Bizi Takip Edin

AMERİKA

Seçimden önce ABD GSYİH verileri: Ekonomi ne kadar etkili olacak?

Yayınlanma

ABD’de seçimlerden hemen önce açıklanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verileri, Amerikan ekonomisinin karamsar görüşlere rağmen büyümeye devam ettiğini gösteriyor.

GSYİH, ikinci çeyrekteki %3’lük büyümenin ardından Temmuz-Eylül döneminde yıllık bazda %2,8 oranında arttı.

Ticaret ve stoklar gibi ekonominin sağlığı hakkında fazla sinyal vermeyen değişken kategorileri hariç tutan temel bir talep ölçüsü de güçlü geldi. Enflasyondan arındırılmış yurtiçi alıcılara nihai satışlar ikinci çeyrekteki %2,8’den %3,5’e yükseldi.

Tüketici harcamaları son çeyrekteki güçlü faaliyetin büyük kısmını açıklıyor. İkinci çeyrekte %2,8 olan kişisel tüketim harcamaları yıllık bazda %3,7 oranında arttı. Bu kategori genel büyümenin neredeyse %2,5’lik kısmından sorumlu.

“Sağlam” sayılan istihdam ve ücret artışı GSYİH’nin desteklenmesine yardımcı olmuş görünüyor.

GSYİH ayrıca ihracat ve federal savunma harcamalarından da destek aldı. Bu arada, işletmelerin ekipman harcamaları %11 gibi güçlü bir oranda arttı.

Beyaz Saray ekonomiden memnun

Diğer taraftan, inşaat faaliyetlerindeki yavaşlama nedeniyle konut sektöründeki kötüleşmenin devam etmesi ekonomiyi olumsuz etkiledi.

İthalatın da benzer bir negatif eğilim sergilemesi ise şaşırtıcı bulunuyor.  Normalde, daha fazla ithalat tüketici talebine işaret eder, fakat GSYİH hesaplamalarında negatif etki yarattığı görülüyor.

Biden yönetimi, bunun bir sonraki yönetim göreve gelmeden önce açıklanacak olan son çeyrek GSYİH verisi olduğunu belirtti. 4. çeyrek verileri yemin töreninden sonra ocak ayının sonlarına kadar açıklanmayacak.

Beyaz Saray’ın üst düzey ekonomi danışmanı Lael Brainard gazetecilere verdiği demeçte, “İyi iş fırsatları, artan reel ücretler ve yenilenen iyimserlik sayesinde tüketici harcamaları ve tasarruflar da artıyor,” dedi.

GSYİH tek olumlu veri değil. Bordro işlemcisi ADP, özel sektör istihdam artışının ekim ayında beklenmedik bir şekilde ivmelendiğini söyledi. ADP, işverenlerin eylül ayında revize edilen 159.000’den ekim ayında 233.000 istihdam eklediğini söyledi.

Bu rakam son 15 ayın en güçlü istihdam artışı ve analistlerin bordro rakamlarını aşağı çekmesini bekledikleri Güneydoğudaki büyük kasırgalara rağmen gerçekleşti.

Benzer şekilde, ABD borsası da hızla yükseliyor ve dolar döviz piyasasında güçleniyor.

Resmi verilere rağmen Amerikan halkı ekonomiden memnun değil

Tüm bu pembe tabloya rağmen, Amerikalıların Biden-Harris yönetiminin “iyi giden ekonomi” söylemine inanmadığı görülüyor. Örneğin Wall Street Jorunal’ın (WSJ) son anketine katılanların %62’si, ekonomiyi “çok iyi değil” ya da “kötü” olarak değerlendiriyor.

Yakın zamanda yapılan başka bir ankete göre Amerikalıların %56’sı ABD’nin resesyonda olduğunu ve %72’si enflasyonun yükseldiğini düşünüyor.

Yeni bir YouGov anketine göre, Amerikalıların neredeyse yarısı önümüzdeki on yıl içinde Amerika Birleşik Devletleri’nde “tam bir iktisadi çöküş” yaşanacağını düşünüyor.

Bunun ne kadar olası olduğu sorulduğunda, katılımcıların %44’ü bunun olası olduğuna inandıklarını söylerken, %15’i “çok olası”, %29’u ise “biraz olası” yanıtını verdi.

