Bizi Takip Edin

AMERİKA

Microsoft’tan Fransız yapay zeka şirketi Mistral ile işbirliği

Yayınlanma

Microsoft, hızla büyüyen sektöre katılımını OpenAI’ın ötesine genişletmeye çalışırken Fransız yapay zeka girişimi Mistral ile bir anlaşma yaptı.

Microsoft Başkanı Brad Smith, 10 aylık Fransız şirketin yapay zeka modellerini piyasaya sürmesine yardımcı olmak için pazartesi günü Paris merkezli Mistral ile ‘çok yıllı bir ortaklık’ açıkladı. Anlaşma ilk olarak Mistral tarafından duyuruldu.

Anlaşmanın bir parçası olarak Microsoft, finansal detaylar açıklanmasa da Mistral’e yatırım yapacağını söyledi. Smith, Financial Times’a verdiği demeçte, ortaklığın Avrupa’daki hükümetler için uygulamalar oluşturmak ve ‘bu yapay zeka modellerini kamu sektörüne özgü ihtiyaçları karşılamak için kullanmak’ amacıyla bir araştırma ve geliştirme işbirliğini içereceğini söyledi. 

Ortaklık, Mistral’i Microsoft’un Azure bulut bilişim platformunda ticari dil modelleri sağlayan ikinci şirket yapıyor.

Mistral’in kurucu ortağı ve CEO’su Arthur Mensch, “Microsoft’un modelimize olan güveni, frontier yapay zekayı herkese erişilir kılma yolculuğumuzda ileriye doğru atılmış bir adımdır,” dedi.

Microsoft, Mistral’e küçük bir yatırım yaptığını fakat şirkette herhangi bir hisse sahibi olmadığını söyledi.

Microsoft iki rakibe de yatırım yapıyor

Microsoft, ABD, AB ve İngiltere’deki rekabet kurumları tarafından incelenen ChatGPT üreticisi San Francisco merkezli OpenAI’a yaklaşık 13 milyar dolar yatırım yaptı. Smith, iki şirketin ‘çok önemli ortaklar’ olduğunu fakat ‘Microsoft’un OpenAI’ı kontrol etmediğini’ vurguladı.

Microsoft CEO’su Satya Nadella kısa süre önce, eski Meta ve Google araştırmacılarından oluşan bir üçlü olan Mensch, Timothée Lacroix ve Guillaume Lample tarafından kurulan Mistral’i, Azure bulut bilişim platformunda yapay zeka geliştiren yenilikçilerden biri olarak kabul etmişti.

Üretken yapay zeka ürünlerine güç veren temel teknoloji olan büyük dil modelleri oluşturan Mistral, aralık ayında yaklaşık 400 milyon avro değerinde bir finansman turunda 2 milyar avroluk bir değerleme elde etti.

Mistral’in modelleri ‘açık kaynak’, yani teknik detaylar kamuya açıklanacak. Bu, en son modeli GPT-4, modeli oluşturmak için kullanılan veri ve kodun üçüncü taraflar tarafından kullanılamadığı ChatGPT üreticisi OpenAI gibi rakiplerin yaklaşımıyla çelişiyor.

Büyük Teknoloji şirketlerinin üretken yapay zeka çılgınlığı

OpenAI’ın geçen yılki son ikincil hisse satışı sırasında 86 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyordu. Microsoft, veri merkezlerinde çalışan 1.600 AI modeline sahip olduğunu ve bunların 1.500’ünün açık kaynak olduğunu ve OpenAI’ınki gibi tescilli teknolojilerin yanı sıra desteklemeye devam etmeyi umduğu bir alan olduğunu söylüyor.

Microsoft’un Büyük Teknoloji rakipleri Amazon ve Google gibi şirketler de ‘üretken yapay zeka’ olarak nitelendirilen teknolojiye büyük yatırımlar yapıyor. Son olarak Google, Gemini adı verilen üretken yapay zeka uygulamasını görücüye çıkardı.

Smith, “Bunu, ortaya çıkan ekonominin yeni bir sektörü olarak görüyoruz; biz buna yapay zeka ekonomisi diyoruz ve tamamen yeni işletmeler ve yeni iş kategorileri yaratacak,” dedi.

