Bizi Takip Edin

AVRUPA

Trump’ın savunma harcamalarını artırmasını istemesi Avrupa için ne anlama geliyor?

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Avrupa savunma harcamalarının artırılması çağrıları, Avrupa liderleri arasında bir tartışma başlattı. Global4Cast’in kurucusu Dr. Ingo Piepers, bu durumun Avrupa’nın stratejik özerklik yolunda nasıl bir değişim yaratabileceğini Harici’ye anlattı.

Ahmetcan Uzlaşık, Brüksel

7 Ocak’ta Donald Trump, NATO üyesi ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) %5’ini savunmaya ayırmaları gerektiğini belirtti; bu, mevcut %2’lik hedefin önemli bir artışı anlamına geliyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönmesini destekleyerek, Trump’ın başkanlığının “savunma harcamalarını ve üretimi hızlandıracağı” yönünde açıklamada bulundu.

NATO, 2024 yılı itibarıyla 32 üye ülkesinden 23’ünün GSYİH’larının %2’sini savunma harcamalarına ayırmayı başardığını aktardı. Ancak, hiçbir üye, ABD de dahil olmak üzere, şu anda GSYİH’nın %5’ini savunmaya ayırmıyor. Polonya, GSYİH’sının %4.12’sini savunmaya ayırarak harcamalarda liderlik ederken, Estonya %3.43, ABD ise %3.38 seviyelerinde yer alıyor. Türkiye ise GSYİH’sının %2.09’unu savunmaya harcıyor.

NATO’nun 32 üyesinden sekizi, ittifakın önerdiği savunma harcama hedefi olan GSYİH’nın %2’sini karşılayamıyor. Bu ülkeler arasında İspanya (%1.28), Slovenya (%1.29), Lüksemburg (%1.29) ve Belçika (%1.30) yer alırken, Kanada (%1.37), İtalya (%1.49), Portekiz (%1.55) ve Hırvatistan (%1.81) biraz daha yüksek oranlar sergiliyor.

Polonya: En Büyük Harcama Yapan Ülke 

Polonya Savunma Bakanı, NATO üyelerinin GSYİH’larının %5’ini savunmaya ayırmaları için Donald Trump’ın yaptığı çağrıyı destekledi. Savunma Bakanı 12 Ocak’ta Polonya’nın, “Başkan Trump tarafından belirlenen bu zorluk ile Avrupa’daki uygulanabilirliğinin aracısı” olabileceğini belirtti. Savunma Bakanı ayrıca, NATO’nun en büyük göreceli harcayıcısı olan Polonya’nın 2024’te GSYİH’sının %4.12’sini savunmaya ayırdığını ve bunu 2025’te %4.7’ye çıkarma planları olduğunu vurguladı. Polonya geçtiğimiz Ocak ayında savunma ve güvenlik konularına odaklanarak AB Konseyi Başkanlığını devralmıştı.

Avrupa Ülkeleri NATO’nun %5’lik Savunma Harcama Hedefini Tartışıyor 

Avrupa ülkeleri, Trump’ın önerdiği iddialı %5 hedefi konusunda farklı tutumlar sergiliyor. Almanya, 2024 yılı için NATO’nun %2’lik savunma harcama hedefini karşılarken, Trump’ın %5 artırım talebinin gerisinde kaldı. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası askeri harcamalarda önemli bir artışa rağmen Almanya, 2025 için 16 milyar Euro’luk bütçe açığı tahminleriyle karşı karşıya durumda.

Baltık ülkeleri ise durumu daha acil bir şekilde ele alıyor. Litvanya, 2026 yılına kadar savunma harcamalarını GSYİH’sının %5-6’sına çıkarma taahhüdü verdi. Benzer şekilde Estonya, savunma için GSYİH’sının %3.7’sini ayırmayı planladığını açıkladı. Geçen yıl savunmaya GSYİH’sının %2.1’ini ayıran İsveç de artan harcamaları destekliyor ve Dışişleri Bakanı Maria Malmer Stenergard, Avrupa ülkelerinin savunma maliyetlerini daha fazla üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

Fransa’nın yaşadığı siyasi kriz neticesinde bu hedefine uzaklaşması zor görülürken, Birleşik Krallık ise 2030 yılına kadar %2.5’lik savunma hedefini karşılama konusunda kesin bir zaman çizelgesi henüz belirlemedi. 

