Bizi Takip Edin

Diplomasi

ŞİÖ birleşik bir ödeme sistemi üzerinde çalışıyor

Yayınlanma

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Genel Sekreter Yardımcısı Janesh Kane, örgütün ulusal para birimleriyle ödemeler için birleşik bir sistemi üzerinde çalıştığını söyledi.

İzvestiya gazetesine demeç veren Kane, “Konu çeşitli düzeylerde tartışılıyor, ancak hala pek çok hukuki incelik var. Ülkeler ayrıca kendi para birimlerinde karşılıklı ödemelerin payını artırmak için de çalışıyorlar,” ifadelerini kullandı.

Rusya halihazırda kendi ödeme ve mutabakat mekanizmasını önermişti. Buna ek olarak ŞİÖ, geliştirilme aşamasında olan BRICS Köprüsü platformunu da benimseyebilir.

‘Dijital ve finansal bir altyapı oluşturmaya ihtiyaç var’

Kane, “Bu, kuruluşumuz için oldukça güncel bir konu. ŞİÖ ülkeleri ticaret ve yatırım amacıyla kendi ulusal para birimlerini kullanmak istiyorlar. Bu konu bir süredir çeşitli düzeylerde tartışılıyor. Aşılması gereken pek çok yasal nokta var ancak böylesine karmaşık bir sistemi farklı sistemlere sahip 10 farklı ülkede uygulamak için dijital ve finansal bir altyapı oluşturmaya ihtiyaç var,” dedi.

Ülkelerin sadece tüm sistemleri tutarlı bir bütün haline getirmekle kalmayıp, aynı zamanda bu tür ticaret ve yatırım düzenlemeleri için hukuki bir çerçeve oluşturmaları gerektiğini kaydeden yetkili, “Bu konunun karmaşık yapısı ve ölçeği göz önüne alındığında, konu halen tartışılmakta ve üzerinde çalışılıyor, ancak iyi bir sonuç alacağımızdan eminiz,” değerlendirmesini yaptı.

Genel Sekreter Yardımcısı, ülkelerin aynı zamanda ulusal para birimlerinde karşılıklı ödemelerin payını artırmaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

Rusya’nın örgüt üyeleriyle yaptığı ticari işlemlerde bu tür ödemelerin payı 2024 yılının ilk dört ayında yüzde 92’yi aşmış durumda.

Ulusal para birimleriyle ticaretin en başarılı olduğu ülke Çin: 2020’de ruble ve yuanın ikili ödemelerdeki payı sadece yüzde 20 iken üç yıl sonra bu oran yüzde 90’a yükseldi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ŞİÖ zirvesi öncesinde Kazakistan’ın başkentinde Putin’le yaptığı görüşmede, Rusya’ya yapılan ihracatın halihazırda ulusal para birimleriyle yapılan karşılıklı ödemelerin yüzde 70’inden fazlasını oluşturduğunu, Azerbaycan’a yapılanların ise yaklaşık yüzde 50’sini oluşturduğunu ifade etmişti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin’in mayıs ayında yaptığı açıklamaya göre, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki bu tür işlemlerin hacmi yüzde 80’e ulaştı. Özbekistan ile yapılan anlaşmaların payı ise yüzde 55.

‘Bir dizi ülke, Rusya’nın SWIFT ile bağlantısının kesilmesi ve varlıklarının dondurulması emsalinden endişe duyuyor’

Ulusal Takas Merkezi Başkan Danışmanı ve Rus-Asya İş Konseyi Başkanı Maksim Kuznetsov, gazeteye verdiği demeçte “ŞİÖ bünyesinde ulusal para birimlerinde karşılıklı ödemeler için bir ödeme altyapısının oluşturulması oldukça muhtemel, zira bir dizi ülke Rusya’nın SWIFT ile bağlantısının kesilmesi ve varlıklarının dondurulması emsalinden endişe duyuyor. Bu olay, alternatif bir sistemin geliştirilmesi için bir katalizör oldu,” diye konuştu.

Temel çelişkiler, farklı ŞİÖ üyelerine uymayabilecek olan bu sistemin parametrelerinde yatıyor.

Çin ile Hindistan arasında fikir ayrılığı

Kuznetsov, “Bilinen nedenlerden ötürü Çin, yeni ödeme sisteminde ŞİÖ ülkeleri arasında en uluslararasılaşmış para birimi olarak yuanı kullanmakta ısrar ederken, daha tarafsız bir temeli tercih eden Hindistan buna karşı çıkıyor. Yeni platformun dijital egemen para birimi teknolojisine dayanması muhtemel ve bu teknolojik temel SWIFT ile rekabette bir avantaj olabilir,” diye ekledi.

