Diplomasi
Trump’tan Çin, Kanada ve Meksika’ya yeni gümrük tarifeleri

ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü süredir vaat ettiği ekonomi politikasını yürürlüğe sokarak Meksika, Kanada ve Çin’e yönelik olağanüstü yeni gümrük tarifelerini açıkladı.
Trump yönetimi gümrük vergilerinin uyuşturucu ve belgesiz göçmenlerin ABD’ye girişini engellemeyi amaçladığını söyledi fakat önlemlerin avokadodan spor ayakkabıya ve arabaya kadar bir dizi yaygın üründe Amerikalı tüketiciler için önemli fiyat artışları riski taşıdığı belirtiliyor.
Trump’ın geçtiğimiz aylarda defalarca söz verdiği üzere, gümrük vergileri Meksika’dan ithal edilen tüm ürünlere ve Kanada’dan ithal edilen çoğu ürüne %25’lik bir vergi ve ABD’ye ithal edilen Çin mallarına %10’luk bir gümrük vergisi anlamına gelecek.
Tarifelerde herhangi bir muafiyet olmayacak ve Trump’ın cumartesi günü imzaladığı başkanlık emri, 800 dolar veya altındaki sevkiyatların ABD’ye vergisiz girmesine izin veren de minimis boşluğunu kapatacak.
Bu “boşluk”, birçok Amerikalı küçük işletme ve aynı zamanda Shein ve Temu gibi Çinli e-ticaret şirketleri tarafından kullanılan önemli bir hüküm. Trump yönetimi yetkilileri, bu boşluğun gümrük yetkililerinin bu paketleri düzgün bir şekilde denetlemesini engellediğini söyledi.
Yeni vergiler önemli bir ayrımı da içeriyor: Kanada enerji ürünlerine uygulanan tarife %10 olacak. Birçok Amerikalı, yakıt ve ev ısıtması için petrol, elektrik ve doğalgaz dahil olmak üzere Kanada enerji ürünlerine güveniyor. Tarifeler yürürlüğe girdiğinde bu ürünlerin maliyeti artabilir.
Trump cuma günü gazetecilerin gümrük vergilerinin ithalatçılara ve dolayısıyla tüketicilere yansıyan maliyeti konusundaki soruları üzerine, “Geçici, kısa vadeli bazı aksaklıklar olabilir ve insanlar bunu anlayacaktır. Fakat gümrük vergileri bizi çok zengin ve çok güçlü kılacak ve diğer ülkelere çok adil davranacağız,” dedi.
Trump’ın başkanlık emri, bir ülkenin ABD’ye yeni tarifeler uygulaması halinde Başkanın tarifeleri genişletmesine izin veren bir madde içeriyor.
ABD’nin en büyük ticaret ortakları
Meksika, Çin ve Kanada ABD’nin en büyük üç ticaret ortağı.
2023’te Meksika, ABD’ye en çok mal ihraç eden ülke olarak, 20 yılın ardından Çin’i geride bıraktı.
İlk Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu ve Joe Biden yönetiminin de büyük ölçüde devam ettirdiği gümrük vergileri, ABD’nin Çin’den ithal ettiği mal miktarını olumsuz etkiledi.
Meksika ve Kanada malları, Trump’ın ilk yönetimi sırasında ABD’nin sınır komşularıyla müzakere ettiği ABD-Meksika-Kanada Anlaşması’nın bir sonucu olarak ABD’ye neredeyse gümrüksüz olarak ithal ediliyordu.
Meksika geçen yıl da ABD’ye 467 milyar dolar değerinde mal ihraç ederek ilk sıradaki yerini korurken, onu sırasıyla 401 milyar dolar ve 377 milyar dolar değerinde mal ihraç eden Çin ve Kanada takip etti.
Bu rakamlar Ticaret Bakanlığının geçen yıldan kasım ayına kadar olan döneme ait verilerine dayanıyor. Bu üç ülke toplamda ABD’nin geçen yıl dünya genelinde ithal ettiği yaklaşık 3 trilyon dolar değerindeki malın %42’sini oluşturdu.
ABD’nin geçen yıl en çok mal ihraç ettiği ülke 322 milyar dolarla Kanada olurken, bu ülkeyi ABD’den sırasıyla 309 milyar dolar ve 131 milyar dolar değerinde mal alan Meksika ve Çin izledi.