Yeni yapay zeka modellerini eğitmek ve geliştirmek için gereken altyapının oluşturulması son derece maliyetli ve yalnızca birkaç düzine şirket rekabet edebilir durumda. Mistral ile ortaklığın yanı sıra Microsoft, son iki hafta içinde Almanya ve İspanya’da 5,6 milyar dolarlık yeni AI veri merkezi yatırımları yaptığını duyurdu. 

Nvidia’nın hisselerindeki ralli dünyayı sarstı

Smith, yakın zamanda Amazon ve Google’ın ana şirketi Alphabet’i geride bırakarak Microsoft ve Apple’ın ardından ABD’de listelenen en değerli üçüncü şirket haline gelen Nvidia liderliğindeki bir sektör olan yapay zeka çiplerinin tasarımına ve geliştirilmesine daha fazla yatırım yapılacağını öngörüyor.

Smith, Microsoft’un Intel ve AMD gibi rakiplerin yanı sıra kendi yarı iletkenlerini oluşturmak için yatırım yapacağını söyledi ve “Bunu göreceksiniz, ayrıca yeni girişimler ortaya çıkıyor,” diye ekledi.

Dünyaca ünlü çip üreticisi Nvidia, Wall Street için rekor kıran bir haftanın ortasında, cuma günü piyasa değerinin ilk kez 2 trilyon doları geçtiğini görmüştü.

Nvidia’nın hisseleri, Perşembe günkü kapanışa göre marjinal bir artışla 788,17 dolardan kapanmadan önce, teknoloji ağırlıklı NASDAQ’da Cuma günü hisse başına 823,94 dolara kadar yükseldi.

Santa Clara, California merkezli şirketin hisseleri, çarşamba günü tahminleri aşan ve önümüzdeki yıl için yüksek talep beklentileri ortaya koyan bir kazanç raporunun ardından yükseldi.

AMERİKA

Sheinbaum’dan Trump’a: ABD’ye neden ‘America Mexicana’ demeyelim?

Yayınlanma

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Meksika Körfezinin adının “Amerika Körfezi” olarak değiştirilmesi gerektiğini söyleyen seçilmiş Başkan Donald Trump’a karşılık verdi.

Sheinbaum çarşamba günü günlük basın brifingi sırasında Trump’ın sözlerini reddederek, “Açıkçası Meksika Körfezi Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir isimdir,” dedi.

Ardından Kuzey Amerika topraklarının kontrolünü gösteren tarihi bir haritayı işaret etti ve bu haritada günümüz ABD’sinin bazı bölgeleri “America Mexicana” (Meksika Amerika’sı) adıyla gösteriliyordu.

Meksika lideri alaycı bir şekilde, “[ABD’ye] Neden America Mexicana demiyoruz? Kulağa hoş geliyor, değil mi?” diye sordu.

Trump salı günü Mar-a-lago’da düzenlediği geniş kapsamlı basın toplantısında Meksika Körfezine ABD’nin adını vereceğini çünkü bunun “uygun” olduğunu söylemişti.

“Bana sorulacağını bildiğim için, Başkan Trump’a tüm saygımla, dün Başkan Trump’ın yanlış bilgilendirildiğini düşünüyorum. Çünkü ona Meksika’da Felipe Calderón’un ve García Luna’nın hâlâ iktidarda olduğu bilgisini verdiklerine inanıyorum,” diyen Sheinbaum, 2012 yılında görevlerinden ayrılan eski Meksika Devlet Başkanı ve Kamu Güvenliği Bakanına atıfta bulundu.

Luna geçen yıl Sinaloa uyuşturucu kartelinden rüşvet aldığı gerekçesiyle ABD’de 38 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmıştı.

Sheinbaum buna ek olarak, “Meksika’yı halkın yöneteceğini” de söyledi.

Trump’ın ülkesine yüksek gümrük vergileri getirme ve ortak sınırlarına bir duvar inşa etme sözü verdiği şu günlerde, bu espirili konuşmanın Trump ile Sheinbaum arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyeceği merak ediliyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Gümrük vergileri kapıda: Trump’ın tehditleri en çok hangi pazarları etkiliyor?