Diğer yandan Rusya’nın Hindistan’la olan dış ticaretinde 2023 yılı sonu itibariyle 55 milyar dolardan fazla bir açık söz konusu, zira Rusya’dan ağırlıklı olarak petrol şeklinde yapılan ihracat Hindistan’dan yapılan ithalattan çok daha fazla.

Şanghay Siyaset Bilimi ve Hukuk Üniversitesi ŞİÖ Uluslararası Hukuk Eğitimi ve İşbirliği Merkezi öğretim görevlisi Cui Heng, sadece Rusya’nın değil Çin’in de çok sayıda Hint rupisi biriktirdiğini ancak bunların pratik kullanımının sınırlı olduğunu söyledi.

Buna ek olarak, konsensüse dayalı karar alma ve ŞİÖ’nün sürekli genişlemesinin bir yan etkisi mevcut; tüm üye ülkeler arasında oybirliği ilkesi, farklı görüşlere sahip ülkelerin diğer üyelerin ortak girişimlerini engellemesini kolaylaştırıyor. Bununla birlikte, uygulanabilir seçenekler de söz konusu.

Dünya ekonomisi nereye – 4: Çin ve Hindistan’ın koşusu

‘Daha radikal bir yaklaşım para birimlerine petrodolar gibi kullanım için istikrarlı bir talep sağlamak olacaktır’

Cui, “Çin, Rusya, İran ve Orta Asya ülkelerinin, ürün, tüketim ve üretimden tam bir döngüyü içeren küçük çok taraflı bir modele dayalı yerel bir para birimi ödeme sistemi oluşturmaları bekleniyor. Daha radikal bir yaklaşım ise enerji ya da gıda gibi toptan emtiaları ruble ya da yuana sabitleyerek bu para birimlerine petrodolar gibi kullanım için istikrarlı bir talep sağlamak olacaktır,” dedi.

Dört ŞİÖ üyesini (Rusya, Çin, Hindistan ve İran) içeren BRICS, uzun zamandır ulusal para birimlerinde anlaşmaları aktif bir şekilde teşvik ediyor. Ve somut sonuçlar şimdiden ortaya çıktı.

Çin pilot proje olarak dijital yuanı uygulamaya koydu

Örneğin Rusya, 2025-2027 yıllarında nakit ve nakit dışı paranın yanı sıra sınır ötesi ödemelerde kullanılmak üzere dijital rubleyi kitlesel dolaşıma sokmayı planlıyor. Ayrıca Çin, Pekin de dahil olmak üzere çeşitli kentlerde pilot proje olarak dijital yuanı uygulamaya koydu.

Dijital para birimlerine dayalı birleşik bir platform, Batı’nın şimdiye kadar anlaşmaları çok daha zor hale getiren kısıtlamalarının etkisini azaltacak.

Örneğin, bazı büyük Çin bankaları, Rusya’dan yaptırıma tabi finansal kuruluşlar ve şirketlerle etkileşim nedeniyle ABD’nin ikincil önlemlerinden korkarak ödemeleri askıya aldı. Ancak Putin’in mayıs ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yaptığı görüşmenin ardından söylediği gibi, sorunun bir çözümü var.

Haziran ayı sonunda Rusya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sergey Katırin, şunları söylemişti:

“Tüm sorunların çözüldüğünü söyleyemem ama bir hareketlilik var. Bu büyük bankalar ve diğerleriyle sorun çözülüyor.”

Bu arada Şanghay Uluslararası Çalışmalar Akademisi Rusya ve Orta Asya Çalışmaları Merkezi Direktörü ve ŞİÖ Ulusal Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Li Xin, İzvestiya‘ya verdiği demeçte Rusya’nın halihazırda tek bir para birimi kullanma deneyimine sahip olduğunu hatırlattı:

Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya, SSCB ve Çekya’nın kararıyla kurulan bu hükümetler arası ekonomik örgüt 1949-1991 yılları arasında faaliyet gösterdi.

Fakat Li, günümüzde ödemelerle ilgili mevcut zorlukların üstesinden gelmek için çok daha fazla araç olduğunu vurguladı ve dijital para birimlerine ek olarak, üye ülkelerden oluşan bir para birimi fonu oluşturulabileceğine işaret etti.

