Bizi Takip Edin

Diplomasi

ABD ve Birleşik Krallık’tan önemli yapay zeka anlaşması

Yayınlanma

ABD ve Birleşik Krallık yapay zekâ konusunda dönüm noktası niteliğinde bir anlaşma imzaladı ve müttefikler, yeni ortaya çıkan yapay zekâ modellerinden kaynaklanan risklerin nasıl test edileceği ve değerlendirileceği konusunda resmi olarak işbirliği yapan ilk ülkeler oldu. 

Pazartesi günü Washington’da Birleşik Krallık Bilim Bakanı Michelle Donelan ve ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo tarafından imzalanan anlaşma, iki hükümetin yapay zeka (YZ) güvenliği konusunda teknik bilgi, bilgi ve yetenekleri nasıl bir araya getireceğini ortaya koyuyor. Anlaşma, dünyada YZ güvenliğine ilişkin ilk ikili düzenlemeyi temsil ediyor.

Donelan Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “Önümüzdeki yıl gerçekten hızlı hareket etmemiz gereken bir yıl çünkü oyunun kurallarını tamamen değiştirebilecek yeni nesil [YZ] modelleri ortaya çıkıyor ve henüz sunacakları tüm yetenekleri bilmiyoruz,” dedi.  

Anlaşma özellikle Birleşik Krallık’ta kasım ayında kurulan yeni Yapay Zeka Güvenlik Enstitüsü (AISI) ile henüz çalışmalarına başlamamış olan ABD’deki eşdeğerinin, her iki ülkeden araştırmacıların geçici olarak görevlendirilmesi yoluyla uzmanlık alışverişinde bulunmasını sağlayacak. Enstitüler ayrıca OpenAI ve Google gibi kuruluşlar tarafından geliştirilen özel YZ modellerinin bağımsız olarak nasıl değerlendirileceği konusunda da birlikte çalışacak. 

İstihbarat kurumları arası ilişkiler model alınacak

Ortaklık, istihbarat ve güvenlikle ilgili konularda yakın işbirliği içinde çalışan Birleşik Krallık Devlet İletişim Merkezi (GCHQ) ve ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) arasındaki ortaklığı örnek alıyor. 

Donelan, “Büyük bir YZ güç merkezi olan ABD’nin bizimle, Birleşik Krallık’la bu anlaşmayı imzalaması, YZ güvenliği konusunda nasıl öncülük ettiğimizi gösteriyor,” dedi.

En gelişmiş YZ şirketlerinin birçoğu şu anda ABD’de bulunduğu için, Amerikan hükümetinin uzmanlığının hem YZ’nin risklerini anlamak hem de şirketleri taahhütlerine bağlı tutmak için kilit öneme sahip olduğunu da sözlerine ekledi. 

Bununla birlikte Donelan, YZ güvenliği konusunda araştırma yapmasına ve korkulukların yerinde olmasını sağlamasına rağmen, Britanya’nın çok hızlı geliştiği için teknolojiyi yakın vadede daha geniş bir şekilde düzenlemeyi planlamadığında ısrar etti.

Raimondo yapay zekanın ‘neslimizin belirleyici teknolojisi’ olduğunu ileri sürdü ve “Bu ortaklık, ister ulusal güvenliğimiz ister daha geniş toplumumuz için olsun, her iki enstitümüzün de tüm risk yelpazesindeki çalışmalarını hızlandıracak,” dedi.

Birleşik Krallık’ta YZ alanında devlet-sektör kaynaşması

Raimondo, iki ülkenin işbirliği sayesinde enstitülerin yapay zeka sistemlerini daha iyi anlayacağını, daha sağlam değerlendirmeler yapacağını ve daha titiz bir rehberlik yayınlayacağını savundu.

Teknoloji yatırımcısı ve girişimci Ian Hogarth’ın başkanlığını yaptığı Birleşik Krallık hükümeti destekli AISI, mevcut ve yayınlanmamış yapay zeka modellerini test etmeye başlamak için Google DeepMind’dan Geoffrey Irving ve Oxford Üniversitesi’nden Chris Summerfield gibi araştırmacıları işe aldı.

