Bizi Takip Edin

ASYA

Tayvanlı şirketler Çin’le olası bir çatışmaya karşı denizaşırı merkezler kurmayı planlıyor

Yayınlanma

Financial Times’ın haberine göre, Tayvanlı birçok büyük üretici, Çin’le olası bir çatışma durumunda faaliyetlerini sürdürebilmek için yurtdışında ikinci bir merkez kurmayı düşünüyor.

Çoğu durumda ön hazırlık niteliğinde olan planlar, tedarik zincirlerini güvence altına almaya yönelik çabaların bir parçası.

Tayvan’daki KPMG’nin ortağı ve aile ofisi bölümünün başkanı Rauniei Kuo, “İkinci bir genel merkez kurmayı düşünen ya da planlayan müşterilerimiz var” dedi. Bu gruplar “imalat sektöründe faaliyet gösteriyorlar [ve] şu anda Tayvan’da acil bir durum olması halinde hemen devreye sokabilecekleri yurtdışında alternatif bir komuta sistemi sağlamak üzere güneydoğu Asya’da ikinci bir genel merkez için yer arıyorlar” diye ekledi.

Tayvanlı fason üreticiler on yıllardır kişisel bilgisayarlar, akıllı telefonlar, sunucular ve telekom ağ donanımları dahil olmak üzere elektronik cihazlar ve bileşenleri için küresel tedarik zincirlerinin bel kemiğini oluşturuyor. Ayrıca endüstriyel otomasyon, tıbbi cihazlar ve elektrikli araçlar pazarlarına da giderek daha fazla nüfuz ediyorlar.

Müzakerelere katılan birkaç kişiye göre, yurtdışında ikinci bir merkez için seçenekleri araştıran şirketler arasında tüketici, telekom, otomotiv ve tıbbi uygulamalar için elektronik bileşenler ve cihazlar üreten Lite-On ve Qisda yer alıyor.

Çin’in bir parçası olan ve Birleşmiş Milletler tarafından da bu şekilde görülen Tayvan’da mevcut yönetim ise Çin’den ayrılmayı savunuyor. Washington resmi olarak Tayvan’ı Çin’in parçası olarak kabul etmesine rağmen adadaki bağımsızlık yanlısı hareketleri destekliyor ve olası bir çatışmaya karşı adayı silahlandırıyor. Çin ise Taipei’nin ayrılıkçı hareketleri sürdürmesi halinde zorunlu birleşme ile tehdit ediyor. Tayvanlı uzmanlar yakın vadede bir Çin saldırısı ihtimalini düşük görse de bölgede yükselen gerilim Tayvanlı grupların müşterilerini bazı acil durum planları yapmaya yöneltti.

Çin’de artan maliyetler, ABD-Çin ticaret savaşı ve müşterilerin Çin’den “risk alma” talepleri nedeniyle Apple tedarikçileri Foxconn ve Pegatron gibi gruplar, üretim kapasitelerinin çoğunun geleneksel olarak yoğunlaştığı Çin yerine Güneydoğu Asya, Hindistan, Meksika, ABD ve Avrupa’da genişliyor.

Tayvan’da küresel bir danışmanlık şirketinin başkanı olan ve isminin yayınlanmasını istemeyen bir kişi, pek çok şirketin hala çoğunlukla üretimi coğrafi olarak çeşitlendirmeye odaklandığını ve acil durum yapıları inşa etmek gibi diğer değişikliklerin bunu takip edeceğini söyledi ve “Ancak yedek merkezlerle ilgili tartışmalar en büyük gruplarda en tepeden başladı” dedi.

Yönetici, müşterilerini en azından bazı genel merkez işlevlerini ikinci bir yerde çoğaltmaya çağırdığını söyledi: “Kendinize şu soruyu sormalısınız: Bir çatışma bizi Tayvan’daki faaliyetlerimizi altı ay ya da bir yıl boyunca durdurmaya zorlarsa, hayatta kalabilir miyiz? Orada yatırımcı ilişkilerine ihtiyacınız yok ama finans, bordro ve alacaklar olmadan hayatta kalamazsınız.”

