Bizi Takip Edin

Avrupa

Almanya, dondurulmuş Rus varlıklarını Ukrayna’ya verme planına itiraz etti

Yayınlanma

Berlin, Brüksel’in Kiev’in yeniden inşası için dondurulmuş Rus merkez bankası varlıklarına el koyma planlarına itiraz ederek, ‘aceleci bir hareketin hukuki ve mali risklere yol açabileceği’ uyarısında bulundu.

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre Avrupa Komisyonu, ellerinde Rus varlıkları bulunduran finans kuruluşlarının elde ettikleri kârın bir kısmını Ukrayna’nın yeniden inşasında kullanmalarını zorunlu kılarak milyarlarca avro toplayabilecek bir plan üzerinde çalışıyor.

Fakat Avrupa Merkez Bankası (AMB) tarafından dile getirilen endişelerin ardından Berlin ve diğer başkentler, konu üzerinde daha fazla düşünülmesi çağrısında bulundu.

Üst düzey Alman hükümet yetkilileri, yasal risklerin çok yüksek olması nedeniyle planın yeterince destek bulacağından şüphe duyduklarını söyledi. Bir dışişleri bakanlığı yetkilisi Moskova’nın ‘Ukrayna’da neden olduğu zararın bedelini ödemek zorunda kalacağını’ söyledi ve Almanya’nın yaptırım uygulanan Rus şahıs ve şirketlerin mal varlıklarını tespit etmek ve dondurmak için ‘yasal olarak yapabileceği her şeyi’ yaptığında ısrar etti.

‘Pandoranın kutusunu açar’

Fakat yetkili, Ukrayna’nın yeniden inşası için Rus fonlarının kullanılması fikrinin ‘karmaşık mali ve hukuki sorular’ doğurduğuna dikkat çekti.

Bir başka Alman yetkili ise, “Bu, pandoranın kutusunu açar,” diyerek, AB’nin Rus Merkez Bankası’ndan para alması ya da fonları yatırıma dönüştürerek gelir elde etmesi durumunda, Polonya’nın 2. Dünya Savaşı sırasında gördüğü zarar için Berlin’den tazminat talep etmesi gibi başkalarının da takip edebileceği bir emsal oluşturacağını savundu.

Bir yetkili, Almanya Adalet Bakanı Marco Buschmann’ın AB’nin Rus merkez bankası varlıklarının toplanmasına yönelik önerilerini incelediğini ve bunların yasal olarak uygulanamaz olduğu sonucuna vardığını söyledi.

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi kişiler, Çarşamba günü komisyonla yapılan bir toplantıda, bazı diplomatların resmi bir teklif yapılmadan önce önemli soruların yanıtlanması gerektiğini söyleyerek ihtiyatlı olunması çağrısında bulunduğunu söyledi.

Plan, Rus varlıklarını işleterek gelir yaratma

Ukrayna savaşının ardından AB ve müttefiklerinin Rus merkez bankasının yüz milyarlarca avroluk varlığını dondurmasından bu yana yetkililer bu paranın bir kısmını Ukrayna’yı yeniden inşa etmek için kullanmanın yollarını tartışıyor.

AB yetkilileri varlıklara doğrudan el koyma fikrinden vazgeçtiler ve bunun yerine gelirlerin bir kısmını Kiev için toplamanın yollarını arıyorlar. Seçeneklerden biri, menkul kıymet saklama kuruluşlarının, dondurulan Rus varlıklarının gelirlerini yeniden yatırıma dönüştürdüklerinde elde edilen kârdan katkı yapmalarının istenmesi.

Ukraynalı üst düzey bir yetkili, Kiev’in AB’nin Rus merkez bankası varlıklarından yılda 3 milyar avro elde edebileceğine inandığını belirtti. Yetkili, Ukrayna’nın ayrıca komisyonun el konulan Rus varlıklarını teminat olarak kullanabileceği ve karşılığında Kiev’e tahsis edilecek bir getiri için yatırım yapmak üzere borç alabileceği alternatif bir plan üzerinde çalıştığını söyledi.

Tartışmalara katılan bir AB diplomatı, “Buradaki zorluk, neyin yasal olarak sağlam ve savunulabilir olduğunu bulmaya çalışmaktır. Bu, başlangıçta herkesin düşündüğünden daha karmaşık bir durum,” dedi.

Toplantının planlamasında yer alan yetkililer, dışişleri bakanlarının Pazartesi günü Lüksemburg’da yapılacak bir toplantıda konuyu ele almalarının beklendiğini söyledi.