OpenAI, Google DeepMind, Microsoft ve Meta, AISI tarafından incelenmek üzere en son üretken YZ modellerini açmak için gönüllü taahhütler imzalayan teknoloji grupları arasında yer alıyor.

Enstitü, Başbakan Rishi Sunak’ın Birleşik Krallık’ın YZ’nin gelişimiyle mücadelede merkezi bir role sahip olma hedefinin anahtarı niteliğinde.

Konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi bir kişiye göre testler, GCHQ bünyesindeki Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’nin uzmanlığından yararlanarak siber güvenlik de dahil olmak üzere teknolojinin kötüye kullanımıyla ilgili risklere odaklandı. 

Diplomasi

BRICS’ten İran’a saldırıya kınama, Gazze için ateşkes çağrısı

Yayınlanma

Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde toplanan BRICS, yayımladığı bildiriyle İran’a yönelik saldırıyı kınayarak Gazze’de acil ateşkes çağrısı yaptı. Zirve devam ederken ABD Başkanı Donald Trump ise BRICS’in ‘Amerikan karşıtı politikasını’ destekleyen ülkeleri yüzde 10 ek gümrük vergisiyle tehdit etti.

Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde pazar günü başlayan 17. BRICS Zirvesi’nde, İran’a yönelik askeri saldırılar kınanırken Gazze’de acil ve kalıcı ateşkes sağlanması yönünde çağrı yapıldı.

Zirve devam ederken ABD Başkanı Donald Trump, BRICS’in politikalarını destekleyen ülkelere yönelik yeni gümrük vergisi tehdidinde bulundu.

Grup tarafından yayımlanan ortak bildiride, İran’a yönelik askeri saldırıların “uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın ihlali” olduğu belirtildi.

Trump’tan BRICS’i destekleyen ülkelere vergi tehdidi

ABD Başkanı Donald Trump, BRICS zirvesi devam ederken sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, grubun “Amerikan karşıtı politikasını” desteklemeye karar veren ülkelere yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. Trump, “İstisna olmayacak,” ifadelerini kullandı.

Trump daha önce de BRICS ülkelerini, dolara alternatif bir para birimi oluşturmaları halinde ürünlerine yüzde 100 gümrük vergisi getirmekle tehdit etmişti.

ABD Başkanı, “BRICS’in uluslararası ticarette Amerikan dolarının yerini alma şansı zerre kadar yok. Bunu yapmaya kalkan herhangi bir ülke, Amerika’ya el sallayabilir,” demişti. Trump, bu tehdidinden sonra BRICS’in “öldüğünü” iddia etmişti.

İran’a saldırı ‘uluslararası hukukun ihlali’

BRICS bildirisinde, Orta Doğu’daki güvenlik durumunun tırmanmasından ve sivil altyapı ile barışçıl nükleer tesislere yönelik kasıtlı saldırılardan “derin endişe” duyulduğu ifade edildi.

Grup, bölgesel zorlukların çözümünü amaçlayan diplomatik girişimlere destek verdiğini vurgulayarak, konuyu ele alması için BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) çağrıda bulundu.

Gazze’de acil ateşkes, Lübnan’da şartlara uyum çağrısı

Bildiride, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumdan duyulan endişe de yinelendi.

Başta uluslararası insani hukuk ve insan hakları hukuku olmak üzere tüm uluslararası hukuk ihlallerinin kınandığı metinde, açlığın bir savaş yöntemi olarak kullanılmasına özellikle dikkat çekildi.

Taraflara, acil, kalıcı ve koşulsuz bir ateşkese ulaşmak amacıyla iyi niyetle daha fazla müzakereye girmeleri çağrısı yapıldı. Ayrıca, Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) verilen “sarsılmaz” destek teyit edildi.

Lübnan’daki ateşkesten memnuniyet duyulduğu belirtilen bildiride, tüm taraflara “şartlara sıkı sıkıya bağlı kalmaları” çağrısında bulunuldu.

Ateşkesin ve Lübnan’ın egemenliği ile toprak bütünlüğünün devam eden ihlalleri kınandı.