Çek Cumhuriyeti ise ilk kez %2 hedefini tuttuğunu duyurdu ve Başbakan Petr Fiala, önümüzdeki yıllarda %3’ün ulaşılabilir olabileceğini belirtti.  Yüzde 2’nin altında harcama yapan İtalya ise 2025 yılında GSYİH’sının %1.57’sini savunmaya ayırmayı planladığını ve 2028’de %2’ye ulaşmayı hedeflediğini açıkladı. Ancak bu, Trump’ın isteklerinin çok altında kalıyor.

NATO Üyelerinin Savunma Harcamaları (GSYİH’sına Oranla) 

Kaynak: NATO, 2024

“Avrupa, Kendi Güvenliğinden Sorumlu Olmalı” 

Dr. Ingo Piepers, Avrupa’nın güvenlik ve liderlik konusunda ABD’ye olan bağımlılığını eleştirerek konuşmasına başladı. “Avrupa’nın kendi güvenliğinden sorumlu olması gerekiyor,” dedi ve Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığının “giderek sağlıksız bir hale geldiğini” belirterek Avrupa’nın daha fazla özerklik kazanması gerektiğini savundu. 

Dr. Piepers, ABD ile Avrupa arasındaki değerler uçurumunun, özellikle Donald Trump’ın liderliğinde arttığını vurguladı. “Grönland olayı bunun en bariz örneği,” diyerek Avrupa’nın kendi ilkelerine sadık kalması ve “temel hakları ve anlaşmaları göz ardı eden ABD’nin bir aracı olmaktan” kaçınması gerektiğini belirtti. Ayrıca Avrupa’nın, özellikle İsrail’in Gazze ve işgal altındaki topraklarındaki desteği konusunda daha eleştirel ve bağımsız bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade etti. “Avrupa, kendi eylemlerinin sorumluluğunu almalı ve temsil ettiğini iddia ettiği değerlerin yalnızca lafta kalmaması, pratikte de savunulmasını sağlamalıdır,” diye ekledi.

“İddialı ve Gerçekçi Olmayan” 

Donald Trump’ın NATO ülkelerinin savunma harcamalarını GSYİH’nın %5’ine çıkarmayı önermesini değerlendiren Dr. Piepers, bu öneriyi “iddialı ve birçok açıdan gerçekçi olmayan” olarak nitelendirdi. Avrupa’daki NATO üyelerinin savunma sorumluluklarını daha ciddi şekilde ele almaları gerektiğini kabul etmekle birlikte, %5 hedefinin “keyfi ve temelsiz” olduğunu belirtti. 

“Öncelikle, Avrupa güvenliği için gerçekten gerekenleri belirlemek için kapsamlı bir tehdit değerlendirmesi yapılması gerekir. Bu analizden, NATO’nun stratejisi, daha güçlü bir Avrupa ekseni de dahil olmak üzere, buna göre uyarlanmalıdır. Sadece o zaman gerçekçi ve haklı harcama hedefleri belirlenebilir,” diye açıkladı. 

Dr. Piepers, Avrupa’nın önceliğinin NATO içinde yüksek kapasiteye sahip, büyük ölçüde özerk bir Avrupa savunma gücü oluşturmak olması gerektiğini savundu. “Avrupa’nın önceliği, NATO içinde yüksek kapasiteye sahip, büyük ölçüde özerk bir savunma gücü geliştirmek olmalıdır,” dedi. Bu, ulusal düzeyde yatırımları parçalara ayırmak, birlikte çalışma kabiliyetini, ortak yetenekleri ve hazırlığı geliştirmeyi içermektedir. 

