Amerika
Pentagon şefi Hegseth topun ağzında

ABD Savunma Bakanlığında (Pentagon) üç üst düzey yöneticinin görevden alınması ile su yüzüne çıkan rahatsızlık, Bakan Pete Hegseth’in görevi boyunca yaşanan skandallar nedeniyle gitgide artıyor.
Bir sızıntı soruşturması sırasında diğer bazı Savunma Bakanlığı yetkilileriyle birlikte aniden kovulan bir Pentagon danışmanı, İran’a yönelik bir saldırıya muhalefet de dahil olmak üzere dış politika görüşleri nedeniyle tasfiye edildiğini savunarak görevden alınmasının kamuoyuna açıklanan nedenine itiraz etti.
Dan Caldwell pazartesi günü bir podcast röportajında, Pentagon’da kargaşaya neden olan ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’in istifa etmesi çağrılarına yol açan tasfiye için gerekçe olarak kullanılan sızıntılardan sorumlu olmadığını söyledi.
Hiçbir bilgiyi sızdırmadığı konusunda ısrar eden Caldwell, ne kendisine ne de görevden alınan diğer iki yetkili Colin Carroll ve Darin Selnick’e neden görevden alındıklarının bile söylenmediğini savundu.
Caldwell, Tucker Carlson’a verdiği mülakatta, “Dış politika kurumundaki pek çok insanın istemediği şeyleri savunuyordum. Bu bana olanları haklı çıkarmaz ama dürüst olalım, başkentte oynanan oyunların doğası budur,” dedi.
Caldwell, görüşlerinin görevden alınmasına katkıda bulunduğuna inansa da Carroll ve Selnick’in farklı nedenlerle kovulduğunu düşündüğünü söyledi.
Danışman, “Farklı şekillerde pek çok yerleşik çıkarı tehdit ediyorduk ve bize karşı kişisel kan davaları olan insanlar vardı. Bence soruşturmayı bize karşı silah olarak kullandılar,” iddiasında bulundu.
Daha önce “Amerika’nın Endişeli Gazileri” isimli kuruluşta Hegseth için çalışan eski bir deniz subayı olan Caldwell, kendisini İran’a yönelik bir saldırının karşıtı olarak tasvir etti.
Caldwell, “Bence ABD içinde Orta Doğu’da yeni bir savaş görmek isteyen çok güçlü bir koalisyon var ve bu koalisyon her iki partiyi de kapsıyor,” dedi.
Eski danışman, eskiden Hegseth’in destekçisi olduğunu da söyledi. Caldwell daha önce hiç yalan makinesine girmediğini ya da bir soruşturmanın parçası olarak kişisel telefonlarını vermek zorunda kalmadığını söyledi.
ABD’li yetkililerin Husilere saldırılarla ilgili mesajlaşmaları ortaya çıktı
Caldwell, “Gerçek bir soruşturma olmadığına dair pek çok kanıt var. Ama yine de, şu anda burada otururken, bu konuda pek çok bilinmeyen var,” diye konuştu.
Savunma yetkilileri geçen hafta POLITICO’ya soruşturmanın Kızıldeniz’e uçak gemisi konuşlandırılması, Elon Musk’ın güvenlik brifingi için Pentagon’u ziyareti ve ABD istihbaratının Ukrayna’ya gitmesinin durdurulması gibi bir dizi sızıntı etrafında şekillendiğini söylemişti.
Caldwell ise “anlatılmayan hikayenin”, tartışmalı görüşlerinin kendisini hedef haline getirmesi olduğunda ısrar etti.
Caldwell, 15 Nisan’da yetkililer kendisini Pentagon’dan çıkarmaya geldiğinde, üst düzey yönetim yetkililerinin Yemen’de yaklaşan bir hava saldırısını tartışmak için Signal mesajlaşma uygulamasını kullanmasıyla ilgili bir genel müfettiş soruşturmasında Hegseth aleyhine ifade vermesinin istendiğini düşündüğünü söyledi.
New York Times’ın pazar günü Pentagon şefinin eşi ve erkek kardeşinin de dahil olduğu farklı bir Signal grup sohbetinde hassas bilgiler paylaştığını bildirmesinin ardından Hegseth’in başı bir kez daha belaya girmiş gibi görünüyor.
