Avrupa
Sevim Dağdelen’in ‘Bandera’ üzerine soru önergesi ve hükümetin cevabı

Editörün notu: Aşağıda çevirisini verdiğimiz makale, Alman günlük gazete Junge Welt‘te (jW) yayınlandı ve Die Linke (Sol Parti) parlamento grubu ile milletvekili Sevim Dağdelen’in federal hükümete yönelttiği soru önergesini içeriyor. Kanada parlamentosunda yaşanan ‘ayakta alkışlanan nazi’ skandalının ardından NATO üyesi ülkelerin nazileri savaştan sonra nasıl koruduklarına ilişkin tartışma yeniden başladı. Başta Almanya olmak üzere birçok batılı ülke, Soğuk Savaş’ta komünizme karşı nazilerin ‘hizmetlerinden’ epey faydalandılar. Dahası, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte bu şebekenin yeniden yapılandırıldığı anlaşılıyor. Berlin ve NATO, Ukrayna savaşında Rusya’ya karşı bu (neo)nazi şebekeyi aktive etmekle kalmıyor, aynı zamanda soruşturulmasının ve ülke içindeki etkisinin araştırılmasını da engelliyor. Dağdelen’in soru önergesine Alman Dışişleri’nin verdiği yanıt bunun kanıtı niteliğinde. Çeviri: Gülçin Akkoç.
“Kendi bulgularımız yok”
Yazının devamında Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen ve Sol Parti parlamento grubunun, ‘’Ukrayna’nın siyasi tarihindeki aşırı sağcı tezahürler’’ konulu kısa soru önergesini ve Federal Hükümet’in verdiği yanıtları belgeliyoruz. (jW)
Soruyu soranların bildiği üzere, aşırı sağcı güçlerin Ukrayna siyaseti üzerinde kayda değer bir etkisi vardır. Aşırı sağcı örgütlerin temsilcileri çok sayıda devlet kurumunda, sivil toplum kurumunda ve askeri kurumlarda etkin bir şekilde görev almaktadır. Bu durum örnek vermek gerekirse aşırı sağcı Azak Taburu için geçerli olduğu kadar diğer askeri oluşumlar için de geçerlidir. Resmi siyasi tarih, aynı zamanda, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgalcileriyle işbirliği yapan ve Yahudilerin, Polonyalıların ve Romanların öldürülmesinde kayda değer rol oynayan Ukrayna Milliyetçileri Örgütü ve Ukrayna İsyan Ordusu aktörlerinin rehabilite edilmesiyle de karakterize edilir. Soruyu soranlara göre, bu tür eğilimlere kararlılıkla karşı çıkılmalıdır. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırı da göz önünde bulundurulduğunda, aşırı sağcılığa hoşgörü gösterilmemeli ve kesinlikle aşırı sağcılara silah sevkiyatı yapılmamalıdır.
Ukrayna siyasi tarihi uzun yıllardır, özellikle de iki savaş arası dönemde, milliyetçi hareketlere bağlı olarak şekilleniyor. Ukrayna Milliyetçileri Örgütü ve Ukrayna İsyan Ordusu ön planda yer alıyor. Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü okullarda, eğitim materyallerinde ve kamuya açık sergilerde – örneğin ‘’Kahramanlar Günü’’nü açıkça Ukrayna Milliyetçileri Örgütü geleneğine yerleştirerek – bu örgütler ve aktörler hakkında birçok düzeyde olumlu bir yaklaşımı teşvik etmektedir (http://uinp.gov.ua/pres-centr/novyny/v-ukrayini-vidznachayetsya-den-geroyiv). Enstitü 2022 yılında ana sayfasında ‘’onuruna’’ sokak isimlerinin verilebileceği örgüt ve kişilere ilişkin öneriler yayınlamıştır. Örneğin ‘’Andrij Melnyk’’ (UMÖ azınlık fraksiyonunun lideri), ‘’Wasil Galasa’’ (UİO albayı) ve ‘’Ukrayna İsyan Ordusu Kahramanları’’. Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü, kendi ifadeleriyle, ‘’faaliyetleri, Kültür ve Enformasyon Bakanı aracılığıyla Bakanlar Kurulu tarafından yönlendirilen ve koordine edilen, yürütmenin merkezi bir organı olan’’ bir devlet kurumudur (http://uinp.gov.ua/pro-instytut/pravovi-zasady-diyalnosti).
Aslında, çok sayıda cadde ve kamu kurununa bu aktörlerin isimleri verilmiştir. Örneğin Kiev’deki ‘’Stepan Bandera Prospekti’’ ve 2021 baharında açılışı İsrail büyükelçisinin şiddetli protestolarına neden olan (https://www.algemeiner.com/2021/03/09/israeli-envoy-in-ukraine-slams-naming-of-soccer-stadium-in-honor-of-nazi-ally-roman-shukhevych/), ancak Ukrayna hükümeti tarafından ‘’ulusal hafızayı’’ korumak istedikleri ifadeleriyle savunulan (https://www.jpost.com/diaspora/fifa-urged-to-take-action-after-stadium-renamed-for-nazi-collaborator-662274), Ternopil’deki ‘’Roman Shukhevich Stadyumu’’.
