Diplomasi
Tunus 60 milyon avroluk AB fonunu iade etti: Göç anlaşması çöktü

Tunus, göçmen anlaşması nedeniyle Brüksel ile tırmanan gerilimin ortasında AB’den aldığı parayı iade etti.
Bir Avrupa Komisyonu sözcüsü POLITICO’ya yaptığı açıklamada Kuzey Afrika ülkesinin Eylül ayında AB yürütme organı tarafından sağlanan 60 milyon avroluk bütçe desteğini iade ettiğini doğruladı.
Bu durum, Avrupa Komisyonu’nun Temmuz ayında Tunus’la imzaladığı ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya göçmen akışını durdurmaya yardım karşılığında nakit para öneren tartışmalı göçmen anlaşmasına büyük bir darbe vurdu.
Tunus, Komisyon’a yönelik memnuniyetsizliğinin bir işareti olarak parayı geri verdi. Kuzey Afrika ülkesi, AB yönetimini göçmen anlaşması kapsamında vaat ettiği daha fazla fonu alıkoymakla suçladı.
Tunus ve Brüksel arasındaki ilişkiler, AB’nin Kuzey Afrika ülkesine vaat edilen 255 milyon avro değerindeki nakdi vermeyi ertelemesi ve fon konusunda artan eleştiriler nedeniyle Temmuz ayından bu yana çökmüş durumda.
Tunus hükümeti, AB tarafından sağlanan 60 milyon avronun, Brüksel ile Tunus arasında önceden var olan bir anlaşmanın parçası olan ülkenin COVID-19 sonrası kurtarma planı kapsamında zaten öngörüldüğünü söyledi. Fakat fonlar daha önce hiç ödenmemişti.
Tunus Dışişleri Bakanı Nebil Ammar Çarşamba günü yerel Echourouk gazetesine verdiği demeçte, “Bugün [bu parayı] 2023 için ve bütçe desteği olarak ödüyorlar,” dedi. Ammar AB’ye ‘savaşları kendilerinin başlatmadığını ve insanlığı onların yaptığı gibi dünya savaşlarına sürüklemediklerini’ söylerken, Tunus hükümetinin 60 milyon avroyu 9 Ekim’de resmi olarak geri verdiğini de sözlerine ekledi.
Diplomasi
Aliyev, Moskova’daki Zafer Günü törenine katılmaktan vazgeçti

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Moskova’da düzenlenecek Zafer Günü törenlerine katılımını son anda iptal etti. Rusya, Aliyev’in iç programları gerekçe gösterdiğini belirtirken, bu kararın iki ülke arasındaki son dönemdeki gergin ilişkilerle alakalı olduğu düşünülüyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Moskova’da düzenlenecek 80. Zafer Günü kutlamalarına katılımını son anda iptal etti.
Aliyev’in, İkinci Dünya Savaşı’nda kazanılan zaferin 80. yıl dönümü münasebetiyle Moskova’da yapılacak törenlerde yer alması bekleniyordu.
Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, Aliyev’in ziyaretini iptal ettiğini duyurdu. TASS ajansının haberine göre Uşakov, Aliyev’in iptal gerekçesini açıklarken, “Heydar Aliyev’e adanmış iç etkinliklere katılması gerektiğini belirttiler,” dedi.
Moskova ziyaretini iptal eden diğer lider ise Laos Devlet Başkanı Thongloun Sisoulith oldu.
Uşakov, Laos liderinin koronavirüse yakalandığını söyledi. Thongloun Sisoulith yerine Laos’u Dışişleri Bakanı Thongsavanh Phomvihane temsil edecek.
Moskova’daki kutlamalara 20’den fazla yabancı devlet liderinin katılması bekleniyor.
Katılacak liderler arasında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Slovakya Başbakanı Robert Fico, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić yer alıyor.
İlham Aliyev, en son on yıl önce, 2015 yılında Moskova’daki Zafer Geçidi’ne katılmıştı.
Bu yılın mart ayında, Azerbaycan ve Rusya devlet başkanlıkları, Aliyev’in Putin’in kutlama etkinliklerine katılım davetini kabul ettiğini doğrulamıştı.
Davetin kabul edilmesi, Moskova ile Bakü arasındaki ikili ilişkilerde gözle görülür bir soğuma yaşandığı döneme denk gelmişti.
