Bizi Takip Edin

AMERİKA

Intel, pandemiden bu yana en büyük toplu işten çıkarmayı yapıyor

Yayınlanma

Intel, yaklaşık 15 bin pozisyonu boşaltarak 100 bin kadar çalışanı işten çıkarmayı, küresel işgücünü yüzde 15 oranında azaltmayı ve nakit akışları iyileşene kadar dördüncü çeyrekten itibaren temettü ödemelerini askıya almayı planladığını bildirdi.

Merkezi Santa Clara’da bulunan yarı iletken devi, Kovid-19 salgınından bu yana en büyük toplu işten çıkarmayı gerçekleştirecek. Bay Area’da kaç çalışanın kesintilerden etkileneceği belirtilmedi.

Bu yılın başlarında Tesla, yaklaşık 14 bin çalışanını ve Google da geçen yıl 12 bin kadar çalışanını işten çıkarmıştı.

San Fransisco Chronicle‘ın haberine göre şirket, ikinci çeyrek kazançlarının hayal kırıklığı yarattığını bildirdi ve maliyetleri 10 milyar dolar azaltacağını duyurdu.

Hisseler mesai sonrası işlemlerde yaklaşık yüzde 20 düşerek 24 milyar dolarlık piyasa değerini sildi.

Diğer yandan şirket, çeyrek satışlarının bir önceki yıla göre yüzde 1 düşüşle 12,8 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Mevcut çeyrek için gelirin 12,5 milyar ila 13,5 milyar dolar arasında, ortalama analist tahmini olan 14,38 milyar doların altında kalması bekleniyor.

Intel CEO’su Pat Gelsinger, geçen hafta çalışanlara gönderdiği bir e-postada, “Şirket tarihimizdeki en önemli değişikliklerden bazılarını yaptığımız için bugün Intel için inanılmaz derecede zor bir gün,” ifadelerini kullandı.

Gelsinger, “Basitçe ifade etmek gerekirse, maliyet yapımızı yeni işletme modelimizle uyumlu hale getirmeli ve çalışma şeklimizi temelden değiştirmeliyiz. Gelirlerimiz beklendiği gibi artmadı ve yapay zeka gibi güçlü trendlerden henüz tam olarak faydalanamadık. Maliyetlerimiz çok yüksek, marjlarımız çok düşük,” dedi.

Intel’in 2025 yılına kadar işletme giderlerini 17,5 milyar dolara düşürmek, portföyünü basitleştirmek ve düşük performans gösteren ürünleri kesmek de dahil olmak üzere birkaç temel önceliğe odaklanarak daha yalın bir şirket olmayı hedeflediğini vurgulayan Gelsinger, ayrıca diğer maliyet azaltıcı tedbirlerin yanı sıra müşteri başarı ekibini satış ve pazarlama grubuyla birleştirmeyi planladıklarını da sözlerine ekledi.

Gelsinger, “Harcama kesintilerimizi uygulayarak kârımızı artırmak ve bilançomuzu güçlendirmek için proaktif adımlar atıyoruz. Bu eylemlerin likiditeyi anlamlı bir şekilde iyileştirmesini ve borç bakiyemizi azaltmasını beklerken, hissedarlarımız için uzun vadeli değer yaratacak doğru yatırımları yapmamıza olanak sağlamasını bekliyoruz,” değerlendirmesini yaptı.

Yetkili, “Bu kararlar beni son derece zorladı ve bu kariyerim boyunca yaptığım en zor şey. Size sözüm, önümüzdeki haftalarda ve aylarda dürüstlük, şeffaflık ve saygı kültürüne öncelik vereceğimizdir,” diye ekledi.

Intel, ABD’nin dört eyaletinde 100 milyar dolarlık yatırıma hazırlanıyor

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English