Ukrayna Milliyetçiler Örgütü, kendisine Alman, Hırvat ve İtalyan faşistlerinden örnek alan otoriter ve faşist bir harekettir. Ukrayna Milliyetçiler Örgütü yöneticileri örgütlerini Naziler, İtalyan faşistleri ve Ustasa gibi Avrupalı faşist hareketlerle aynı düzeyde görüyorlardı. UMÖ’nün ideolojisi aşırı milliyetçilik, vatanseverlik, faşizm, anti-semitizm, ırkçılık ve devrimci-ayaklanmacı bir ruhun karışımıdır. Açıkça düşman olarak işgalcileri (Polonya, Rusya veya Sovyetler Birliği) ve ‘’Ukrayna topraklarında’’ yaşayan Polonyalı, Rus ve Yahudi nüfusları görüyorlardı. Aktörleri, Alman işgali sırasında Yahudi karşıtı pogromlara ve Holokost’a aktif olarak katılmıştı (https://www.static.tu.berlin/fileadmin/www/10002032/Jahrbuecher/Jahrbuch_2013.pdf).
Bu nedenle bilimsel hizmetler, ‘’UMÖ ve UİO üyelerinin Alman işgalcilerle genel olarak işbirliği yaptığı ve Yahudilerin yok edilmesine ve Polonyalılarla Romanların öldürülmesine katkıda bulunduğunun’’ tartışmasız olduğunu özetlemektedir. Belgelerde 50-60.000 Polonyalının öldürülmesinin yanı sıra, yaygın antisemitik cinayetlere değinilmektedir. (WD 1-3000-022/22, 19.7.2022)
Aynı aktörler Ukrayna’da giderek daha da sözde özgürlük savaşçıları, rol modelleri ve kahramanlar olarak tasvir ediliyor. Örneğin Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü eğitim materyallerinde, Ukrayna İsyan Ordusu’nun faaliyetleri ‘’Ukrayna Kurtuluş Hareketi’’ geleneğine yerleştiriliyor. Diğer şeylerin yanı sıra Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü, ‘’sanal nekropol’’ projesi ile yurtdışında ölen Ukraynalıları anmak istiyor (http://necropolis.uinp.gov.ua/ua/burial?id=2301545343856149739 ). İsveçli Tarihçi Per Rudling’e göre bunlar sadece Bandera değil, Nazi işgalcilerinin hizmetinde cinayet işleyen Schutzmannschatf taburlarının komutanları da bulunmaktadır. Kudüs’teki Simon Wiesenthal Merkezi’nden Ephraim Zuroff, ‘’insanları ve özellikle de Yahudileri öldürdükleri için’’ böyle bir onura layık görülmemesi gereken kişilerin yüceltilmesinden söz ediyor (https://www.jpost.com/diaspora/antisemitism/nazi-collaborators-included-in-ukrainian-memorial-project-656253).
Ukrayna hükümetinin aşırı sağcı UMÖ ve UİO’nu onurlandırma çabasının ne kadar yaygın olduğu, Bandera’ya hayranlığını gizlemeyen eski Ukrayna Büyükelçisi Andrij Melnyk’in eylemleriyle de ortaya çıkıyor (www.zdf.de/nachrichten/politik/melnyk-bandera-interview-botschafter-ukraine-100.html).
Faşizm yanlısı bir yönelim, UMÖ ve UİO kahramanlarına olumlu atıflarda bulunan Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin bazı bölümlerinde de gözlemlenebilir. Örneğin Azak Taburu, askeri okuluna UMÖ’nün kurucusu Evgen Konovalez’in adını vermiştir.
Soruyu soranlara göre, UMÖ ve UİO üyeleri de Holokost’a katılmış olmasına rağmen Federal Hükümet, şimdiye kadar Ukrayna’daki aşırı sağcı güçlerle arasına mesafe koymak için çok az çaba sarf etmiştir.
Alman hükümetinden Dağdelen’e yanıt: OUN ve Bandera’ya ‘ırkçı’ dedirtmediler!
Federal Hükümet’in Ön Açıklaması
Federal Hükümet her türlü aşırı sağcılığı, antisemitizmi, çingene karşıtlığını ya da diğer ırkçılık türlerini kınar ve çalışmalarında bu tür söylem ve davranışlara şiddetle ve istisnasız karşı çıkar. Federal Hükümet, Nazi rejiminin insanlık suçlarının kurbanlarını anma ve bağımsız bilimsel araştırma ve tarihin yeniden değerlendirilmesi konusunda kararlıdır.
Federal Hükümet, özellikle belirli (tarihi) grupların veya kişilerin aşırı sağcı, Yahudi karşıtı, çingene karşıtı ya da başka tür ırkçı olarak genel bir sınıflandırmaya tabi tutulmasıyla ilgili olarak, ön açıklama ve sorularda yer alan hukuki değerlendirmeleri ve olgusal iddiaları açıkça benimsememektedir.
Federal Hükümet, parlamenterlerin bilgi edinme hakkının sadece Federal Hükümetin Federal Meclis karşısındaki sorumluluk alanıyla ilgili ve Federal Hükümetin yetkisi dahilinde olan konuları kapsadığına işaret etmektedir. Cevap verme yükümlülüğü, soruların hükümet faaliyetlerine somut bir şekilde atıfta bulunması ve Federal Hükümetin milletvekillerine karşı resmi olarak haklı bir bilgi avantajına sahip olması durumunda söz konusudur.
