Bizi Takip Edin

AVRUPA

Avrupa’da ordular asker bulamıyor

Yayınlanma

Politico’da yer alan değerlendirmeye göre, Avrupa ülkeleri için artık mesele yeni askerler bulmak değil, mevcut askerleri istifa etmemeye ikna etmek.

Bu hafta Fransa Silahlı Kuvvetler Bakanı Sébastien Lecornu, askeri personelin kalmasını teşvik etmek için bir ‘yetenek koruma’ planı sundu.

Bu gelişme, Alman parlamentosuna sunulan yıllık bir raporun, 2023 yılında 1.537 askerin Alman Silahlı Kuvvetleri Bundeswehr’den ayrılarak 181.514 personele düşeceğini göstermesinden birkaç gün sonra gerçekleşti.

Lecornu pazartesi günü yaptığı açıklamada Birleşik Krallık ve ABD’yi kastederek, “Bu konuşmalar artık tüm başkentlerde, zorunlu askerlik yapmayan profesyonel ordulara sahip tüm demokrasilerde yapılıyor. NATO toplantılarında teçhizat hakkında konuşabiliriz, ama şimdi aynı zamanda … [personeli] elde tutma düzeyi hakkında da konuşuyoruz,” dedi.  

Avrupa Ukrayna’daki savaşa tepki olarak ordularını yeniden toparlamaya çalışırken, Hırvatistan gibi ülkeler zorunlu askerliği geri getirmeyi düşünüyor. Danimarka gibi diğer ülkeler ise bunu kadınları da kapsayacak şekilde genişletmeyi planlıyor.

Almanya 2011 yılında zorunlu askerliği kaldırdı, fakat ordudaki birçok kişinin yaşlanmasıyla birlikte bir tür ulusal hizmet sisteminin yeniden uygulamaya konulması tartışılıyor.

Asker maaşları: Para konuşuyor

Profesyonel ordulara bel bağlayan ülkeler için sorun, silahlı kuvvetleri cazip hale getirmek ama düşük işsizlik, özel sektörden gelen şiddetli rekabet ve uzaktan çalışmanın yaygın olduğu zamanlarda bunun yapılması hayli zor.

Fransa’da askeri personel eskiye oranla ortalama bir yıl daha az silahlı kuvvetlerde kalıyor. Birleşik Krallık’ta, hükümet işe alımları özel bir firma olan Capita’ya ihale etmesine rağmen, iki piyade taburuna denk gelen yıllık 1.100 asker açığı bulunuyor.

Personel açığında paranın da rolü var. Fransız planının en önemli önlemlerinden biri, ikramiyeleri entegre ederek emeklilik maaşlarını artırmak; bunun yanında maaşlar da artırılıyor.

Fakat Politico’ya göre sorun şu ki, hizmet koşulları o kadar da cazip değil; kronik fazla mesai, aylarca evden uzak kalma ve kaçırılan nekahet dönemleri olağan.

Mesele sadece asker değil, aileler de önemli

ABD Donanmasının deniz operasyonları şefi Amiral Lisa Franchetti bu yılın başlarında Paris’te düzenlenen bir konferansta, “Sorun işe almak değil, aileleri de elimizde tutmamız gerekiyor,” demişti. 

Polonya’da yeni hükümet bu yılın başlarında askerleri elde tutmak amacıyla maaşlara yaklaşık yüzde 20 zam yaptığını açıkladı. Bir asker için asgari aylık maaş 4.960 zlotiden (1.150 avro) 6.000 zlotiye yükseldi. Polonya ordusu 2015’te 95.000 kişi iken bu yıl 215.000’e yükseldi.

Fransa’nın planı konut bulma, sağlık hizmetlerine ve çocuk bakımına erişim konularında yardımı da içeriyor. Her ikisi de silahlı kuvvetler bakanlığı bünyesinde çalışan çiftler, biri sivil olsa bile, görev yerlerini birlikte değiştirebilecekler.

Lecornu, “Elde tutulan kişi sayısının sürekli düştüğü bir işe alım çılgınlığına gitmektense, elde tutmayı iyileştirmek için daha az işe alım yapmayı tercih ederim,” dedi.

