Bizi Takip Edin

Avrupa

Draghi’den AB’ye ‘devasa harcamalar’ yapma çağrısı

Yayınlanma

Eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi’ye göre, Avrupa Birliği (AB), dünya düzenindeki büyük değişimleri yakalamak için büyük yatırımları hızla finanse etmenin yollarını bulmalı.

Cumartesi günü Belçika’da birliğin maliye bakanları ile bir araya gelen Draghi yaptığı açıklamada, “Son birkaç yılda küresel ekonomik düzende birçok derin değişiklik meydana geldi. Bu değişikliklerin çeşitli sonuçları var, bunlardan biri açık, Avrupa’ya nispeten kısa bir süre içinde çok büyük miktarda yatırım yapmamız gerekecek,” dedi.

Draghi geçen sene Avrupa Komisyonu tarafından AB’nin nasıl daha rekabetçi hale getirilebileceğine dair bir rapor yazmakla görevlendirilmişti. Eski ECB Başkanı, bulgularını haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra sunacak.

Birlik çapında yatırım ve finansman hedefi

Bloomberg’e konuşan kaynaklar, cumartesi günkü toplantıda Draghi’nin Avrupa’nın ‘sosyal modellerini’ korurken, yeşil ve dijital geçişlerin yanı sıra savunmanın maliyetini karşılamak için ‘cesur eylemlere’ duyulan ihtiyacın altını çizdi.

Draghi, AB düzeyinde kamu fonlarını harekete geçirme seçenekleri arasında, Avrupa Yatırım Bankası’nın rol oynayacağı özel bir fon veya kamu ve özel ortaklıklar olasılığını gündeme getirdi. Ayrıca, özel tasarrufların kilidini geçmişte olduğundan daha fazla açma ihtiyacının altını çizdi.

İki günlük toplantıda öne sürülen fikirlerden biri de Covid-19 pandemisi sırasındaki benzer hamlelerden ilham alarak, birliğin önceliklerini finanse etmek için ortak AB borçlanması.

Ekonomiden Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Paolo Gentiloni gazetecilere verdiği demeçte, deneyimin ortak borç kullanmanın krizlerle başa çıkmanın ‘sağlam bir yolu’ olduğunu gösterdiğini savundu. Gentiloni, “Ortak hedeflerin ortak finansmana sahip olması şeklinde devam etmemek için herhangi bir neden göremiyorum,” dedi.

AB ülkeleri Trump’a hazırlanıyor

Belçika Maliye Bakanı Vincent Van Peteghem, Donald Trump’ın kasım ayında yeniden seçilmesinin dünya düzenini daha da değiştirebileceği ve Avrupa’nın konumunu etkileyebileceği konusunda uyardı.

Toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, “Şimdi ivme yaratmamız gerekiyor, böylece gerekli kararları almak için hâlâ sürücü koltuğunda oluyoruz,” dedi.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB’nin savunma yeteneklerine çok daha fazla dikkat etmesi ve ortak çalışması gerektiğinin açık olduğunu söyledi. Üye devletlerin daha fazla yatırım yapması gerektiğini, özellikle de birçoğunun NATO’nun GSYİH’nin en az %2’sini savunmaya harcama hedefine ulaşmadığı göz önüne alındığında daha fazla yatırım yapması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Dombrovskis, “Kesinlikle hangi AB düzeyinde araçlara sahip olabileceğimiz konusunda tartışmalar gerektirecek,” dedi.

Avrupa Yatırım Bankası finansman için kullanılabilir

Cuma günü tartışılan seçeneklerden biri, AB’nin borç vereninin silah ve mühimmat üretmek için kredi sağlayabilmesi için Avrupa Yatırım Bankasının (EIB) yetkisini gözden geçirmekti. Fakat Finlandiya ve Litvanya da dahil olmak üzere ülkeler böyle bir seçeneği desteklerken, diğerleri daha kademeli adımlar atmayı tercih ediyor.

EIB ve Avrupa Komisyonu, bankanın hem sivil hem de askeri kullanımlı malları finanse etme yetkisi altında, en yüksek kredi notunu riske atmadan, savunma sanayii finansmanının kapsamını araştıracak.

EIB Başkanı Nadia Calvino cuma günü Gent’te düzenlediği basın toplantısında, “EIB, güvenlik ve savunma alanında son sekiz yıldır aktif, daha fazlasını ve daha iyisini yapmaya hazırız. AAA’mızı [kredi notu] ve çok sağlam finansal konumumuzu korumak, korunması gereken ortak bir önceliktir,” dedi.