Rusya Merkez Bankası, dijital rubleye yönelik pilot projeyi 1 Eylül’den itibaren genişletecek

Diplomasi

Çin Dışişleri Bakanı, nadir toprak elementleri ihracatı konusunda Avrupa’nın endişelerini gidermeye çalıştı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, nadir toprak elementleri ihracatı üzerindeki kısıtlamalarla ilgili Avrupa Birliği’nin endişelerini hafifleterek, Avrupa şirketlerinin uygun başvuru prosedürlerine uymaları halinde ihtiyaçlarının karşılanacağına dair güvence verdi.

Wang, perşembe günü Berlin’de Alman mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, çift kullanımlı malların kontrolünün tüm ülkelerin egemen hakkı ve uluslararası sorumluluğu olduğunu söyledi. Wang, Avrupa şirketlerinin Pekin’in ihracat kontrollerine ilişkin endişeleriyle ilgili bir soruya yanıt verdi.

Bu ayın sonunda yapılacak Çin-AB zirvesinin önünü açmak amacıyla yaptığı ziyaret sırasında yaptığı açıklamada Wang, “Nadir toprak elementleri ihracatı hiçbir zaman Çin ile Avrupa arasında bir sorun olmamıştır ve olmamalıdır” dedi.

“İhracat kontrol düzenlemelerine uyulduğu ve gerekli prosedürler yerine getirildiği sürece, Avrupa şirketlerinin normal ihtiyaçları garanti edilecektir” diye ekledi.

“Çin’in politikaları uluslararası normlara uygun ve dünya barış ve istikrarının korunmasına da yardımcı oluyor”, diyen üst düzey diplomat, Çin ile Avrupa arasında “bu konuyu kasten abartanların” gizli gündemleri olduğunu vurguladı.

Wang, Çinli yetkililerin Avrupalı şirketler için “hızlı bir kanal” oluşturduğunu söyledi.

Çin Dışişleri Bakanı, cuma günü Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile de bir araya geldi ve Alman liderine, iki ülke arasındaki ilişkilerin “üçüncü bir tarafın hedefi, bağımlılığı veya dikte ettiği bir şey olmadığını” söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Wang’ın Çin’in açık kalmaya ve ortak kalkınma için “pazar fırsatlarını paylaşmaya” istekli olduğunu söylediği aktarıldı.

Wang, Çin ile Almanya arasındaki ilişkilerin “güçlü bir iç dinamik”e sahip olduğunu ve ‘olgun’ ve son derece istikrarlı olduğunu söyledi.

“Almanya ile yakın ve üst düzey temasları sürdürme” sözü veren Wang, “Bu, sadece iki tarafın yararına olmayacak, aynı zamanda Avrupa ve tüm dünyaya da fayda sağlayacaktır” dedi.

Geçen hafta Çin Ticaret Bakanlığı, Çin’in nadir toprak ihracat lisans başvurularının incelenmesini hızlandırdığını ve birçoğunu onayladığını açıkladı.

Bakanlık sözcüsü He Yadong, Çin’in bu tür başvuruların inceleme ve onay sürecini daha da güçlendireceğini ve ihracat kontrollerine ilişkin ilgili ülkelerle iletişimi ve diyaloğu iyileştirmeye hazır olduğunu, aynı zamanda uygun ticarete aktif olarak izin vereceğini söyledi.

He’nin açıklamaları, Avrupa Birliği’nin Çin’den, ABD ile ticaret anlaşmazlığı sırasında getirilen ve özellikle otomotiv sektöründe tedarik zincirinde kargaşaya yol açan yedi nadir toprak mineraline uygulanan ihracat kontrollerini hafifletmesi çağrısından birkaç hafta sonra geldi.

Geçen ay Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile yapılan toplantıda, AB Ticaret Komiseri Maros Sefcovic, konunun “öncelikli” olduğunu söyledi.

Sefcovic, “Çinli mevkidaşıma Avrupa otomobil endüstrisindeki endişe verici durum hakkında bilgi verdim, ancak endüstriler diyorum çünkü nadir toprak elementleri ve kalıcı mıknatıslar endüstriyel üretim için kesinlikle vazgeçilmez” dedi.

Sefcovic, AB ticaret sorumlusu olarak, mevcut vaka bazında lisanslama sisteminden, şirketler için yıllık toplu onay mekanizmasına geçilmesini önerdiğini, bunun bürokratik gecikmeleri azaltabileceğini ve etkilenen sektörler üzerindeki baskıyı hafifletebileceğini belirtti.