Almanya’nın hedefi kadınları orduya çekmek

Almanya’da ulusal savunmayı güçlendirme çabalarının bir parçası olarak hükümet, 2030’ların başına kadar silahlı kuvvetlerdeki personel sayısını 203.000’e çıkarmak istiyor fakat askere alımlar sadece yavaş artıyor.

Federal Meclis’in silahlı kuvvetlerden sorumlu özel komisyon üyesi Eva Högl, bir tür zorunlu askerlik uygulamasının geri getirilmesinin işleri tersine çevirmenin bir yolu olduğunu, fakat kadınları hedef almanın düşüşü durdurmak için daha belirgin bir hamle olduğunu, çünkü bu konudaki potansiyelin ‘tükenmekten çok uzak’ olduğunu söyledi.

Geçen yıl kabul edilen mevzuat, çocuk bakımı için daha fazla destek ve emeklilik maaşlarının artırılması dahil olmak üzere koşulları daha cazip hale getirmeyi amaçlıyor.

Sadece çalışma saatleri ile ilgili değil, temel altyapı ile ilgili de sorunlar var. Högl yıllık raporunda, “Birlikleri ziyaret ettiğimde artık kaskların ve koruyucu yeleklerin değil, dolapların eksik olduğunu duyuyorum,” diye yazdı.

Högl’e göre kışlaların ve askeri tesislerin onarımı yaklaşık 50 milyar avroya mal olacak. Bu da Ukrayna savaşının ardından hükümetin askeri güçlerini yenilemek için oluşturduğu toplam özel fonun yarısına denk geliyor.

AVRUPA

Pistorius, SPD’deki şansölyelik yarışında havlu attı

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, önümüzdeki seçimlerde partisinin liste başı adayı olmaktan çekilerek, Şansölye Olaf Scholz’un yerine geçebileceğine dair haftalardır süren spekülasyonlara son verdi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından perşembe akşamı yayınlanan bir video mesajında Pistorius, kamuoyundaki tartışmaların partiye zarar verdiğini ve bunun sonucunda parti yönetimine bu görev için uygun olmadığını bildirdiğini söyledi.

“Olaf Scholz güçlü bir şansölye ve şansölyelik için doğru aday,” diyen Pistorius, parti liderinin ‘akıl ve sağduyuyu’ temsil ettiğini de sözlerine ekledi.

Alman bakan, “Şimdi bu tartışmayı sona erdirmek için ortak bir sorumluluğumuz var. Çünkü tehlikede olan çok şey var,” dedi.

Scholz iki hafta önce erken seçimleri tetiklediğinde, görevdeki şansölye olarak otomatik olarak partinin adayı olması bekleniyordu. Fakat birçok anketin geçen yılın başından bu yana savunma bakanı olarak görev yapan Pistorius’un ülkenin en popüler siyasetçisi olduğunu göstermesinin ardından fiili bir yarış başladı.

Scholz’un popülaritesi yerlerde

Pistorius’a karşılık Scholz, en kötü destek oranlarından birine sahipti ve seçmenler, bu ayın başlarında çökene kadar üçlü trafik lambası koalisyonunu felç eden aylarca süren çekişmelerden dolayı onu suçluyordu.

Fakat partinin merkez yönetimi Scholz’un arkasında durdu ve Pistorius spekülasyonları bastıramadığı için SPD’deki bazı isimler tarafından giderek artan eleştirilere maruz kaldı.

Savunma Bakanı video mesajında, kendisinin başlatmadığını vurguladığı tartışmanın partide “artan belirsizliğe” ve seçmenler arasında “kızgınlığa” neden olduğunu söyledi.

Bakan, yarışta yer almayacağını açıklamanın kendi kararı olduğunda ısrar etti ve SPD’nin “olağanüstü” şansölyesi için ikinci bir dönem için kampanya yürüteceğini söyledi.

Pistorius’un destekçileri hayal kırıklığına uğradı

Pistorius’un destekçileri “havlu atma” haberine hayal kırıklığı ile tepki gösterdi. SPD Federal Meclis üyesi Joe Weingarten, Der Spiegel haber dergisine verdiği demeçte, “Bu gelişmeden üzüntü duyuyorum. Şimdi hedef, SPD için mümkün olan en iyi seçim sonucunu elde etmek üzere birlikte ve tek vücut olarak çalışmak olmalıdır,” dedi.