Bir şirketin mali işler müdürü, grubunun Singapur’da ikinci bir merkez açmayı düşündüğünü çünkü grubun iki güneydoğu Asya ülkesinde üretimini genişlettiğini söyledi.

Benzer tartışmalarda yer alan diğer kişiler de Singapur, Japonya, İsviçre ya da Hollanda’nın ikinci merkezin kurulması için seçenekler olduğunu söyledi. ABD’yi dışladılar. Tayvan teknoloji şirketleri için büyük bir pazar olmasına rağmen, vergi nedenlerinden dolayı bu ülkenin ikinci bir genel merkez için uygun bir yer olmadığını söylediler.

ASYA

Çin, 138 milyar dolarlık tahvil satışına başlıyor

Yayınlanma

Çin, ekonomik canlanmaya destek olması için 1 trilyon yuanlık (138 milyar dolar) ultra uzun vadeli özel devlet tahvillerinin ilk partisini cuma günü satmaya başlayacak.

Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, merkezi hükümet bu yıl bu tür satışlara 30 yıllık tahvil ihraç ederek başlayacak. Bloomberg’in aktardığına göre mart ayında geniş kapsamlı bir planın açıklanmasının ardından 26 yıl içinde türünün sadece dördüncüsü olan tahvillerin ne zaman piyasaya sürüleceğine dair aylardır süren spekülasyonlar da böylece son bulmuş oldu.

Habere göre Başkan Xi Jinping’in hükümeti, konut krizi ve zayıf tüketici güveni nedeniyle baskı altında olan ekonomiye yardımcı olmak için mali desteği artırıyor. Tahvillerin finanse edebileceği altyapıya yönelik hükümet harcamaları, Çin’in ekonomistlerin tahminlerinin üzerinde olan yaklaşık %5’lik yıllık büyüme hedefine ulaşmasında kilit rol oynayacak.

Australia & New Zealand Banking Group’tan Xing Zhaopeng, gayrisafi yurtiçi hasıladaki artışın yüzde 1 puan kadar olabileceğini söyledi.

“Tahvil ihracının zamanlaması muhtemelen ABD’nin Çin mallarına karşı getirmekle tehdit ettiği korumacı tarifelerin etkisini dengelemeyi amaçlıyor,” diyen Zhaopeng, temmuz ayında yapılacak reformlarla ilgili Komünist Parti toplantısının önündeki belirsizliğe de dikkat çekti.

20 yıl ve 50 yıl vadeli tahviller sırasıyla 24 Mayıs ve 14 Haziran’da satışa sunulacak. Tahvil ihaleleri 30 yıllık tahvillerden oluşan son parti kasım ayında satışa çıkana kadar devam edecek. Bakanlık satılacak tahvillerin miktarını açıklamadı.

Bloomberg pazartesi günü erken saatlerde özel devlet tahvili satışını duyurmuştu. Konuyla ilgili bilgi sahibi olan ve özel bilgi olduğu için isimlerinin açıklanmasını istemeyen kişilere göre, ihraç 300 milyar yuan tutarında 20 yıl vadeli tahvil, 600 milyar yuan tutarında 30 yıl vadeli tahvil ve 100 milyar yuan tutarında 50 yıl vadeli tahvil içerecek.

Okumaya Devam Et

ASYA

Suudi Veliaht Prensi bu ay Japonya’ya ziyaret düzenleyecek

Yayınlanma

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bu ayın sonlarına doğru Orta Doğu dışına nadiren yaptığı seyahatlerden birini gerçekleştirerek Japonya’ya gidecek.

Bloomberg‘in aktardığına göre Japon hükümeti, cuma günü yaptığı yazılı açıklamada, Muhammed bin Selman’ın 20-23 Mayıs tarihleri arasında yapacağı bir ziyarette Başbakan Fumio Kishida ile görüşeceğini bildirdi.

