Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Üçlü zirve fiili bir Asya NATO’su hazırlığı

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın bu hafta Camp David’de Japonya ve Güney Kore liderlerini ağırlayarak teknoloji ve savunma alanındaki bağları derinleştirmesi ve üçlü bir ittifakı zorlaması nedeniyle Pekin “yüksek alarm” halinde. Çinli uzmanlar bunu “Çin’in yanı başında fiili bir Asya NATO’su” olarak nitelendiriyor.

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ve Japonya Başbakanı Fumio Kishida cuma günü Maryland kırsalındaki ABD başkanlık inzivasında Biden’a katılarak türünün ilk üçlü zirvesini gerçekleştirecekler.

Reuters’a konuşan üst düzey ABD’li yetkililer, iki liderin balistik füze savunma sistemleri ve teknoloji geliştirme konularında genişletilmiş işbirliği planlarını açıklamalarının beklendiğini söyledi.

Reuters’in yetkililerden aktardığına göre, tarafların yeni bir üçlü kriz hattı kurulması ve gelecekte her yıl bir araya gelinmesi konusunda da mutabık kalmaları muhtemel.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin Çin’in “ilgili ülkelerin çeşitli küçük çemberleri bir araya getirmesine” karşı olduğunu söyledi.

Wang, “[Çin] aynı zamanda çatışmayı artıran ve diğer ülkelerin stratejik güvenliğini tehlikeye atan uygulamalara da karşı çıkıyor” dedi ve ekledi: “İlgili ülkeler zamanın trendini takip etmeli ve bölgesel barış, istikrar ve refah için daha fazlasını yapmalıdır.”

Çin’in kuzeydoğusundaki Liaoning Üniversitesi Amerikan ve Doğu Asya Çalışmaları Enstitüsü dekanı Lu Chao, cuma günkü toplantının Pekin’in sinirlerini bozacak üçlü bir askeri ittifaka yol açabileceğini söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Lu, “[Muhtemel] devlet başkanları arasındaki düzenli toplantı mekanizması ve askeri açıdan sabit işbirliği mekanizması, üçlü bir askeri ittifakın fiilen oluşması anlamına geliyor” dedi.

Uzmanlar, Kuzey Kore’nin gündemin ilk sırasında yer alması beklenirken, Pekin’in zirve sonunda yayınlanması beklenen ortak bildiride Tayvan’a özel atıflar yapılıp yapılmayacağını izleyeceğini söyledi.

Lu, “Çin, özellikle Tayvan meselesinin gündeme gelmesine karşın zirve için yüksek alarm durumunda,” dedi ve ekledi: “Eğer Tayvan meselesi zirvede alenen gündeme getirilirse, bu Çin’e karşı güçlü bir provokasyon olarak görülecek ve Asya-Pasifik’te istikrar için tehlikeli bir hamle olacaktır.”

Adının açıklanmasını istemeyen bir ABD’li yetkilinin Reuters’a verdiği bilgiye göre, bildiride Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın korunmasına ilişkin genel gözlemler de yer alacak ancak kesin ifadelerin son dakikaya kadar müzakere edilmesi bekleniyor.

‘O kadar ileri gidemezler, hedefleri farklı’

Cuma günkü zirve, Biden yönetiminin Çin’e karşı Asya’daki askeri ittifaklarını güçlendirme ve bu bağlamda müttefikleri Japonya ve Güney Kore’yi bir araya getirme kampanyasının ardından geldi.

ABD 1951 yılında Japonya ile Karşılıklı İşbirliği ve Güvenlik Anlaşması imzaladı. Kore savaşındaki ateşkesin ardından da 1953 yılında Güney Kore ile Karşılıklı Savunma Anlaşması imzaladı.

Tokyo ve Seul’ün, özellikle Japonya’nın savaş zamanındaki aşırılıkları ve toprak sorunları nedeniyle sorunlu bir geçmişi var ancak Çin’in bölgedeki etkisinin artması, Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetleri ve ABD’nin Asya-Pasifik stratejisi ki komşuyu birbirine ve Washington’a yaklaştırdı.

Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nde bölgesel ilişkiler uzmanı olan Liu Jiangyong ise, NATO benzeri üçlü bir ittifaka şüpheyle yaklaştığını dile getirdi.

Liu, “Üç ülke NATO ülkelerinin birbirleriyle olan güvenlik taahhütlerine sahip değil ve Japonya ve Güney Kore müttefik değil güvenlik ortağı” dedi.

Çinli uzman ayrıca, üç ülkenin stratejik hedeflerinin de farklı olduğunu söyledi: “ABD [hedeflerini] küresel bir perspektiften değerlendirebilirken, Japonya büyük ölçüde Çin’i hedefliyor… Güney Kore ise Kuzey Kore’ye karşı daha büyük bir askeri caydırıcılık oluşturmak için ABD ve Japonya ile güvenlik işbirliğini güçlendirmeye çalışıyor.”

Liu, bununla birlikte, “Çin’e karşı ortak askeri tatbikatların ve üçlü istişarelerin” devam etmesini beklediğini ifade etti.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English