Bildiride İsrail’e, “Lübnan hükümeti ile üzerinde anlaşılan şartlara saygı duyması ve işgalci güçlerini tüm Lübnan topraklarından çekmesi” çağrısı yapıldı.

‘Suriye’nin toprak bütünlüğüne bağlıyız’

BRICS, Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığını da teyit etti. BMGK’nin 2254 sayılı kararının ilkelerine dayanan, Suriye liderliğinde barışçıl ve kapsayıcı bir siyasi süreç çağrısında bulunuldu.

Suriye’nin bazı bölgelerinin kısmen işgal edilmesi şiddetle kınanırken, İsrail’e güçlerini gecikmeksizin çekmesi için çağrı yapıldı. Suriye’deki yabancı terörist savaşçıların varlığının oluşturduğu tehdit de kınandı.

Arakçi: BRICS’in uluslararası hukuku savunma sorumluluğu var

Zirvede bir konuşma yapan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, BRICS’in uluslararası hukuku ve çok taraflılığı savunma, devletlerin eşitliğinden güç kullanımının reddine ve anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne kadar BM’nin temel ilkelerini destekleme sorumluluğu olduğunu vurguladı.

Arakçi, İran’a yönelik saldırının “ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin İsrail rejimine hesap sorulmaksızın suç işlemesi için tanıdığı mutlak dokunulmazlığın bir sonucu” olduğunu söyledi.

Hem İsrail’in hem de ABD’nin uluslararası hukuku ihlal etmeleri nedeniyle hesap vermesi gerektiğini belirten Arakçi, bu saldırının sonuçlarının sadece ülkesiyle sınırlı kalmayıp tüm bölgeye ve hatta ötesine yayılacağı uyarısında bulundu.

İranlı bakan, “İsrail’in yasa dışı eğilimleri destekçileri tarafından teşvik edildiği sürece bölgedeki güvenlik ikileminin çözülmeyeceğini” ifade etti.

Saldırılarda yerleşim alanları ve askeri üslerin hedef alındığını, askeri liderlerin, askerlerin, akademisyenlerin ve bilim insanlarının öldürüldüğünü belirten Arakçi, Tahran’ın işlenen savaş suçlarını belgeleme konusundaki kararlılığını vurguladı.

Arakçi, “İran’ın adalet ve tazminat talebinden vazgeçmeyeceğini” ve ülkesinin “gelecekteki herhangi bir saldırıya karşı kendini var gücüyle savunmaya devam edeceğini” sözlerine ekledi.

Putin: Tek kutuplu dünya geçmişte kaldı

Zirveye video konferans yoluyla katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dünyanın köklü değişikliklere tanık olduğunu ve tek kutuplu uluslararası ilişkiler sisteminin “geçmişte kaldığını” söyledi.

BRICS ülkeleri arasında işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulunan Putin, ulusal para birimlerinin kullanımının genişletilmesini umduğunu dile getirdi.

Putin, tüm üye ülkelerin “eşitlik, iyi komşuluk ve geleneksel değerler ilkelerinden yana olduğunu” belirterek, “BRICS’in etkisi ve konumu her geçen yıl artıyor ve haklı olarak küresel sistemin ana merkezlerinden biri haline geldi,” dedi.

Rusya lideri, grubun satın alma gücü paritesi açısından G7 gibi diğer blokları “önemli ölçüde geride bıraktığını” kaydetti.

Lula da Silva: BMGK reforme edilmeli

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ise BM’nin “itibar kaybı ve felç olma” tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Lula da Silva, BMGK’nin “Küresel Güney’den yeni daimi üyeler eklenerek” reforme edilmesi çağrısı yaptı. Bunun sadece bir adalet meselesi olmadığını, aynı zamanda “BM’nin hayatta kalmasının bir garantisi” olduğunu belirtti.

Brezilya lideri ayrıca nükleer bir felaket yaşanabileceği uyarısında bulunarak dünya liderlerini İsrail’in Gazze Şeridi’nde işlediği “soykırımı” görmezden gelmemeye çağırdı.

Çözümün ancak “işgalin sona ermesi ve bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacağını” vurguladı.