Komisyon Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, yetkililerin Rusya’nın neden olduğu zarardan sorumlu tutulması gerektiği ilkesini, ‘AMB’nin üzerinde düşündüğü merkez bankası varlıklarının dokunulmazlığını korumaya yönelik yasal çerçeveye’ saygı göstererek dengelemeleri gerektiğinin altını çizdi.

Kanada’dan tam destek

Dört AB üye devlet yetkilisi, el konulan Rus varlıklarından elde edilen gelirin kullanılması konusunda AB ülkeleri arasında prensipte büyük bir çoğunluk olduğunu belirtirken, AMB’nin endişelerinin bazı başkentleri bunun nasıl yapılacağı konusunda tereddüde düşürdüğünü de kabul etti.

İkinci bir AB diplomatı, “Üye ülkeler arasında, dondurulan varlıklardan elde edilen yeni paranın kullanılması gerektiği konusunda çok net ve geniş bir fikir birliği var. Ama aynı zamanda bunun, bir yerlerde alınan siyasi bir karara dayanarak yapabileceğimiz bir şey olmadığı konusunda da çok net bir fikir birliği var,” ifadelerini kullandı.

Yetkililer, Rus merkez bankası varlıklarının Ukrayna’yı desteklemek üzere yönlendirilmesi önerisinin bu ayın başlarında Japonya’da yapılan G7 ülkeleri toplantısında ele alınmasından bu yana Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland tarafından güçlü bir şekilde desteklendiğini söyledi.

Kanada kısa bir süre önce Rusya’ya yönelik yaptırımlara tabi varlıklara el koyma ve bu varlıklara el konulmasını takip etme yetkisi veren bir yasa çıkardı. Yasa kapsamında, yaptırım uygulanan Rus oligark Roman Abramovich’in sahibi olduğu Granite Capital Holdings’ten 26 milyon dolardan fazla para ve bir Antonov 124 uçağı bu şekilde aldı.

Avrupa

İngiltere, Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez uçaklara nükleer silah yerleştirecek

Yayınlanma

İngiltere, ABD’den taktik termonükleer bomba taşıma kapasitesine sahip F-35A savaş uçakları alarak Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez hava tabanlı nükleer güce sahip olmaya hazırlanıyor. Başbakan Keir Starmer, söz konusu adımı ‘son neslin en büyük nükleer kapasite güçlendirmesi’ olarak nitelendirdi.

İngiltere hükümeti, ABD’den taktik termonükleer bomba taşıyabilen 12 adet F-35A savaş uçağı satın alacağını duyurdu. Bu adımın, krallığın “son nesildeki en büyük nükleer potansiyel güçlendirmesi” olduğu belirtildi.

The Guardian‘ın haberine göre, bu alımla birlikte İngiltere, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana ilk kez havadan nükleer silah fırlatma kapasitesine sahip olacak.

Başbakan Keir Starmer konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Radikal bir belirsizlik çağında, dünyayı artık kanıksayamayız, bu yüzden hükümetim ulusal güvenliğimize yatırım yapıyor,” ifadelerini kullandı. Londra’nın toplamda bu türden 138 savaş uçağı satın almayı planladığı bildirildi.

Soğuk Savaş sonrası bir ilk

Şimdiye kadar İngiltere’nin nükleer savaş başlıkları yalnızca dört adet Vanguard sınıfı nükleer denizaltıda bulunuyordu. Norfolk’taki Marham üssüne konuşlandırılması planlanan yeni F-35A uçakları ise hem konvansiyonel mühimmatları hem de Amerikan yapımı B61-12 bombalarını fırlatabilecek.

Söz konusu bombaların gücü 0,3 ila 50 kiloton arasında ayarlanabiliyor.

The Telegraph‘a konuşan İngiliz askeri çevrelerinden bir kaynak, savaş uçaklarının uzun menzilli ve hayalet (stealth) teknolojiye sahip olduğunu belirterek, “Eğer bunları yüksek hassasiyetle nükleer bomba atmak için kullanacaksanız, bu son derece önemlidir,” dedi.

Nükleer başlıklar ABD kontrolünde olacak

Satın alınan Amerikan savaş uçaklarının, NATO’nun hem nükleer hem de konvansiyonel silah taşıyabilen çift amaçlı uçak programına dahil edileceği belirtildi.

Fakat en kritik detaylardan biri, uçaklardaki nükleer savaş başlıklarının kontrolünün ABD’de olacağı gerçeği oldu.

Geçtiğimiz yıl Washington ve Londra, Rusya’dan kaynaklanan tehdidin arttığı gerekçesiyle Amerikan nükleer silahlarının yeniden İngiltere topraklarına getirilmesi konusunda anlaşmıştı.

