Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Filistin uzlaşısına AB’den destek ABD’den şerh

Yayınlanma

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Çin’de Filistinli gruplar arasında varılan uzlaşının desteklenmesi gerektiğini söyledi. ABD Dışişleri sözcüsü ise Gazze’nin yönetimi konusunda, “Hamas’ın bir rolü olamaz” dedi.

Hamas ve Fetih Hareketi başta olmak üzere Filistinli 14 grubun üst düzey temsilcileri, Çin’in arabuluculuğunda aralarındaki bölünmüşlüğe son vermeyi ve birlik oluşturmayı amaçlayan “Pekin Diyaloğu”nu imzaladı. Bildiri tüm Filistin topraklarında (Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs) tek bir geçici hükümet kurulmasını öngörüyor.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Çin’de Filistinli gruplar arasında varılan uzlaşının “önemli bir haber” olduğunu belirterek, “Filistinliler arasındaki birliğin iyi bir şey olduğunu ve aralarındaki birlik sürecini desteklememiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.

İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin hukuka aykırı olduğunu ve bunun derhal sonlandırılması gerektiğini belirten Uluslararası Adalet Divanının (UAD) danışma görüşünün ardından Avrupalı yetkililerin “bunun ne anlama geldiğini anlaması ve buna uygun adımlar atması gerektiğini” vurgulayan Borrell, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasetin başarısızlığı bir boşluk yarattı ve bu boşluk, mahkeme tarafından verilen kararlar ve görüşlerle doldurulmaya çalışılıyor. Uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler sisteminin çekirdeği olan UAD’nin en üst düzeydeki bu kararları, bu tavsiye niteliğindeki görüşleri dikkate almak önemlidir. Ancak yargıçların, mahkemenin yasayı uygulamadığını anlamak da önemlidir. Yasayı ifade ederler ama uygulamazlar. Yasanın uygulanması siyasi aktörlere aittir ancak en azından bir kılavuzumuz var. Net bir pozisyonumuz var. Filistin topraklarının işgalinin yasa dışı olduğu ve bu durumun devam edemeyeceği net bir şekilde söylendi.”

Filistinli gruplar anlaştı: Tüm Filistin topraklarında tek bir hükümet kurulacak

ABD Hamas için bir rol öngörmüyormuş

Konu günlük basın toplantısında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller soruldu. Filistinli grupların imzaladığı “Pekin Diyaloğu”nun metnini henüz incelemediklerini belirten Miller, bunu yapacaklarını dile getirdi. Miller, “Ancak, çatışma sonrası Gazze’nin yönetimi ele alındığında, Hamas’ın bir rolü olamaz” diyerek, “Aylardır Hamas’ın terör örgütü olduğunu ifade ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Gazze ve Batı Şeria’nın birleşerek Filistin Yönetimi tarafından yönetilmesini istediklerini aktaran Miller, “Hamas için bir rol öngörmüyoruz” ifadelerini tekrarladı.

Miller, Çin’e bölgede gerginliğin artmasını engellemek için özellikle İran özelinde nüfuzunu kullanma çağrısında bulundu.

Filistin Çin’in arabuluculuğu ve desteğinden memnun

Öte yandan Filistin yönetimi, müzakerelerde arabuluculuk yapan Çin’in Filistin ulusal uzlaşı hükümeti kurulmasına yönelik çabalarını takdir etti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’da yayımlanan Filistin Devlet Başkanlığı açıklamasında, müzakerelerde arabuluculuk yapan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin geçici bir Filistin ulusal uzlaşma hükümetinin kurulmasına ilişkin açıklamalarına dikkat çekildi.

Çin Dışişleri Bakanı Wang’ın sarf ettiği sözlerin Filistin yönetiminin tutumu ve uluslararası meşruiyetle uyumlu olduğu vurgulanan açıklamada, Wang’ın açıklamalarında Gazze Şeridi’nde acil ateşkes ve insani yardımların girmesini talep ettiği kaydedildi.

“Filistin devletinin toprakları olan Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’ü yönetmesine olanak sağlama yönüne ortak çabaları artırma talebini de memnuniyetle karşılıyoruz” denilen açıklamada, Filistin’in Birleşmiş Milletler’de (BM) tam üyelik hakkını elde etmesi ve iki devletli çözüm için uluslararası bir barış konferansının düzenlenmesi yönünde Çin’in sarf ettiği çabalar takdir edildi.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Çin, Filistinli grupların iç uzlaşı temelinde ulusal birliği ve bağımsız Filistin devletini erken bir tarihte hayata geçirmelerini içtenlikle ümit ediyor” ifadesini kullanmıştı.

Filistin’in BM’deki tam üyeliğini ve iki devletli çözüme desteklerinin altını çizen Vang, bu konu için ilgili tüm taraflarla çalışmaya ve çaba göstermeye devam edeceklerini kaydetmişti.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English