Federal Hükümet’e sorularımız:
1. Federal Hükümet, Ukrayna Milliyetçileri Örgütü ve Ukrayna İsyan Ordusu üyelerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında başta Polonyalılar, Yahudiler ve Romanlar olmak üzere on binlerce sivili katlettiğinin ve en azından zaman zaman ve bazı durumlarda Nazi işgalcileriyle işbirliği yaptığının farkında mıdır ve eğer farkındaysa, bunun Alman tarih politikası için ne tür bir sorumluluk gerektirdiğine inanmaktadır?
2. Federal Hükümet, Bandera’nın liderliğindeki Ukrayna Milliyetçileri Örgütü’nün askeri birliklerine ‘’istenmeyen Polonyalı, Moskovalı ve Yahudi aktivistlerin tasfiyesine’’ izin verilen ve buna ek olarak Yahudilerin “en ufak bir hatada” tasfiye edilmesinin planlandığı bir “temizlik emri” yayınladığının farkında mıdır? (https://www.berliner-zeitung.de/politik-gesellschaft/ukraine-bandera-enkel-verlangt-korrektur-von-berliner-zeitung-doch-die-beweislage-ist-klar-li.250831) Ve eğer öyleyse, Federal Hükümet, Alman tarihinden bir ders olarak antisemit özlemlerin hiçbir yerde tartışmasız kabul edilmemesi gerektiği için Ukrayna Milliyetçileri Örgütü’nün veya onun kahramanlarının olumlu temsillerine aktif olarak karşı çıkmayı ne ölçüde gerekli görüyor ve bundan ne gibi sonuçlar çıkarıyor?
Bir ve ikinci sorular birlikte yanıtlandı. Ön konuşmaya işaret edildi.
3. Federal Hükümet, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valery Salushnyi’nin geçen yıl başka bir ordu subayıyla birlikte eski Ukrayna Milliyetçileri Örgütü lideri Stepan Bandera’nın portresi önünde poz verdiğinden haberdar mıdır (https://correctiv.org/faktencheck/2023/01/04/ja-auf-diesem-foto-steht-ein-ukrainischer-general-vor-einem-stepan-bandera-gemaelde/ ), haberdar ise bu konuda daha fazla bilgiye sahip midir ve üyeleri on binlerce sivili öldüren aşırı sağcı bir hareketin liderine yapılan bu saygı duruşundan ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır? Bu saygı duruşunun Ukrayna ordusunun ya da başkomutanının siyasi yönelimi hakkında hangi sonuçlara varılmasına imkan verdiğini düşündü mü, düşündüyse ne düşündü?
4. Federal Hükümet, eski Ukrayna Milliyetçileri Örgütü lideri Stepan Bandera’nın doğum günü olan 1 Ocak 2023 tarihinde Ukrayna Parlamentosu’nun Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı’nın yukarıda bahsi geçen fotoğrafını kullanan ve “Stepan Bandera’nın talimatlarını” çok iyi bildiğini vurgulayan bir tweet yayınladığının farkında mıdır (https://tvpworld. com/65446906/ukrainian-parliament-removes-twitter-post-commemorating-bandera), ve eğer öyleyse, bu konuda ve özellikle Polonya’daki protestolar nedeniyle tweetin silinmesi konusunda başka bulguları var mıdır ve eğer öyleyse, Ukrayna parlamentosunun çoğunluğunun siyasi yönelimiyle ilgili olarak bundan ne ve hangi sonuçları çıkarmaktadır?
Üçüncü ve dördüncü sorular birlikte yanıtlandı. Federal Hükümet’in, medyada çıkan haberler haricinde kendi bulguları yoktu. Kalanı için ön konuşmaya işaret edildi.
5. Federal Hükümet, yakın geçmişte Ukrayna’da Ukrayna Milliyetçileri Örgütü ve Ukrayna İsyan Ordusu üyeleri onuruna çok sayıda anıtın açıldığının veya caddelere bu kişilerin isimlerinin verildiğinin farkında mıdır? Eğer öyleyse, üyeleri on binlerce sivil Polonyalıyı, Yahudiyi ve Romanı öldüren örgütlere liderlik eden kişilerin bu şekilde onurlandırılmasına ilişkin değerlendirmesi nedir? Federal Hükümet, üçüncü taraflara proje fonları da dahil olmak üzere geçmişte Ukrayna’ya sağladığı yardımların, UMÖ, UİO, Waffen SS tümeni “Galiçya” veya ilgili akrabaları onuruna anıtların inşası veya bakımı veya ilgili sokak isimlerinin değiştirilmesi için kullanılmış olma ihtimalini göz ardı edebilir mi ve varsa bu konuda ne gibi bulgulara sahiptir?
Federal Hükümet bu bahsi geçen olaylardan haberdardır. Federal Hükümet’in bilgisi dahilinde, Ukrayna’ya verilen yardımların hiçbiri soruda belirtilen amaçlar için kullanılmamıştır. Geri kalan için ön açıklama işaret edilmiştir.
6. Alman hükümeti, 2021 yılında Ternopil’de bir stadyuma Wehrmacht taburu “Nightingale” ve UMÖ’nün eski komutanı Roman Shukhevych’in adının verildiğinin ve bu onurlandırmayı şiddetle kınayan İsrail Büyükelçisinin derhal protesto edilmesine neden olduğunun farkında mıdır (bkz. https://www.algemeiner. com/2021/03/09/israeli-envoy-in-ukraine-slams-naming-of-soccer-stadium-in-honor-of-nazi-ally-roman-shukhevych/), bunun üzerine Ukrayna Dışişleri Bakanlığı sözcüsü “ulusal hafızanın korunması” ile ilgili olduğunu söyleyerek isimlendirmeyi savunmuştu, ve eğer farkındaysa, bir Ukrayna kasabasının yetkililerinin böyle bir Nazi işbirlikçisini alenen onurlandırmasını ve bu onurlandırmanın Ukrayna hükümeti tarafından meşrulaştırılmasını nasıl değerlendiriyor?