Katılımcıların toplam %39’u bunun olası olmadığına inanırken, %15’i “hiç olası değil”, %25’i ise “pek olası değil” yanıtını verdi. 

Gelir eşitsizliği tavan yaptı

Gerçekten, iktisatçı Michael Roberts’ın hesaplamalarına göre Biden’ın iktidara geldiği döneme kıyasla harcanabilir kişisel gelir azalmış durumda, enflasyon ise Ocak 2020 sıfır noktası olarak alınırsa %21 daha fazla.

Yine mortgage oranları son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış ve ev fiyatları rekor seviyelere yükselmiş durumda. Roberts, araç ve sağlık sigortası primlerinin de “roket gibi fırladığına” işaret ediyor.

ABD’deki gelir ve servet eşitsizliği, dünyadaki en yüksek eşitsizlikler arasında yer alıyor ve daha da kötüye gidiyor.

Amerikalıların en tepedeki %1’i tüm kişisel gelirlerin %21’ini alıyor; bu oran en alttaki %50’nin payının iki katından fazla. Amerikalıların en tepedeki %1’i tüm kişisel servetin %35’ine sahipken, Amerikalıların %10’u %71’ine sahip; fakat en alttaki %50 sadece %1’ine sahip.

2020’den itibaren üstteki %1’in kişisel geliri ile alttaki %50’nin kişisel geliri arasındaki açı dramatik bir şekilde arttı.

Yine Roberts, gerçek GSYİH rakamlarına daha yakından bakıldığında, çoğu Amerikalıya neden çok az fayda sağlandığının görülebileceğine işaret ediyor.

Manşet GSYİH oranı, daha iyi sağlık hizmetlerini değil, sağlık sigortasının artan maliyetini ölçen sağlık hizmetleri tarafından yönlendiriliyor ve bu maliyet son üç yılda hayli yükseldi.

İmalat sektörü alarm veriyor

Artan stoklar da satılmayan mal stokları, diğer bir deyişle satılmayan üretim anlamına geliyor. Satın alma yöneticileri anketine dayanarak ABD imalat sektöründeki iktisadi faaliyete bakan Roberts, endeksin ABD imalatının seçimlere kadarki (kasım) dört ay boyunca üst üste daraldığını gösterdiğini vurguluyor.

Beyaz Saray ve ana akım iktisatçıların düşük işsizlik oranlarına vurgu yaptığını hatırlatan Roberts, “Fakat istihdamdaki net artışın çoğu yarı zamanlı istihdamda ya da hem federal hem de eyalet düzeyinde devlet hizmetlerinde gerçekleşmiştir. Daha iyi ödeme yapan ve kariyer sunan önemli üretken sektörlerde tam zamanlı istihdam gerilemektedir. Eğer bir işçi yaşam standardını korumak için ikinci bir iş yapmak zorundaysa, ekonomi hakkında o kadar da umutlu olmayabilir. Gerçekten de ikinci işler önemli ölçüde artmıştır,” diye yazıyor.

Göç politikalarının ironisi

Başkanlık kampanyaları boyunca her iki adayın da ekonomi ile sıkı sıkıya bağladığı göç politikalarının olası sonuçları da dikkat çekici.

Roberts, ABD’nin iktisadi büyümedeki “üstün performansının” büyük bir kısmının net göçteki keskin artışın sonucu olduğuna işaret ediyor. Bu artış Avro bölgesindekinden iki kat, Japonya’dakinden ise üç kat daha hızlı.

Kongre Bütçe Ofisine göre, ABD işgücü (istihdam değil) 2033 yılına kadar büyük ölçüde net göç sayesinde 5,2 milyon kişi artmış olacak ve ekonominin önümüzdeki on yıl içinde yeni göçmen akını olmadan büyüyeceğinden 7 trilyon dolar daha fazla büyüyeceği tahmin ediliyor.

Dolayısıyla Roberts’a göre, Harris ile Trump’ın anketlerde kafa kafaya gitmesinin ikinci nedeninin göç meselesi olması “büyük bir ironi.”

Roberts, “Görünüşe göre pek çok Amerikalı göçü engellemeyi kilit bir siyasi mesele olarak görüyor; yani düşük reel gelir artışını ve düşük ücretli işleri çok fazla göçmene bağlıyorlar ama durum tam tersi. Gerçekten de, eğer göç artışı yavaşlarsa ya da yeni bir yönetim göçü ciddi şekilde sınırlar hatta yasaklarsa, ABD iktisadi büyümesi ve yaşam standartları zarar görecek,” iddiasında bulunuyor.