Bir başka milletvekili Johannes Arlt ise, “Farklı bir kararı tercih ederdim ama artık bir kararımız var. Bu parti ve ülke için iyi bir şey. Şimdi Federal Meclis seçim kampanyasına birlik içinde giriyoruz,” ifadelerini kullandı.

Pistorius’un çekilmesi ile birlikte şansölyelik yarışının Scholz ile anketlerde önde giden muhalefetteki Hıristiyan Demokratların (CDU) lideri Friedrich Merz arasında geçmesi bekleniyor.

Scholz’un destekçileri, 2022’den bu yana CDU’yu yöneten milyoner eski avukat ve BlackRock Almanya’nın başkanı Merz’i yakalayabileceği konusunda ısrar ediyor. 

Bakan, Almanya’nın yeniden askerileşmesi için çalışıyor

64 yaşındaki Pistorius, askerlere karşı rahat tavırları, Rusya’ya yönelik sert tutumu ve Almanya’nın yeniden silahlanmasına istekli olmasıyla dikkat çekiyordu.

2023’te savunma bakanı olarak atanmasının ardından, SPD’deki bazı isimlerin Moskova’ya karşı sert bir duruş sergileme konusundaki çekingenliğini paylaşmadığını açıkça ortaya koydu.

Putin’i “Kremlin’deki despot” olarak tanımlayan Pistorius, Alman kamuoyunu, ülkenin savunmaya daha fazla harcama yapması ve kendisini “savaşa hazır” hale getirmesi gerektiği konusunda uyardı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Keir Starmer, BlackRock patronu Larry Fink ile görüştü

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, iş dünyası liderleriyle ilişkileri yeniden inşa etmeye çalışırken, BlackRock CEO’su Larry Fink ile Başbakanlıkta görüşmelerde bulundu.

Aralarında sigorta devi Aviva’nın eski patronu Mark Wilson ve teknoloji grubu Cisco’nun CEO’su Chuck Robbins’in de bulunduğu dünyanın en büyük varlık yöneticisinin yönetim kurulundan birkaç yönetici perşembe günü Başbakan Rachel Reeves ve Yatırım Bakanı Poppy Gustaffsson ile birlikte toplantıya katıldı.

Toplantıda bulunanların Financial Times’a (FT) aktardığına göre Starmer ve Reeves büyümeyi artıracak öneriler istedi. Görüşme hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre BlackRock yöneticileri, işletmeler için düzenleyici gecikmelerle ilgili endişelerini dile getirdi ve hükümeti küresel şirketlerin Birleşik Krallık’ta rekabet etmesini kolaylaştırmaya çağırdı.

Bu kişiler, başbakanın İngiliz düzenleyicileri elden geçirme, düzenleyici onay süreçlerini kolaylaştırma ve düzenleyici çerçeveyi daha tutarlı hale getirme planını özetleyerek yanıt verdiğini ekledi.

Toplantıya katılan yetkililere göre, Başbakan yöneticilere bu çalışmaları hükümet genelinde koordine etmek üzere Birleşik Krallık Hazinesinde yeni bir birim kurulacağını söyledi.

Birleşik Krallık hükümeti, 40 milyar sterlinlik vergi artışı ve işverenlerin ulusal sigorta katkı paylarında 25 milyar sterlinlik artış da dahil olmak üzere işletmelere daha fazla maliyet yükleyen bir bütçenin ardından iş dünyasının desteğini geri kazanmaya çalışıyor.

İşçi Partisi liderliği daha fazla istikrar ve önceki Muhafazakar yönetime kıyasla daha iş dünyası yanlısı bir yaklaşım vaat etmişti.

Fakat İşçi Partisi’nin şirketler dünyasıyla uyum içinde çalışma vaadi, bütçedeki vergi artışları, şirketlere 5 milyar sterline mal olan işçi hakları reformları paketi ve asgari ücretteki artışla test ediliyor.