The Telegraph‘ın haberine göre, savaş başlıklarının 2008’den bu yana ilk kez Suffolk idari bölgesindeki Lakenheath üssüne yerleştirilmesi bekleniyordu.

Gazete, bu başlıkların gücünün 1945’te Hiroşima’ya atılan bombadan üç kat daha fazla olacağını yazmıştı.

Rusya’dan misilleme uyarısı

Daha önce ABD, Lakenheath üssüne en yeni F-35 savaş uçaklarından oluşan iki filo konuşlandırma planını açıklamıştı.

The Telegraph‘ın kaynakları, söz konusu planın taktik nükleer silah taşıyabilen 54 bombardıman uçağını kapsadığını iddia etmişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Amerikan nükleer silahlarının İngiltere’ye geri getirilmesini bir “gerilim tırmanışı” olarak değerlendireceklerini ve “telafi edici karşı tedbirlerle” yanıt vereceklerini açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Paşinyan, ‘sünnetli’ suçlamasına karşı kilise liderine cinsel organını göstermeyi önerdi

Yayınlanma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, kendisini sünnetli olmakla suçlayan bir rahibin ardından Ermeni Kilisesi Başpiskoposu II. Karekin’e cinsel organını göstermeyi teklif etti. Hükümet ile kilise arasında haftalardır süren gerilim, iktidar yanlısı bir medya organının muhalefetin ‘darbe planını’ yayımladığını iddia etmesiyle daha da tırmandı.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, bir rahibin kendisini sünnetli olmakla suçlamasının ardından Ermeni Kilisesi Başpiskoposu II. Karekin’e cinsel organını göstererek aksini kanıtlamaya hazır olduğunu söyledi.

Bu olay, son haftalarda Ermenistan hükümeti ile kilise arasında giderek tırmanan suçlama ve gerilimlerin son halkası oldu.

Rahipten ‘Yahuda’ benzetmesi

Pazartesi günü Facebook paylaşımında bulunan Peder Zareh Aşuryan, Başbakan Paşinyan’ı sünnetli olmakla suçlayarak onu Yahuda’ya benzetti ve Hristiyan olmadığını ima etti.

Aşuryan paylaşımında, “Apostolik Kutsal Kilisemizin, ulusa ihanet eden, atalarının anısına saygısızlık eden, vaftiz yeminini bozan ve Kutsal Haç’ın mührünü sünnet işaretiyle değiştiren sahte ‘inananlardan’ derhal kendini temizlemesi gerektiğine inanıyorum,” ifadelerini kullandı.

Rahip ayrıca, Paşinyan’ın manevi babasının Yahuda olmadığını iddia etmesi durumunda ismini açıklamasını istedi.

Aşuryan, Paşinyan’ın “manevi atası” Yahuda İskaryot’u geçmek istediğini belirterek, doğum yerine atıfta bulunarak onu “İcevanlı Yahuda” olarak nitelendirdi.

Paşinyan: Din adamlarının darbe planını engelledik

Paşinyan’dan bekâret yemini karşı suçlaması

Salı günü sosyal medya üzerinden bir paylaşım yapan Paşinyan, II. Karekin’e doğum adıyla hitap ederek, sünnetli olduğu iddiasıyla ilgili olarak “Ktrij Nersisyan’ı ve sözcüsü Peder Aşuryan’ı kabul etmeye ve aksini kanıtlamaya hazırım,” dedi.

Paşinyan ayrıca II. Karekin’e yönelik sorusunu yineledi: “Ve nihayet bekâret yeminini bozup bozmadığı sorusuna cevap versin. Çocuğu var mı, yok mu?”

Hükümet ile kilise arasındaki gerilim, Paşinyan’ın mayıs ayı sonlarında kiliselerin “depo” haline geldiğini ve din adamlarının bekâret yeminlerini bozduğunu iddia etmesiyle zirveye ulaşmıştı.

Paşinyan, II. Karekin’i de bir çocuğu olmakla suçlamıştı. Başbakan, bu konuyu Ermeni Apostolik Kilisesi’nin bir takipçisi olarak “manevi güvenliğe yönelik bir tehdit”, başbakan olarak ise “ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit” gördüğü için gündeme getirdiğini öne sürdü.

Paşinyan’ın suçlamalarının ardından hükümet yanlısı medya, II. Karekin’in kızı olduğu iddia edilen bir kişinin fotoğrafını ve adını dolaşıma sokmuştu.

‘Darbe planı’ iddiası

Salı günü, iktidardaki Sivil Sözleşme Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Civic.am adlı haber sitesi, “muhalefetin darbe planı” olduğunu iddia ettiği yedi sayfalık bir belge yayımladı.

