Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’in askeri kontrol noktasına saldırı: 2 asker öldü, 8’i yaralı

Yayınlanma

Batı Şeria’nın kuzeyindeki Tubas kentinin doğusunda yer alan Teyasir kontrol noktasına düzenlenen silahlı saldırıda iki İsrail askeri öldü, sekiz asker yaralandı. İsrail ordusu, saldırıyı düzenleyen Filistinlinin kontrol noktasına sızarak askerlerle birkaç dakika boyunca çatıştığını ve ardından etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Olayın ardından İsrail bölgeye İHA saldırısı düzenledi.

İsrail basınında yer alan bilgilere göre bu sabah erken saatlerde Teyasir kontrol noktasına yaya olarak yaklaşan silahlı bir Filistinli, M-16 tüfeği ve yedek şarjörleriyle nöbet tutan askerlere ateş açtı. Olayda iki asker öldü, sekiz asker ise yaralandı. Ölen askerlerden birinin Tel Aviv’den 39 yaşındaki Yedek Astsubay Ofer Yung olduğu açıklandı. İsrail ordusu, diğer askerin kimliğinin gün içinde duyurulacağını belirtti.

İsrail ordusunun ilk soruşturmasına göre saldırgan, gece boyunca fark edilmeden askeri noktaya yaklaşarak sabah 06.00 civarında askerleri pusuya düşürdü. Teyasir kontrol noktasında bir gözetleme kulesi ve birkaç askeri yapı bulunuyor ve burada bir komutan ile 11 asker görev yapıyordu.

Saldırgan, nöbet değişimi sırasında iki askere yakından ateş açtı. Çatışma esnasında askerlerden biri ölürken diğeri yaralandı. Ardından diğer askerlerle yaşanan çatışma sırasında saldırgan askeri bölgeye ve gözetleme kulesinin girişine kadar ilerledi.

Takviye ekiplerin bölgeye gelmesiyle saldırgan etkisiz hale getirildi.

Hamas, saldırıyı “İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği suçların bir karşılığı” olarak niteledi.

Örgütten yapılan açıklamada, “Filistinli bir direnişçinin, Tubas kentinin doğusundaki Teyasir askeri kontrol noktasını hedef alan kahramanca ve nitelikli saldırı operasyonunu tebrik ediyoruz” ifadelerine yer verildi. İsrail’in Batı Şeria’da yürüttüğü saldırılara işaret edilen açıklamada, “İşgalcilerin suçlarının ve işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyine yönelik saldırılarının cezasız kalmayacağını vurguluyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, İsrail’in Filistin halkının iradesini kırmaya yönelik tüm vahşi projelerinin bertaraf edileceği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: “Bu operasyon, Batı Şeria’daki devrimci gençliğimizin ve kahraman direnişimizin direniş yolunda ilerleme ve faşist Siyonist saldırganlığa karşı koyma kararlılığını teyit ediyor.”

Açıklamada ayrıca Filistinli gençlerin direnişi takdir edilerek halka “İsrail ordusuna ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilere karşı direniş” çağrısı yapıldı.

Saldırının ardından Filistin medyası, İsrail ordusuna ait bir İHA’nın Teyasir yakınındaki Tamun kasabasına saldırı düzenlediğini duyurdu. Ancak olayda herhangi bir yaralanma bildirilmedi. İsrail ordusu ise saldırıyla ilgili herhangi bir yorum yapmadı.

Bu saldırı, İsrail ordusunun Batı Şeria’nın kuzeyine yönelik yoğun saldırıları devam ederken gerçekleşti. Gazze’de ateşkese varılmasının ardından 21 Ocak’ta Batı Şeria’nın kuzeyine saldırı başlatan İsrail ordusu, Cenin, Tulkerim ve Tubas’a yönelik saldırılarını sürdürüyor.

İsrail’in Cenin kenti ve Cenin Mülteci Kampı’na 21 Ocak’tan bu yana sürdürdüğü saldırılarında 25 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda bina yerle bir edildi.

İsrail, Tubas’taki El-Faria Mülteci Kampı ile Tamun beldesine yönelik saldırılarının 3. gününde bölgeye takviye birlikler gönderdi. Askerlerin Filistinlilerin evlerini kışlaya çevirdiği ve çok sayıda Filistinlinin gözaltına alınarak bölgede sorguya çekildiği belirtiliyor.

İsrail ordusunun 9 gün önce Tulkerim kenti ve mülteci kampına yönelik geniş çaplı saldırılarına da devam ediyor.

Tulkerim’de İsrail saldırıları nedeniyle biri gazeteci ve biri çocuk olmak üzere 3 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı, yüzlerce aile ise yerinden edildi.

Bölgede altyapıyı tahrip eden İsrail ordusu çok sayıda Filistinlinin evini askeri kışlaya çevirdi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında sene başından bu yana işgal altındaki Batı Şeria’da 10’u çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 70 Filistinlinin öldürüldüğünü duyurdu.

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English