Bu soğumanın temel nedeni, Aralık 2024’te Azerbaycan havayolu şirketi AZAL’a ait yolcu uçağının yaşadığı facia oldu.
Grozni semalarında Rus hava savunma sistemi tarafından vurulan uçak, Rusya’daki havalimanlarına acil iniş izni verilmemesi üzerine Kazakistan’a yönelmiş ve Aktau yakınlarında düşmüştü.
Kazada 38 kişi hayatını kaybetmişti. Aliyev, olayın ardından Rus tarafını olayı örtbas etmeye çalışmakla ve “saçma sapan anlatılarla” saldırı gerçeğini gizlemeye çalışmakla suçlamıştı.
Diplomasi
AB, Rusya’yı kimyasal silah kullanmakla suçladı

Avrupa Konseyi, Rusya’yı Ukrayna’da savaş yöntemi olarak CS göz yaşartıcı gazı kullanmakla ilk kez resmen suçlayan yeni bir yaptırım düzenlemesi hazırladı. Suçlama, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) raporlarına dayanıyor. AB, Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı ilgili birimleri yaptırım listesine eklemeyi planlıyor.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Rusya’yı Ukrayna topraklarında savaş yöntemi olarak CS göz yaşartıcı gazı kullanmakla ilk kez resmen suçlayan yeni bir yaptırım düzenlemesi hazırladı.
Radio Svoboda’nın aktardığına göre, bu düzenleme Rusya’ya yönelik resmi bir kimyasal silah kullanım suçlaması içeriyor.
AB’nin bu sonuca varması, Ukrayna’nın talebi üzerine Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) tarafından Kasım 2024 ve Şubat 2025’te yayımlanan raporlara dayanıyor.
Söz konusu raporlar, “Dnipropetrovsk oblastında bulunan Maryivka ve İlyinka yerleşim yerleri civarında CS gazı kullanım vakalarının yaşandığını” iddia ediyor.
Ukrayna Savunma Bakanlığı da “CS kapsüllerinin sadece bombalarda değil, Rusya ordusunun Ukrayna topraklarına yönelik saldırılarda yoğun olarak kullandığı Şahid tipi insansız hava araçlarının içinde de bulunduğunu” öne sürüyor.
Avrupa Konseyi, yaptırım düzenlemesinin gerekçesinde, “Durumun ciddiyeti, Rusya’nın belgelenmiş göz yaşartıcı madde kullanımı hakkında güvenilir bir açıklama yapmaması ve kimyasal silah kullanımına yönelik küresel yasağı güçlendirme amacıyla, Avrupa Birliği, OPCW’yi bu maddelerin savaş yöntemi olarak kullanıldığı belgelenmiş vakaların atfedilmesini hızla gerçekleştirmeye çağırıyor,” ifadelerini kullandı.
Yaptırım taslağına göre, kısıtlamalara tabi tutulacak kişi ve kuruluşların güncellenmiş listesine, Rusya Savunma Bakanlığı’nın kimyasal silahlarla doğrudan ilişkili birimleri dahil edilecek.
Bu birimler arasında Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Koruma Birlikleri ile zehirli maddelerin geliştirilmesinde ve olası kullanımında yer alan 27. ve 33. araştırma merkezleri bulunuyor.
CS göz yaşartıcı gaz, aynı zamanda “Leylak” kod adıyla da biliniyor. Bu gaz, gözlerde, ciltte ve solunum yollarında akut tahrişe neden olarak geçici yön kaybına ve boğulma hissine yol açıyor.
Gaz, resmen toplumsal olayları bastırmak için kullanılan ölümcül olmayan bir araç olarak kabul edilse ve birçok ülkede kolluk kuvvetlerinin envanterinde bulunsa da, savaş koşullarında kullanılması Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi hükümlerini doğrudan ihlal ediyor.
Diplomasi
Ukrayna’nın devlet borcu GSYİH’nin yüzde 100’üne yaklaştı

Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko, ülkenin devlet borcunun GSYİH’nin yüzde 100’üne yaklaştığını ve bazı borçların ortaklara 30 yıl boyunca geri ödenmeyeceğini açıkladı. Marçenko, Ukrayna’nın Batılı ortakların mali desteği olmadan ayakta kalamayacağını vurguladı.
Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko, ülkenin devlet borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)’nın yüzde 100’üne yaklaştığını ve bazı borçların ortaklara 30 yıl boyunca geri ödenmeyeceğini belirtti.
Ülke parlamentosunun televizyon kanalında açıklamalarda bulunan Marçenko, Rusya’nın askeri müdahalesi başlamadan önce Ukrayna’nın borç/GSYİH oranının yüzde 55 olduğunu açıkladı.
Bakan, biriken devlet borcu miktarının önemli olduğunu ancak ortaklardan alınan borçların çoğunun imtiyazlı koşullarda sağlandığını da ekledi.
Bu nedenle Marçenko, fonların önümüzdeki on yıllarda geri ödenmesi gerekmeyeceğini kaydetti.
Maliye Bakanı, “Mesele şu ki, önümüzdeki, tabiri caizse, 30 yıl içinde bu borçları geri ödemeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Bakan, “Elbette, borç servisi söz konusu, ancak borç servisi oranı ya imtiyazlı ya da ortaklar borç yükümlülüklerinin faizlerini kendi bütçelerinden ödeme kararı alıyorlar,” diye ekledi.
Marçenko, şu anda borcun Kiev için büyük bir yük olarak görülmediğini de sözlerine ekledi.
Bununla birlikte Bakan, Ukrayna’daki çatışmaların yakın gelecekte sona erip ermeyeceğinden bağımsız olarak, batılı ortakların mali desteği olmadan Ukrayna’nın tek başına başa çıkamayacağını kabul etti.
Marçenko, “Ortakların, Ukrayna’daki olayların herhangi bir gelişim senaryosunda ek finansman kaynaklarına ihtiyacımız olduğunu anlamaları için çalışıyoruz,” dedi.
Bakan, “Ve herhangi bir senaryoda, durum şu anki savaş hâlinde olsa da barışçıl bir varoluş olsa da, durumu kendi başımıza sürdüremeyiz,” diyerek sözlerini tamamladı.
Ukrayna Maliye Bakanlığı verilerine göre, ülkenin en büyük dış kreditörü Avrupa Birliği. Ocak ayında Ukrayna’nın AB’ye 44 milyar dolar borcu bulunuyordu (yıllık yüzde 34 artış).
Kiev’in ikinci en büyük kreditörü ise Dünya Bankası. Ocak ayı itibarıyla Dünya Bankası’na olan borç 22,6 milyar dolardı (2024’te yüzde 65 artış).
O dönemde Ukrayna’nın toplam devlet borcu 6,9 trilyon grivna (yaklaşık 167 milyar dolar) veya ülkenin GSYİH’sinin yüzde 92’siydi.
Buna göre, devlet borcundaki AB payı yüzde 27, Dünya Bankası payı yüzde 14. Yüzde 11’i ise Uluslararası Para Fonu (IMF)’na ait. Toplamda bu, devlet borcunun yüzde 52’sini oluşturuyor. Ukrayna’nın 2024 yılı GSYİH’si 189 milyar dolar olarak tahmin ediliyordu.
Strana gazetesinin haberine göre, IMF’nin tahminine göre devlet borcu 2025 yılı sonuna kadar Ukrayna’nın GSYİH’sini aşacak.
Bu yıl yüzde 106,6’ya, gelecek yıl yüzde 107,6’ya ulaşacak ve 2027’de yüzde 102,6’ya biraz düşecek.
Fonun verilerine göre, GSYİH hacmine kıyasla daha yüksek devlet borcu dünyada istisnai bir durum değil.
Örneğin, 2023 yılında ABD’de (yüzde 112), Japonya’da (yüzde 205), Yunanistan’da (yüzde 184) ve Sudan’da (yüzde 252—en yüksek oran) devlet borcu GSYİH’nin yüzde 100’ünü aştı.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Görüş2 hafta önce
Pahalgam terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan yine kavgalı…
-
Görüş2 hafta önce
Dönüşümün gereklilikleri ve ulusal ortaklığın ihtiyaçları arasında Hamas
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
ABD’li ekonomist: Çin’in “e-ticaret + altyapı” sinerjisi bölgesel ekonomik dönüşümü hızlandırıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Görüş6 gün önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jeffrey Sachs: ABD’nin Asya’daki askeri üslerini kapatın
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Acquah Amaning ile Çin-Afrika dijital işbirliğinin ilerlemesi ve potansiyeli üzerine röportaj