ABD’nin bu üç ülkeye ihracatı, geçen yıl ülkenin küresel olarak ihraç ettiği 1,9 trilyon dolar değerindeki malların %40’ından fazlasını oluşturdu.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre, ABD geçen yıl Meksika’dan aralık ayı hariç 87 milyar dolar değerinde motorlu taşıt ve 64 milyar dolar değerinde taşıt parçası ithal etti.
Meksika’nın ABD’ye otomobil ihracatını etkileyecek herhangi bir yeni gümrük vergisinden hemen sonra her iki ürünün de daha pahalı hale gelmesi muhtemel.
ABD’deki otomobil fabrikalarında monte edilen araçlarda bile hem Meksika hem de Kanada’dan gelen parçalar bulunuyor ve bu iki ülkede monte edilen araçlarda da ABD’deki fabrikalardan gelen parçalar var.
Bir endüstri ticaret grubu olan Amerikan Demir Çelik Enstitüsü tarafından sağlanan hükümet verilerine göre, Kanada şu anda Amerikan işletmeleri tarafından ithal edilen çeliğin ağırlık olarak yaklaşık dörtte birini oluştururken, Meksika yaklaşık %12’sini oluşturuyor.
Kanada’dan misilleme geldi
Trump’ın emrinden saatler sonra Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD’nin vergi koyması halinde ülkesinin “güçlü ve hızlı bir şekilde” misilleme yapacağına dair verdiği sözü yerine getirerek, ABD mallarına “geniş kapsamlı ve günlük ürünleri de kapsayacak” %25’lik misilleme gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu.
Ülkenin ticaret temsilcileri, tarifeleri engellemek amacıyla cuma günü Trump yönetimi yetkilileriyle bir araya gelmişti.
Kanada lideri cumartesi gecesi düzenlediği basın toplantısında, “Bu gece, Kanada’nın ABD’nin ticaret eylemine 155 milyar dolar değerinde Amerikan malına karşı %25 ticaret tarifesiyle karşılık vereceğini duyuruyorum. Bu kapsamda salı gününden itibaren 30 milyar dolar değerinde ürüne derhal gümrük vergisi uygulanacak, ardından Kanadalı şirketlerin ve tedarik zincirlerinin alternatifler bulmasına olanak tanımak için 21 gün içinde 125 milyar dolarlık Amerikan ürününe daha fazla gümrük vergisi uygulanacak,” dedi.
Trudeau, etkilenen ürünler arasında Amerikan alkolü, ürünleri, giysileri, ayakkabıları, ev aletleri, mobilyaları, kereste gibi malzemeler ve “çok daha fazlasının” yer alacağını söyledi.
Meksika liderinden Beyaz Saray’a “kartel” tepkisi
Saatler sonra Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum ülkesinin misilleme gümrük vergileri uygulayacağını söyledi.
Ülkenin başkentinin doğusundaki Chicoloapan de Juárez’de konuşan başkan, başka ülkelerle müzakere ederken “başlarını her zaman dik tuttuklarını, asla boyun eğmeyeceklerini” söyledi.
Daha sonra X’te yaptığı açıklamada Sheinbaum, Ekonomi Bakanını bir süredir üzerinde çalıştıkları “B planını” uygulamakla görevlendirdiğini söyledi.
Sheinbaum plan konusunda ayrıntı vermese de bunun “tarifeleri ve tarife olmayan yaptırımları” içerdiğini söyledi.
Beyaz Saray’ın tarifelerle ilgili bilgi notunda, Meksika’daki uyuşturucu kartellerinin hükümet ile “kabul edilemez bir ittifakı” olduğu ileri sürüldü ve hükümet kartellere “güvenli bir sığınak” sağlamakla suçlandı.
Sheinbaum “suç örgütleriyle ittifak yaptığını” şiddetle reddetti ve suçlamayı “iftira” olarak nitelendirdi.
Çin, DTÖ’ye şikayet edecek
Çin Ticaret Bakanlığı, Dünya Ticaret Örgütüne (DTÖ) şikayette bulunacağını ve ayrıntı vermeden “ilgili karşı önlemleri alacağını” söyledi.