Yine de, bazı bakanlar mevcut tüm seçeneklerin araştırılması gerektiğinin altını çizdi. Örneğin Estonya Maliye Bakanı Mart Vorklaev, Bloomberg’e verdiği demeçte, “İnsanlara basit bir gerçeği vurgulamak ve hatırlatmak istiyorum: Kendimizi korumak ve savunma sanayisini genişletmek istiyorsak, savunma harcamaları artırılmalı,” dedi.

Yetkili, EIB’nin yasal metinlerinin ‘rolünü daha da iyi yerine getirmesi’ için gerekirse değiştirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Avrupa

Almanya, Rus büyükelçiyi sınır dışı etmekle tehdit etti

Yayınlanma

Almanya Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın Berlin Büyükelçisi Sergey Neçayev’in 2. Dünya Savaşı anma törenlerine katılması hâlinde ‘zorla uzaklaştırılabileceği’ uyarısında bulundu. Bakanlık, Rus ve Belaruslu diplomatik temsilcilerin Ukrayna’ya yönelik askeri müdahale nedeniyle anmaları ‘araçsallaştırmasını’ önlemek amacıyla etkinliklere katılmaması gerektiğini belirtmişti.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın Berlin Büyükelçisi Sergey Neçayev’in 2. Dünya Savaşı ile ilgili Alman anma törenlerine katılma planlarını sürdürmesi hâlinde “zorla uzaklaştırılabileceği” konusunda uyardı.

Bakanlık, Rus ve Belaruslu diplomaitik temsilcilerin, Ukrayna’ya yönelik devam eden saldırıdan sorumlu ülkeler olarak anmaları “araçsallaştırmasını” önlemek amacıyla 1945’te savaşın sona ermesinin 80. yıl dönümü anma etkinliklerine katılmaması yönünde bir talimat yayımlamıştı.

Fakat Rusya Büyükelçisi Sergey Neçayev’in meydan okuyan bir tepki vermesiyle konu diplomatik bir gerilime dönüştü. Neçayev, davet edilmese bile ilgili etkinliklere katılabileceğini söyledi.

Neçayev, dpa ajansına yaptığı açıklamada, “Sovyet kurtarıcılarının ve Nazizm kurbanlarının anısını halka açık yerlerde onurlandırmak için özel bir davete ihtiyacımız yok,” dedi.

Gerilim, 4 Mayıs’ta Brandenburg’daki Sachsenhausen toplama kampının kurtuluşunun yıl dönümü etkinlikleri sırasında tırmanabilir.

Rusya’nın yorumları ışığında, bölge yetkilileri bakanlığın talimatına uyacaklarını ve Neçayev’in etkinliğe katılmasını engellemek için “güvenlik güçleriyle koordinasyon hâlinde” halka açık anıtlara erişim haklarını kullanacaklarını bildirdi.

Bakanlık sözcüsü, dün yaptığı açıklamada, “Eğer biri davetli değilse ve kapının önünde duruyorsa, bununla nasıl başa çıkılacağını düşünmek gerekir,” ifadesini kullandı.

Sözcü, “Seçeneklerden biri, ikamet haklarını kullanmak ve kişiyi içeri almamaktır,” diye ekledi.

Özellikle, Berlin Belediyesi de daha sonra devreye girerek Rusya temsilcilerinin de uzak durmasını beklediklerini belirtti.

Almanya’nın teslimiyetinin Moskova saatine göre yıl dönümü olan 9 Mayıs’ta Kızıl Ordu için sıkça ziyaret edilen üç anıt, başkentte bulunuyor.

Neçayev ise çatışmadan korkmadığının sinyalini verdi. Davetli olmamasına rağmen, geçen hafta Kızıl Ordu’nun Nisan 1945’te Berlin’i kuşattığı dört günlük Seelow Tepeleri Muharebesi’nin anma törenine katılmıştı. Yerel yetkililer tarafından karşılanmıştı.

Rusya’nın Berlin Büyükelçisi: ‘Ukrayna’da yabancı askerlerin konuşlandırılması kabul edilemez’

Okumaya Devam Et

Avrupa

Baltık ve İskandinav ülkeleri Rusya karşıtı askeri çabalarını yoğunlaştırıyor

Yayınlanma

Doğu ve Kuzey Avrupa’da Rusya’ya yönelik en sert tutumu takınmaları ile bilinen Baltık ve İskandinav ülkeleri, bölgedeki askeri varlıklarını artırıyorlar.

Ulusal medya kuruluşu DR’nin haberine göre Danimarka hükümeti, ülkenin Bornholm adasındaki savunmasını güçlendirmek üzere tabur büyüklüğünde yeni bir birlik kurulacağını açıkladı.

Önerilen ‘Bornholm Alayı’ lojistik ve idari personel hariç 500 ila 900 askerden oluşacak.