Dr. Piepers, Rusya’nın üç yıl süren savaşın ardından Kiev’i alamamasının, ölçülü ve stratejik yatırımların önemini hatırlatan bir örnek olduğunu belirtti. “Stratejik ve ölçülü yatırımlar, tüm ülke için %5 hedefinden çok daha kritik öneme sahiptir,” diye ekledi.

“Trump’ın Başkanlığı, Avrupa’nın Stratejik Özerklik Sürecini Hızlandırabilir”

Dr. Ingo Piepers, Donald Trump’ın ikinci döneminin Avrupa’yı stratejik özerklik peşinde ilerletmekte önemli bir rol oynayacağını düşünüyor. “Trump’ın al/ver ilişkisi şeklinde ittifaklara yaklaşımı, Avrupa’nın daha bağımsız hale gelmesi gerektiğini gösteriyor,” dedi ve Avrupa’nın ABD liderliğine olan bağımlılığını yeniden gözden geçirmesinin aciliyetini belirtti. 

“Konvansiyonel ve hibrit tehditleri ele alacak güvenilir ve tutarlı bir savunma stratejisi gerekiyor,” diye açıkladı. Avrupa’nın daha fazla sorumluluk alması ve küresel düzeydeki etkisini artırması gerektiğini de belirtti. “Trump’ın başkanlığı, Avrupa’nın ABD liderliğine olan bağımlılığından, uluslararası sistemde daha fazla sorumluluk ve etki sahibi olacağı bir konuma geçişi için bir katalizör olarak görülmelidir,” ifadelerini kullandı.

“Avrupa’nın Küresel Etkisini Artırmak İçin Bir Yol Haritası” 

Dr. Ingo Piepers, AB’nin küresel etkisini artırmak ve ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak için uygulanabilir adımlar önerdi: 

Dış Politika Birliği Sağlayın

“AB, üye ülkeler arasında koordinasyonu artırarak küresel sahnede kararlı bir şekilde hareket etme yeteneğini güçlendirmelidir.” 

İç Ayrılıkları Ele Alın 

“Avrupa içindeki siyasi ve ekonomik istikrar, dışarıya güç yansıtmak için önemlidir. Bütçe krizleri, liderlik geçişleri ve üye ülkeler arasındaki ayrılıkları ele almak, Avrupa’nın tutarlı hareket etme yeteneğini artıracaktır.” 

Bağımsız Savunma Kapasitesini Geliştirin

“Avrupa, ABD desteğinden bağımsız olarak çalışabilen birleşik bir savunma gücü geliştirmeyi önceliklendirmelidir. Bu, kritik altyapıya yatırım yapmayı, ekipmanları modernize etmeyi ve Avrupa güçlerinin hazırlığını artırmayı içerir.” 

Stratejik İttifaklar Kurun

“AB, ASEAN ve Afrika Birliği gibi benzer görüşlere sahip ülkeler ve bölgesel organizasyonlarla ilişkilerini derinleştirmelidir. Ortaklıkları çeşitlendirmek, ABD’ye olan bağımlılığı azaltacak ve Avrupa’nın küresel etkisini genişletecektir.” 

Yenilikçiliğe Yatırım Yapın

“Yenilenebilir enerji, yapay zeka ve savunma teknolojileri gibi alanlarda liderlik yaparak Avrupa, küresel yenilikçilikte lider bir konum elde edebilir. Bu, ekonomik ve güvenlik direncini de artıracaktır.”

Dr. Piepers son olarak, “Avrupa, bu anı yakalayarak sorumluluğu almalı ve dünyadaki rolünü yeniden tanımlamalıdır. Ancak kararlı hareket ederek, giderek daha karmaşık hale gelen küresel manzarada çıkarlarını koruyabilir,” dedi.

AVRUPA

AP Başkanı Metsola: AB’nin içeride liderlik yapması gerek

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola Euractiv’den Matthew Karnitschnig’e verdiği demeçte, ABD dünya sahnesinde geri çekilirken AB’nin anı yakalaması ve genişlemesi gerektiğini söyledi.