Lavrov’dan Arakçi’ye destek

Zirve marjında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İranlı mevkidaşı Arakçi ile bir görüşme gerçekleştirdi. Lavrov, barışçıl nükleer tesislere yönelik olanlar da dahil olmak üzere İran’a karşı yapılan yasa dışı saldırıları kınayan ülkesinin tutumunu yineledi.

Bölgedeki gerilimin tırmanmasını önlemek için etkili adımlar atılmasının önemini vurgulayan Lavrov, Rusya’nın BMGK düzeyinde de dahil olmak üzere yardıma hazır olduğunu belirtti.

BRICS’in küresel yükselişi

BRICS, başlangıçta Goldman Sachs baş ekonomisti Jim O’Neill tarafından Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in gelişmekte olan ekonomilerini tanımlamak için BRIC kısaltmasıyla ortaya atılmıştı.

Söz konusu ülkeler 2009’da gayri resmi bir kulüp kurdu. 2010’da Güney Afrika’nın katılımıyla grup BRICS adını aldı. 2023’te Mısır, Etiyopya, İran ve BAE’nin katılımıyla genişleyen gruba, 2025’in başında Endonezya da katıldı.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Brezilya’daki zirve sırasında yaptığı açıklamada Küresel Güney çağının başladığını söyledi.

Dmitriyev, BRICS ülkelerinin küresel ekonomik büyümenin yarısını, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 45’ini ve küresel GSYİH’nin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu, G7’nin payının ise yüzde 29’da kaldığını anımsattı.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Çin Dışişleri Bakanı, nadir toprak elementleri ihracatı konusunda Avrupa’nın endişelerini gidermeye çalıştı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, nadir toprak elementleri ihracatı üzerindeki kısıtlamalarla ilgili Avrupa Birliği’nin endişelerini hafifleterek, Avrupa şirketlerinin uygun başvuru prosedürlerine uymaları halinde ihtiyaçlarının karşılanacağına dair güvence verdi.

Wang, perşembe günü Berlin’de Alman mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, çift kullanımlı malların kontrolünün tüm ülkelerin egemen hakkı ve uluslararası sorumluluğu olduğunu söyledi. Wang, Avrupa şirketlerinin Pekin’in ihracat kontrollerine ilişkin endişeleriyle ilgili bir soruya yanıt verdi.

Bu ayın sonunda yapılacak Çin-AB zirvesinin önünü açmak amacıyla yaptığı ziyaret sırasında yaptığı açıklamada Wang, “Nadir toprak elementleri ihracatı hiçbir zaman Çin ile Avrupa arasında bir sorun olmamıştır ve olmamalıdır” dedi.

“İhracat kontrol düzenlemelerine uyulduğu ve gerekli prosedürler yerine getirildiği sürece, Avrupa şirketlerinin normal ihtiyaçları garanti edilecektir” diye ekledi.

“Çin’in politikaları uluslararası normlara uygun ve dünya barış ve istikrarının korunmasına da yardımcı oluyor”, diyen üst düzey diplomat, Çin ile Avrupa arasında “bu konuyu kasten abartanların” gizli gündemleri olduğunu vurguladı.

Wang, Çinli yetkililerin Avrupalı şirketler için “hızlı bir kanal” oluşturduğunu söyledi.

Çin Dışişleri Bakanı, cuma günü Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile de bir araya geldi ve Alman liderine, iki ülke arasındaki ilişkilerin “üçüncü bir tarafın hedefi, bağımlılığı veya dikte ettiği bir şey olmadığını” söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Wang’ın Çin’in açık kalmaya ve ortak kalkınma için “pazar fırsatlarını paylaşmaya” istekli olduğunu söylediği aktarıldı.

Wang, Çin ile Almanya arasındaki ilişkilerin “güçlü bir iç dinamik”e sahip olduğunu ve ‘olgun’ ve son derece istikrarlı olduğunu söyledi.

“Almanya ile yakın ve üst düzey temasları sürdürme” sözü veren Wang, “Bu, sadece iki tarafın yararına olmayacak, aynı zamanda Avrupa ve tüm dünyaya da fayda sağlayacaktır” dedi.