7. Alman hükümeti, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin 2019 yılında eski UMÖ lideri Stepan Bandera’nın Ukraynalıların belirli bir yüzdesi için bir kahraman olmasının “iyi ve harika” (https://www.rbc.ua/rus/news/vladimir-zelenskiy-nam-vygodno-raspustit-1555546435.html) olduğunu söylediğinden haberdar mı ve eğer öyleyse, bu konuda başka hangi bilgilere sahiptir? Alman hükümeti, üyeleri on binlerce sivili öldüren aşırı sağcı bir örgütün liderini kahraman olarak görmenin “iyi ve harika” olduğu görüşünü paylaşıyor mu (lütfen gerekirse nedenlerini belirtin)?
8. Federal Hükümet, USAID’in finansmanıyla Ukrayna’da “Reanimation Package of Reforms” (RPR) adı altında önde gelen sivil toplum kuruluşları ve uzmanlardan oluşan bir koalisyon kurulduğunu, bu koalisyonun anma politikası alanında da faaliyet gösterdiğini ve UMÖ’ne bağlı “Kurtuluş Hareketi Araştırma Merkezi” temsilcilerinin aktif olarak yer aldığını biliyor mu (https://www.jungewelt.de/artikel/454683.erinnerungspolitik-banderisierung-der-ukraine.html) ve eğer biliyorsa, bu konuda başka hangi bilgilere sahip?
9. Federal Hükümet, yukarıda bahsi geçen RPR koalisyonunun 2018 yılında Nazi Almanyası ile müttefik olan UMÖ’nün bir “özgürlük savaşçıları” örgütü olarak rehabilite etmek için bir yasa tasarısı hazırladığını ve bunun Parlamento tarafından kabul edildiğini biliyor mu (https://www.jungewelt.de/artikel/454683.erinnerungspolitik-banderisierung-der-ukraine.html) ve eğer biliyorsa, o dönemde Parlamentoda temsil edilen partilerin her birinin pozisyonu neydi? Federal Hükümet, faşist bir örgütün bu şekilde rehabilite edilmesinin ne ölçüde uygun olduğu konusunda bir görüşe sahip midir?
Altıncı sorudan dokuzuncu soruya kadar birlikte yanıtlandı. Federal Hükümet’in medyada yer alan haberler dışında kendi bulgusu yoktur. Geri kalanı için ön açıklamaya işaret ettiler.
10. Bu derneğin veya bahsi geçen merkezin federal fonlardan finansman aldığı biliniyor mu, alıyorsa hangi̇ finansman?
Federal Hükümet bahsi geçen dernekleri finanse etmemiştir.
11. Federal Hükümet, hükümete ait Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü müdür yardımcısı Volodimir Tylishchak’ın, OUN-B gazetesi Shlyakh Peremohy (Zafere Giden Yol) için yazan, Kiev’de yıllık “Bandera Okumaları” düzenleyen “Ukrayna Stratejik Araştırma Çalışmaları” STK’sının üyesi olduğunun farkında mıdır (https://www. jungewelt.de/artikel/454683.erinnerungspolitik-banderisierung-der-ukraine.html) ve eğer öyleyse, bu konuda başka hangi bulgulara sahiptir ve UMÖ’nün geleneğinin sürdürülmesine olan bu bağlılık UUHE’nün siyasi yönelimi hakkında hangi sonuçların çıkarılmasına izin vermektedir?
12. Federal Hükümet, hükümete ait Ukrayna Ulusal Hafıza Enstitüsü’nün 23 Mayıs 2021’deki sözde ‘’Kahramanlar Günü’’nü, Nisan 1941’deki UMÖ toplantısının bu yöndeki bir kararına atıfta bulunarak doğrudan UMÖ’ne atıfta bulunarak sunduğunun farkında mıdır?
On birinci ve on ikinci sorular birlikte yanıtlanmıştır. Medyada yer alan haberler haricinde hükümetin kendi bulguları yoktur.
13. Federal Hükümet, UUHE’nün 2021’deki ‘’Kahramanlar Günü’’ vesilesiyle, Bandera’nın o dönemdeki yardımcısı Yaroslav Stezko da dahil olmak üzere UMÖ’nün önde gelen eski temsilcilerinden alıntıların sunulduğu, kahramanlığın ne olduğu sorusu üzerine bir proje yürüttüğünün farkında mıdır? Hayatının anlamının ‘’özgür bir Ukrayna’’ olduğunu, UUHE’nün hesabında antisemitik tutumlar, UMÖ’nün Nazilerle işbirliği veya kitlesel cinayetlere karışması hakkında tek bir eleştirel kelime bile bulunmadığını biliyor muydu ve eğer biliyorsa, federal hükümetin bilgisi var mıydı? UINP tarafından UMÖ’nün olumlu bir şekilde tasvir edilmesine ilişkin başka bulgular (varsa lütfen belirtiniz) ve sivillere karşı çok sayıda suç işlemiş aşırı sağcı, antisemit bir örgütün Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olarak UUHE tarafından olumlu bir şekilde görülmesini nasıl değerlendiriyor?