AB’nin genişlemesini jeopolitik bir gereklilik olarak nitelendiren Metsola, bloğun Ukrayna, Moldova ve Batı Balkanlar gibi ülkeleri entegre edememesi halinde boşluğu başkalarının dolduracağı uyarısında bulundu.

Başkan, Avrupa’nın hem küresel hem de transatlantik ilişkilerdeki güvenilirliğinin kendi komşuluk bölgesinde liderlik yapabilmesine bağlı olduğunu savundu.

Salı günü Brüksel’de Euractiv’in amiral gemisi Redux etkinliğinde bir mülakat veren Metsola, genişlemenin sadece yeni üyeler kazanmakla ilgili olmadığını, “Avrupa’da barış, istikrar ve demokrasiyi güvence altına almakla ilgili olduğunu” vurguladı.

Bazı üye ülkelerin AB’nin halihazırda çok büyük ve bürokratik olduğu yönündeki endişelerini kabul etmekle birlikte Metsola, Polonya’nın katılımı gibi geçmişteki genişlemelerin, genişlemenin Birliği zayıflatmak yerine güçlendirdiğinin kanıtı olduğuna işaret etti.

“Aynı argümanlar 20 yıl önce de ortaya atılmıştı,” diyen Metsola, kitlesel göç ya da iktisadi bozulma korkularının tahmin edildiği gibi gerçekleşmediğinde ısrar etti.

Metsola, Avrupa’nın başta Washington olmak üzere ortakları tarafından ciddiye alınabilmesi için, ‘açık ve liyakate dayalı bir katılım süreci’ de dahil olmak üzere, içeride liderlik göstermesi gerektiğini öne sürdü.

AP Başkanı, “Son on yılda Avrupa kazandığından daha fazla üye kaybetti,” diyerek onay bekleyen aday ülkeler için daha net bir yol çizilmesi çağrısında bulundu ve “Biz adım atmazsak, başkaları adım atacaktır,” dedi.

Metsola’nın salı günü yaptığı çıkış, geçtiğimiz hafta Avrupa Parlamentosu’nda patlak veren yolsuzluk skandalının ardından kamuoyuna yaptığı ilk açıklamalar oldu.

Belçikalı savcılar, Çinli Huawei şirketinin Avrupa Parlamentosu üyelerine yönelik lobi faaliyetlerinde yasaları ihlal ettiğini iddia ediyor.

Euractiv’e konuşan AP yetkilileri, skandalın ortaya çıkmasından bir gün sonra AP’nin Huawei lobicilerinin parlamento binasına erişimini engellediğini söyledi.

Devam eden soruşturmayla ilgili doğrudan yorum yapmaktan kaçınan Metsola, kurumun dürüstlüğünü savundu ve 2022 “Qatargate” skandalından bu yana uygulanan yolsuzlukla mücadele tedbirlerinin işe yaradığında ısrar etti.

Metsola, “Kuralları çiğnemeye çalışan insanlar her zaman olacaktır. Önemli olan onları daha erken yakalamak için tedbirleri güçlendirmiş olmamızdır,” dedi ve “birkaç kişinin” eylemlerinin bir bütün olarak AP’nin güvenilirliğine zarar vermeyeceğini savundu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, Rusya ile sınırına mayın döşeyecek

Yayınlanma

Polonya, ‘Doğu Kalkanı’ programı kapsamında Rusya ve Belarus ile olan sınırına mayın döşeyeceğini açıkladı. Savunma Bakan Yardımcısı Pawel Bejda, RMF‘ye verdiği demeçte, bu amaçla Ottawa Sözleşmesi’nden çekileceklerini belirtti. Litvanya, Letonya ve Estonya’nın da Polonya’ya katılacağı bildirildi. Program, hendekler, tank engelleri, tahkimatlar, çitler ve gözetleme sistemlerini içeren 800 kilometrelik bir savunma hattı oluşturmayı hedefliyor.