Bakanlık, gümrük vergisi uygulamasının Dünya Ticaret Örgütü kurallarını “ciddi şekilde ihlal ettiğini” söyledi ve “Çin DTÖ’ye şikayette bulunacak ve haklarını kararlılıkla savunmak için ilgili karşı tedbirleri alacaktır,” dedi. Önlemlerin ne olacağı belli değil.
Çin Dışişleri Bakanlığı da gümrük vergilerinin “yapıcı olmadığını” ve her iki ülkenin de narkotikle mücadele çalışmalarını “baltalayacağını” söyledi.
Bakanlık, Çin’in “fentanil konusunda ABD’ye destek verdiğini” fakat nihayetinde “fentanilin Amerika’nın sorunu olduğunu” söyledi.
İş dünyasından Trump’ın vergilerine tepkiler
Öte yandan şirketler ve iş grupları cumartesi günü gümrük vergilerine tepki gösterdi.
ABD Ticaret Odası, tüketici fiyatlarını yükselteceği uyarısında bulunarak vergileri eleştirdi.
Güçlü iş dünyası grubu yaptığı açıklamada Trump’ın sınırın güvenliğini sağlamaya ve yasadışı fentanil akışıyla mücadeleye odaklanmakta haklı olduğunu kabul etti.
Odanın başkan yardımcısı ve uluslararası başkanı John Murphy, “Fakat IEEPA [Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası] kapsamında gümrük vergilerinin uygulanması emsalsizdir, bu sorunları çözmeyecek ve sadece Amerikalı aileler için fiyatları artıracak ve tedarik zincirlerini alt üst edecektir,” dedi.
Murphy, odanın Amerikalılara ekonomik zarar gelmesini önlemek için atılacak adımları belirlemek üzere, bu hamleden etkilenen ülke genelindeki işletmelerdeki üyelerine danışacağını da sözlerine ekledi.
Ulusal İmalatçılar Birliği (NAM), gümrük vergilerinin Amerikan fabrikalarına ve çalışanlarına zarar vereceğini söyledi.
NAM CEO’su Jay Timmons, “Dalgalanma etkileri, özellikle hızla alternatif tedarikçiler bulma ya da hızla artan enerji maliyetlerini karşılama esnekliği ve sermayesi olmayan küçük ve orta ölçekli üreticiler için ciddi olacaktır. Milyonlarca Amerikalı işçiyi istihdam eden bu işletmeler önemli aksamalarla karşı karşıya kalacak. Nihayetinde bu gümrük vergilerinin yükünü üreticiler çekecek, ürünlerimizi rekabetçi bir fiyatla satma kabiliyetimizi zayıflatacak ve Amerikan istihdamını riske atacak,” diye konuştu.
ABD Distile Alkollü İçkiler Konseyi, Meksika Tekila Endüstrisi Odası ve Spirits Canada, cumartesi günü CNN ile paylaştıkları ortak açıklamada, “ABD’nin Kanada ve Meksika’dan ithal edilen alkollü içkilere yönelik gümrük vergilerinin her üç ülkeye de önemli ölçüde zarar vereceğinden derin endişe duyduklarını” belirtti.
ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre, ABD geçen yıl Meksika’dan 46 milyar dolarlık tarım ürünü ithal etti. Buna 8,3 milyar dolarlık taze sebze, 5,9 milyar dolarlık bira ve 5 milyar dolarlık distile alkollü içki dahil.
Enerji sektörü vergilere temkinli yaklaşıyor
Öte yandan enerji endüstrisi de Kanada petrol, gaz ve elektriğine uygulanan indirimli tarifelerden memnun değil. Büyük petrol ve doğal gaz şirketlerini temsil eden Amerikan Petrol Enstitüsü yaptığı açıklamada, tarifelerin tamamen dışında bırakılmak istediklerini söyledi.
Enstitü, her yıl Kanada’dan ithal edilen 14,4 milyar dolarlık petrol ve doğalgaz için yakıt fiyatlarının artacağını belirtti.
Amerikan Petrol Enstitüsü CEO’su Mike Sommers yaptığı açıklamada, “Tüketiciler için enerji satın alınabilirliğini koruyan, ülkenin enerji avantajını genişleten ve Amerikan istihdamını destekleyen tam istisnalar konusunda Trump yönetimiyle birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.
Elektrik sektörünü temsil eden NEMA ise Trump yönetimini gümrük tarifeleri konusunda daha temkinli bir yaklaşım benimsemeye çağırarak elektrik ve elektronik sektörlerinin Amerika’nın ithal ve ihraç ettiği malların büyük bir bölümünü oluşturduğuna dikkat çekti.