Yayınlanma

Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi hâlinde uygulamayı planladığı sert gümrük vergileri, küresel ticaret dengelerini tehdit ediyor. Çin, Avrupa, Kanada ve Meksika gibi büyük ekonomik aktörler bu politikaların doğrudan hedefi hâline gelirken, özellikle Çin yuanı ve Avrupa’nın otomotiv sektörü üzerinde ciddi etkiler bekleniyor.

Çin, Avrupa, Kanada ve Meksika gibi küresel pazarlar, Donald Trump’ın ABD Başkanlığına geri dönmesi durumunda sert bir vergi politikası uygulayacağı açıklamalarına şimdiden tepki göstermeye başladı.

Trump, tüm ithalata yüzde 10 oranında gümrük vergisi getirmeyi planlarken, Çin’den gelen ürünlere yüzde 60, Kanada ve Meksika’dan gelen ürünlere ise yüzde 25 oranında ek vergiler uygulamayı hedefliyor. Uzmanlara göre bu yeni vergiler, ticaret akışını bozacak, maliyetleri artıracak ve misilleme niteliğindeki karşı önlemleri tetikleyecek.

Değişimlerin boyutları öngörülemez olsa da uluslararası ticaret açısından zorlu bir dönemin yaklaştığı açık.

Çin’e büyük darbe

Goldman Sachs analistlerine göre, “Çin, Trump’ın ikinci döneminde ticaret savaşlarının ana hedefi olacak.” Yatırımcılar, gümrük vergisi risklerini fiyatlara dahil ederek Çin borsası ve yuan üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu durum, Çin’in merkez bankası ve finansal otoritelerini çeşitli önlemler almaya zorluyor.

Çin’in sıkı kontrol altında tutulan para birimi yuan, son 16 ayın en düşük seviyesinde. Dolar, kritik bir eşik olarak görülen 7,3 yuan seviyesinin oldukça üzerinde işlem görüyor. Barclays, 2025 yılının sonuna kadar yuanın dolar karşısında 7,5 seviyesine düşeceğini, hatta ABD’nin yüzde 60 oranındaki vergileri yürürlüğe koyması hâlinde 8,4 seviyesine gerileyebileceğini öngörüyor.

Pekin, ihracatçıları desteklemek için yuanın daha da zayıflamasına izin vermeye hazırlanabilir. Ancak bu tür bir adım, sermaye çıkışı endişelerini artırabilir ve piyasalardaki güveni sarsabilir. Çin borsaları son iki yılın en kötü haftalık performansını gösterirken, diğer Asya ülkeleri, özellikle Vietnam ve Malezya gibi ihracatçı ekonomiler de baskı altında.

Avro üzerinde artan baskı

Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından avro, diğer büyük para birimlerine kıyasla en keskin düşüşü yaşayarak son iki yılın en düşük seviyesi olan 1,03 dolara kadar geriledi. JPMorgan ve Rabobank’a göre, ABD’nin tarifeler konusundaki belirsiz politikası nedeniyle avro, 2025 yılı içinde dolar karşısında parite seviyesine düşebilir.

ABD, Avrupa Birliği’nin (AB) en önemli ticaret ortağı konumunda. İki taraf arasındaki ticaret hacmi 1,7 trilyon doları buluyor. Ancak ABD’nin yeni tarifeleri ve zayıflayan Çin ekonomisi, Avrupa’yı zor durumda bırakabilir. Avrupa Merkez Bankası’nın ekonomiyi desteklemek için faiz oranlarını 100 baz puan düşürmesi beklenirken, ABD Merkez Bankası’nın daha sınırlı bir indirim yapacağı öngörülüyor. Bu durum, doların avro karşısındaki cazibesini artırıyor.

Avrupa’nın otomotiv sektöründe çöküş riski

Avrupa otomotiv sektörü, ticaret tarifelerine karşı oldukça hassas durumda. Washington Post‘un Trump’ın yalnızca kritik önemdeki ürünlere gümrük vergisi uygulamayı düşündüğüne dair haberinin ardından otomotiv sektörü hisseleri yüzde 5 yükseldi. Ancak Trump bu iddiaları yalanladı ve hisseler yeniden düşüşe geçti.