Yayımlanan içeriğe göre, kilise, yakın zamanda gözaltına alınan Rus-Ermeni iş insanı Samvel Karapetyan, iş insanı Gagik Tsarukyan, eski cumhurbaşkanları Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan ile Dağlık Karabağ Ermenilerinin de aralarında bulunduğu kişi ve gruplar, darbede kullanılacak “insan kaynakları” olarak listelendi.

Karapetyan, hükümet ile kilise arasındaki gerilimin ortasında kiliseyi destekleyen açıklamalarının ardından Ermenistan’da iktidarın gasp edilmesi çağrısı yaptığı suçlamasıyla haziran ayı başlarında tutuklanmıştı.

Karapetyan’ın salı günü Armavir cezaevinden Ulusal Güvenlik Servisi tecrit koğuşuna nakledildiği bildirildi.

Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?

Okumaya Devam Et

Avrupa

Slovakya, yeni Rusya yaptırımlarına katılmak için 20 milyar avro istedi

Yayınlanma

Slovakya Dışişleri Bakanı Juraj Blanár, AB’nin Rusya’ya yönelik 18. yaptırım paketini onaylamak için ülkesinin 20 milyar avro tazminat ve enerji güvenliği garantileri talep ettiğini açıkladı. Bratislava, Rus gaz ve petrol ithalatını durduracak paketin onaylanması hâlinde Gazprom ile olan uzun vadeli sözleşme nedeniyle milyarlarca avroluk tahkim riskiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor.

Slovakya Dışişleri Bakanı Juraj Blanár, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya karşı hazırladığı 18. yaptırım paketinin onaylanması için ülkesinin 20 milyar avro tazminat ve enerji güvenliği garantileri talep ettiğini duyurdu.

Bakan Blanár, yaptığı açıklamada, Rus gaz ve petrol alımını durdurmayı hedefleyen paketin Slovakya ekonomisi için “20 milyar avroya varan tahkim riskleri” taşıdığını vurguladı.

Euractiv Slovakia‘nın aktardığına göre Blanár, “Bu nedenle bu olumsuz sonuçları hafifletmek için garantiler talep ediyoruz,” ifadelerini kullandı. Slovakya hükümeti, Rusya’ya karşı yeni yaptırım paketine katılması durumunda ulusal ekonomi üzerindeki olası riskleri değerlendiriyor.

Gazprom’dan 16 milyar avroluk ceza riski

Geçen hafta, Slovakya’nın devlet gaz şirketi SPP, ülkenin Rus gazı tedarikine yönelik uzun vadeli sözleşmeyi feshetmesi durumunda Rus enerji devi Gazprom’un 16 milyar avro tutarında bir ceza talep edebileceği uyarısında bulunmuştu.

Başbakan Robert Fico da daha önce yaptığı bir açıklamada, 18. yaptırım paketinin kabul edilmesi hâlinde Slovakya’daki haneler için gaz fiyatlarının yüzde 30 ila yüzde 50 oranında artacağını belirtmişti.

Slovakya ve Macaristan’dan ortak tavır

Blanár’ın açıklamalarından birkaç saat önce Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, Macaristan ve Slovakya’nın Rusya’ya karşı yeni yaptırım paketini desteklemeyeceğini açıklamıştı.

Szijjártó, “Bunu yaptık çünkü bu durumda Macaristan ve Slovakya da dahil olmak üzere AB ülkelerinin Rus doğalgazı ve ucuz Rus ham petrolü alması yasaklanacaktı,” dedi.

Bu gelişmeler üzerine Bakan Blanár, Başbakan Fico’nun Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Rus enerji ithalatını durdurma yol haritası olan RePowerEU girişiminin müzakerelerine başkanlık edecek olan Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile görüşme niyetinde olduğunu bildirdi.

18. yaptırım paketinin detayları

Avrupa Komisyonu’nun haziran başında müzakerelerini başlattığı yeni yaptırım paketi, AB ülkelerinin Rus petrolünden üretilen petrol ürünlerini satın almasını yasaklamayı içeriyor.

Paket ayrıca, “Kuzey Akım” boru hatlarının yeniden faaliyete geçirilmemesini ve Rus petrolü için varil başına uygulanan 60 dolarlık tavan fiyatın 45 dolara düşürülmesini öngörüyor.

Bunun yanı sıra, paket kapsamında Rusya ile ticaret yapan iki Çin bankası da dahil olmak üzere 30’dan fazla kişi ve kuruluşa kısıtlama getirilmesi, 22 Rus bankasının SWIFT sisteminden çıkarılması ve Rusya’nın “gölge filosuna” ait 77 tankerin “kara listeye” alınması planlanıyor.

Slovak polisi, Ukrayna’ya yardım eden eski savunma bakanının peşine düştü

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English