Hegseth pazar günü Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, “Medyanın yaptığı budur. Hoşnutsuz eski çalışanlardan anonim kaynaklar alıyorlar ve sonra insanları kesip yakmaya ve itibarlarını mahvetmeye çalışıyorlar,” diye kendini savundu.
Caldwell ise, muhtemelen Genelkurmay Başkanlığı’na Orgeneral Dan Caine’in seçilmesine duydukları öfkeyle, bakanlık personelini ve eski yetkilileri sızıntıları düzenlemekle suçladı.
Öte yandan Hegseth’in eski danışmanı hâlâ Trump yönetiminde başka bir iş bulmaya hevesli ve son birkaç aydır Pentagon’u tüketen kaosun sona ermesini umduğunu söyledi.
Caldwell, “Ama günün sonunda, tüm bunları bir kenara bırakırsak, Pete Hegseth’in başarılı bir Savunma Bakanı olması gerekiyor ve tüm Savunma Bakanlığı, kaos tarafından tüketilmeye devam edilemez,” dedi.
Başkan Donald Trump ise son 24 saat içinde Pete Hegseth’e özel olarak güvence verdi ve kamuoyu önünde onu savundu. Fakat Trump’ın müttefikleri arasında, zor durumdaki Savunma Bakanı’nın daha ne kadar dayanabileceği konusunda şüpheler artıyor.
Trump ve Hegseth, eski Pentagon yetkililerinden basına sızan bilgileri bir kenara itme konusunda aynı çizgide olsalar da, POLITICO’ya bilgi veren Beyaz Saray’a yakın iki kişi pazartesi günü Hegseth’in tehlikeyi atlatamadığını çünkü Savunma Bakanlığı içindeki çalkantının gerçek olduğunu öne sürdü.
İçlerinden birinin ifadesiyle, eski Fox News sunucusu “kendi kendine patlayabilir.”
Beyaz Saray’a yakın bir diğer kişi ise Trump’ın Hegseth’in “canlılığını ve gençliğini” sevdiğini ama Pentagon’daki dikkat dağınıklığı ve düzensizlikten yorulabileceğini kabul etti.
Hegseth’in geçen hafta görevden aldığı kişilerden birinin kendi eski özel kalem müdürü olduğuna dikkat çeken ikinci kişi, “Tek yaptıkları istikrarsızlık soruları yaratmaksa Oyuncu Seçimi sorunlu hale gelebilir,” dedi.
İddialara göre Trump ve Hegseth, eski bir Pentagon sözcüsünün pazar günü POLITICO’da yayınlanan bir köşe yazısında Hegseth’in liderliğini eleştirerek “Hegseth’in liderliğinde bakanlığın kargaşa içinde olduğunu” belirtmesinin ardından özel olarak görüştü.
Özel görüşmeyi anlatmak üzere isminin açıklanmasını istemeyen ve görüşmeyi bilen bir kişiye göre, Hegseth’e kapalı kapılar ardında verilen mesaj kamuoyu önünde verilen mesajla tutarlıydı. Bu kişiye ve Trump’ın tutumu hakkında bilgi sahibi olan diğer iki kişiye göre Trump, en azından şimdilik, Hegseth’e desteğini dile getiriyor.
Beyaz Saray’da her yıl düzenlenen Paskalya Yumurtası törenine ev sahipliği yapan Trump, “[Hegseth] Harika bir iş çıkarıyor,” dedi. ABD Başkanı, Yemen’de faaliyet gösteren ve ABD tarafından hedef alınan direnişçilere atıfta bulunarak, “Nasıl olduğunu Husilere sorun,” diye ekledi.
Günün erken saatlerinde basın sekreteri Karoline Leavitt gazetecilere yaptığı açıklamada Trump’ın Hegseth’in “arkasında güçlü bir şekilde durduğunu” ve “ona kesinlikle güvendiğini” söyledi.
Beyaz Saray sözcüsü Anna Kelly de Hegseth’in Signal konuşmalarında “hiçbir gizli bilginin paylaşılmadığını” savunan bir açıklama yaptı. Kelly ayrıca “kısa süre önce kovulan ‘bilgi sızdıranlara’” da “paramparça olmuş egolarını yatıştırmak ve Başkan’ın gündemini baltalamak için gerçeği çarpıtmaya devam ettikleri” için hücum etti.
Amerika
Meta, reklamları tamamen yapay zeka ile üretmek istiyor

Meta, markaların sıfırdan reklamlar oluşturması ve sosyal medya platformlarındaki kullanıcıları hedeflemesi için yapay zeka araçları sağlayacak.