Perşembe günkü görüşmelerinde Wang Yi ve Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Ukrayna krizi, İran’ın nükleer programı ve Orta Doğu’daki durum gibi önemli küresel meseleleri de ele aldı.

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki tarafın yakın iletişimi sürdürme, koordinasyonu geliştirme ve ateşkes, gerilimin azaltılması ve barışçıl çözüm için çabaları sürdürme konusunda mutabık kaldığı belirtildi.

Çin ve ABD, ihracat kontrollerinde anlaşmaya vardı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Hindistan ve ABD, 9 Temmuz öncesi, geçici ticaret anlaşması imzalamaya yaklaştı

Yayınlanma

Hindistan ve ABD, Başkan Donald Trump’ın tarifeler için çarşamba günü belirlediği son tarihten önce geçici bir ticaret anlaşması imzalamak üzere görüşüyor. Bu tarihten itibaren Hindistan mallarına %26’lık “karşılıklı” gümrük vergileri uygulanmaya başlayacak. Taraflar, bu yılın sonlarında kesinleşebilecek kapsamlı bir anlaşma için görüşmelerini sürdürüyor.

Anlaşma, Hindistan’ın gümrük vergilerinde keskin bir artıştan kaçınmasına yardımcı olabilir. Bu gelişme, çarşamba günü açıklanan ABD-Vietnam anlaşmasının ardından geldi. Anlaşma uyarınca ABD, Vietnam mallarına %20 gümrük vergisi uygulayacak. Bu oran, daha önce Washington tarafından ilan edilen %46’nın altında.

Çin, Trump’ın Vietnam ile yaptığı ticaret anlaşmasına sert tepki gösterdi

Dünya Ticaret Örgütü’nün 2023 verilerine göre, Hindistan’ın basit ortalama gümrük vergisi oranı %17 iken, ABD’nin oranı %3,3 idi.

Salı günü diğer ticaret anlaşmalarının sonuçlanmaya yakın olup olmadığı sorulan Trump, gazetecilere Hindistan ile bir anlaşma olasılığının olduğunu söyledi: “Ve bu farklı bir anlaşma olacak. Bu, bizim girip rekabet edebileceğimiz bir anlaşma olacak. Şu anda… Hindistan kimseyi kabul etmiyor. Bence Hindistan bunu yapacak ve eğer yaparsa, çok daha düşük gümrük vergileri içeren bir anlaşma yapacağız.”

Trump perşembe günü, Washington’un cuma günü ticaret ortaklarına her biri için gümrük vergisi oranlarını belirten mektuplar göndermeye başlayacağını söyledi. Trump, mektupların 10’ar 10’ar gönderileceğini belirtti.

Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?

Görüşmeler için ABD’de bir ticaret heyeti bulunan Hindistan, tarım ve süt ürünleri konusunda anlaşmazlıklar sürse de, çarşamba gününden önce İngiltere ve Vietnam’ın ardından Trump yönetimi ile anlaşma sağlayan üçüncü ülke olmayı hedefliyor. Yeni Delhi, Hint çiftçilerin çıkarlarına zarar verme korkusuyla bu sektörleri tamamen açmak istemiyor. Bu nedenle, bu sektörlerin ilk anlaşmanın bir parçası olması olası görünmüyor.

Hindistan Sanayi Konfederasyonu Başkanı Rajiv Memani perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Bu sadece bir gümrük vergisi değil, diğer ülkelerle göreceli rekabet gücü meselesi” dedi. Memani, Hindistan Ticaret Bakanlığı’nın Hindistan sanayisinin, özellikle tarım ve süt ürünleri sektörlerinin karşılaştığı zorlukları anladığını, ancak “tüm bu konularda %100 kazanan olmayacağını” unutmamak gerektiğini belirtti.

Şubat ayında Başbakan Narendra Modi’nin ABD ziyaretinde, taraflar sonbahara kadar ikili ticaret anlaşmasının “ilk dilimi” veya birinci aşamasını müzakere etme ve ticareti şu anda yaklaşık 200 milyar dolardan 2030 yılına kadar 500 milyar dolara çıkarma planlarını açıklamıştı.

Geçici anlaşmanın tamamlanmasına az bir zaman kala Hindistan, en büyük ihracat pazarı olan ABD’ye mal sevkiyatında cezai ek maliyetlerden kaçınmayı umuyor.

Ticaret Bakanı Sunil Barthwal geçen ay, “İlk dilimi üzerinde çalışıyoruz ve bildiğiniz gibi 9 Temmuz tarihi var. O tarihten önce bu ilk dilimi sonuçlandırmak istiyoruz” dedi.

