Bizi Takip Edin

AMERİKA

Elon Musk yine neyin peşinde: Köpek logosu neden geldi, neden kayboldu?

Yayınlanma

Elon Musk’ın Twitter’ın mavi kuş logosu yerine kripto para birimi Dogecoin’in köpek ikonunu getirmesiyle başlayan fırtına kısa sürdü.

Twitter’a 3 Nisan Pazartesi günü Dogecoin logosunun eklenmesi, piyasalarda şok etkisi yaratmış, kripto paranın fiyatı dakikalar içinde yaklaşık yüzde 30 artarak, 0,102 dolara çıkmıştı.

Öte yandan sadece 4 gün sonra Twitter, Dogcoin logosunu kaldırdı ve eski orijinal logosuna geri döndü. Kripto para da tıpkı yükseldiği gibi hızla düşüşe geçti.

Peki biz ne izledik? Dünyanın en büyük sosyal medya platformlarından birine neden Dogecoin logosu geldi ve birkaç gün sonra neden yok oldu? Musk yine piyasaları manipüle mi ediyor?

Bu konuda birkaç teori var.

Teori 1: Dogecoin davası ve manidar zamanlama

Bu teorilerden ilki, Musk’a açılan Dogecoin davasıyla ilgili.

ABD’li Dogecoin yatırımcısı Keith Johnson, Haziran 2022’de Musk’ı dolandırıcılıkla suçlayarak dava etmişti.

Tam 258 milyar dolar istenen davada Musk’ın Dogecoin’i hiçbir değeri olmadığı halde meşru bir yatırım gibi gösterdiği ve dolayısıyla kripto parayla bir çeşit saadet zinciri kurduğu iddia ediliyordu.

Musk ve şirketlerinin Dogecoin’i teşvik etmesini engelleyecek bir kararın çıkarılması da talepler arasındaydı.

Yatırımcılar, Musk’ın Twitter’daki paylaşımları ve pazarlama teknikleriyle Dogecoin’den milyarlarca dolarlık kazanç elde ettiğini savunuyordu.

Tartışma sürüp giderken, 31 Mart Cuma günü Musk’ın bu Dogecoin davasının düşürülmesini istediği haberi geldi.

Davayı, “hayal ürünü” diye niteleyen Musk ve avukatları, kripto paraya dair tweet atmanın suç teşkil etmeyeceğini söylüyor. Bir yandan da davanın düşürülmesi için ABD’li yargıca bir talep dilekçesi göndermişler.

Twitter’ın simgesinin tam da bu esnada değişmesi, Musk’ın davacıları “trollediğini”, onlarla adeta alay ettiğini veya tam tersine gönüllerini almak istediğini düşündürüyor.

Musk’ın Dogecoin’le fırtınalı ilişkisi

Dogecoin ilk başta aslında bir “meme”den, yani karikatürden ibaretti. Kripto para piyasasının giderek yeni paralarla ve alt coinlerle dolmasını hicvetmek için bir şaka olarak yaratılmıştı.

Köpek logosu ise ilhamını Japonya’nın Sakuro kentinde yaşayan anaokulu öğretmeni Atsuko Sato’nun, Shiba İnu cinsi köpeği Kabosu’dan alıyordu.

Resmi olarak 6 Aralık 2013’te piyasaya sürülen Dogecoin, zaten arkasındaki hiciv ve espri nedeniyle bir grup insanın ilgisini hemen çekmişti. 2019’da ise devreye Musk girdi.

Musk, bir gün Twitter bilgilerini “Dogecoin CEO’su” diye değiştiriyor, başka bir gün Dogecoin’in en sevdiği kripto para olduğunu söylüyor, “Dogecoin en iyisi” diyordu.

Dogecoin’i Ay’a götüreceğini de iddia eden Musk’ın art arda gelen övgüleri sonrası paranın değeri giderek arttı ve işte hepimizin gündemini işgal eder hale geldi.

Ancak Musk, Dogecoin’e her zaman sadık davranmadı. 2021’de bir pazar günü Saturday Night Live adlı televizyon programına konuk olan Musk, bu kez Dogecoin’in “dalavere” olduğunu gülerek kabul ediyordu.