Wall Street Journal’ın (WSJ) dün yayınladığı habere göre, sosyal medya şirketi, gelecek yılın sonuna kadar markaların yapay zeka kullanarak reklamları tamamen oluşturup hedefleyebilmesini sağlamayı hedefliyor.
Instagram veya Facebook’ta gezinmenizi kesintiye uğratmak isteyen şirketler şu anda Meta’nın yapay zeka araçlarını kullanarak mevcut reklamları düzenleyebiliyor.
Fakat yakında Meta’nın geliştirmekte olduğu reklam araçlarını kullanarak, bir marka tanıtmak istediği ürünün görüntüsünü bütçe hedefi ile birlikte sunabilir ve yapay zeka, görseller, videolar ve metinler dahil olmak üzere reklamın tamamını oluşturabilir.
Konuya yakın kaynaklara göre, sistem daha sonra hangi Instagram ve Facebook kullanıcılarının hedefleneceğine karar verecek ve bütçe önerilerinde bulunacak.
Meta ayrıca, coğrafi konuma dayalı gerçek zamanlı kişiselleştirme planlıyor. Böylece, şehirde bulunan kullanıcılar ürünü şehrin sokaklarında görürken, aynı ürünü Orta Doğu’da gören kullanıcılar ürünü kendi şehirlerinde görecek.
Mark Zuckerberg, AI destekli reklamları Meta’nın geleceği olarak görüyor. 2024 yılında Meta’nın gelirinin %97’sini reklam gelirleri oluşturdu ve bu para, AI çiplerine, veri merkezlerine ve AI modelleri için eğitime yeniden yatırılıyor.
Geçen ay The Verge’e konuşan reklam yöneticileri, Zuckerberg’in Meta’nın kendi kendine yeten reklam ekosisteminden vaat ettiği performans sonuçlarına şüpheyle yaklaşmışlardı.
Demeç veren reklamcılardan biri açıkça, “Hiçbir müşteri, kendi ödevlerini kontrol ettikleri için onların söylediklerine güvenmeyecek,” dedi.
Meta’yı reklam erişim rakamlarını %400 şişirmekle suçlayan 7 milyar dolarlık potansiyel bir toplu dava, bu yıl Yüce Mahkeme tarafından görülmeye başlandı.
AI’ın reklam dünyasına kaçınılmaz gibi görünen yayılmasına rağmen, bazı büyük markalar Meta’ya daha fazla kontrol vermek konusunda tereddütlü ve teknolojinin üretebileceği görüntü ve videoların kalitesinden endişeli.
Yine de, Meta’nın gelecek vizyonu, reklam devleri WPP, Omnicom ve Interpublic’in hisselerinin düşmesine neden oldu.
Amerika
Moody’s: Özel krediler bir sonraki finansal krizi şiddetlendirebilir

Bir grup iktisatçı, bankacı ve ABD’li yetkili, özel kredilerin artık büyük bankalar ve sigorta şirketleriyle fazlasıyla iç içe geçmiş durumda olduğunu ve bir sonraki finansal krizde “bulaşma odağı” haline gelebileceği konusunda uyardı.
Moody’s Analytics, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ve Hazine Bakanlığının eski üst düzey danışmanlarından oluşan araştırmacılar, özel kredi fonlarının bankacılık sistemiyle iç içe geçmiş hale geldiğini ve “yeni sistemik stres biçimleri getiren yeni bağlantılar” oluşturduğunu tespit etti.
Grup, Moody’s Analytics tarafından yayınlanan bir çalışmada, “Şeffaf olmamaları ve finansal ağın daha yoğun bir şekilde birbirine bağlanmasında oynadıkları rol, gelecekteki bir [finansal] krizi orantısız bir şekilde büyütebilecekleri anlamına geliyor,” dedi.
2008 finansal krizinin ardından getirilen düzenlemeler bankaları kredi standartlarını sıkılaştırmaya zorladığından, özel krediler son yıllarda büyük bir patlama yaşadı. Genellikle önemli borç yükü olan riskli şirketlere kredi veren fonlar, bankalara göre daha gevşek denetime tabi ve bu durum, sektörün büyümesi ile birlikte endişe yaratıyor.
