Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin’in ‘barış elçisi’ arabuluculuk için yola çıktı

Yayınlanma

Batı, Ukrayna’ya yeni askeri destek paketleri açıklarken, Çin’in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui, Ukrayna krizinin siyasi çözümüne yönelik arabuluculuk girişimi çerçevesinde Ukrayna, Polonya, Fransa, Almanya ve Rusya’yı ziyaret edecek.

Çin medyası, ziyaretin ana misyonunun, ilgili tarafların talep ve görüşlerini öğrenmek ve bunlarla ilgili iletişim kurmak olacağını söyledi. Aynı zamanda, Çin’in Ukrayna krizine siyasi çözüm getirme çabalarını gösterdiği kaydedildi.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, pazartesi günü düzenlediği rutin basın toplantısında ziyaretle ilgili bir soruyu yanıtlayarak, Çin’in uluslararası toplumla birlikte Rusya-Ukrayna krizine siyasi çözüm arayışında yapıcı bir rol oynamaya devam edeceğini vurguladı. Wang, Çin’in ziyaretin ayrıntılarını yakında açıklayacağını söyledi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 26 Nisan’da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, Çin’in, krizin siyasi çözümü için görüşmeler yürütmek üzere, Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li’yi Ukrayna ve diğer ülkelere göndereceğini belirterek arabulucu rolünün işaretini vermişti.

Arabuluculuk için görevlendirilen Li’nin ziyaretlerine Ukrayna ile başlaması bekleniyor. Bakan yardımcısı seviyesinde bir diplomat olan Li, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana Kiev’i ziyaret eden en üst düzey Çinli yetkili olacak.

2009-2019 yıllarında Moskova Büyükelçiliği yapan Özel Temsilci Li’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in aşina olduğu bir isim olarak Kremlin üzerinde de önemli bir rol oynayabileceği öngörülüyor.

Li’nin temaslarının, Zelenskiy’in hafta sonunda Almanya, Fransa ve İngiltere’ye yaptığı ziyaretlerin ardından gelmesi dikkati çekiyor.

Amaç ikna etmek değil, bilgi alışverişinde bulunmak

Doğu Çin Normal Üniversitesi Rusya Çalışmaları Merkezi’nden araştırma görevlisi olan Cui Heng, Global Times’a verdiği demeçte, özel bir elçi olarak Li’nin görevinin tarafları ikna etmek yerine taraflar arasında bilgi toplamak ve bilgi alışverişinde bulunmak olduğunu söyledi.

Cui, beş durak sıralamasından yola çıkarak, Li’nin önce Ukrayna’nın talep ve görüşlerini öğreneceğini, ardından bu görüşleri krizle ilgili diğer ana taraflara ileteceğini ve son durakta tüm bu bilgilere Rusya’dan yanıt isteyeceğini belirtti.

Çin, savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat’ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik “tutum belgesi”ni açıklamış, belgede, gerginliklerin aşamalı azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.

Çin Devlet Başkanı Xi, 20-22 Mart’ta Moskova’yı ziyaretinde Ukrayna sorununa siyasi çözüm çağrısında bulunmuş ancak ziyarette Pekin ile Moskova arasında stratejik işbirliğinin küresel boyutta genişletilmesine yapılan vurgu, Çin’in Rusya’ya desteğini sürdürdüğünün işareti olarak yorumlanmıştı.

Neden Li Hui seçildi?

Arabuluculuk için Li’nin seçilmesi ise Pekin’in bu işi ne kadar önemsediğinin bir işareti olarak yorumlanıyor. Öyle ki, Li, 1975 yılında Pekin ve Moskova’nın savaşın eşiğine geldiği bir dönemde Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Sovyet ve Doğu Avrupa İşleri Departmanına katıldı ve tüm kariyerini Çin’in Sovyetler Birliği ve halefi devletlerle olan ilişkilerini yönetmeye adadı.

2008’de dışişleri bakan yardımcılığına getirildi ve bir yıl sonra büyükelçi olarak Moskova’ya gönderildi ve 10 yıllık görev süresi boyunca Moskova’da en uzun süre görev yapan büyükelçi oldu.

O dönemde Xi Jinping, Rusya’ya dokuz resmi gezi yaparken, ikili ticaret 2009’da 38,8 milyar ABD dolarından 2018’de 107 milyar ABD dolarına, neredeyse üç katına çıktı.

Li’nin ayrılmasından aylar önce, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ona iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesindeki rolü nedeniyle bir dostluk madalyası takdim etti.

Çinli uzmanlar, özel elçinin Rusça konuşulan dünyada kazandığı onlarca yıllık deneyiminin kendisine benzersiz avantajlar sağladığını söylüyor.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English