Starmer, hükümetinin kamu maliyesine istikrar kazandırarak, düzenleyicileri daha büyüme yanlısı bir yaklaşım benimsemeye zorlayarak ve Birleşik Krallık altyapısına yatırımı artırmak için küçük emeklilik planlarını birleştirerek şirketlere yardımcı olacağında ısrar etti.

Toplantı sonrasında Starmer BlackRock’ın, “Birleşik Krallık’ı nasıl en iyi yatırım yeri olarak dünya sahnesine çıkarabileceğimiz” ve büyümeyi nasıl hızlandırabilecekleri konusundaki görüşlerini memnuniyetle karşıladığını söyledi.

BlackRock bu hafta 10 yıl aradan sonra ilk kez Londra’da bir dizi yönetim kurulu toplantısı düzenlemişti. Fink daha önce İşçi Partisi’ne destek vermiş ve Ekim 2023’te Starmer’ın Birleşik Krallık siyasetine bir “umut ölçüsü” getirdiğini ve partiyi merkeze taşımada “büyük bir güç” gösterdiğini söylemişti.

Starmer, toplantının ardından yaptığı açıklamada “BlackRock’ın Birleşik Krallık’taki uzun soluklu varlığından gurur duyduğunu” ifade etti. Şirketin Birleşik Krallık’ta Londra, Edinburgh ve gelecek yıldan itibaren Birmingham’da ofisleri bulunan yaklaşık 4.000 çalışanı var.

Dünya genelinde 11,5 trilyon dolarlık varlığı yöneten şirket, British Airways, Rolls-Royce ve Royal Mail’in emeklilik fonları da dahil olmak üzere Birleşik Krallık’ta 13 milyondan fazla kişinin emeklilik birikimlerini yönetiyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB’den Rusya ve Belarus’un tarım ürünlerine vergi hazırlığı

Yayınlanma

AB Komisyonu, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ile gübrelere gümrük vergisi getirmeyi planlarken, AB üyesi ülkeler arasında özellikle gübre vergisi konusunda görüş ayrılıkları ortaya çıktı.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ile gübrelere yönelik yeni bir vergilendirme sistemi üzerinde çalışıyor.

Komisyon Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB Dış Ticaret Konseyi toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, komisyonun Rusya ve Belarus kaynaklı tarım ürünlerine ve olası gübre ithalatına gümrük vergisi getirmeyi planladığını açıkladı.

Dombrovskis, “Rusya ve Belarus menşeli ürünlere gümrük tarifesi uygulanması konusunu ele aldık. Komisyonumuz yakın zamanda, geçtiğimiz ekim ayında gerçekleşen AB Zirvesi’nde alınan kararlar doğrultusunda, özellikle Rus tarım ürünleri ve gübrelerine yönelik önerilerini sunacak,” dedi.

Komisyon Başkan Yardımcısı, AB üyesi birçok ülkenin mümkün olan en geniş ürün yelpazesinde vergilendirmeyi desteklediğini belirtti.

Öte yandan, AB Konseyi’nin dönem başkanlığını yılsonuna kadar yürütecek olan Macaristan’ın Dışişleri Bakanı Peter Szijjártó, Rus ürünlerine yönelik gümrük vergisi teklifinin 27 AB üyesi ülkeden yalnızca 8’inin desteğini aldığını vurguladı.

Özellikle AB’de arz sıkıntısı yaşanan ve üretiminde doğalgaza bağımlı olan gübre ürünlerine getirilmesi planlanan gümrük vergisi kısıtlamaları en çok tartışılan konular arasında yer alıyor.

Bu durum, söz konusu ithalat vergilerinin AB Konseyi’nden onay almasını zorlaştırabilir.

Szijjártó ayrıca, AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların beklenilen sonuçları vermediğinin altını çizdi.

Buna karşılık Dombrovskis, yaptırımların etkili olduğunu savunarak, AB ülkelerinin bu önlemleri “daha kapsamlı bir şekilde uygulaması” ve kurallara uymayan taraflarla etkin mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

ABD’nin ucuz Ukrayna tahılının Avrupa pazarına akmasından çıkarı ne?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English