Çiftçi temsilcileri mutsuz
Çiftçileri temsil eden Western Growers, gümrük vergilerinin Amerika’nın gıda üreticilerine zarar vereceğini söyledi.
CEO Dave Puglia yaptığı açıklamada, “Trump Yönetimini motive ettiği anlaşılan sınır güvenliği sorunlarını takdir etmekle birlikte, ABD dışındaki rakip özel ürün yetiştiricileri, Kanada, Meksika ve Çin pazarlarına satış yapmak için bu tarifelerin yarattığı yeni iş fırsatlarını değerlendirmek üzere hızla hareket edecektir,” dedi.
Tüketici savunma grupları da Trump’ın planlarının Amerikalılar için maliyetleri arttıracağı uyarısında bulundu.
Ulusal Vergi Mükellefleri Birliği Başkanı Pete Sepp yaptığı açıklamada, “Tarifeler Amerikan hane halkları ve üreticileri üzerinde bir vergi artışıdır,” dedi.
Diplomasi
AB, yeni fosil yakıt anlaşması için tarife duraklamasını kullanacak

Avrupa Birliği, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomiyi sarsan gümrük vergilerine ara verdikten sonra müzakereye daha açık olduğunu düşünerek daha fazla Amerikan gazı satın alma teklifini yeniden gündeme getirecek.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi üç Avrupalı yetkilinin POLITICO’ya verdiği bilgiye göre AB, ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alımlarını artırmaya yönelik görüşmeleri yeniden açmayı ve Trump’ın transatlantik ticaretle ilgili öfkesini gidermek için özel teklifler sunmayı planlıyor.
Yetkililer, AB’nin özellikle, Beyaz Saray’ın taleplerini karşılamak için kıtanın daha büyük, Avrupa çapında siparişler vermesini sağlayacak ama ideal olarak daha rekabetçi fiyatlarla talebi bir araya getirmenin yollarını aradığını söyledi.
AB aylardır Trump yönetimiyle bu konuda temas kurmaya çalışıyor fakat diplomatlar Washington’da kafa karışıklığı ve ilgisizlikle karşılaştıklarını ileri sürüyorlar.
Fakat iddiaya göre şimdi durum değişti: piyasalar çöküyor ve iş dünyası liderleri Trump’a taktik değiştirmesi için yalvarıyor
Yetkililerden biri, “Bu öneriler bir süredir masadaydı, fakat şimdi ilerleme kaydetmek için bir fırsat olduğunu umuyoruz,” dedi
Geçtiğimiz kasım ayında seçilmesinden bu yana Trump, bir ticaret savaşından kaçınmak için AB’nin daha fazla Amerikan petrolü ve gazı satın alması konusunda defalarca ısrar etti.
Başkan, AB ile “kalıcı bir ticaret açığı” olarak gördüğü durumu telafi etmek için Amerikan enerjisine 350 milyar dolar daha harcaması gerektiğini de söyledi.
Çarşamba günü geç saatlerde Trump, küresel gümrük vergilerinin çoğuna 90 günlük bir ara verdiğini açıkladı ve Amerika’nın ortaklarının şimdi ticaret engellerini ortadan kaldırmak için müzakere etmelerinde ısrar etti.
AB bunu LNG teklifini öne çıkarmak için bir başka fırsat olarak değerlendiriyor. Yetkililer daha fazla Amerikan yakıtı tüketme arzularını açıkça dile getirerek bunu Rusya ile tüm enerji bağlarını nihayet koparmasının bir yolu olarak görüyorlar.
AB Enerji Komiseri Dan Jørgensen salı günü bir endüstri etkinliğinde yaptığı açıklamada, “Gelecekte ABD’den daha fazla gaz satın alacağız,” dedi ve bu alımların bloğun “yeşil dönüşüm” hedefleriyle uyumlu olması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan bir talep toplama planının ne kadar iyi işleyeceği de belirsiz çünkü en nihayetinde bu alışverişi hükümetler değil şirketler yapacak. AB, Ukrayna savaşının ardından çok yüksek fiyatları düşürmek umuduyla benzer bir sistem başlatmıştı fakat sonuçta çok az şirket katılmıştı.