14. Federal Hükümet, UUHF’nün 2022 yılında “Andrij Melnyk” (UMÖ’nün azınlık fraksiyonu lideri), “Wasil Galasa” (UİO’nun bir albayı) ve “UMÖ Kahramanları” isimlerinin sokaklara verilmesine yönelik önerileri dolaşıma sokarak UMÖ, UİO ve bunların baş aktörlerine yönelik olumlu bakışını sürdürdüğünün farkında mıdır? Ve Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olarak UUHE’nün, on binlerce cinayetten sorumlu olan antisemit, aşırı sağcı bir örgütün kahramanlarının isimlerinin sokaklara verilmesini desteklemesini nasıl değerlendiriyor?
15. Federal Hükümet, UUHE’nün UMÖ’nün kurucusu Evgen Konovalez’in “yetenek ve otoritesinin” övüldüğü ve UMÖ’nün işlediği suçlara ve Nazilerle zaman zaman yaptığı işbirliğine değinilmeyen olumlu bir görüş sunan bilgi materyalleri sağladığının farkında mıdır ve eğer öyleyse, Ukrayna devletinin resmi bir kurumu olarak UUHE’nün aşırı sağcı bir örgütün kurucusu hakkında bu kadar olumlu bir görüş geliştirmesinden ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır?
16. Federal Hükümet, UUHE’nün Ukraynalı diplomatlar için, Ivan Patryljak’ın “UMÖ ve UİO tarihinin zor soruları” konulu konferansı da dahil olmak üzere konferanslar düzenlediğinin farkında mıdır (http://uinp.gov.ua/pro-instytut/zvity/zvit-za-2021-rik), konuşmacı kitabında UMÖ ve UİO’nun tavizsiz mücadelesini 1980’lerdeki Ukrayna bağımsızlık hareketi için ‘’gerekli’’ ve ‘’gelenek oluşturucu’’ olarak tanımlayan biridir ve eğer öyleyse, Federal Hükümet, Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olan UUHE’nün, on binlerce cinayetten sorumlu olan aşırı sağcı UMÖ/UİO’nun ‘’gerekli’’ bir mücadele verdiği ve bugünün Ukrayna’sı için bir gelenek oluşturucu olduğu görüşünü desteklemesinden ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır?
17. Federal Hükümet, UUHE’nün okullarda da UMÖ ve UİO hakkında, örneğin orada sunulan “UMÖ – fethedilmemiş halkın cevabı” (http://uinp.gov.ua/pres-centr/novyny/4553) sergisi şeklinde olumlu bir görüş aktardığının farkında mıdır ve eğer öyleyse, Federal Hükümet, Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olarak UUHE’nün on binlerce cinayetten sorumlu bir örgütün olumlu görüşünü küçüklere zaten aktardığı gerçeğinden ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır?
18. Federal Hükümet, UUHE’nü “Goliath’a Karşı” adlı bir projede ortak olduğunun farkında mıdır; bu proje çerçevesinde uzun süredir UMÖ lideri olan Stepan Bandera ve Wehrmacht taburu “Nightingale “in ve daha sonra UİO eski komutanı Roman Shukhevich olumlu bir şekilde tasvir edilmekte ve bu aktörler sayesinde artık ‘’özgür bir Ukrayna’’ olduğu iddia edilmektedir (http://uinp. gov.ua/vystavkovi-proekty/vystavka-proty-goliafa) ve eğer öyleyse, Federal Hükümet, Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olarak UUHE’nün aşırı sağcı, terörist örgütlerin temsilcileri hakkında olumlu bir görüşe sahip olmasından ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır?
19. Federal Hükümet, UUHE’nün sınıflarda kullanılmak üzere UİO tarihini ‘’Ukrayna halkının ulusal kurtuluş mücadelesinin kahramanca yönünden’’ gösteren bir video sunduğunun farkında mıdır (http://uinp.gov.ua/vystavkovi-proekty/vystavka-upa-vidpovid-neskorenogo-narodu) ve eğer öyleyse, Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olarak UUHE’nün on binlerce cinayet işlemiş bir örgütün tarihini okul çocuklarına ‘’kahramanca’’ olarak sunmayı doğru bulmasından ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır?
20. Alman hükümeti, UUHE’nün “Sanal Nekropol” adlı bir projeyle, 1917-1923 yılları arasında ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin öldürülmesinden sorumlu Ukraynalı milliyetçileri ve Jerusalem Post’un ifadesiyle Nazi işbirlikçilerini de içeren kişileri, Nazi işgalcilerinin hizmetinde olan ve sivillerin öldürülmesine karışan sözde Schutzmannschaften üyeleri ve Stepan Bandera, yani Kudüs Simon Wiesenthal Enstitüsü Başkanı Efraim Zuroff’a göre özellikle antisemit cinayetlere karıştıkları için özgürlük savaşçısı olarak onurlandırılmaması gereken kişiler de dahil olmak üzere bu kişileri andığını farkında mıdır, (https://www.jpost.com/diaspora/antisemitism/nazi-collaborators-included-in-ukrainian-memorial-project-656253) ve eğer öyleyse, Ukrayna hükümetinin resmi bir kurumu olarak UUHE’nün bu tür şahsiyetleri onurlandırmasından ne gibi sonuçlar çıkarmaktadır?