AMERİKA

Microsoft, Trump’ı Rusya ve Çin “hacklerine” karşı önlem almaya çağırdı

Yayınlanma

Microsoft Başkanı Brad Smith, ABD hükümet yetkililerini ve seçim kampanyalarını hedef aldığı öne sürülen “devlet destekli hack” dalgasının ortasında Donald Trump’a Rusya, Çin ve İran’dan gelen siber saldırılara karşı daha fazla önlem alması çağrısında bulundu.

Aynı zamanda şirketin başkan yardımcısı ve en üst düzey hukuk sorumlusu olan Brad Smith, Financial Times’a (FT) verdiği demeçte siber güvenliğin “uluslararası ilişkilerde daha önemli bir konu olmayı hak ettiğini” söyledi ve ABD’nin seçilmiş başkanına “güçlü bir mesaj” göndermesi çağrısında bulundu.

Smith, “Trump yönetiminin özellikle Rusya, Çin ve İran’dan gelen ulus-devlet siber saldırılarına karşı daha fazla bastıracağını umuyorum. Bugün gördüğümüz düzeydeki saldırılara müsamaha göstermemeliyiz,” dedi.

ABD’li işletmelere yönelik fidye yazılımı saldırıları son yıllarda artış gösterdi ve bu saldırılar genellikle Smith’in Rus hükümeti tarafından “hoş görüldüğünü … ve hatta bazı durumlarda kolaylaştırıldığını” iddia ettiği suç örgütleri tarafından gerçekleştirildi.

Geçtiğimiz hafta ABD kolluk kuvvetleri Çin’i, seçimler öncesinde birçok Amerikan telekom ağına girerek yaygın bir siber casusluk kampanyası yürütmekle suçladı.

Microsoft’a göre müşterileri her gün 600 milyondan fazla siber saldırıya maruz kalıyor

Smith, Joe Biden yönetiminin “siber güvenlik korumalarını güçlendirmede muazzam bir ilerleme” kaydettiğini söyledi fakat “Özellikle diğer ülkeleri bu siber saldırıları gerçekleştirmekten caydırmak ve caydırmak için atılması gereken daha fazla adım var,” diye ekledi.

Yakın zamanda yapılan bir Microsoft araştırması, müşterilerinin her gün 600 milyondan fazla siber saldırıyla karşı karşıya kaldığını ve suç çeteleri ile “ulus-devlet gruplarının” giderek daha fazla bir araya gelerek araçları paylaştığını ve hatta ortak operasyonlar yürüttüğünü ileri sürüyor.

Smith, eylül ayında ABD Senatosu önünde verdiği ifadede Rusya, Çin ve İran’ın bu yıl ABD de dahil olmak üzere küresel seçimlere müdahale etmek için dijital çabalarını artırdıklarını söylemişti.

Microsoft’a güvenlik eleştirileri

Bununla birlikte Microsoft’un kendi güvenlik standartları geçtiğimiz aylarda eleştirilere maruz kaldı.

Mart ayında ABD Siber Güvenlik İnceleme Kurulu tarafından hazırlanan bir raporda, güvenlik kültürünün “yetersiz” olduğu belirtilerek, geçen yıl Çinli bilgisayar korsanlarının Microsoft’un bulut sistemlerinde barındırılan ve ABD hükümetinin üst düzey güvenlik yetkililerine ait olanlar da dahil olmak üzere yüzlerce e-posta hesabına erişmesine izin veren “kaçınılabilir hatalar dizisine” işaret edildi.

Microsoft İcra Kurulu Başkanı Satya Nadella buna cevaben şirketin, personel ücretlerini güvenlikle ilişkilendirmek de dahil olmak üzere “her şeyden önce” güvenliğe öncelik vereceğini söyledi.

Şirket ayrıca müşterilerinin CrowdStrike’ın hatalı güvenlik güncellemesinin neden olduğu temmuz ayındaki küresel BT kesintisi gibi olaylardan daha hızlı kurtulmalarına yardımcı olmak için Windows işletim sisteminde değişiklikler yapıyor.