Son altı ayda, ticaret tarifelerinden en fazla etkilenen sektörlerin yer aldığı Barclays endeksi, genel piyasaya kıyasla yüzde 20-25 oranında düşüş yaşadı. Avrupa’nın zayıf ekonomik görünümü, bu baskıyı daha da artırabilir.

Kanada dolarında tarihi düşüş

Kanada doları, Trump’ın Kanada ve Meksika’ya yüzde 25 oranında gümrük vergisi tehditlerinin ardından dört yılın en düşük seviyesine geriledi. Goldman Sachs’a göre, piyasa bu vergilerin uygulanma olasılığını yalnızca yüzde 5 olarak değerlendiriyor. Ancak müzakerelerin uzaması, Kanada doları üzerindeki baskıyı artırabilir.

Meksika pesosunda dalgalanma

Meksika pesosu, 2024 yılında dolar karşısında yüzde 18,6 değer kaybederek 2008’den bu yana en kötü yıllık performansını sergiledi. Bu düşüşte ABD’nin tarifelerine yönelik endişelerin yanı sıra tartışmalı yargı reformlarının da etkisi büyük.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Yapay zekâ, bankacılık sektöründe işten çıkarmaları tetikliyor

Yayınlanma

ABD merkezli Wall Street Borsası, yapay zekânın bankacılık sektöründeki dönüşümü hızlandıracağını ve küresel bankaların önümüzdeki yıllarda 200 bin kişilik işten çıkarma yapacağını öngörüyor. 2027 itibarıyla, yapay zekânın üretkenliği artırarak bankaların toplam kârını yüzde 17’ye kadar artırması bekleniyor.

ABD merkezli Wall Street Borsası, küresel bankaların önümüzdeki 3 ila 5 yıl içinde yaklaşık 200 bin kişilik işten çıkarma yapacağını öngörüyor.

Bu durumun, yapay zekânın hâlihazırda insan çalışanlar tarafından yürütülen görevlere müdahale etmesinden kaynaklandığı belirtiliyor.

Bloomberg Intelligence tarafından yürütülen bir ankete göre, bilgi ve teknoloji alanında üst düzey yöneticiler, bankaların toplam iş gücünün net yüzde 3’ünü azaltacağını tahmin ediyor. Perşembe günü yayımlanan raporda, bu öngörüler detaylandırıldı.

Rutin görevler risk altında

Bloomberg Intelligence’ın ticari istihbarat birimi baş analisti Tomasz Noetzel, arka ofis, orta düzey yönetim ve operasyon bölümlerinin bu durumdan en çok etkilenmesi muhtemel alanlar olduğunu ifade etti.

Noetzel, müşteri hizmetleri alanında da robotların görev almasının muhtemel olduğunu belirterek, “Müşteri tanıma gibi görevler risk altında olacak,” dedi.

Noetzel, rutin ve tekrar eden görevlerin yapay zekâ tarafından üstlenileceğini, ancak bu süreçte iş gücünün tamamen ortadan kalkmayacağını, aksine yeniden şekilleneceğini vurguladı.

Bu dönüşümün, sektörde geniş kapsamlı değişikliklere yol açacağını ve daha yüksek kârlılık oranlarını tetikleyeceğini söyledi.

2027’de daha yüksek kârlılık bekleniyor

Raporda, 2027 yılı itibarıyla bankaların yapay zekâ sayesinde vergi öncesi kârlarının yüzde 12 ila 17 oranında artabileceği ifade edildi. Bu durumun, yapay zekânın üretkenliği artırması sayesinde bankaların toplam net kârına 180 milyar dolar eklemesi bekleniyor.

Ayrıca, finansal kriz sonrası süreçte operasyonları hızlandırmak ve maliyetleri düşürmek için yıllardır bilgi teknolojisi sistemlerini modernize eden bankaların, artık üretkenliği daha da artırabilecek yeni nesil yapay zekâ araçlarına yönelmeye başladığı vurgulandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English