Yine de, özel tedarikçilerden gelen siparişleri bir havuzda toplamak ve bunları Amerikalı tedarikçilerle eşleştirmek, bloğun daha büyük hacimlerde ABD LNG’si alabilmesinin bir yolu.
LNG fiyatlarına ilişkin endişeler de görüşmeler üzerinde kara bulutları neden oluyor.
AB, ülkelerin yakıt depolama tanklarını her yıl 1 Kasım’a kadar kapasitenin yüzde 90’ına kadar doldurmalarını şart koşuyor ve başkentler, çoğu Amerikan malı olan tedariklerin yaz aylarında aceleyle satın alınmasının maliyetleri artırmasından endişe ediyor.
AB ülkeleri bu esnekliğin LNG için daha az harcama yapmalarını sağlayacağını umarak bu kuralları gevşetmeye çalışıyor.
Perşembe günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin tarifelerin yeniden uygulanmasına aynı şekilde karşılık vereceği uyarısında bulundu fakat şimdilik “Müzakerelere bir şans vermek istiyoruz,” dedi.
Diplomasi
Ukrayna’da kadınların askere alınması gündemde

Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı Pavel Palisa, İsrail modelini örnek alarak kadınlar için zorunlu askerlik hizmeti getirilmesini önerdi. Rusya’dan kaynaklanan ‘uzun vadeli tehdide’ dikkat çeken Palisa, hizmetin sosyal haklar ve devlet görevleriyle ilişkilendirilmesi gerektiğini savundu, ancak bunun kişisel görüşü olduğunu belirtti.
Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı Pavlo Palisa, Bihus.Info‘ya verdiği röportajda, ülkenin İsrail’in deneyimini benimseyerek kadınlar için zorunlu askerlik hizmeti getirmesi gerektiğini söyledi.
Palisa, bu önerisini açıklarken, Rusya’dan geldiğini öne sürdüğü “uzun vadeli tehdide” işaret etti.
Palisa, önümüzdeki 10, hatta 30 yıl boyunca Ukraynalıların, ülkelerini egemen bir devlet olarak “yok etmek” isteyen komşuları nedeniyle “her şeyin tekrarlanabileceği anlayışıyla yaşamak zorunda kalacaklarını” savundu.
Palisa, “Yeterince güçlü olmak ve vatandaşların orduya katılımıyla ilgili sorun yaşamamak için, vatandaşların herkesin hizmet etmesi gerektiği konusunda net bir anlayışa sahip olmaları için belirli bir geçiş dönemi düşünülmelidir,” diye konuştu.
Palisa, bu gerekliliğin anaysada yer aldığını hatırlatarak, kadınları da kapsayacak şekilde genişletilmesi çağrısında bulundu.
Askerlik hizmetinin ayrıca sosyal yardımlar, kamu görevleri ve devlet bütçesinden karşılanan eğitim için zorunlu bir koşul hâline getirilmesi gerektiğini kaydeden yetkili, “Tamam, orada asgari bir sözleşme, diyelim ki bir yıllık. Hem erkekler hem de kadınlar orduda olmalı. Özellikle modern orduda herkes için farklı işler var,” ifadelerini kullandı.
Palisa, bu şekilde tüm nüfusun “Ukrayna ordusunun ne olduğu konusunda daha fazla anlayışa sahip olacağını” dile getirdi.
“Yine, eğer çocuklarımızın mutlu olacağı bir devlet inşa etmek istiyorsak, bu anlayışın nesilden nesile aktarılması gerekir,” diye devam eden Palisa, tüm Ukraynalıların komşularından veya diğer “istikrarsız kişilerden” hiç kimsenin “2022’yi tekrarlama” düşüncesine bile kapılmaması için yeterince güçlü olması gerektiğini belirtti.
Ancak Palisa, bunun kendi kişisel görüşü olduğunu ve Devlet Başkanlığı Ofisi’nin kendisiyle aynı fikirde olup olmadığından emin olmadığını da sözlerine ekledi.
Ukrayna Savunma Bakanlığı Müsteşarı Lyudmila Daragan, eylül ayı sonunda Ukrayna ordusu saflarında 68 bin kadının görev yaptığını, bunlardan 48 bininin asker olduğunu ve yaklaşık 5 bininin doğrudan çatışma bölgelerinde bulunduğunu söylemişti.