Smith’ten Afrika ve Orta Doğu’ya dijital teknoloji ihracatı çağrısı

Smith, siber güvenliğin ötesinde, ikinci bir Trump yönetiminin teknoloji endüstrisi üzerindeki kesin etkisini belirlemek için “biraz erken” olduğunu söyledi.

Microsoft yöneticisi, ABD’deki birleşme ve satın alma düzenlemelerinde beklenen herhangi bir liberalleşmenin, dünyanın diğer bölgelerindeki anlaşmaların devam eden incelemesine karşı tartılması gerektiğini söyledi.

Smith ayrıca, Biden yönetiminin teknolojinin Çin’e sızabileceği endişesiyle yapay zeka çiplerine ihracat kontrolleri getirmesinin ardından, ABD hükümetinden özellikle Orta Doğu ve Afrika’ya “kilit Amerikan dijital teknolojilerinin ihracatının hızlandırılmasına yardımcı olması” talebini yineledi.

Smith, “Amerikan teknolojisinin dünyanın bu diğer bölgelerine Çin teknolojisi kadar hızlı ulaşabilmesi için süreçleri standartlaştırmaya gerçekten ihtiyacımız var,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’ın kabinesinde ilk fire Adalet Bakanı Gaetz oldu

Yayınlanma

ABD’de seçilmiş başkan Donald Trump’ın Adalet Bakanı olarak atadığı Matt Gaetz, görevden çekildiğini açıkladı.

Gaetz X’te açıklamada, “Onaylanmamın Trump/Vance Geçiş Sürecinin kritik çalışmaları açısından haksız bir şekilde dikkat dağıtıcı bir unsur haline geldiği açıktır. Washington’da gereksiz yere uzatılan bir çekişmeyle kaybedecek zamanımız yok, bu nedenle Adalet Bakanı olarak görev yapmak üzere olan ismimi geri çekiyorum,” dedi.

Gaetz’in çekilme nedeninin, Senato Cumhuriyetçileri arasında onaylanmak için yeterli desteğe sahip olmaması olduğu söyleniyor.

Gaetz’in adaylığının çekilmesi, Trump’ın göreve gelmeye hazırlanırken yaptığı ilk önemli hamlelerden birinde sert bir şekilde eleştirilmesi ve en azından bazı durumlarda Senato Cumhuriyetçilerinin seçilmiş başkana sınırlamalar getirebileceğinin erken bir işareti.

Gaetz, Trump’ın göçmenlik gibi sosyal konulardaki gündemini yürütmek için en iyi seçim olarak görülüyordu.

Cumhuriyetçi Kongre üyeleri karardan memnun

Floridalı bir Cumhuriyetçi olan 42 yaşındaki Gaetz, cinsel istismarda bulunduğu iddialarına ilişkin uzun süredir devam eden Temsilciler Meclisi Etik Komitesi soruşturması nedeniyle yoğun bir inceleme altındaydı.

Adalet Bakanlığı da Gaetz hakkında reşit olmayan bir kişiye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma başlatmış fakat geçen yıl avukatlarına soruşturmanın suçlama olmaksızın kapatıldığını bildirmişti.

Senato Cumhuriyetçi Lideri Mitch McConnell Gaetz’in geri çekilmesinin “iyi bir şey” olduğunu söyledi. Alaska’dan Cumhuriyetçi Senatör Lisa Murkowski ise Gaetz’in bir onay mücadelesinden kaçınarak “doğru bir karar” verdiğini söyledi. Bir başka Cumhuriyetçi, Maine Senatörü Susan Collins, senatörlerin Gaetz hakkındaki iddiaları araştırmak zorunda kalmayacakları için rahatladığını ifade etti.

Cumhuriyetçilerin yeni lideri Güney Dakota Senatörü John Thune ise, “Kendisi ve ailesi için en iyi olanı yapmalı ama kararına saygı duyuyorum,” dedi.

Trump, Perşembe günü Truth Social’da yaptığı bir paylaşımda Gaetz’in adaylık için gösterdiği çabaları takdir ettiğini söyledi.

Trump, “Çok iyi gidiyordu ama aynı zamanda çok saygı duyduğu yönetim için dikkat dağıtıcı olmak istemedi. Matt’in harika bir geleceği var ve yapacağı tüm harika şeyleri izlemek için sabırsızlanıyorum!” dedi.

Yeni aday Pam Bondi

Donald Trump, eski Florida Başsavcısı Pam Bondi’yi Adalet Bakanı olarak aday göstereceğini açıkladı.