Polonya Savunma Bakan Yardımcısı Pawel Bejda, RMF‘ye yaptığı açıklamada, “Doğu Kalkanı” programı kapsamında Rusya ve Belarus ile olan sınıra anti-personel mayınları yerleştireceklerini duyurdu.

Bejda, Polonya’nın bu kararı alabilmek için anti-personel mayın kullanımını yasaklayan Ottawa Sözleşmesi’nden çekileceğini belirtti.

Litvanya, Letonya ve Estonya’nın da Polonya ile birlikte hareket edeceği ve sözleşmeden çekileceği ifade edildi. Bu dört ülkenin tamamı AB ve NATO üyesi.

Bejda, Ottawa Sözleşmesi’nden çekilme nedenlerine ilişkin soruya, “Başka seçeneğimiz yok, sınırdaki durum ciddi,” şeklinde yanıt verdi.

Bakan Yardımcısı, “Belarus’un Rusya’nın tam kontrolü altında hareket ettiğine dair kesinliğe yakın endişelerimiz var. Vladimir Putin ne söylerse, Aleksandr Lukaşenko da ona razı olur. Ukrayna’ya hangi taraftan saldırdıklarını hatırlayın, Belarus topraklarından,” ifadelerini kullandı.

Şu anda Varşova’nın elinde anti-personel mayını bulunmadığını, ancak üretmeyi planladıklarını dile getiren Bejda, 1 milyon adet mayından bahsedildiğini belirterek, “Bunları Polonya Silah Grubu fabrikaları yapacak, ancak ayrıntılara girmek istemiyorum… Özel ve devlet savunma sanayisine eşit davranıyoruz,” dedi.

Rusya ve Belarus sınırında tahkimat oluşturulmasını öngören “Doğu Kalkanı” programı, geçen yılın mayıs ayında tanıtıldı.

Program kapsamında 800 kilometre hendek kazılması, tank engelleri, tahkimatlar, çitler yerleştirilmesi ve bir video gözetleme sistemi kurulması planlanıyor.

Genelkurmay Başkanı General Wieslaw Kukula da, Polonya’nın “savaşın kaçınılmazlığından” emin olana kadar tam olarak donatılmayacak mayın tarlaları hazırlama niyetinden bahsetti.

Kasım ayında, “Doğu Kalkanı”nın çitler, beton “ejderha dişleri” ve tanksavar hendeklerinin inşasını içeren ilk aşaması tamamlandı.

Başbakan Donald Tusk, Rusya Federasyonu’na bağlı Kaliningrad oblastı sınırındaki yapıları incelerken, “Bu, barışa yapılan bir yatırımdır,” diye konuştu.

“Sınırımızın barış zamanında güvenli, savaş zamanında ise geçilmez olmasını istiyoruz,” diyen Tusk, Varşova’nın NATO ve Avrupa Birliği’nin doğu kanadında stratejik bir konuma sahip olduğunu ve bu nedenle kıtadaki tüm güvenlikten sorumlu hissettiğini belirtti.

“Doğu Kalkanı” inşaat çalışmalarının 2028 yılına kadar sürmesi bekleniyor. Projenin toplam maliyetinin Polonya’ya 10 milyar zloti (2,5 milyar dolar) olacağı tahmin ediliyor.

Litvanya, Letonya ve Estonya da Rusya sınırına tanksavar mayınları yerleştirmeyi planlıyor.

The Times, bunun amacının “askeri tehdidi caydırmak ve savunmak” olan “Baltık Savunma Hattı”nda öngörüldüğünü bildirdi.

Gazeteye göre, proje ayrıca hendekler, dikenli teller, “ejderha dişleri” ve 1000 beton sığınağı içeriyor. Sınırların yakınına mühimmat depoları yerleştirilecek.

Aralık ayında, Avrupa Komisyonu (AK) Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya ve Belarus ile komşu olan altı Avrupa ülkesi için 170 milyon avro alacağını duyurmuştu.