On üçüncü sorudan yirminci soruya kadar birlikye yanıtlandı. Hükümetin medyada yer alan haberler dışında kendi bulguları yoktu. Geri kalan için ön açıklama işaret edildi.
21. Federal Hükümet, Ukrayna hükümetinin resmi temsilcisi olarak UUHE’nün, üyeleri başta Polonyalılar, Yahudiler ve Romanlar olmak üzere on binlerce sivilin öldürülmesine karışmış iki aşırı sağcı örgüt olan UMÖ ve UİO’nu günümüz Ukrayna’sı için rol model olarak sunmasını nasıl değerlendirmektedir?
22. Federal Hükümet, 2020 yılında Ukrayna Parlamentosu’nun, iktidar partisi “Halkın Hizmetkârları” milletvekillerinin oylarıyla, Alfred Rosenberg’in eski yardımcısı Ivan Poltawez-Ostrjanizja, ‘’Galiçya SS’’ tümeninin organizatörü Volodimir Kubijowitsch ve diğer Nazi suçlularının onurlu bir şekilde anılmasını talep ettiğinin farkında mıdır (https://www. jungewelt.de/article/447011.krieg-in-der-ukraine-selenskijs-schwarzer-haufen.html?sstr=Schwarzer%7CHaufen) ve eğer öyleyse, Nazi faillerinin bu şekilde onurlandırılması Ukrayna’nın en yüksek parlamento organının tarihe bakışı açısından ne gibi sonuçlara yol açmaktadır?
23. Federal Hükümet’in UMÖ, UİO ve Waffen SS tümeni ‘’Galiçya’’nın ele alınmasına ilişkin Ukrayna hükümetiyle diyalogdaki pozisyonu nedir?
Yirmi birinci sorudan yirmi üçüncü soruya kadarki sorular birlikte cevaplandırıldı. Federal Hükümet, medyada yer alan haberler dışında kendi bulguları yoktu. Geri kalan için ön açıklama işaret edildi.
24. Federal Hükümet, soru sahiplerinin Holokost ve Nazi suçlarına iştirak etmiş tarihi örgüt ve şahsiyetlere olumlu bakılmasının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu ve Bandera, UMÖ ve UİO’na yönelik yaygın hürmet göz önünde bulundurulduğunda bunun Ukrayna hükümetine de açıkça belirtilmesi gerektiği görüşüne katılıyor mu ve katılıyorsa, Ukrayna hükümetine karşı bu gerekliliği nasıl karşılıyor? (lütfen Federal Hükümetin ilgili taahhüdünü, sözlü notları vb. alıntı yapınız)
Prensip olarak Federal Hükümet diğer devletlerle yapılan gizli görüşme ve yazışmalarla ilgili yorum yapmaz. Ön açıklamaya işaret edildi.
25. Federal Hükümet, “Nazi avcıları” Beate ve Serge Klarsfeld’in oğlu Arno Klarsfeld’in Ukrayna ile ilgili olarak, Ukraynalılar Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyorlarsa, “Nazilerle işbirliği yapan ve Ukrayna’daki on binlerce Yahudi aileyi yok etmelerine yardımcı olan kahraman milliyetçilere tapmayı bırakmalılar” (https://www.lepoint.fr/debats/arno-klarsfeld-l-ukraine-ne-doit-plus-encenser-les-nationalistes-qui-ont-collabore-11-09-2022-2489518_2.php#xtmc=klarsfeld&xtnp=1&xtcr=3 ) şeklindeki açıklamasına katılıyor mu, katılmıyorsa neden katılmıyor? Ön açıklamaya atıfta bulunulmuştur.
Ön açıklamaya işaret edilmiştir.
Avrupa
NATO’nun ordusuz üyesi İzlanda savunma stratejisini gözden geçiriyor

NATO’nun ordusu olmayan tek üyesi İzlanda, ABD Başkanı Trump’ın Grönland’ı satın alma isteği ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle savunma kapasitesini artırmayı ve Avrupa Birliği üyeliği müzakerelerini yeniden başlatmayı değerlendiriyor. Ülke, 2027’ye kadar AB üyeliği konusunda referandum yapmayı planlarken, başbakan ulusal savunma stratejisinin gözden geçirileceğini belirtti.
NATO’nun ordusu olmayan tek üyesi İzlanda, ABD Başkanı Donald Trump’ın Danimarka’dan Grönland’ı alma isteği ve ticaret savaşının yarattığı gerilimlerin etkisiyle savunma kapasitesini güçlendirmeyi ve Avrupa Birliği üyeliği müzakerelerini yeniden başlatmayı değerlendiriyor.
The Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, ülke bu konuları aktif olarak tartışıyor.
Başbakan Kristrún Frostadóttir, 2027 yılına kadar bir referandum düzenlemeyi planlıyor.
Yaklaşık 400 bin nüfuslu ülke, bu referandum öncesinde ulusal savunma stratejisini gözden geçirmeyi amaçlıyor.
Frostadóttir, ülkenin askeri alana yönelik hiçbir zaman kamuoyu desteği olmadığını ve yakın gelecekte de olacağını düşünmediğini belirtti.
Ancak Frostadóttir, “Bu, aktif bir savunmamızın veya aktif ittifaklarımızın olamayacağı anlamına gelmez, çünkü savunma önemlidir,” dedi.
