yaptığı son ankette sağcı parti, muhafazakâr CDU/CSU’nun sadece bir puan gerisinde yer aldı.
BSW Başkanı Sahra Wagenknecht Berliner Zeitung’a verdiği demeçte CDU-SPD koalisyon müzakerelerinde ortaya çıkan programı sert bir şekilde eleştirdi.
BSW lideri, “[CDU lideri] Friedrich Merz artık neredeyse Olaf Scholz kadar sevilmiyor. Muhtemelen Federal Almanya Cumhuriyeti’nde daha önce hiçbir koalisyon, yemin etmeden önce seçmenlerin oylarını bu kadar tutarlı bir şekilde göz ardı etmemişti,” dedi.
Merz geçtiğimiz haftalarda, diğer hususların yanı sıra, federal seçimlerden önce ilan edilenin aksine, borç freninde bir reform ve yeni borç paketleri konusunda oylanmış parlamentonun eski çoğunluklarıyla karar aldığı için eleştirilmişti.
Wagenknecht, “Siyah-Kırmızı [CDU-SPD koalisyonu], AfD’nin en güçlü parti olma yolundaki güç kaynağıdır. Koalisyon görüşmelerinde bırakın ekonomik krize karşı bir planı, politika değişikliğine dair en ufak bir ipucu bile yok,” diye konuştu.
Wagenknecht ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı gümrük vergilerini Rusya’ya karşı yaptırımları sorgulamak için bir fırsat olarak görüyor.
BSW lideri, “Trump’ın gümrük vergisi savaşına, örneğin Rusya’dan daha ucuz ve iklim dostu boru hattı gazına dönerek tepki vermek yerine, Siyah-Kırmızı koalisyon zararlı enerji boykotuna bağlı kalmak istiyor,” dedi.
Wagenknecht, tüketicileri rahatlatmak ve ekonomiyi canlandırmak için “düşünce yasakları olmaksızın” ucuz enerji ithalatı çağrısında bulunuyor.
Wagenknecht’e göre borç reformu, diğer bütçe kalemlerinde kesinti yapmak için erken bir fırsat. “Borç çılgınlığının ardından şimdi de uzun bir bütçe kesintisi listesi tehdidi var,” diyen Wagenknecht, bundan böyle “milyarların israf edildiği yerlerde” değil ama “önemli hizmetlerde büyük ölçekli kesintiler olabileceğine” işaret etti.
BSW, Alman Federal Meclisi’nde borç reformuna karşı oy kullandı. Parlamento grubu “2025 gibi 1914: Savaş kredilerine HAYIR!” yazılı pankartlar açtı.
Wagenknecht özel fonu “sınırsız yeniden silahlanma kredileri için bir incir yaprağı” olarak tanımladı ve “Gelecekte vergi mükellefleri sadece faiz için yılda 30 milyar daha ödemek zorunda kalacak,” dedi.
AVRUPA
AB’de ‘Çin malları akını’ korkusu başladı

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre analistler, Çin’den yapılan indirimli ithalatın, Donald Trump’ın gümrük vergilerinin Avrupa’ya yönelik ekonomik tehlikelerini artıracağı uyarısında bulunarak Brüksel’i Asya’dan gelen ucuz mal dalgasından korunmak için tedbirler hazırlamaya sevk ediyor.
ABD Başkanı’nın AB ürünlerine getirdiği yüzde 20’lik verginin doğrudan etkisi, ABD’nin otomobil ve çeliğe getirdiği vergiler nedeniyle zaten zor durumda olan blok üreticilerinin görünümüne ilişkin korkuları tetikledi.
Fakat Trump’ın Çin ve Vietnam gibi ekonomilere uyguladığı gümrük vergilerinin şiddeti, Brüksel’in elektrikli ürünler ve makine aletleri gibi Asya menşeli ürünlerin kendi pazarlarına yönelmesi ihtimaline karşı alarmda olduğu anlamına geliyor.
Yetkililer, Avrupa Komisyonu’nun buna yanıt vermek üzere yeni acil durum tarifeleri hazırladığını ve ithalat akışlarının gözetimini artırdıklarını söyledi.