Geçen hafta Çin Ticaret Bakanlığı, Çin’in nadir toprak ihracat lisans başvurularının incelenmesini hızlandırdığını ve birçoğunu onayladığını açıkladı.

Bakanlık sözcüsü He Yadong, Çin’in bu tür başvuruların inceleme ve onay sürecini daha da güçlendireceğini ve ihracat kontrollerine ilişkin ilgili ülkelerle iletişimi ve diyaloğu iyileştirmeye hazır olduğunu, aynı zamanda uygun ticarete aktif olarak izin vereceğini söyledi.

He’nin açıklamaları, Avrupa Birliği’nin Çin’den, ABD ile ticaret anlaşmazlığı sırasında getirilen ve özellikle otomotiv sektöründe tedarik zincirinde kargaşaya yol açan yedi nadir toprak mineraline uygulanan ihracat kontrollerini hafifletmesi çağrısından birkaç hafta sonra geldi.

Geçen ay Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile yapılan toplantıda, AB Ticaret Komiseri Maros Sefcovic, konunun “öncelikli” olduğunu söyledi.

Sefcovic, “Çinli mevkidaşıma Avrupa otomobil endüstrisindeki endişe verici durum hakkında bilgi verdim, ancak endüstriler diyorum çünkü nadir toprak elementleri ve kalıcı mıknatıslar endüstriyel üretim için kesinlikle vazgeçilmez” dedi.

Sefcovic, AB ticaret sorumlusu olarak, mevcut vaka bazında lisanslama sisteminden, şirketler için yıllık toplu onay mekanizmasına geçilmesini önerdiğini, bunun bürokratik gecikmeleri azaltabileceğini ve etkilenen sektörler üzerindeki baskıyı hafifletebileceğini belirtti.

Perşembe günkü görüşmelerinde Wang Yi ve Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Ukrayna krizi, İran’ın nükleer programı ve Orta Doğu’daki durum gibi önemli küresel meseleleri de ele aldı.

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki tarafın yakın iletişimi sürdürme, koordinasyonu geliştirme ve ateşkes, gerilimin azaltılması ve barışçıl çözüm için çabaları sürdürme konusunda mutabık kaldığı belirtildi.

Çin ve ABD, ihracat kontrollerinde anlaşmaya vardı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Hindistan ve ABD, 9 Temmuz öncesi, geçici ticaret anlaşması imzalamaya yaklaştı

Yayınlanma

Hindistan ve ABD, Başkan Donald Trump’ın tarifeler için çarşamba günü belirlediği son tarihten önce geçici bir ticaret anlaşması imzalamak üzere görüşüyor. Bu tarihten itibaren Hindistan mallarına %26’lık “karşılıklı” gümrük vergileri uygulanmaya başlayacak. Taraflar, bu yılın sonlarında kesinleşebilecek kapsamlı bir anlaşma için görüşmelerini sürdürüyor.

Anlaşma, Hindistan’ın gümrük vergilerinde keskin bir artıştan kaçınmasına yardımcı olabilir. Bu gelişme, çarşamba günü açıklanan ABD-Vietnam anlaşmasının ardından geldi. Anlaşma uyarınca ABD, Vietnam mallarına %20 gümrük vergisi uygulayacak. Bu oran, daha önce Washington tarafından ilan edilen %46’nın altında.

Çin, Trump’ın Vietnam ile yaptığı ticaret anlaşmasına sert tepki gösterdi

Dünya Ticaret Örgütü’nün 2023 verilerine göre, Hindistan’ın basit ortalama gümrük vergisi oranı %17 iken, ABD’nin oranı %3,3 idi.

Salı günü diğer ticaret anlaşmalarının sonuçlanmaya yakın olup olmadığı sorulan Trump, gazetecilere Hindistan ile bir anlaşma olasılığının olduğunu söyledi: “Ve bu farklı bir anlaşma olacak. Bu, bizim girip rekabet edebileceğimiz bir anlaşma olacak. Şu anda… Hindistan kimseyi kabul etmiyor. Bence Hindistan bunu yapacak ve eğer yaparsa, çok daha düşük gümrük vergileri içeren bir anlaşma yapacağız.”