Kripto severler ekran başına kitlenmiş, Musk’ın ağzından çıkacak ve dolayısıyla yatırımlarının değerini yükseltecek övgü sözcüklerini beklerken, milyarderin Dogecoin için kullandığı niteleme işte buydu: Dalavere. Tabii ki bu programın ardından kripto paranın değeri hızla düşmüştü.

Yine Musk’ın kripto paralara ve özellikle Dogecoin’e desteği hiçbir zaman kesilmedi. Örneğin programdan sonra Tesla müşterilerinin belirli aksesuarların satışında ve süper şarj istasyonlarında Dogecoin kullanmasına izin verdi. Ayrıca, işlemlerin güvenliğini artırmak için Doge ekibiyle de teması sürdürdü.

Teori 2: Twitter ve Dogecoin entegrasyonu

Musk’ın ateşli bir kripto destekçisi olduğu zaten biliniyor. Ekonominin geleceğini kriptoda ve dijitalde gören milyarder, kripto paraların itibari parayı yeneceğini de dile getirmişti.

Bu yüzden milyarderin Twitter’ı satın alması, kripto camiasında heyecan yarattı. Zira Musk, kullanıcıların Twitter’dan para kazanmasını istiyor ve bunun önemli bir yolunun da kripto paralar olabileceğini söylüyor. En çok heyecanlananlar arasında da Dogecoin yatırımcıları yer alıyor.

Twitter’ın mavi kuşu yerine Dogecoin köpeğinin gelmesi de bu kitlede beklenti yarattı. İnsanlar, Twitter’ın yakında Doge’la entegrasyon kuracağı umuduna kapıldı. Twitter’ın yavaş yavaş kripto adımları atması, platformun Dogecoin için hazırlık yaptığına yönelik iddiaları da alevlendiriyor.

Teori 3: Sadece eğleniyor

Bu arada birçok Twitter kullanıcısına göre Musk’ın son logo hamlesi sadece eğlence amaçlıydı.

Musk’ın sıklıkla kripto paralar ve hatta genel olarak ekonomi, teknoloji ve politikayla ilgili sıradışı teoriler ortaya attığı, meme’ler paylaştığı ve espriler yaptığı biliniyor.

Dogecoin logosunun da bir şakadan ibaret olması mümkün. Musk da konuyla ilgili birden fazla “meme” paylaştı.

Bunlardan birinde kripto paranın yüzü olan Shiba İnu cinsi köpek, trafik çevirmesinde polise bir kimlik kartı uzatıyor ama karttaki fotoğrafta mavi kuş olduğu görülüyor. Bunun üzerine köpek, “O, eski fotoğrafım” diyor.

Teori 4: Twitter’ın borçlarını ödemek için…

Musk’ın Twitter’ı yüklü bir borçla aldığı ve o zamandan beri platformun değerinin yarıya düştüğü biliniyor.

Milyarder platformu 44 milyar dolara almıştı. Ancak şirket içi yazışmalardan sızan bilgi, sosyal medya şirketine şu an için yaklaşık 20 milyar dolar değer biçtiğini ortaya çıkarmıştı.

İşte bazılarına göre Musk, Twitter’a gelir bulmak için başlattığı ücretli Blue gibi girişimlerinden sonra çareyi kripto paralarda aradı ve Twitter için para bulma amacıyla Dogecoin’in değerini kasten yükseltti.

Bu teoriyi savunanlardan biri, Bitcoin uzmanı Jimmy Song. Bitcoin üzerine 4 kitabın yazarı olan Song, Twitter’da yaptığı bir paylaşımda konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:

“Elon, Twitter borçlarını ödeyebilmek için Doge’u pompalıyor.”

Daha önce de Bitcoin yatırımı yaptığı ortaya çıkmıştı

Musk’ın favori kripto parası Dogecoin olsa da milyarderin piyasanın önde gelen kripto para birimi Bitcoin’le de ilişkisi var.

Daha önce Musk’ın kurucusu ve CEO’su olduğu Tesla’nın, Bitcoin’i ödeme aracı olarak kabul edeceği açıklanmıştı. Ama daha sonra milyarder, bu açıklamayı geri çekmiş ve kararından vazgeçmişti. Vazgeçme gerekçesi de Bitcoin madenciliği için çok fazla elektrik gerekmesi ve sonuçta çevreye zararlı olmasıydı.