Moody’s Analytics’ten Mark Zandi, SEC’den Samim Ghamami ve eski Hazine danışmanı Antonio Weiss tarafından yazılan rapor, piyasalarda çalkantı dönemlerinde özel kredilerin daha geniş finansal sistemi nasıl etkileyeceğine dair bugüne kadarki en kapsamlı analizlerden biri.
Araştırmacılar, aksi takdirde şeffaf olmayan özel kredi sektörünü temsil etmek üzere, finansal raporlama ve halka açık orta ölçekli kurumsal kredi kuruluşları olan iş geliştirme şirketlerinin hisse senedi fiyatlarını temel aldı.
Araştırmacılar, son dönemdeki piyasa stresinde iş geliştirme şirketlerinin diğer sektörlerdeki çalkantılarla daha sıkı bir korelasyon içinde olduğunu tespit etti.
Raporda, “Günümüzün finansal sistemindeki bağlantı ağı, kriz öncesine göre daha dağınık ve daha yoğun bir bağlantıya sahip. Kriz öncesinde sistem, bankaların ağın merkezinde yer aldığı bir ‘hub and spoke’ modeli gibi işliyordu,” deniyor ve özel kredi şirketleri, diğer özel finans grupları ve sigorta şirketlerinin kredilendirmede daha büyük bir rol üstlendiği belirtiliyor.
Özel kredi şirketleri, daha uzun vadeli kurumsal yatırımcıların sermayesine dayandıkları ve panik anlarında daha geniş çaplı “bulaşmaya” yol açabilecek banka mevduatları gibi “koşma”lara maruz kalmadıkları için bankalardan daha iyi kredi verdiklerini savunuyorlar.
Moody’s Analytics’in araştırmasında, “Bankalar, bilanço dışı varlıklarını devrederek kredi piyasalarına iktisadi maruziyetlerini sürdürmelerine olanak tanıyan ortaklıklar, fon finansmanı ve yapılandırılmış risk transferleri yoluyla özel kredi ve diğer banka dışı finansal kurumlara giderek daha fazla dahil oluyorlar,” denildi.
Boston Fed de geçen ay, bankaların özel kredi fonlarına ve diğer benzer gruplara kredi vererek kendilerini yeni risk kanallarına maruz bıraktığı konusunda benzer bir uyarıda bulunmuştu.
Fitch Ratings ise bu hafta, özel kredilerin “gelişen ürünleri ve varlık sınıflarının, piyasa döngüleri boyunca test edilmemiş olanların çoğu nedeniyle yakından izlenmesi gerektiğini” belirtti.
Moody’s Analytics raporunda, özel kredi sektörünün kredileriyle ilgili daha fazla kamuya açık veri paylaşması ve finansal düzenleyicilerin genel “sistemik risk izleme” faaliyetlerinde özel kredilere daha fazla önem vermesi gerektiği belirtildi.
Raporda, “Amaç, özel kredilerin sağladığı faydalı yenilikleri engellemek değil, risklerini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak ve böylece hızla büyüyen kurumsal finansman ve potansiyel olarak diğer sektörlerin kör noktası haline gelmemesini sağlamaktır,” denildi.
Amerika
Pentagon, Grönland’ı Kuzey Komutanlığına bağlıyor

Pentagon, Grönland’ın denetimini ABD Kuzey Komutanlığına devrederek, Arktik adasını ABD ile daha yakından ilişkilendirecek sembolik bir adım atmaya hazırlanıyor.
Bu hafta içinde gerçekleşebilecek olan denetim değişikliği, ABD’nin radar kapsama alanını genişleterek Altın Kubbe füze kalkanını güçlendirmesine de yardımcı olabilir.
Bir Savunma Bakanlığı yetkilisi ve planlamaya yakın iki kaynağın aktardığı plana göre Grönland, Avrupa Komutanlığının (Eucom) yetki alanından Kuzey Amerika’nın güvenliğini denetlemekle sorumlu Kuzey Komutanlığına (Northcom) geçecek.
Bu değişiklik, Trump yönetiminin Danimarka’ya bağlı özerk bir ada olan Grönland’ın mülkiyetini elde etmek için aylarca süren çabalarının en somut adımı.
Grönland’ın Northcom’a dahil edilmesi, Trump’ın adayı kontrol altına almak için aylarca süren kampanyası ve adayı ele geçirmek için askeri harekatı reddetmesi nedeniyle tedirgin olan Danimarka ve NATO genelinde yoğun bir şekilde tartışılacak.