Daragan, “Bugün kadınlar her yerde: cephe gerisini tutuyorlar, zor görevlerde çalışıyorlar, Ukrayna ordusu saflarında savaşıyorlar. İnsanları cinsiyetlerine göre değil, yeteneklerine, etkinliklerine ve zekâlarına göre değerlendirmek gerektiğini kanıtlıyorlar,” diye belirtmişti.
Diplomasi
ABD, Ukrayna’daki Gazprom boru hattını istiyor

Reuters‘ın haberine göre, ABD’li yetkililer, Ukrayna’dan ülke topraklarından geçen Gazprom boru hattının kontrolünü ABD Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kurumu’na (DFC) devretmesini talep etti.
Reuters‘ın ABD-Ukrayna maden kaynakları müzakerelerine aşina bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Amerikalı yetkililer Ukrayna’dan, ülke topraklarından geçerek Avrupa’ya doğalgaz taşıyan Rusya’nın enerji devi Gazprom’a ait boru hattının kontrolünü kendilerine devretmesini talep etti.
Ajansa konuşan kaynağa göre, bu beklenmedik talep (“sürpriz madde”), Ukrayna’nın maden kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin ikili anlaşma belgesinin son versiyonunda yer alıyor.
ABD, boru hattının, yurt dışındaki şirketlere ve projelere yatırım yapmaktan sorumlu, ABD hükümetinin kontrolündeki Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kurumu’na (DFC) devredilmesini istiyor.
Kaynak, maden kaynaklarına ilişkin son ABD-Ukrayna müzakerelerinin 11 Nisan’da, Washington’un Kiev’i tatmin etmeyen talepleri nedeniyle “gergin” bir atmosferde geçtiğini belirtti.
Kaynağın “maksimalist” olarak nitelendirdiği son anlaşma taslağı, ABD’ye Ukrayna’nın maden kaynaklarına ayrıcalıklı erişim sağlıyor ve Kiev’in, Ukraynalı kamu ve özel şirketler tarafından doğal kaynakların işletilmesinden elde edilen tüm gelirleri ortak bir yatırım fonuna yatırmasını gerektiriyor.
Bu fonun kârının Ukrayna’daki doğal kaynak çıkarma projelerine yeniden yatırılması planlanıyor.
Fakat belgede Kiev için doğrudan güvenlik garantileri yer almıyor.
Kaynağa göre, Ukrayna hükümeti yaklaşan anlaşma için dış danışman olarak Hogan Lovells hukuk firmasıyla anlaştı.
Öte yandan The New York Times (NYT), ABD’nin anlaşmanın yeni versiyonunda Ukrayna’ya yönelik şartları ağırlaştırdığını belirtiyor.
Özellikle, Kiev “savaş sırasında alınan ABD yardımının en azından eş değerini artı yıllık yüzde 4’ü geri ödeyene kadar” ABD’nin yatırım fonundan elde edilecek tüm kârı talep etmesi öngörülüyor.
Ayrıca Washington, yeni projeler için “ilk teklif hakkını” ve Ukrayna kaynaklarının üçüncü ülkelere satışını veto etme hakkını güvence altına almayı planlıyor.
Habere göre ayrıca, anlaşmanın yürürlüğe girdiği ilk yıl Ukrayna’nın üçüncü taraflara Washington’un sunduğundan daha avantajlı mali veya iktisadi koşullarda herhangi bir yatırım projesi sunması yasaklanacak.
ABD ayrıca fonun DFC tarafından kontrol edilmesi konusunda ısrar ediyor. Kurumun, fonun yönetim kuruluna üç üye atama hakkı olacakken, Ukrayna sadece iki üye atayabilecek.
DFC ayrıca fonun yatırım yaptığı her projeyi de denetleyecek.
ABD Başkanı Donald Trump daha önce maden anlaşmasının yakında sonuçlanacağını belirtmişti.
Mart ayı sonunda ise anlaşmayı reddetmesi durumunda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i “çok büyük sorunlarla” tehdit etmişti.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 3
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan’ın Trump stratejisi işe yarıyor mu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
‘Sonluluklar’ kapitalizmi: Ne savaş, ne barış
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Görüş1 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Dünya Basını2 hafta önce
HTŞ katliamlarından kurtulan Suriyeliler ölüm ve yıkımı anlatıyor
-
Görüş1 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4