Deutsche Bank’ın Almanya başekonomisti Robin Winkler, “Asya’ya yönelik ani ticaret şoku muhtemelen Avrupa’ya da yansıyacaktır,” dedi.
Çinli üreticiler, “ABD’de zorlu bir tarife duvarıyla” karşılaştıkları için ürünlerini Avrupa’da ve başka yerlerde daha fazla satmaya çalışacaklar.
Üst düzey bir AB diplomatı, “Daha fazla sektörümüz için koruma tedbirleri almak zorunda kalacağız. Bunun Çin ile başka bir gerilim noktası olmasından çok endişeliyiz. Kapasite fazlası ihraç etme modellerini değiştireceklerini sanmıyorum,” dedi.
Diplomat, AB’nin halihazırda Çin malı elektrikli araçlara yüzde 35’e varan gümrük vergileri uyguladığını ve Brüksel’in diğer ürünlerde “çok daha yüksek” gümrük vergileri uygulamak zorunda kalabileceğini de sözlerine ekledi.
AB, Beyaz Saray’ın Kanada ve Meksika dışındaki tüm ortaklarına uyguladığı yüzde 10’luk temel tarifeden daha yüksek bir vergiye tabi olan ekonomiler arasında yer alıyor fakat Çin’e daha da ağır bir darbe vuruldu.
Bazı yorumcular, tarifelerin AB ve Çin’i birbirine yakınlaştırabileceğini belirtirken, Brüksel aylardır, ABD’nin engelleri karşısında Çinli üreticilerin indirim yoluyla pazar payını artırmaya çalışması riski karşısında diken üstündeydi.
Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Asya ülkelerine uygulanan yüksek vergilerin bu ülkelerin ekstra kapasitelerini Avrupa’ya yönlendirmelerine yol açabileceği ve bunun da kıta sanayileri için “büyük sonuçlar” doğurabileceği uyarısında bulundu.
AB, Trump’ın ilk döneminde de benzer baskılarla boğuşmak zorunda kalmıştı. Brüksel, Trump’ın benzer tedbirler uygulamasının ardından 2018’de bir kotanın üzerindeki çelik ithalatına %25 “koruma” tarifesi uyguladı. Bunun amacı Çin gibi ihracatçıların ürünlerinin ABD’nin engelleri nedeniyle tek pazara yönlendirilmesini önlemekti.
Yetkililer yeniden harekete geçmeye hazır olduklarını söylüyorlar. Üst düzey bir Komisyon yetkilisi, “Beklenmedik ani bir ithalat akını nedeniyle pazarlarımızı kapatabiliriz. Bunu bir süredir çelik için uyguluyoruz ve diğer sektörler için de buna ihtiyacımız olup olmadığını göreceğiz,” dedi.
Ne var ki önceki deneyimler Çin’in sübvansiyonlu üretimiyle mücadele etmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. OECD’ye göre, AB çelik üretimi 2024 yılında küçülürken, diğer ülkeler üretimlerini artırmaya devam etti.
OECD’nin son rakamlarına göre, 2024 yılında 602 milyon ton olduğu tahmin edilen küresel çelik kapasite fazlasının 2027 yılında 721 milyon tona ulaşması bekleniyor ki bu rakam AB’nin çelik üretiminin beş katından fazla.
AVRUPA
Estonya, Rusya sınırını mayınlayacak

Estonya Savunma Kuvvetleri, olası bir savaş durumunda Rusya sınırına mayın döşeyeceğini ve bu amaçla Ottava Sözleşmesi’nden çekileceğini açıkladı. Ülke, bu yıl sığınaklar ve tanksavar engelleri içeren bir savunma hattı inşa etmeye başlarken, Litvanya, Letonya, Finlandiya ve Polonya da benzer sınır güçlendirme adımları atıyor.
Estonya Savunma Kuvvetleri İstihkam Birlikleri Temsilcisi Ainar Afanasyev, olası bir savaş durumunda ülkenin Rusya sınırına mayın döşeyeceğini açıkladı.