Polonya’ya 52 milyon avro, Finlandiya’ya ise 50 milyon avro tahsis edilmişti.

Listede ayrıca Letonya (17 milyon avro), Litvanya (15,4 milyon avro), Estonya (19,4 milyon avro) ve Norveç (16,4 milyon avro) yer alıyor.

Polonya ve Baltık ülkeleri Ottawa antlaşmasından ayrılmaya hazırlanıyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Leyen 2030’a kadar ‘toplu silah alımı’ çağrısında bulundu

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen salı günü yaptığı açıklamada, “tehlikelerle dolu bir dünyada” ABD kıtadan çekilirken Avrupa Birliği ülkelerinin silah alımı konusunda işbirliği yapması gerektiğini söyledi.

Danimarka Kraliyet Askeri Akademisinde öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada Leyen, “Üye devletlerin özellikle acil ihtiyaç zamanlarında Avrupa savunma tedarik zincirlerine tam olarak güvenebilmeleri gerekiyor. Bu da 2030 yılına kadar savunma ekipmanları için AB çapında bir pazar yaratmak anlamına geliyor,” dedi.

Konuşmasında Komisyon’un, ülkelerin savunma harcamaları için 150 milyar avroluk bir fon içeren ve beyaz kitap olarak adlandırılan ayrıntılı bir savunma önerisi yayınlamasından bir gün önceki düşüncelerini ortaya koydu.

Leyen, Avrupa’nın savunma harcamalarını ve askeri sanayi kompleksini artırmak, orduları yeniden silahlandırmak ve Ukrayna’yı desteklemeye devam etmek için bir dizi girişimin ana hatlarını çizdi. Kilit unsurlardan biri, ulusal talebi bir araya getirecek ve ortaklaşa silah tedarik edecek Avrupa Satış Mekanizması.

Avrupa’nın savunma sanayisinin büyümesi ve uzun vadeli yatırımlar yapabilmesi için şirketlerin “yatırımları yönlendirmek ve kapasiteyi artırmak için istikrarlı bir çok yıllık sipariş akışına” ihtiyacı olduğunu söyleyen Leyen, bu sürecin Avrupa’da yatırımla başladığını söyledi ve üye ülkeleri “daha fazla Avrupalı satın almaya” çağırdı.

Komisyon başkanı, “Birliklerin ve askeri teçhizatın hızlı bir şekilde taşınmasını kolaylaştıracak AB çapında işleyen bir kara koridorları, havaalanları ve limanlar ağına ihtiyacımız var. Aynı zamanda hava ve füze savunmasına, topçu sistemlerine, mühimmat ve füzelere yatırım yapmamız gerekiyor,” diye konuştu.

Leyen ayrıca AB dışındaki ülkelerin de bu çabalara katılması için kapıyı açık bıraktı. Leyen, “Güvenliğimiz bölünmez bir bütündür. Bu nedenle Birleşik Krallık ve Avrupa’daki, komşularımızdaki ya da Kanada’dan Norveç’e kadar G7’deki diğer ortaklarımızla ve hatta Hindistan ve Asya’nın diğer bölgelerine kadar güvenlik konusunda yeni bir çığır açmak için çalışıyoruz,” dedi.

Öte yandan Leyen, Trump’la ilişkiler konusunda dikkatli konuştu. Leyen, “En eski ortağımız olan ABD’nin odağını Hint-Pasifik bölgesine kaydırdığını görüyoruz. NATO ve ABD ile birlikte çalışmaya tamamen kararlıyız,” diye konuştu.

Ayrıca “Grönland’ın tüm halkına ve bir bütün olarak Danimarka’ya” Avrupa’nın her zaman “egemenlik ve toprak bütünlüğünden yana olacağı” konusunda güvence verdi.

Leyen, “Şimdi her Avrupalının neyin tehlikede olduğunu anlaması için dürüstçe konuşma zamanıdır,” dedi ve “bu on yılın ikinci yarısında ve sonrasında yeni bir uluslararası düzen oluşacağı” uyarısında bulundu. 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English