Bu arada, ABD-Hindistan Stratejik Ortaklık Forumu danışmanı Mark Linscott, her iki tarafın da “gerekli uzlaşmalara” vardığı için geçici ticaret anlaşmasının yakında imzalanacağına olan güvenini dile getirdi.

Linscott perşembe günü Hindistan’ın özel haber kanalı NDTV’ye yaptığı açıklamada, anlaşmanın “gümrük vergilerinin indirilmesi açısından oldukça önemli” olacağını söyledi ve ekledi: “Anlaşma, sanayi sektörlerine odaklanacak, ancak tarımla ilgili bazı sonuçlar da içerecek. Süt ürünlerinin anlaşmaya dahil edilmeyeceğini düşünüyorum. Buğdayın da dahil edilmeyeceğini düşünüyorum.”

Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative’in kurucusu Ajay Srivastava’ya göre, ABD-Vietnam anlaşmasının zamanlaması “şu anda ABD ile kendi ikili ticaret anlaşmasının son aşamalarında olan Hindistan için özellikle önemli” dedi.

“Hindistanlı müzakereciler, Vietnam anlaşmasının eksikliklerini, özellikle önceki tavizlerin geri alınmasını, genel gümrük vergilerinin uygulanmasını ve Menşe Kurallarına ilişkin belirsizliği yakından incelemelidir. Bu özellikler, ABD’nin tek taraflı kazanımlar elde etmeye yönelik açık eğilimini ortaya koymaktadır,” vurgusunu yaptı Nikkei Asia ile paylaştığı notta.

Srivastava, “Hindistan için, tarife eşitliği, uygulanabilir taahhütler ve kilit sektörler için yeterli korumaların sağlanması, benzer şekilde tek taraflı bir sonucun önlenmesi açısından kritik öneme sahip olacaktır” diye ekledi.

Von der Leyen: AB ve ABD arasındaki ticaret anlaşmasının son tarihten önce tamamlanması imkansız

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Çin, AB’nin brendi ürünlerine %34,9’a varan gümrük vergisi uygulayacak

Yayınlanma

Çin Ticaret Bakanlığı, cuma günü Avrupa Birliği menşeli brendiye ilişkin nihai kararını açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 5 Temmuz 2025 tarihinden itibaren beş yıllık bir süre için Avrupa’dan brendi ihracatına %34,9’a varan gümrük vergileri uygulanacağı belirtildi.

Açıklamaya göre, Pernod Ricard’a ait Martell & Co ve Remy Cointreu’nun Remy Martin gibi minimum fiyat taahhüdünde bulunan bazı şirketler, bu taahhütlerini ihlal etmedikleri takdirde daha yüksek gümrük vergisinden muaf tutulacak.

Karar, geçen yıl başlatılan ve çoğu Fransa menşeli konyak olmak üzere Avrupa brendi ürünlerine yönelik soruşturmanın ardından alındı.

Fransız konyak üreticileri, Çin’de üretilen elektrikli araçlara uygulanan ithalat vergileri nedeniyle Brüksel ile Pekin arasında yaşanan geniş çaplı ticaret savaşının dolaylı mağduru olduklarını şikayet ediyorlar.

Avrupa Birliği’nin Pekin’i otomotiv sektörüne haksız sübvansiyonlar sağladığını iddia ederek Çin’de üretilen elektrikli araçlara ithalat vergisi uygulamaya koymasının ardından, Çin de geçen yıl brendi ithalatına yönelik soruşturma sonrası konyaklara da vergi uyguladı.

Sektör kuruluşu Bureau National Interprofessionnel du Cognac (BNIC) verilerine göre, dünyanın en değerli konyak pazarı olan Çin’e aylık konyak ihracatı, ticaret anlaşmazlığı nedeniyle %70’e varan oranda düştü.

Geçen hafta Reuters, Fransız konyak üreticilerinin Çin pazarı için minimum ithalat fiyatları konusunda geçici bir anlaşmaya vardığını, ancak Pekin’in Çin yapımı elektrikli araçlara uygulanan AB gümrük vergileri konusunda ilerleme sağlanması halinde anlaşmayı kesinleştireceğini bildirdi.

Bu haber, enflasyon ve ekonomik belirsizlik nedeniyle dünyanın en büyük konyak pazarı olan ABD’de de satışlarında düşüş yaşayan brendi üreticileri tarafından memnuniyetle karşılanacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English