ABD, hem İzlanda’nın hem de Grönland’ın güvenlik açısından büyük önem taşıdığı görüşünde.
Grönland, Rusya dahil olmak üzere füze fırlatmalarını takip etmek için kritik öneme sahipken, İzlanda denizaltıları izlemek için stratejik bir konumda bulunuyor.
ABD, 1951’den itibaren savunma anlaşması kapsamında İzlanda’yı koruyordu ancak 2006 yılında ülkedeki varlığından vazgeçerek askerlerini çekti.
Amerikan askerleri daha önce Keflavik hava üssünde konuşlanmıştı; bu üs şu anda NATO müttefikleriyle yapılan tatbikatlar için kullanılıyor.
Sosyal Demokrat İttifakı’na liderlik eden Frostadóttir, İzlanda’nın AB’ye katılımını destekliyor.
Bununla birlikte, olası bir AB müzakereleri referandumunun İzlandalılar tarafından Avrupa ile ABD arasında bir seçim olarak görülmesini istemediğini ifade etti.
Frostadóttir, Euronews‘e verdiği mülakatta, “2027’ye kadar ülkenin bu müzakereleri [katılım için] yeniden başlatmak isteyip istemediğini görmek istiyoruz. Mevcut jeopolitik durumun bunu etkileyeceğinden eminim,” ifadesini kullandı.
Ülkenin Avrupa Birliği içinde kendini daha güvende hissedip hissetmeyeceği sorusuna ise başbakan, İzlanda’nın “şu anda bulunduğumuz yerde” zaten güvende hissettiğini söyledi.
İzlanda, 2009 yılında AB’ye üyelik başvurusunda bulunmuştu.
Fakat 2013 yılında iktidara gelen Avrupa şüphecileri, müzakereleri askıya alma kararı aldı. Ülke, 2015 yılında ise birlik üyeliği başvurusunu geri çekti.
Trump, daha önce birçok kez Grönland’ı ilhak etme niyetini dile getirmişti.
Mart ayında yaptığı açıklamada, “Grönland’ı alacağız. Evet, yüzde 100,” ifadelerini kullanmıştı.
ABD Başkanı, adanın ABD için “ulusal ve hatta uluslararası güvenlik” ile “tüm dünyanın güvenliği” için gerekli olduğunu savunmuştu.
Grönland’ın yeni başbakanı Jens-Frederik Nielsen ise adanın hiçbir zaman ABD kontrolüne geçmeyeceğini dile getirmişti.
Von der Leyen: Dünya, Avrupa ile çalışmak için sıraya giriyor
Avrupa
Rus alüminyum devi Rusal, Alman devletini dava etmeye hazırlanıyor

Dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden Rusal, bir iştirakine yönelik 213 milyon avroluk ödeme emri nedeniyle Almanya’ya ‘yasa dışı kamulaştırma’ gerekçesiyle dava açabileceği uyarısında bulundu. Financial Times‘ın haberine göre, bu durum Rusya’nın VTB Bankası’nın Avrupa biriminin tasfiyesiyle ilgili anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Rusal, Almanya’nın ikili yatırım anlaşmasını ihlal ettiğini belirtiyor.
Financial Times‘ın (FT) haberine göre, dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden Rusal, iştiraki olan RTI’ya VTB Bank Europe’un (şimdiki adıyla OWH SE) tasfiyesine karar veren düzenleyicilere 213 milyon avro ödeme emri verilmesinin ardından, Almanya makamlarına karşı “yasa dışı kamulaştırma” gerekçesiyle dava açma konusunda uyarıda bulundu.
Şirket, bu uyarısını geçici Başbakan Olaf Scholz’a gönderdiği dilekçede ifade etti.
Olay, RTI ile VTB’nin Avrupa birimi arasında döviz risklerine karşı korunmak amacıyla yapılan bir riskten korunma (hedging) anlaşmasıyla ilgili.
Rusal, bu anlaşmanın Ukrayna’daki askeri eylemlerin başlamasının ardından Alman düzenleyicilerin eylemleri nedeniyle bozulduğuna inanıyor.
Şirket, dilekçede “tam tazminat” talep etti ve Almanya’nın 1989 yılında SSCB ile Almanya arasında imzalanan ikili yatırım anlaşması (yatırımların teşviki ve karşılıklı korunması anlaşması) kapsamında sağlanan “temel güvenceleri ihlal ettiğini” belirtti.
Almanya Federal Finansal Denetleme Kurumu (BaFin), 2022 yılında VTB’ye yönelik yaptırımların uygulanmasının ardından Rus bankasını iştirakinin yönetiminden uzaklaştırdı.
Kurum, oy hakkını, 1 Nisan 2023’ten itibaren VTB Bank Europe’u tasfiye etme kararı alan bir kayyıma devretti.
Aynı yıl banka adını OWH olarak değiştirmeye karar verdi ve geçen yılın ağustos ayında Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve BaFin, OWH’nin lisansını iptal etti.
Tasfiye sürecinin birkaç yıl sürmesi bekleniyor.
FT, Jersey mahkemesi tutanaklarına atıfta bulunarak, Ukrayna’daki çatışmanın başlamasının ardından Rusal’ın iştirakinin OWH’den ek teminat yatırma konusunda bir dizi talep aldığını yazdı.
RTI, bunun yaptırımları ihlal edeceğini düşünerek bu talepleri yerine getirmeyi reddetti.