Tabii ki bu süreçte Musk’ın açıklamaları Bitcoin’in değerine ve piyasalara da yansımıştı.

Temmuz 2022’de Tesla, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) şirketin dijital varlık yatırımlarına ilişkin bilgi verince büyük gümbürtü koptu.

Çünkü şirket, bütün bunlar olup biterken piyasa değeri o sırada 1,99 milyar dolar olan Bitcoin yatırımı yapmıştı.

Dolayısıyla yatırımcılar, Musk’ın bir yandan kripto para piyasasını manipüle ederken bir yandan da Bitcoin’e ve hatta başka kripto paralara yatırım yaptığını söylemeye ve milyarderi suçlamaya başladı.

StopElon (Elon’u Durdur) diye kripto para çıkardılar

Bu arada bazı yatırımcılar Musk’ın kriptoyla ilgili yorum yapmasından yıllardır rahatsız. 2021’de milyarderin piyasaya zarar verdiğini savunan bir grup kripto para uzmanı, yeni bir para icat etmişti.

Musk’a karşı geliştirilen kripto paranın adı, StopElon (Elon’u Durdur) olarak belirlenmişti.

StopElon’un resmi açıklamasında, “Elon Musk, Twitter hesabıyla kripto para pazarını sorumsuzca manipüle ediyor. İnsanların portfolyolarıyla şeker gibi oynuyor ve o kendini beğenmiş bir milyarder ve hep öyle kalacak. Buna yeter diyoruz” ifadeleri yer almıştı.

Musk’ın Twitter’la imtihanı kripto paralardan ibaret değil

Bütün bunlar, milyarderin son Dogecoin hamlesiyle ilgili bir arka plan oluşturmamızı sağlıyor. Ancak şunu da eklemek gerek: Söz konusu yatırımlar ve Twitter olduğunda Musk gerçek bir kural tanımaz.

Zira milyarderin başı, attığı tweetler yüzünden, SEC’le ve Tesla yatırımcılarıyla da uzun süredir dertte.

Musk, uzun süredir Tesla karşısında kısa pozisyon alan yatırımcıları eleştiriyor ve bu tutumun şirketin gerçek işine odaklanmasının önünde bir engel olduğunu söylüyordu.

2018’de Twitter’da yazdığı bir gönderide Tesla’yı borsadan çıkaracağını ve şirketin hisselerini kendi üstüne geçireceğini, bunun için yeterli miktarda para bulduğunu yazmıştı. Bu gönderide Musk, yatırımcılara hisse başına 420 dolar teklif edeceğini ifade etmişti.

Ancak Musk’ın kimseden böyle bir para almadığı, diğer bir deyişle yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek bu tweetleri “kafasına göre” attığı ortaya çıkmıştı.

Hemen ardından SEC, Musk’ın mali kaynak bulduğuna ilişkin Twitter mesajlarının yanıltıcı olduğu gerekçesiyle dava açmıştı. Davadan kurtulmak için SEC’le anlaşma yapan Musk da anlaşma uyarınca 3 yıl süreyle şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı bırakma kararı almış ve 20 milyon dolar ceza ödemişti.

Ancak Musk’ın sözleri doğrultusunda Tesla’ya yatırım yapanlar da milyardere dava açmıştı. Yatırımcılar, tweetler nedeniyle milyarlarca dolar zarara uğradıklarını iddia ediyordu. Öte yandan bu ay San Francisco’da görülen davanın hakimi, Musk’ın yatırımcıları aldatmadığına karar verdi ve milyarder aklanmış oldu.

Musk’ın bu macerası da aslında bize önemli bir şey anlatıyor: Niyeti ne olursa olsun, dünyanın en zengini konumundaki iş insanı, Twitter’da yanıltıcı iddialarda bulunabiliyor.

Kripto paralara, Tesla’ya veya milyarderin diğer şirketlerine yatırım yapmayı düşünenlerin bu tweetleri baz alması çok tehlikeli olabilir.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English