İki ülkenin derin iktisadi bağları bulunuyor. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre Suudi Arabistan, geçen yıl 42 milyar dolar ile Japonya’nın en büyük sekizinci ticaret ortağıydı.

Japonya, Suudi Arabistan’dan ham petrol alan en büyük alıcılardan biri ve Riyad’ın varlık fonu, oyun devi Nintendo Co’nun en büyük hissedarları arasında yer alıyor.

İki ülke arasında ayrıca Japon şirketlerinin Suudi Arabistan’da tarım, tıbbi bakım, enerji ve altyapı gibi sektörlere yatırım yapmasını amaçlayan bir ‘2030 Suudi-Japon Vizyonu’ anlaşması da bulunuyor.

Riyad’ın geçtiğimiz yıllarda benimsediği 2030 Vizyonu, Prens Muhammed’in turizmden elektrikli araçlara ve yarı iletkenlere kadar her alanda yüz milyarlarca dolar yatırım yaparak Suudi ekonomisini dönüştürme planı olarak öne çıkıyor.

Muhammed bin Selman’ın Japonya’yı 2022’nin sonlarında ziyaret etmesi planlanıyordu, ancak seyahati varmasından kısa bir süre önce iptal edilmişti.

FT: ABD-Suudi ilişkilerini İsrail üzerinden şekillendirmek riskli

Okumaya Devam Et

ASYA

Rusya ile Hindistan arasındaki ticaret dengesizliği çözüldü mü?

Yayınlanma

Hindustan Times gazetesi, Rusya’daki ihracatçıların Hindistan’daki banka hesaplarında biriken milyarlarca Hint rupisinin büyük bir kısmının kullanıldığını ve bu konuda ‘artık herhangi bir sorun kalmadığını’ bildirdi.

Gazeteye konuşan kaynaklar, “Hindistan’da biriken rupilerin çoğu kullanıldı ve artık sorun olmaktan çıktı,” ifadelerini kullandı.

Kaynaklara göre Rusya, Hindistan’da ‘dolaşımda olan’ rupileri kullanarak hisse senetlerine, devlet tahvillerine ve altyapı projelerine yatırım yaptı.

Daha önce, Hindistan Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından kurulan Hindistan İhracat Örgütleri Federasyonu’nun (FIEO) genel ve icra direktörü Dr. Ajay Sahay, TASS‘a verdiği mülakatta, Hint bankalarının Rus ihracatçılara ait milyarlarca rupi tuttuğunu söylese de belirli bir miktar belirtmemişti.

Sahay, Rusya ile Hint rupisi üzerinden ticaretin hala devam ettiğini de sözlerine eklemişti.

Geçen yılın mayıs ayında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hindistan’ın Goa eyaletindeki Panaji’de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Dışişleri Bakanları Konseyi’nin sonunda ülkesinin Hindistan’daki banka hesaplarında milyarlarca rupi biriktiğini ifade etmişti.

Lavrov, bunu çözümü o dönemde halihazırda tartışılan bir sorun olarak nitelendirmişti.

Rusya ile Hindistan arasındaki ticaret hacmi 2023 yılında 65 milyar dolara ulaştı.

Ülke, Hindistan’ın dördüncü büyük ticaret ortağı olma konumunu koruyor. Ancak bu büyüme, Rusya aleyhine 55 milyar doların üzerinde ticaret dengesizliği sorununu da beraberinde getirdi.

Rusya’nın Hindistan’a ihracatının ana kalemini enerji oluşturuyor. Rusya’nın ham petrol ve petrol ürünleri ihracatı 2023 yılında iki katına çıkarak sırasıyla 45 milyar dolar ve 4,5 milyar dolara ulaştı.

Moskova ile Yeni Delhi, Hint rupisinin yanı sıra Amerikan doları, BAE dirhemi ve Çin yuanı ile de ticaret yapıyor.

Rusya ile Hindistan arasındaki ticaret dengesizliğine bakış

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English