Afanasyev, bu adımın atılabilmesi için Estonya’nın, bu tür silahların kullanımını yasaklayan Ottava Sözleşmesi’nden çekileceğini belirtti.
ERR‘nin aktardığına göre Afanasyev, “Kriz zamanlarında patlayıcı engeller, mayınlar ve patlayıcılar kesinlikle kullanılacak, köprülerin ve boru hatlarının imhasına yönelik tedbirler de planlanıyor. Bu tedbirler barış zamanında uygulanmaz,” dedi.
Tallinn, savunma hattının inşasına bu yıl başlayacak. Rusya ile kuzeydoğu sınırında 14 sığınaktan oluşan ilk tahkimat noktasının sonbahara kadar tamamlanması planlanırken, güneydoğu sınırlarına ise dört sığınak daha kurulacak.
Savunma yapılarının 152 mm’lik top mermisi isabetine dayanıklı olması hedefleniyor.
Afanasyev, iki sığınağın ilgili testlerden geçtiğini ve yaz başına kadar yetkililerin bunlardan birini seçeceğini belirtti.
Savunma hattında toplam 600 sığınak yer alacağı ve bunların sadece devlet arazisine değil, özel mülkiyetlere de yerleştirileceği ifade edildi.
Afanasyev, kurulum sırasında Ukrayna’daki savaş deneyiminin dikkate alınacağını vurgulayarak, “İHA’ların sığınağa doğrudan isabet etmesini önlemek için özel ağlar ve diğer İHA karşıtı sistemler kullanılıyor,” diye ekledi.
Ayrıca, Rusya sınırına tanksavar engelleri inşa edileceği ve ateş mevzileri hazırlanacağı kaydedildi.
Estonya Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Danışmanı Kaido Tiitus, daha önce yaptığı açıklamada, “Rusya, Estonya için en büyük güvenlik tehdididir ve olmaya devam edecektir. Ukrayna’daki savaş, Rusya’nın saldırı gücünü azaltmış olsa da çeşitli tahminlere göre iki ila üç yıl içinde bu kapasitesini yeniden kazanabilir. Hazırlıklı olmalı ve Estonya’ya yönelik bir saldırının bedelini mümkün olduğunca yükseltmeliyiz,” ifadelerini kullanmıştı.
Litvanya, Letonya, Finlandiya ve Polonya da Rusya sınırına mayın döşemeyi planlıyor.
Polonya ayrıca Belarus sınırına da mayın döşemeyi hedefliyor.
Estonya, Letonya ve Litvanya, geçen sene Rusya ve Belarus’a karşı “Baltık Savunma Hattı”nı oluşturma konusunda anlaşmaya vardı.
Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur o dönemde yaptığı açıklamada, “Ukrayna’daki savaş bize sadece teçhizat, mühimmat ve insan gücüne değil, aynı zamanda sınırın ilk metresinden itibaren fiziksel savunma yapılarına da ihtiyacımız olduğunu gösterdi,” dedi.
Varşova ise kendi tahkimat hattını oluşturmak amacıyla “Doğu Kalkanı” projesini hayata geçirdi.
-
ORTADOĞU1 hafta önce
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi: Sahil bölgesinde soykırım işlendi
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Batı medyası ve siyasetinden temkinli İmamoğlu değerlendirmeleri
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 2
-
DİPLOMASİ1 hafta önce
Politico: İmamoğlu’nun tutuklanmasına rağmen AB, Türkiye’ye para göndermeye devam edecek
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
Husiler’in Savaşı: “Altıncı Orta Doğu Savaşı” ve Filistin Anlatısı
-
DÜNYA BASINI1 hafta önce
Signal bir Amerikan hükümeti operasyonudur
-
ORTADOĞU2 hafta önce
İsrail’de “devlete sızma” tartışması: “Dün vatan haini ilan ettiniz yarın idam edersiniz”
-
AMERİKA1 hafta önce
Gizli CIA dosyalarında ‘Ahit Sandığı’nın bulunduğu iddia ediliyor