Halihazırda adada, savaş durumunda harekete geçmekle görevli Danimarka kuvvetlerinin bir parçası olan ve Bornholm’u savunmasız bırakan keşif birliğinde görev yapan 200 asker bulunuyor.

Yeni plana göre keşif birliği başka bir yerde konuşlandırılacak, yeni alay ise kalıcı bir savunma varlığı sağlamak üzere adada kalacak.

Bu yılın şubat ayında Danimarka hükümeti, füze savunma sistemleri satın almak, zorunlu askerliği genişletmek ve askeri donanım stokunu yenilemek amacıyla savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde üçüne çıkarmayı planladığını açıkladı.

Bornholm, Danimarka anakarasından nispeten uzakta, Polonya ve İsveç arasında ve Rusya’nın Baltık Denizi’ndeki Kaliningrad eksklavına sadece 400 km mesafede yer alıyor.

Danimarka’nın geri kalanı Mayıs 1945’te Müttefik kuvvetler tarafından kurtarılırken, Nazi Almanyası’nın teslim olmasının ardından Bornholm’e ilk çıkan Kızıl Ordu birlikleri olmuştu. Sovyetler 11 ay boyunca adada kalmış ve 1946’da adadan ayrılmıştı.

Danimarka bunlara paralel olarak 26 yeni gemi satın alma planıyla donanma varlığını güçlendiriyor.

Bornholm’un savunmasını güçlendirmeye yönelik duyuru, Estonya hükümetinin Rusya sınırındaki askeri varlığını güçlendirme planlarını açıkladığı gün geldi.

Estonya da Rusya sınırında yeni bir askeri üs inşa edecek. Bloomberg’in haberine göre Estonya hükümeti Rusya sınırına yakın Narva’da yeni bir askeri üs inşa etmeyi planlıyor.

General Vahur Karus bugün kamu radyo yayıncısı ERR’ye yaptığı açıklamada, üssün Estonya’nın doğusundaki askeri varlığı artırmak üzere muvazzaf askerler, askere alınanlar ve yedeklerden oluşan 200 ila 250 kişilik bir birliğe ev sahipliği yapacağını söyledi.

Karus bunun Estonya’nın üçüncü büyük şehri olan Narva’ya bir “güvenlik sinyali” göndereceğini de sözlerine ekledi.

Estonya daha önce Rusya sınırını mayınlayacağını da açıklamıştı.

Öte yandan AFP’nin haberine göre, Litvanya’nın başkenti Vilnius, Ukrayna’daki çatışmaların olası yayılmasına karşı hazırlanırken, bir Rus saldırısı durumunda tam ölçekli bir tahliye planı açıkladı.

Vilnius Belediye Başkanı Valdas Benkunskas, “düşman tarihsel olarak doğudan geldiği için” üç ana kaçış yolunun batıdan geçtiğini söyledi. Belarus sınırına sadece 30 km mesafede bulunan şehir 48 saat içinde tamamen boşaltılabilir.

“Paniğe neden olmak istemiyoruz” diyen Benkunskas, amaçlarını “hazırlıklı ve koordineli olmak” diye nitelendirdi ve bu plana hiçbir zaman ihtiyaç duyulmamasını umduklarını söyledi.

Tahliye tatbikatlarının sonbaharda yapılması planlanıyor. Yetkililer ayrıca Litvanya’nın güvensiz bulduğu Belarus’taki Ostrovets nükleer santralinden kaynaklanan risklere de dikkat çekti.

Duyuru, eylül ayında Baltık sınırları yakınlarında tarihsel olarak büyük birlik manevralarını içeren Rus-Belarus ortak Zapad askeri tatbikatlarının öncesinde geldi.

Polonya parlamentosunda Varşova’nın dış politika yönelimini ortaya koyan yıllık Dışişleri Bakanı konuşması da Rusya’yı hedef aldı ve ülkenin gelecek ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki AB yanlısı adayına destek verdi.

Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski yaptığı konuşmada ülkenin Rusya’ya karşı cephede oynadığı rolü vurgulayarak Moskova’nın “bir daha asla burada – ne Kiev’de, ne Riga’da, ne Tallinn’de, ne de Kişinev’de – hüküm süremeyeceğini” ve bunun yerine “Rusya’nın uzak doğusundaki Vladivostok şehrinin Çince adı olan Haishenwai’de tutunup tutunamayacakları konusunda endişelenmeleri gerektiğini” söyledi.

Sikorski ayrıca Başbakan Donald Tusk’ın Sivil Koalisyonu’nun cumhurbaşkanı adayı Rafal Trzaskowski’nin “Tüm Polonya ileri” sloganını da kullandı.