Trump perşembe günü, Washington’un cuma günü ticaret ortaklarına her biri için gümrük vergisi oranlarını belirten mektuplar göndermeye başlayacağını söyledi. Trump, mektupların 10’ar 10’ar gönderileceğini belirtti.

Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?

Görüşmeler için ABD’de bir ticaret heyeti bulunan Hindistan, tarım ve süt ürünleri konusunda anlaşmazlıklar sürse de, çarşamba gününden önce İngiltere ve Vietnam’ın ardından Trump yönetimi ile anlaşma sağlayan üçüncü ülke olmayı hedefliyor. Yeni Delhi, Hint çiftçilerin çıkarlarına zarar verme korkusuyla bu sektörleri tamamen açmak istemiyor. Bu nedenle, bu sektörlerin ilk anlaşmanın bir parçası olması olası görünmüyor.

Hindistan Sanayi Konfederasyonu Başkanı Rajiv Memani perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Bu sadece bir gümrük vergisi değil, diğer ülkelerle göreceli rekabet gücü meselesi” dedi. Memani, Hindistan Ticaret Bakanlığı’nın Hindistan sanayisinin, özellikle tarım ve süt ürünleri sektörlerinin karşılaştığı zorlukları anladığını, ancak “tüm bu konularda %100 kazanan olmayacağını” unutmamak gerektiğini belirtti.

Şubat ayında Başbakan Narendra Modi’nin ABD ziyaretinde, taraflar sonbahara kadar ikili ticaret anlaşmasının “ilk dilimi” veya birinci aşamasını müzakere etme ve ticareti şu anda yaklaşık 200 milyar dolardan 2030 yılına kadar 500 milyar dolara çıkarma planlarını açıklamıştı.

Geçici anlaşmanın tamamlanmasına az bir zaman kala Hindistan, en büyük ihracat pazarı olan ABD’ye mal sevkiyatında cezai ek maliyetlerden kaçınmayı umuyor.

Ticaret Bakanı Sunil Barthwal geçen ay, “İlk dilimi üzerinde çalışıyoruz ve bildiğiniz gibi 9 Temmuz tarihi var. O tarihten önce bu ilk dilimi sonuçlandırmak istiyoruz” dedi.

Bu arada, ABD-Hindistan Stratejik Ortaklık Forumu danışmanı Mark Linscott, her iki tarafın da “gerekli uzlaşmalara” vardığı için geçici ticaret anlaşmasının yakında imzalanacağına olan güvenini dile getirdi.

Linscott perşembe günü Hindistan’ın özel haber kanalı NDTV’ye yaptığı açıklamada, anlaşmanın “gümrük vergilerinin indirilmesi açısından oldukça önemli” olacağını söyledi ve ekledi: “Anlaşma, sanayi sektörlerine odaklanacak, ancak tarımla ilgili bazı sonuçlar da içerecek. Süt ürünlerinin anlaşmaya dahil edilmeyeceğini düşünüyorum. Buğdayın da dahil edilmeyeceğini düşünüyorum.”

Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative’in kurucusu Ajay Srivastava’ya göre, ABD-Vietnam anlaşmasının zamanlaması “şu anda ABD ile kendi ikili ticaret anlaşmasının son aşamalarında olan Hindistan için özellikle önemli” dedi.

“Hindistanlı müzakereciler, Vietnam anlaşmasının eksikliklerini, özellikle önceki tavizlerin geri alınmasını, genel gümrük vergilerinin uygulanmasını ve Menşe Kurallarına ilişkin belirsizliği yakından incelemelidir. Bu özellikler, ABD’nin tek taraflı kazanımlar elde etmeye yönelik açık eğilimini ortaya koymaktadır,” vurgusunu yaptı Nikkei Asia ile paylaştığı notta.

Srivastava, “Hindistan için, tarife eşitliği, uygulanabilir taahhütler ve kilit sektörler için yeterli korumaların sağlanması, benzer şekilde tek taraflı bir sonucun önlenmesi açısından kritik öneme sahip olacaktır” diye ekledi.

Von der Leyen: AB ve ABD arasındaki ticaret anlaşmasının son tarihten önce tamamlanması imkansız

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English