Danimarka ve yarı özerk Faroe Adaları, Eucom’un komutası altında kalacak ve bu bölgeler ile Grönland arasında sembolik ve operasyonel bir bölünme oluşacak.
Konuya yakın bir kaynak, “Coğrafi açıdan bu hamle bir mantık içeriyor. Siyasi açıdan ise bu hamle Avrupa’yı endişelendireceği açık,” dedi.
Komuta yetkisinin değişmesi, Pentagon liderliğinin, bakanlığın altı coğrafi muharebe komutanının sorumluluk alanlarını belirleyen Birleşik Komuta Planını gözden geçirmesinin bir parçası.
Grönland’ın ayrılması liderlikte büyük bir değişiklik gerektirmezken, Kuzey Komutanlığı ile Güney Komutanlığının birleştirilmesi ve Afrika Komutanlığının Almanya merkezli Avrupa Komutanlığına bağlanması gibi diğer öneriler, orduda görev yapan üç ve dört yıldızlı subayların sayısına ve dünyanın farklı bölgelerine tahsis edilen varlıkların sayısına derin etkilerde bulunacak.
Trump yönetimi, Grönland’ın ABD’nin güvenliği için stratejik öneminden aylardır bahsediyor ve Kuzey Atlantik’teki konumu nedeniyle, füze savunma programlarının güçlendirilmesi ve Kuzey Kutbundaki Rus ve Çin gemilerinin izlenmesi için bu adanın kontrolünün kritik önem taşıdığını savunuyor.
Bu değişiklik, Grönland’a daha fazla Altın Kubbe radar sistemi ekleme ve bu sensör ağını genişletme olanağı sağlarken, adayı Kanada ve ABD’nin bölgesel savunma planlarıyla daha yakından uyumlu hale getirecek.
Kuzey Komutanlığı, ABD topraklarının korunmasından sorumlu ve güney sınırı, hava ve füze savunması gibi görevleri denetleyerek Kanada ve Meksika ile ortak güvenlik konularında işbirliği yapıyor.
Grönland’ı Northcom’a bağlamak, Pentagon ve Beyaz Saray’daki politika tartışmalarında adaya verilen öncelik açısından Grönland’ı Danimarka’dan fiilen ayırmak anlamına gelecek.
Bir kaynak, Danimarka hükümetine yaklaşan hamle hakkında resmi bir bilgilendirme yapılmadığını söyledi.
ABD, adada uzun süredir askeri varlığa sahip. Mart ayında, Başkan Yardımcısı JD Vance ve dönemin ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, Pentagon’un en kuzeydeki derin su limanına sahip olan ve uzun süredir Rusya ve Çin’i izlemek için stratejik bir konum olarak işlev gören Pituffik Uzay Üssünü ziyaret etmişti.
Vance, Grönland’da iken ada yöneticilerine Washington ile “anlaşma yapması” çağrısında bulunarak, “Danimarka’nın güvenlik şemsiyesi altında olmaktansa ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında olmanızın çok daha iyi olacağını düşünüyorum,” diye seslenmişti.
Ocak ayında Danimarka hükümeti, kısmen Trump’ın güvenlik endişelerini yatıştırmak amacıyla Grönland’ın güvenlik girişimlerine 2 milyar dolarlık ek harcama yapma sözü verdi.
Trump’ın Kuzey Kutbunun önemi hakkındaki yorumları NATO liderlerinin de dikkatini çekti. İttifakın genel sekreteri Mark Rutte geçen hafta, “NATO olarak Kuzey Kutbunun güvenlik meselelerine daha fazla dahil oluyoruz,” dedi.
Rutte, Trump’ın bölgedeki Rusya ve Çin hamlelerine dikkat çekmesinin olumlu bir gelişme olduğunu da sözlerine ekledi.
Trump, geçen ay NBC’ye verdiği röportajda Grönland’ı askeri güçle ele geçirmeyi göz ardı etmediğini söylemiş ve “Bunu yapacağım demiyorum, ama hiçbir şeyi göz ardı etmiyorum. Grönland’a çok ihtiyacımız var,” demişti.
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika2 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş2 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Diplomasi1 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş1 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Dünya Basını2 hafta önce
National Interest: NATO yardımı Ukrayna’nın askeri olarak geri kalmasına yol açtı