Bondi, 2019’daki ilk azil sürecinde Trump’ı savunmuş ve 2024 kampanyasında da Trump’ın yanında yer almıştı.

Bondi, Trump yanlısı America First Policy Institute’da hukuk ve adalet bölümünün eş başkanlığını yürütüyordu.

Seçimi duyuran sosyal medya paylaşımında Trump, “Çok uzun zamandır partizan Adalet Bakanlığı bana ve diğer Cumhuriyetçilere karşı silah olarak kullanıldı. Artık öyle olmayacak. Pam, Adalet Bakanlığını Suçla Mücadele ve Amerika’yı Yeniden Güvenli Hale Getirme amacına yeniden odaklayacak,” dedi.

Bondi, Trump’ın yeni özel kalem müdürü Susie Wiles tarafından yönetilen ve kurucusu Brian Ballard’ın Trump’a bağış toplayan üst düzey bir isim olduğu lobi şirketi Ballard Partners’ın da ortağı.

Bondi, 2011-2019 yılları arasında Florida’nın başsavcısı olarak görev yaptı ve bu göreve gelen ilk kadın oldu.

Bondi’nin, seçilmiş başkanın gelini ve Cumhuriyetçi Ulusal Konvansiyon Başkanı Lara Trump ile yakın bir ilişkisi var. İkili eyalette köpek yarışlarının yasaklanmasına karşı birlikte kampanya yürütmüştü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Kuzey Akım-2’ye Amerikalı talip: ‘Avrupa’nın enerji tedarikini kontrol etmek adına eşsiz bir fırsat’

Yayınlanma

Rusya’da 20 yıl iş deneyimi olan Amerikalı yatırımcı Stephen Lynch, iflas sürecindeki Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattını satın almak için ABD Hazine Bakanlığı’ndan izin talep etti.

Rusya’da 20 yıllık iş tecrübesi bulunan Amerikalı sermayedar Stephen Lynch, iflas işlemleri kapsamında açık artırmaya çıkarılması durumunda Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattını satın almaya talip oldu.

The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre Lynch, bu amaçla ABD Hazine Bakanlığı’ndan açık artırmaya katılım izni talep etti.

Lynch, yaptığı açıklamada “Mesele çok net: Bu, Amerika ve Avrupa için fosil yakıt döneminin sonuna kadar Avrupa’nın enerji tedarikini kontrol etmek adına eşsiz bir fırsat,” değerlendirmesinde bulundu ve “kimsenin adını duymadığı en zengin kişi olmak istediğini” de sözlerine ekledi.

Lynch’in avukatlarının ABD Hazine Bakanlığı’na ilettiği talepte, boru hattı işletmecisi Nord Stream 2 AG’nin iflas sürecinde borç yapılandırması ya da tasfiye için kesin bir tarih belirlendiği vurgulandı.

Talepte ayrıca, yeniden yapılandırmanın mümkün görünmediği ve kredi ödemelerindeki en uzun erteleme süresinin 24 ay olduğu belirtildi.

Bunun yanı sıra Lynch, Ukrayna’daki savaşın sona ermesiyle birlikte Rusya’nın ve başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerindeki eski doğalgaz müşterilerinin, mülkiyeti kimde olursa olsun boru hattını yeniden faaliyete geçirmek isteyebileceklerini öngördüğünü söyledi.

Donald Trump’ın başkanlık kampanyasına önemli destekte bulunan Lynch, 2019 yılına kadar Rusya’da yaşamış ve iş faaliyetlerini sürdürmüştü.

WSJ‘ye göre Lynch “Rus varlıklarını uygun fiyata alarak” başarıya ulaştı. Örneğin, 2007’de Promneftstroy LLC aracılığıyla Yukos varlıklarının alımına katıldı, ancak sonrasında şirket yöneticileri kendisini dolandırıcılıkla suçladı. 2019’da bir İngiliz mahkemesi bu suçlamaları reddetti.

Kuzey Akım-2, İsviçre’de iflas başvurusunda bulunan Gazprom’un yan kuruluşuna ait bulunuyor. Boru hattının kollarından biri Eylül 2022’de gerçekleşen bir sabotaj sonucu hasar görmüştü.

Batı’nın Kuzey Akım sabotajını Ukrayna’ya ihale etme çabaları sürüyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English