Geçen sene Londra Tahkim Mahkemesi OWH lehine karar verdi ve 213 milyon avro ödenmesine hükmetti.
FT, RTI’nın bu karara itiraz etmeye çalıştığını belirtti. Şirket, OWH’nin Batı kısıtlamaları altındaki bir kuruluşun iştiraki olduğunu, ancak OWH’nin kendisinin yaptırımlara tabi olmadığını vurguladı.
Bunun yanı sıra gazetenin aktardığına göre RTI, kararın uygulanmasının OWH tasfiye memurlarına “muazzam bir beklenmedik kâr” sağlayacağı görüşünde.
VTB, OWH yönetiminin eylemlerinden sorumlu olmadığını belirtti.
Banka, “Bu eylemlerin, yasa dışı ve temelsiz olduğuna inanıyoruz, çıkarlarımızla kesinlikle uyumlu değil ve bazı durumlarda onlarla çelişiyor,” ifadelerini kullandı.
Gazete, şubat ayında OWH tasfiye memurlarının, VTB’ye yönelik yaptırımların uygulanmasının ardından Angola hükümetini kredi yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladığını yazmıştı.
OWH, ülkenin hükümetine karşı krediyi geri ödemeye zorlamak amacıyla tahkim süreci başlatmıştı.
Avrupa
Finlandiya ve İsveç’ten askeri sevkiyat için demiryolu projesi

Finlandiya, İsveç üzerinden Norveç’teki Narvik limanına uzanacak stratejik bir demiryolu hattı projesi geliştirmeye karar verdi. Bu hat, NATO’nun ağır silah ve birliklerini gerektiğinde hızla sevk etmesini sağlayarak askeri hareketliliği artırmayı hedefliyor. Proje, AB’nin Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı (TEN-T) düzenlemeleri kapsamında değerlendiriliyor.
Finlandiya, İsveç üzerinden Norveç’in Narvik limanına uzanacak bir demiryolu hattı projesi geliştirmeye karar verdi.
Söz konusu hat, gerektiğinde NATO’nun ağır silah ve birliklerinin sevk edilmesi amacıyla kullanılacak.
Iltalehti gazetesinin haberine göre, demiryolu hattının planlaması için 20 milyon avro tahsis edildi ve projenin tamamının birkaç milyar avroya mal olması bekleniyor.
Demiryolu hattı, Finlandiya’nın Oulu ve Kemi limanlarından başlayarak sınır nehrini geçip İsveç tarafındaki Tornio ve Haparanda’ya ulaşacak.
Buradan madenci şehri Kiruna’ya ve nihai varış noktası olan Narvik’e devam edecek.
Finlandiya Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Lulu Ranne, daha önce yaptığı açıklamada, projenin “Rusya tehdidinin artması” zemininde hayata geçirildiğini iddia etmişti.
Bakan Ranne, Avrupa Birliği (AB) standartlarına uygun daha dar hat açıklığına sahip yeni demiryolu sayesinde NATO cephaneliklerinden tank ve topçu birliklerinin Finlandiya’ya ulaştırılabileceğini kaydetti.
Ayrıca Ranne, NATO birliklerinin ülkeye varışının 2026 yılı için planlandığını sözlerine ekledi.
Bakan, Avrupa Komisyonu’nun hat açıklığının genişletilmesi konusunda Helsinki’ye “baskı yaptığını” ifade etti.
Ranne, “Avrupa Komisyonu, NATO ve Silahlı Kuvvetler, İsveç ve Norveç ile yeni demiryolu bağlantısı projesini, ilk ve en acil büyük Avrupa askeri hareketlilik projesi olabilecek bir proje olarak değerlendirdi,” ifadesini kullandı.
Finlandiya Savunma Kuvvetleri Laponya Jaeger Tugayı Komutan Yardımcısı Ari Mure ise kendi adına Yle televizyonuna yaptığı açıklamada, uyumlu demiryolu hatlarının, özellikle acil durumlarda ağır askeri teçhizatın taşınması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı (TEN-T) düzenlemesi, gelecek yaz AB’de yürürlüğe girecek.
Bu düzenleme, diğer hat açıklığına sahip ülkelerde 1435 mm hat açıklığına geçiş gerekliliklerini içeriyor. Finlandiya’da mevcut hat açıklığı 1524 mm iken, Rusya’da bu rakam 1520 mm.
Demiryolu bağlantısı, savunma kapasitesini güçlendirmenin yanı sıra Finlandiya’nın ihracat sanayisine ve turizmine de katkı sağlayacak.
Fin turistler, trenle hem Kuzey Norveç’e hem de İsveç’in çeşitli bölgelerine seyahat edebilecek.
‘NATO işe yaramazsa B planı’: Kuzey Avrupa ülkeleri alternatif planlar yapıyor
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?
-
Ortadoğu2 hafta önce
“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trump’ın anti-sosyal devleti
-
Dünya Basını2 hafta önce
FT: Xi’nin eli neden Trump’tan daha güçlü?
-
Avrupa5 gün önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Görüş2 hafta önce
ABD’nin İran’a baskısı: Yay gerildi ama henüz tam çekilmedi
-
Dünya Basını6 gün önce
Şin-Bet Direktörü’nün yeminli beyanı ne anlama geliyor?
-
Amerika6 gün önce
ABD’de çöküş sürüyor: Dow, 1932’den bu yana en kötü nisan ayını yaşıyor