Bakan, “Söz konusu olan, Avrupa’nın dünyanın güç merkezlerinden biri olarak mı kalacağı yoksa düzinelerce yoksul pazara mı bölüneceği. Avrupa’nın hesaba katılması gereken bir güç mü, yoksa kolay lokma mı olacağıdır. Polonya’nın güvenliği, refahı ve gücü buna bağlıdır. Tüm Polonya ileri!” dedi.

Varşova Belediye Başkanı Trzaskowski, milliyetçi-muhafazakâr Hukuk ve Adalet (PiS) partisinden giden Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın yerine yapılacak seçim öncesinde anketlerde önde gidiyor.

Duda konuşmayı aşırı partizan olmakla ve Polonya’nın ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle işbirliği yapma konusunda yeterli kararlılığa sahip olmamakla eleştirdi.

Duda, “Kesinlikle yakın bir Avrupa-Atlantik işbirliği olmadan, güçlü bir Avrupa-Amerikan ortaklığı olmadan Avrupa güvenliği ve büyük olasılıkla Rus emperyalizmini engellemenin etkili bir yolu olmayacaktır,” dedi.
Sikorski ayrıca, Polonya birliklerinin barışı koruma misyonunun bir parçası olarak Ukrayna’ya gönderilmesini reddetti.

Bakan, “Bazı ülkeler Ukrayna’ya kendi güçlerini konuşlandırmayı düşünüyor. Biz asker göndermeyeceğiz ama böyle bir misyonu destekleyeceğiz. Polonya olmadan Ukrayna’ya yardım imkansız olurdu,” dedi.

Sikorski, Ukrayna’ya giden yardımların en az %80’inin Jasionka’daki havaalanından geçtiğini söyledi ve “Ordumuz ve sınır muhafızlarımız Rusya ve Belarus ile olan 650 kilometrelik sınırda devriye geziyor. Polonya’nın NATO içindeki birincil ve en önemli görevi ittifakın doğu kanadını, yani kendi topraklarımızı korumaktır. Avrupalı ve Amerikalı ortaklarımız bunu tamamen anlıyorlar,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Danimarka Kralı Frederik Grönland’a gidiyor

Yayınlanma

Danimarka Kraliyet Sarayından çarşamba günü yapılan açıklamaya göre Danimarka Kralı X. Frederik, Danimarka’ya bağlı yarı özerk bölge Grönland’ı önümüzdeki hafta ziyaret ederek yeni başbakan ve hükümetiyle görüşecek.

Gezi, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in Grönland’daki ABD askeri üssünü ziyaret etmesinden ve Danimarka’yı stratejik Arktik adasına yeterince yatırım yapmamakla suçlamasından sonra gerçekleşiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin güvenliği için çok önemli olduğu iddiasıyla maden zengini Grönland’ın kontrolünü istiyor. Trump, Danimarka’nın ABD’nin NATO müttefiki olmasına rağmen adayı askeri güçle ele geçirme ihtimalini dışlamıyor.

Ofisinden yapılan açıklamada, Kral X. Frederik’in pazartesi günü başkent Nuuk’u ziyaret edeceği belirtildi. Buradan adanın en kuzeyindeki askeri ve bilimsel istasyon olan Station Nord’a geçecek ve Grönland’ın kuzeydoğusunun en ücra köşelerinde devriye gezen Danimarka özel kuvvetlerine bağlı seçkin bir köpekli kızak birimiyle bir araya gelecek.

Kral, annesinin tahttan çekilmesi üzerine Danimarka tahtına oturduktan aylar sonra geçen temmuz ayında Grönland’ı ziyaret etmişti.

Danimarka hükümeti çarşamba günü yaptığı açıklamada yeni Grönland Başbakanı Jens-Frederik Nielsen’in bu hafta sonu Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile görüşmek üzere Danimarka’ya uçacağını bildirdi. Frederiksen bu ayın başlarında Grönland’ı ziyaret etmişti.

Nielsen, kraliyet ziyareti için Kral X. Frederik ile birlikte Grönland’a dönecek.

Yıllardır Danimarka’dan nihai olarak bağımsız olma eğiliminde olan Grönland’daki siyasi partiler, Trump’ın bölgeye yönelik tasarımları karşısında kısa süre önce geniş tabanlı yeni bir koalisyon hükümeti kurma konusunda anlaştı.

Nielsen geçen ay Facebook’ta paylaştığı bir mesajda, “Başkan Trump ABD’nin ‘Grönland’ı alacağını’ söylüyor. Açık konuşayım: Amerika Birleşik Devletleri orayı alamayacak. Biz başka kimseye ait değiliz. Kendi geleceğimize kendimiz karar veririz,” demişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English